Makale

Gelelim 16 Türk devletine

Kaç yil önce yazilmis bir yazi (*)

Geçenlerde ’16 Türk Devleti’nin hangileri oldugunu soruyordum.

Bazi arkadaslar uyardi ve hatirlatti: Bizim Tarih ve Toplum’un 38. sayisinda (Ocak 1987) yayimlanmis olan, Coskun Üçok’un bu konudaki yazisi… Coskun Üçok, Siyasal Bilgiler Fakültesi’nin saygideger bir profesörüydü. Milliyetçiliginin, Kemalizm’inin de bir eksigi yoktu. Onun için, bu konuda söylediklerini ciddiye almakta herhalde bir sakinca görülmez.

Ama Coskun Üçok bu ’16 devlet’in hiçbir temeli olmadigini söylüyor. Söyle bir alinti vereyim: ‘Cumhurbaskanligi forsunun üst sol kösesinde bulunan günesi çevreleyen 16 yildizi her kimse, birisi a priori olarak bu yildizlarin 16 Türk devletini simgeledigini kabul etmis ve sonra da tutmus her yildiza bir devleti münasip görmüs. Ancak Türk tarihi hakkinda, herhalde yeterli bilgisi olmadigi için, küçükleri birakip büyük bütün Türk devletlerini saysa bile 16 sayisini çok asacagi için hiçbir ölçüte uymayarak keyfi bir biçimde 16 devletin adini siralamistir. Bunlarin içinde Türk olduklari kuskulu olanlar bulundugu gibi, devlet kurucularinin Türk olmadiklari kesin olanlar da vardir. Buna karsilik kurucusu da, halki da öz be öz Türk olanlar bu 16 içinde yer almamislardir. Isin daha hos yani bu devletler içinden birini çikarip yerine baskasi da konulabilmistir. 15 Kasim 1983’te Kuzey Kibris Türk Cumhuriyeti kurulunca, bu küçük devlete 16’lar içinde yer verilebilmesi için o zamana kadar kitaplarda, brosürlerde, posterlerde yer alan Panu’nun kurmus oldugu Bati Hun Imparatorlugu (48-216) listeden çikarilmis ki, 16 sayisi bozulmasin.’

Efsaneyi icat etmis kisiye Coskun Üçok ‘her kimse’ ve ‘birisi’nden daha fazla yaklasamiyor. 12 Eylül Vaka-i Hayriye’sinin isigi altinda yasadigimiz 80’lerde, Ankara Üniversitesi Rektörlügü 1984-85 ders yili açilis töreninde bu 16 devleti tanitan bir kitapçik dagitmis. Bu bilim kurumunun sundugu bu faydali eserde, Üçok’un anlattigina göre, Attila’nin Hunlari I.S. degil de I.Ö. 5. yüzyilin Türk devleti olarak tanitilinca, ortaya 1000 yillik bir fark çikmis. Uygurlarin ‘matbaa teknigi’ni ‘kesfettikleri’ de söylenmis. Karahanlilar devletinde halk tamamen Türk ve kismen Iranlidir denmis. Bu da ancak Türklere özgü bir marifet olsa gerek. Ayrica, Altinordu devleti içinde yer alan bir Cuci ulusu varmis.

Coskun Üçok, daha eski bir kitaptan (Fevzi Kurtoglu yazmis) su bilgiyi veriyor: ‘Türkiye Cumhur Reisi’nin forsu üzerinde, milli sancagin üzerinde oldugu gibi ay ve yildiz, üst tarafindaki kösede de yüzlerce asirdan beri (bu aritmetik de epey karisik göründü bana) Türk hükümet reislerinin sembolü olan Günes’in altin isiklarini serpmekte oldugu görülür.’

Üçok, bu betimlemeye dayanarak su sonuca variyor: ‘Cumhurbaskanligi forsundaki günes, Türkiye Cumhuriyeti’nin degil, devlet baskanliginin sembolüdür. Çevresindeki 16 yildiz da süsten baska bir sey degildir.’

Coskun Üçok, listeye girmeyi basaramayan ‘Türk devletleri’ni (ancak bir kismini sigdirabilmis) sayiyor, bu arada Anadolu Selçuklu Devleti’nin unutulmus oldugunu belirtiyor. Çok devlet kurmus olmakla övünmenin anlamsizligina deginiyor: ‘Bir de ‘Türkler’in bir özelliginin devlet kurmak’ oldugu ileriye sürüldü ve bu da 16 devlet kurami gibi hemen devletçe benimsenerek ilkokul kitaplarindan üniversitelerde okutulan anayasa kitaplarina kadar her yerde kendine yer buldu.’

Daha baska neler yapildigini gene Coskun Üçok’tan ögrenelim: ‘Giderek bu konuda kitaplar, brosürler yazildi, konferanslar verildi, üniversitelerin açilislarinda projeksiyonlu açiklamalar yapildi (Ank. Üniv. 1 Ekim 1984). Ortaögretim kitaplarinda 16 Türk devletiyle ilgili bilgiler ve sorular yer aldi, üniversiteler seçme ve yerlestirme sinavlarinda bu konu ile ilgili sasirtmacali sorular soruldu. Giderek bu 16 devletin kanunla saptanmis oldugunu savlayan büyük bilim adamlarimiz da görüldü.’

Bu noktada ben de ekleyeyim: Pullar da basildi; kurucularin resimleri ve bayraklarla!

O kurucu büstleri Harbiye’de de var.

Su anlatim, birer yurttasi oldugumuz bu toplumun, tepeden tirnaga ‘bilgi’ denen seyle nasil bir iliski içinde yasadigini çok güzel anlatmiyor mu? Milliyetçiligimize hos gelen bir safsata nasil bir bilgi haline getirilir (ve somut bilgisi olan bir gerçeklige nasil safsata muamelesi edilir? ‘milliyetçiligimize hos gelmiyorsa!) Bu ‘bilgiyle’ yasamaya alisanlar, bunu yalanlayana da düsman olmakta gecikmeyecektir.

(*) Radikal, 26 Kasim 2005

————————————————–

17 Ocak 2015

Murat Belge

Back to top button