Makale

Firat’in ötesi (2)

Enver SEZGIN

Ünlü Ingiliz gazetesi Guardian, Türkiye’deki seçim sonuçlarini ele alan basyazisinda, ‘Cumhurbaskani Tayyip Erdogan’in basta hemen hemen her seyi dogru yaparken, hemen hemen her seyi yanlis yapan bir lidere dönüstügünü’ yazmis.
Erdogan’in Kürtlere dönük yüzünde de bu ikili süreci, görmek mümkündür.
AK Parti’nin, Kürt Sorunu ile ilgili ilk adimi 30 Kasim 2002’de oldu. Kürdistan’da 15 yildir devam eden, Olaganüstü Hâl (OHAL) kaldirildi. Esasen, önceki hükümet döneminde zaten pek çok ilde bu uygulamaya son verilmisti. Ama olsun, atilan bu adim çok önemliydi. Kürtleri rahatlatan bir karar olmustu.
Çünkü, Kürtler için Olaganüstü Hâl; baskiydi, zorunlu göçtü, iskenceydi, gözaltinda kaybolmakti, seyahat özgürlügünün kisitlanmasiydi, dayakti…
Kisacasi bitmeyen bir zulümdü.
Bu karar, Kürtleri memnun etti, sevindirdi. En önemlisi ise gelecege dair umutlarini artirdi.
Sonraki günlerde de, Kürtlerin lehine olan baska adimlar atildi. Faili meçhul cinayetlerin önü kesildi. Kürtçe üzerindeki yasaklar hafifledi. Bu olumlu adimlarin devam edecegi düsünüldü.
Öyle olmadi. Rüzgâr tersine dönmüstü.
Roboski Katliami milat oldu. Dersim Katliami’ni her firsatta dile getiren ve hakli olarak CHP’nin tek parti yönetimini elestiren Erdogan, Uludere’ de 34 insani katledenlerin ortaya çikarilmasina engel oldu. Suçlular adalet önüne çikarilmadi.
Tayyip Erdogan, Kobani’nin Kürtler için önemini anlamadi/ anlayamadi.
ISID, saldirilarinin bütün Kürtleri birlestirdigini, göremedi ya da görmek istemedi.
Öyle yanlislara imza atti ki, geçmiste yaptigi ‘iyi isler’ pek çok kisi tarafindan hatirlanmaz oldu.
Üstelik bu yanlislarin pek çogu 2011 Genel Seçimleri’nden sonra, yani ‘ustalik’ döneminde yapildi.
Seçim kampanyasi boyunca yanlis yapmaya devam etti.
Cumhurbaskani, gitti her yerde, PKK’yi ya da KCK’yi hedef alarak onlari ‘Zerdüst’ olmakla ‘suçladi’. Elindeki Kürtçe Kur’an’i göstererek ‘vaazlar’ verdi. Cumhurbaskani’nin bu taktigi tutmadi. Bu konusmalar toplumu kizdirdi, insanlar tepki gösterdi; kirici, yaralayici sözler olarak kabul etti. Her konusmasindan sonra iktidar partisinin oylari daha da azaldi. Kalabaliklari küstürdü.
Taraf yazari Mücahit Bilici’nin dedigi gibi, ‘Kürdlerin talep ettigi sey diyanet vaazlari degil, özgürlük ve demokratik bir anayasaydi’. Bu talebi görmezden geldi.
Cumhurbaskani’nin yaptigi her konusma, HDP’nin oy hanesine yazildi. Duygusal kopuslar yasandi. Yillardir AK Parti’ye oy vermis, hattâ parti siralarinda aktif olarak görev almis asiretler bu parti saflarini terk ettiler. Zaman iktidar partisinin aleyhine isledi.
HDP’nin baraji asmamasi için gösterilen her çaba, bu yönde yapilan her açiklama, HDP seçmenini daha da kamçiladi. Böylelikle bizzat barajin kendisi, HDP’nin basarisinda olumlu bir rol oynadi. Bir bakima yüze 10 barajinin varligi, barajin yikilmasinin en önemli aktörlerinden biri oldu.
HDP aleyhine söylenen her söz tersine bir islev gördü. Kürtlerin içinde bulundugu ruh hâli hesaba alinmadi.
Erdogan, kendisine son dönemlere kadar hayranlik besleyen, iktidar partisine içtenlikle oy veren kisileri bile kizdirdi, küstürdü. Pek çok ilde isabetli olmayan adaylar göstermeleri ise çöküsü daha da hizlandirdi.
Öyle ki, bölgede ‘AK Parti kaleleri’ olarak kabul edilen bazi illerde bile büyük oy düsüsü yasadilar. Örnegin, 2011 seçimlerinde Urfa’da yüzde 64 oy alan iktidar partisi bu seçimlerde yüzde 46’ya gerilemistir. Ayni sekilde Bingöl’ de aldiklari oy yüzde 67’den yüzde 46’ya; Adiyaman’da ise yüzde 67’den yüzde 58’e düsmüstür.
AK Parti sözcüsü Besir Atalay’ in, ‘Çözüm Süreci’ni durdurmalarinin yanlis oldugunu ve AK Parti’ye bölgede oy kaybettirdigini’ söylemesi bir itiraf oldugu gibi, hükümetin son dönemde izledigi hatali politikasini da özetler niteliktedir.
Sonuç ortadadir.
———————————–
17 Hazziran-Taraf

Enver Sezgin

Balkêş e ?
Close
Back to top button