Makale

Gizli Alevi Örgütü!

Agir Ceza Mahkemesi’nde yargilanmalarina baslanan Kapikaya Köyü’nden saniklari Cumhuriyet Savcisi sunlarla suçluyor:

1- Seyhligin, tarikatlarin ortadan kaldirilmasi hakkindaki 677 numarali devrim yasasina karsi gelmek,

2- Halki askerlikten sogutma yolunda telkinlerde bulunmak,

3- Kurallara aykiri vergi toplamak,

4- Suç islemek için örgüt kurmak.

Ardindan ‘Bu suçlardan her biri yalniz basina bile devletin güvenligi ve halkin huzuru adina olaganüstü öneme sahip olmakla birlikte özellikle birinci ve ikinci maddelerdeki suçlar dogrudan dogruya devrime karsi dogrudan dogruya gerici bir hareket olusturmasi nedeniyle dikkat ve özen ile izleme ve hadlerini bildirmeye deger görülmektedir…’ buyuruyor Bay Savci, ve muhabir:

‘Sanik sandalyesinde oturan bu sahislarin gelismis uluslarin en çagdas yasalariyla ulusa hayat, bilim ve anlayis sunan Cumhuriyet ‘in nimetlerinden uzak kalarak gizli bir örgütle cahillik ve taassup geleneklerinin karanliklari içinde yasamayi seçmeleri ve bugün hiçbir akil ve mantigin kabul edemeyecegi gizli inançlarla maddi âlemle iliskilerini kese kese daglarda sefil bir görünüste insanliktan uzaklasmalarinin nedeni, Cumhuriyet’in kahredici darbelerle basini ezdigi ve bugün hâlâ gücü tükenmis, can çekisme çirpinislarina tanik oldugumuz irtica planinin ruhundan ibaret oldugu’nu ve ‘Cumhuriyet’in devrim törelerini kurdugunu ve devrim yasalari karsisinda herhangi bir tarikatin, gizli inancin kabulüyle birtakim ayinler yapilmak suretiyle o kötü geleneklerin Türkiye Cumhuriyeti sinirlari içinde yasamasina olanak kalmadigi…’ni yazarak yorumlu haberini sürdürüyor.

Yukaridakiler, bin yildan beri Anadolu’ya kök salmis bir inanç ve gelenegin ‘ölüm fermani’ gibi. Alevilerin Osmanli’dan çektigi yetmemistir, haklarinda devlet yine ferman etmistir, ama devlet saltanat degil, artik Cumhuriyet’tir.

Sene 1933, günlerden nisan 1! Ama yukaridaki satirlar saka degil. ‘Onuncu Yil’ marsinin dogdugu yila ait bir Ittihatçi Cumhuriyet Mahkemesi’nden. Kaynak 3 nisan tarihli Yeni Asir gazetesi.

Yargilananlar Ege’nin Alevileri. Kapikaya Bergama’nin bir Tahtaci köyü. Gazetede durusma bütün ayrintilariyla anlatiliyor. Ben sadelestirdim, kisalttim ve koyular da bana ait. Bir de besinci suçlama var, onu yukarida yazmadim: Sapka giyme zorunlulugu hakkindaki yasaya karsi gelmek! Eger yazsaydim ‘eski zaman’ haberi oldugu hemen anlasilacakti. Oysa ilk dört ‘agir cezalik suç’ ve kullanilan dil ne kadar da ‘taze’ligini koruyor degil mi? Bugün kimi Alevi dedelerinin o devirde babalarina, dedelerine zorla giydirilen ‘sapka’ ile dolastigini görürseniz sasirmayin! Cumhuriyet’in basarisi: Unutma kültürü!

Alevi yurttaslar arasinda bile ‘Cumhuriyet Aleviler için kurtulus olmustur’ gibisinden yaygin bir kani var. Burada derin bir unutturma, hafiza silinmesi olgusuyla karsi karsiyayiz. Sikistirin yaslilari, karistirin 1926 sonrasi gazeteleri, yurt çapinda birçok ‘Alevi millete zulüm’ örnekleriyle karsilasirsiniz. ‘Tekke ve zaviyelerin kapatilmasi’ndan sonra, sadece Sünni tarikatlar üzerinde degil, Aleviler üzerinde de yillarca süren baskilar baslamisti. Ittihatçi Cumhuriyet sadece Kürtler, sadece dogudaki Aleviler, sadece Dersim ile ugrasmadi. Güney Marmara, Ege ve Akdeniz’in Alevilerine, Tahtaci milletine de çok çektirdi.

Bugünün siyasi rolleriyle yetinmeyen her düsünceden ve inançtan özgürlügüne düskün insan, her seyden önce geçmisi ‘belgeler’i ile hafizaya geri çagirmalidir. Yoksa ‘her çalana oynamak’ zorunda kalir ve ömür boyu özgürlük bekler.

Türk-Islam sentezinin ‘Amerikan emperyalizminin Türkiye’ye biçtigi rol’ olduguna mi inaniyorsunuz? Hayir, TürkIslam sentezi Ittihatçi Cumhuriyet’in ana ayaklarindandir ve Cumhuriyet tarihi boyunca dönemine göre ayar verilir. Bugün AK Parti’nin Aleviler konu olunca ‘ayak sürümesi’ biraz da bu ‘hassas ayar’ çabasindandir.

Ittihatçi Cumhuriyet eliyle kurulan Diyanet bir ‘dinler dairesi’ olarak degil, ‘TürkIslam dini’nin, yani ‘tek din’in ‘yorum, kurum ve kadro’ merkezi olarak tasarlandi. Bugün de bu özelligi israrla sürdürülmektedir. Bu devlet dairesine Islam’i ‘Kemalizm ile terbiye’ veya ‘dinî vesayet’ kurumu demek pek yanlis olmaz.

‘Devrim’ savcisi Alevilik’i ilkellik oldugu için degil, ‘tek din’ anlayisina aykiri oldugu için ‘sakincali’ buluyor. ‘Tek din’ disinda kalan her inanç ilkeldir Ittihatçi Cumhuriyet zihniyeti için. Bin yillik tasavvuf ve irfan gelenegi de ilkellikti, degil mi?!

Yillardir analar, babalar korku içinde çocuk büyüttüler: Disarida ‘sakin Ermeni’yim deme’, ‘Sakin Alevi’yim deme’, ‘sakin Çerkez’im deme’, ‘sakin ‘hu’ çektiler deme’ dediler. Sadece örgün egitim degil, korku temelli korumacilik da sildi süpürdü geçmisimizi.

Ittihatçi Cumhuriyet ile AK Parti’nin Alevilere bakisindaki yakinlik ilginçtir. Ittihatçi Cumhuriyet tamamlanmis, bitmis bir yapidir ve hâlâ hepimiz o köhne yapida oturuyoruz. Orada ‘tek din’ vardir ve ‘yüzde doksan dokuz TürkIslam’ nüfusu rekoruna erisilmistir! AK Parti Diyanet üzerinden ‘tek din mümini’ yetistirmek istemekle; hem ‘oy’ olarak dünyaligini, hem de ‘sevap’ olarak ahretligini kazanmak istiyor. Hem benim vergimle, hem de Kemalizm’in ‘kara’ yolundan! Bu iste ‘haram’ yok mu? Bir de Atatürk gibi protokolde Diyanet Isleri Baskani’ni ön siraya alabilseler tamam…

Ittihatçi Cumhuriyetçi’lerin gönlü ferah olsun, yapi saglam kurulmus! Alevilerin ‘inanç ve ibadet’ özgürlügünün taninmasina AK Parti’nin hâlâ yanasmamasi, Ittihatçi Cumhuriyet’in ‘dinî vesayeti’nin disina çikamadigini gösteriyor. Yeni anayasayla bu engel asilmali.

Inançlara esit davranmayan devlette, millet esit olur mu?

——————————————

Taraf- 1 Temmuz

Talat ULUSOY

Back to top button