Makale

Ey Halkim sana bir soru

(Kek Kemal’in ülkeye dönüsüyle ilgili)

Günlerden bir gün, yaz sicagi. Evdeyim. Canim çekti, müzik dinliyorum; Kürtçe, Türkçe karistiriyorum. Agirlikta dinlemek istedigim, ülkemi bana yakinlastiran türküler…

Yani hasreti anlatan, duygulandiranlardan…

Misafirim de var, ‘Kemal Abi’. Hepimizin saygi duydugu, büyügümüz, ‘abi’ diye hitap ettigimiz Kemal Burkay.

Uyudugu odada birseyler yaziyor. Her zaman oldugu gibi, yine çalisiyor. Saat ögleden sonra dört siralari. Uzun yillardir evde bulunan bir kirkbeslik plaki, Ruhi Su’nun ‘Alli Turnam’ türküsünun yer aldigi plagi koyuyorum ve plak dönüyor: ‘Alli turnam bizim ele varirsan…’

Ses, yorum derler ya, damar damar. Daliyorsun, ülkeni, daglari, dereleri, köyleri, kasabalari, büyük sehirleri, orada yasayanlari… Turna bakisiyla yasiyorsun ve anilar, anilar..

‘Durancigim, simdi sirasi miydi?’ dedi bana. Çok duygulandigini anladim.

‘Ruhi Su’yu tanirim. Vanlidir. Ermeni asilli oldugu söylenirdi’ diye sözlerine devam etti.

Aksam yemegi hazir. Ayni parçayi ikinci defa çalmak istiyorum. ‘Çalma, kalsin’ dedigi sözcükler hala aklimda.

Ruhi Su ile memleket hasretine büyülenmistik. Tekrarlamak büyüyü bozabilirdi…

Iste yukarida yazdiklarim yillar önce yasanmis bir ani.

Kemal Abi dönecek. Otuzbir yilin hasretini sonlandiracak.

Günü belli. Otuz Temmuz 2011.

O, dostlarini, dostlari da onu görecekler. Birlikte özlem giderecegi otuz yil öncesinden kaç yakin arkadasi, dostu kalmistir acaba? Her ziyarette görecegi, ya da göremeyecegi dostlari için duygulanacagi kesin. Hem de çok.. Kimini ecel, kimisini de ‘Roma Res’in canlarina kiydiklari….

Kavga arkadaslariyla torbamiz tohum dolu, kosar adimlarla gidiyoruz kavgaya derken, daha yolun yarisini az geçmis yas.

Ya simdi? Genç yillardaki enerjiyi, yetmisli yillarda araki bulasin. Sevdasi, kesin o topraklarla, insanlarla bitmez…

Iste o topraklar ve insanlar fazla beklentideymis gibi geliyor bana. Yükünü çok agirlastiriyorlarmis gibi geliyor bana.

Haksizlik bu, hem de büyük haksizlik.. Bu topraklarda baris olsun, özgürlük olsun diye.. Bu bilge insan, yetmis üç yasina kadar az mi çabaladi. Kürdü de Türkü de sagirlari oynadi. Duymak istemediler. Zebanilerin yaptiklari ise malum…

Simde gel ‘iklim degisti, daha fazla degistir’ diyorlar.

Evet siirindeki inanci ve kavgasidir bu özlem. Zaten hep bu özlem için yasamadi mi ki?!

Gelin o zaman inancina ve kavgasina sahip çikin. Yetmis üç yasindaki Kemal Abi. Bizleri özlenen barisa ve özgürlüge, en az bir adim daha yaklastirir deyin. Birlikte bir köye, kasabaya, sehre gelen filmi beyaz perdede son yazana kadar izleriz deyin.

Kemal Abiye sans vermeye hazir misiniz?

Yoksa, daha fazla anilarini, kah Munzur kiyilarinda, kah Ankara’da bir gökdelende, yazmasini mi isteyeceksiniz?

Iste soru bu!

Duran Kara

Back to top button