Eyy asker, siyasete karisma!
Askeri darbelerin içinden gelmis, 72 yasinda 47 yillik gazeteciyim.
Meslek hayatimda darbeler hiç eksik olmadi.
Darbelerle birlikte yasanan acilar beni siyasal açidan olgunlastirdi diyebilirim.
Bu sayede demokrasi kültürü edindim.
Bir baska deyisle:
Demokrasi ve özgürlükler konusunda neyin iyi, neyin kötü oldugunu darbe süreçlerinde hayatin içinden ögrenmeye basladim.
Bu beni Türkiye’nin ‘asker sorunu’yla hasir nesir yapti. Bugüne kadar yazdigim 12 kitabin hemen hepsi büyük ölçüde bu sorunun çerçevesinde yer alir.
2010’da çikan kitabimin adi Türkiye’nin Asker Sorunu idi ve kapagin üstüne de su damgayi vurmustum:
EYY ASKER,
SIYASETE KARISMA!
Bu çizgiden hiç sapmadim bugüne kadar.
Onun içindir ki, Erdogan iktidarina karsi özellikle 2000’lerin ilk yillarinda asker içinde uç veren ‘darbe tertipleri’ne kararlilikla karsi çiktim.
Ama bunu yaparken de bir noktanin altini çizmeyi unutmadim:
‘Askeri darbe’ye ne kadar karsiysam, ‘sivil darbe’ye de karsiydim. Çünkü her ikisi de demokrasi ve özgürlükleri hiçe sayiyordu.
Bu nedenle, özellikle son yillarda sivil despotluk yolunda sistemli adimlar atmakta olan Tayyip Erdogan’i sert bir dille elestirmeye basladim.
15 Temmuz aksami televizyon basina çakilip darbe girisimini izlerken bütün bunlar bir film seridi gibi gözümün önünde geçti gitti.
Ama bir konuda herhangi bir kuskum yoktu. Askeri darbe girisimine ‘ama’siz, ‘fakat’siz hayir diyecektim.
Ilk tweet’lerim söyleydi:
TRT’DE SIMDI
DARBE BILDIRISI OKUNUYOR;
ASKERI DARBELER ÇARE OLMAMISTIR, BUNDAN SONRA DA OLMAYACAKTIR.
DARBEYE HAYIR!
DARBEYE HAYIR!
DARBEYE HAYIR!
ERDOGAN IKTIDARIYLA MÜCADELE,
ASKERI DARBEYLE DEGIL,
DEMOKRATIK YOLLARDAN
OLMALI,
ÇARE BUDUR!
Sonra da darbeye hayir baslikli kisa bir yazi yazdim.
Evet, darbeye hayir!
Bu ülkede askeri darbeler çare olmadi.
Bundan sonra da olmayacaktir.
Türkiye 27 Mayis’ta, 12 Mart’ta, 12 Eylül’de tank sesiyle uyanmis, ancak demokrasinin önünü açilmamistir.
Tam tersine darbeler darbeleri getirmis, siyaset her seferinde kutuplasmistir.
Darbeler, siyasette taslarin yerli yerine oturmasini engellemis, siyasetin normallesmesini geciktirmistir.
Erdogan iktidarini demokrasi konusunda en sert sekilde elestiren bir gazeteciyim.
Ancak, bu iktidarin darbeyle gitmesine kesinlikle karsiyim.
Böyle bir darbenin Türkiye’yi daha kötüye götürecegini düsünüyorum.
Çare, tüm zorluklarina ragmen demokratik çizgide ve milletin oyuyla bulunmalidir.
Bir kez daha askeri darbeye hayir!
Darbeye hayir diyenlerin basinda Cumhurbaskani Erdogangeliyordu. Dik durusu ve halka yaptigi çagrilar, darbecilerin çözülüsünde belirleyici oldu.
Elbette su noktayi vurgulamak gerekir:
Erdogan’in çagrilariyla birlikte sokaklari ve meydanlari bir anda doldurmaya baslayan, tanklarin üstüne çikan ve darbeci askerlerin üstüne korkusuzca yürüyen halk, siyasal tarihimizde hem bir ilke imza atti, hem de darbe tesebbüsünü tümüyle çökertti.
Polis de bu bakimdan büyük rol oynadi.
Darbenin çökertilmesinde hiç kuskusuz iktidar partisiyle birlikte darbeye karsi net tavir alan muhalefet partilerinin de payi vardi.
Bunun gibi sivil toplum kuruluslari, basin, internet gazeteleri, özellikle televizyon kanallari darbecilerin yenilgiye ugratilmasinda önemli rol üstlendiler.
Diger taraftan darbecilerin halka ates açabilmesi, TBMM’yi bombalamalari igrenç ötesiydi.
Öte yandan gece yarisindan sonra aklimi devamli kurcalayan iki soru vardi:
Askeri darbeler ve cuntalar dönemi en nihayet kapaniyor mu?..
Yoksa 15 Temmuz’daki basarisizlik bundan sonra baska darbe girisimlerini tetikleyebilir mi?
Ya da tetikleyebilecek kadar derine giden bir vaziyet var mi askerde?..
Bütün bu yasananlardan sonra asker içinde böyle tetiklemelerin hiç de kolay olmayacaginin farkindayim.
Ama sunu da biliyorum:
Darbelerin gerçekten tarihe karismasi, ancak demokrasi ve özgürlükler düzeninin yerli yerine oturmasiyla mümkündür.
15 Temmuz askeri darbe tesebbüsü yenilgiye ugratilmistir, iyi de olmustur.
Peki ya sivil darbe ne olacak?
Bu soruyu soruyorum, çünkü Erdogan sivil despotluk yolunda bildigini okumaya devam ederken, Türkiye’yi demokrasi ve hukuk devleti sularindan uzaklastirdikça uzaklastiriyor, toplumu böldükçe bölüyor, koca ülkeyi kutuplastirdikça kutuplastiriyor.
Bu süreçte, Tayyip Erdogan’a kaç zamandir askeri darbe uyarilariyapiliyordu.
Kulak asmadi.
Ve kâbus gibi bir 15 Temmuz yasadik.
Hep birlikte darbeye hayir dedik.
Iyi de yaptik.
Ama Erdogan bu kafayi degistirmezse ne olacak?
Bu cephelesme, bu kutuplasma, bu düsmanlastirma dügmesine basmaya devam ederse, Türkiye bir iç savas cehennemine yuvarlanabilir mi?
Ve baska darbe girisimleri tetiklenebilir mi?..
Bu soruyu soruyorum, zira gözaltina alinmakta olan komutanlara ve görev yerlerine söyle bir bakinca, 15 Temmuz’un epeyce ciddi ve derine giden darbe tesebbüsü oldugu söylenebilir.
Sorular tükenmek bilmiyor.
Ve gidisat iyi degil, kötü!
———————————————————–
T24-17 Temmuz
Hasan Cemal