Gezi Parki neyin sembolü?
Dün Gezi Parki’nda söyle bir manzara vardi: Ortak yasam alanina sahip çikan her kesimden insan ve hükümetin emriyle halkina pervasizca gaz sikan polis.
Gezi Parki’na taktin’ diyorlar.
Evet taktim
Çünkü mesele ne birkaç agaç ne de herhangi bir park.
Orasi zaten sayisi hayli az olan ortak yasama alanimiz.
Siyasi anlamda hayli kutuplasan Türkiye’nin ihtiyaci ne kisla ne de AVM.
Onlardan yeterince var; bize lazim olan her kesimden insana kucak açan daha fazla meydan daha fazla park.
Tek parti döneminde Topçu Kislasi’nin hunharca yikilmasi da Dolmabahçe Sarayi’na inat Istanbul’un tek nefes alan vadisine Inönü Stadi dikilmesi de vandalizmdi.
Peki su anda AK Parti iktidarinin akli ve vicdani olan herkese inat Gezi Parki’ni yikip yerine çakma bir kisla ve içerisine AVM-rezidans yapma girisimi ne?
O kisla o gün etrafiyla anlamliydi.
Simdi o bölge zaten yogun bir yapilasma ile çevrili.
Basbakan ‘Karar verdik, yapacagiz’ diyor.
Tek parti döneminin milli sefi Inönü de ‘Karar verdik, yikacagiz’ diyordu.
Yikti da ne oldu?
Kendi adini tasiyan o stadi oraya diktigi için, Cumhuriyet adina Osmanli sembollerine savas açtigi için hayirla mi yâd ediliyor bugün Inönü?
* * *
Mesele ne agaç ne de park.
Burada söz konusu olan birlikte yasama kültürümüz.
Her yeni gelen bir öncekine savas mi açacak yoksa geçmisin hatalarindan ders alip tugla üstüne tugla konularak ortak yasama alanlari mi yaratilacak.
Gezi düne kadar sadece bir parkti.
Ama artik degil.
Elbette agaç da önemli park da ama Gezi artik sadece bir park degil.
Agaçlar gibi birbirimize kucak açmanin
Ormanlar gibi tüm farkliliklarimiza ragmen birlikte yasamanin
Ya da dün oldugu gibi inadin, intikamin sembolü.
* * *
Günlerdir yaziyorum
Sadece karsi çikmiyor, öneride bulunuyorum.
Tek parti döneminin vandalizmini telafi etmek için yeni bir vandalizme imza atmayin, kiymayin Gezi Parki’na
Aksine bu ülkenin tüm farkliliklarini, günah ve sevaplarini, bugünü ve yarinini kucaklayacak devasa bir sehir parkina dönüstürün Gezi’yi.
Taksim’den Nisantasi’na, oradan Maçka ve Gümüssuyu’na uzanan sahilde Dolmabahçe Sarayi ile kucaklasan birbiriyle baglantili merkezi bir parka dönüstürün.
Osmanli ile ‘cumhuriyet’in sembollerini bu parkta bulusturun.
Tamam kabul, dün yikilmasi yanlisti
Ama bugün artik Taksim’in ne kislaya ihtiyaci var ne de yeni bir AVM’ye.
Eger mesele inat ve intikam degilse, bunu görmek bu kadar mi zor?
* * *
Hazir trafik yerin altina aliniyor, Gezi Parki ile bütünlesen devasa bir meydan yaratmak bu hükümetin elinde.
O parki yürüyüs yollari ile adim adim Harbiye’ye, Maçka’ya uzatmak, yikilan Inönü Stadi ile tüm o vadiyi daha yasanabilir bir Istanbul için yeniden kurgulamak mümkün.
Paris’te, Londra’da, New York’ta neden devasa sehir parklari var?
Sadece doga sevgisi, agaç meraki mi?
Hayir, her siniftan, her kesimden insanin birlikte yasama arzusu, ortak yasama kültürüdür sehir parklari.
Bu yüzden insani gelismislik endeksi sadece kisi basina düsen gelir ya da kisi basina düsen polisle ölçülmez
Kisi basina düsen yesile, meydana, parka, toplu ulasima yani ‘ortak yasam alanlarina’ bakilir.
Oysa dün Gezi Parki’nda söyle bir manzara vardi: Ortak yasam alanina sahip çikan her kesimden insan ve hükümetin emriyle halkina pervasizca gaz sikan polis.
O zaman siz söyleyin
Gezi Park’i artik neyin sembolü?
Birlikte yasamanin mi, inat ve intikamin mi?
——————————————–
Radikal-1 Haziran
Eyüp Can