Makale

Ey Hewal Robson ve 2013 Paronamasi

Koca bir yili daha geride birakirkan 2014´de bes kalmis. Iki gün önce N. Mandela’yi yitirdik. Biraz daha disini siksa, belki 2014 yilinda gözlerini ebediyen yumarak ve sonsuz istirahata seyehat edecekti. Sonuçta pek de bir sey farketmiyor Mandela gibileri için. Yasamin uzun ya da kisa olmasi, okada rda önemli olmuyor çogu zaman. Fark eden tek sey, kisinin durusu, kararligi ve yasama kattigi renklerdir. Mandela’yi Mandela yapan özelliklerden en önemlisi, düsmanlarinin da saygisini kazanmak olmustur. Kararli ve dik durusuyla irkçilar bile Mandela’nin önünde diz çökmüslerdir. Kazanan Mandela’nin sahsinda tüm Insanlik olmustur. Evet Mandela durusu ve kararligi ile çagimiza damgasini vuran en belirgin kisiliklerden biridir. Darisi Kürtlerin, en basta da birilerinin basina. Atatürk ödülünü almayi bile red edecek kadar, bize yakin ve bizden biri. Önce 1990´da zindandan çikip özgürlügüne kavusurken, simdi ise bizlerden ebediyen ayrilirken iki damla göz yasi döktüm ve bu da benim Mandela’ya olan hediyem olsun. 1990 yilinda, tam 27 yedi yil sonra Mandela özürlügüne kavusurken, ben kendi duygularimi kaleme almis ve onun engin, kararli ve bir okadar da direngen mücadelesinden Dengê KOMKAR’da bahsetmistim. Oxurbe Heval Robson, Em Kurd´ ji te pir hezdikin.

Evet zaman dedigin neki? Önemli olan yasamin içini doldurabilmek ve zamana karsi yarismaktir. Yasamin içini doldurabilen kisiler için zaman, korkunç bir gölgedir, kisiyi adim adim takip eder ve sonuçta kara bir bela gibi musallat olur. Zamana karsi direnen, zamansizliktan yakinan üç, bes insanla karsilastim. Her biri benim için birer deger ve özgecandilar. Bunlardan biri Merhum Cegerxwîn, digerleri ise M. Emin Borzarslan, K. Burkay ve M. Bayrak’tilar. Bu kisilerin zamanlarini bu kadar idareli ve tutumlu kullanmalari beni çok etkilemisti. Sabahin besi bile onlar için günün yarisiydi. Çogu zaman bu kisileri sabah erkenden çalisirken görmek, hergün yeni seyler üretebilmelerine taniklik edebilmek, benim onlara olan saygimi her geçen gün daha da pekistiriyordu. 1980´lerin basinda merhum Cegerxwîn Berlin’e her gelisinde bize misafir olurdu. Cegerxwîn zamanin daraldiginin farkindan olan biri olarak, bir an önce elinde olan divanlari düzenleyerek, yayinlamak istiyordu. KOMKAR ve ROJA NÛ’nun katkilariyla dört sene içerisinde Cegerxwîn’in 8 Divani okuyuculariyla bulusabilecekti. Cegerxwîn yayinlanmamis bir çok eseri de geride birakarak aramizdan zamansiz bir sekilde ayrildi. Ayrilirken „Ey heval Robson, deng bejim Cihani em ji sipine, mayen bin destan’ dizeleriyle, enternasyonallistligimizden nameler birakarak gitti. Sayin M.Emin Borzarslan da yine ayni sekilde zamana karsi savasanlardandir. Hele bir de Kürtseniz o zaman birileri için zaman, daha da bir anlamlidir. Onlarca çikan yapitlarina ragmen, bir okadar da sirada bekleyen yapit. Sadece kisitli olan bazen zamanda degildir, ayni zamanda olanaklar ve maddi imkanlarda öyledir. Bu isleri idare edecek organ ya da kurumlariniz olsa, isinizin yarisi hahiflemis olur. Güney Kürdistan bölgesel yönetimi petrol vanalarindan çikan bir damlayi bu türden hayirli islere ayirsa, üreten dehalar baska isleriyle ugrasmazlardi.

2013 Panoramasi:

Gelelim 2013’te meydana gelen kimi olay ve gelismelere. Sahi Sakine Cansiz ve arkadaslarinin olayinin bas faili olan katil, nasil oldu da soguk kanli bir sekilde bu cinayeti isledi. Aslinda Günay Aslan dogru bir adres veriyordu; ”Kim bu katili Paris’te PKK camiyasina bulastirmissa, ipin ucunu orada aramak gerek” diye. Uzaklarda, yani faili hep disarilarda aramak, kaçamak bir savunmadir. Bu türden kökleri disarilarda aranan sorunlar, çözümsüzlügün ta kendisidir. Öyle görülüyorki bu cinayet de hiç bir zaman aydinlatilmayacaktir.

21 Mart´ta , yani Newroz’da okunan tarihi fiyaskolu ”manifestonun” getirisi götürüsü nedir?. Ardindan Kürdistan Ulusal kongresi ve PKK gibi bir hendikapin olusu. Nizamettin Tas ve arkadaslarina karsi girisilen çirkince saldiri. Rojava gerçekligi ve PKK açmazi. Dogu Kürdistan’da Mollalar rejiminin ardi arkasi kesilmeyen cinayetleri ve Kürt gençlerine verilen fetvalar. Kürdistan’in dört parçasinda ardi arkasi gelmeyen Kadin cinayetleri. Güney Kürdistan’da eylül ayinda yapilan seçimleri dogru okuyabilmek. Görünen o ki bir dahaki seçimlerde Kürt muhalif partileri daha da güçlenerek gündeme damgalarini vuracaklar. HAK-PAR’in Kuzey Kürdistan gezilerinin gösterdikleri, yani suya islanarak girme zamaninin geldiginin artik görülmesinin geregi ve bu konularda kararlica adimlarin atilmasi, seçimlere dönük yatirimlarin kararlica halka ulastirilmasinin artik bizlerce de kavranmasi. Eski kimi Kuzey Kurdistan parti ve örgütlerinin yeniden yapilanmalari, eski tas eski hamam politikalarin devamini çagristirmalari. Önemli olan birlikte, ileriye dönük, yeni bir ivme kazanmaktir. ”Dostlar pazarda görsün” mantigiyla malesef her sey bitmiyor. Bu ancak zaman kaybindan baska bir sey olmuyor.

Diyarbekir-Amed’in Kasim 2013´de sayin Barzani, Sivan ve Ibrahim Tatlises’e görkemli, tarihi ev sahipligi yapmasi ve bunun yankilarinin hala devam etmesi. Üzücü olan Sivan Perwer’in annesinin kabrine gidememesi; onu doguran ananin topragina dokunamamasi ve bir avuç topragi bile yanina alamamasidir. Apocu zihniyet bunu bile Sivana çok görmekte. Kürdistan topraklarini bile babalarinin maliymis gibi ipotekleri altina almalari hangi mantiga sigar? Evet görüldügü gibi 2013´de cereyan eden kimi önemli basliklari kisaca böyle özetleyebiliriz.

Kürtler açisinda yasadigimiz cografyanin Avrupa, özellikle de Almanya ve Berlin’in 2013 panoramsini çikarmak zor degil. Bunu da belki birileri çikarir. Ben yine de bir konuya deginmeden geçemiyecegim. KOMCIWAN’li gençlerimizin her geçen gün bir kar topu gibi büyümelerini büyük bir heyecanla gözlemlemekteyim. Bu vesile ile KOMCIWAN’li gençlerin dalga dalga büyümelerini ve kararli bir sekilde örgütlenmelerini en içten dileklerimle destekledigimi belirtmek istiyorum.

Degerli Okurlar,

Sunun surasinda 2014´de, ne kaldiki zaten? Simdiden, yani yeni yila bes kala, 2013´ün sayili son günlerinden baslamak üzere, güzel yararinlara olan tüm inancimla, hepinizin yeni yilini en içten dileklerimle kutladigimi belirtmek isterim.

Ser sale we piroz be, xwendewanên eziz.

Hüseyin Sahin

Back to top button