Gözleri var görmüyorlar

Yani basimizda insanligin en karanlik sayfalari açiliyor. Insanliga karsi en agir suçlar isleniyor.
Eskiden nüfus cüzdanlari kaybedilince gazetelere ilan verilirdi: ‘Nüfus cüzdanimi kaybettim, hükümsüzdür.’
Pazar günü iktidar yanlisi gazetelere bakinca, tam sayfa, ‘vicdanimizi kaybettik, hükümsüzdür’ ilanlarini gördüm ben.
Hemen yani basimizda, Musul’da, ‘barbarlik’ kelimesine rahmet okutacak, insanligin utanç sayfalari yaziliyor. Kendisine ISID adi veren çete, mezbahaya götürür gibi kamyonlara doldurduklari insanlari toplu mezarlara götürüp infaz ediyor.
Korkudan yüzlerinin feri kaçmis, büzüsmüs insanlar az sonra maruz kalacaklari vahsetten kurtulacaklarina dair küçük bir umut tasiyorlar belkide. Ama bir insan mezbahasina geldiklerini kisa bir süre sonra anliyorlar. Yosunlu, kanli, irinli, kokusmus magaralarindan çikan bu yarasalar, kurbanlarina su dünyadaki bir tas, bir çöp kadar bile deger vermiyorlar. Yüzlerce adami, bir kisi elindeki tüfekle tarayarak öldürüyor. Insanlar öldürülürken, diger kurbanlar gözleri açik bir sekilde bu mezbaha getiriliyor.
Yani basimizda insanligin en karanlik sayfalari açiliyor. Insanliga karsi en agir suçlar isleniyor. Bu vahseti isleyenler, kendilerini daha da ürkütücü kilmak için; bir dahaki seferde kendileriyle karsilasan kurbanlar korkudan paralelize olsunlar diye, bütün bu yaptiklarinin fotograflarini çekiyorlar, kendi elleriyle dünyaya servis ediyorlar.
‘Ben insanliga karsi suç isliyorum, iste bunun delillerini de gözünüze sokuyorum’ diyen bu adamlari bizim iktidar yanlisi medya ya hiç görmüyor; ya da ‘ISID’in toplu infazlar yaptigi iddia ediliyor’ gibi bulanik sözlerle geçistiriyor.
Misir’da yapilan kalleslikler için göz yasi dökenlerin, Irak’ta insanliga karsi en agir suçlar islenirken çitlari çikmiyor.
Bu gözü dönmüs canilere katil diyemedikleri gibi, vatandaslarimizin rehin alinmasini da ayni sekilde hafif sözlerle geçistiriyorlar. Tankla, topla ve yüzlerce silahli adamiyla Konsoloslugun kapisina dayanan bu çetenin Musul’dak önemli stratejik hedeflerinden birisinin Türkiye konsoloslugu oldugunu da görmek istemiyorlar.
Islerini hizla halletmek için mafyayla isbirligi yapan isadaminin hikayesindeki gibi Türkiye’nin basina gelenler. Suriye’de çabucak sonuca ulasilsin diye ‘kolayliklar’ saglanan ama sonradan iplerin koparilmaya çalisildigi ‘cihatçilar’, silahlarini Türkiye’ye dogrultuyorlar.
Dini milliyetçilik nedeniyle, ne evlatlarinin rehin alindigini ne de suracikta yapilan katliami görebiliyorlar. Vicdanlarini kaybettiklerini, basiretlerinin baglandigini, akillarinin rehin alindigini ilan ediyorlar koca koca puntolarla…
———————————-
16 Haz. 14, Radikal
Orhan Kemal Cengiz