Makale

Gözlerim Yasli, Sinirlerim Gergin

Evet degerli okuyucular, dünyanin güney kutbunda, ülkem Kürdistan’dan on sekiz bin (18.000) kilometre uzaklikta olmama ragmen, bütün dünya ve tüm ülkem, daglariyla, irmaklariyla, köy ve kasabalariyla, velhasil bütün cografyasiyla birlikte benim çalisma odamda bulunan küçük bir kutunun içine girmis. Bu kutudan hergün bütün dünyaya bakiyor, insanoglunun yaptigi bütün acimasizliga bakarak istirap çekiyor, hem sinirleniyor ve hem de çogu kez kendimi kontrol etmeden agliyorum. Agliyorum, çünkü insanim, insanlari severim, ama insanlar insanlari vahsi bir hayvan gibi öldürüyor; aglamamak, istirap çekmemek, sinirlenmemek münkün mü? Hele-hele barbarca öldürülen insanlar senin halkin ise, seninle ayni dili, ayni kültürü, ayni cografyayi paylasiyorsa, o cografyadan çok uzaklarda da olsan, halkinin çektigi bütün aci ve istiraplarini yüreginin en derin yerinde hisseder, hem aglar ve hem de barbar düsmana elinde olmadan sinirleniyor ve çogu zaman sen de intikam almayi dahi düsünüyorsun.

Evet degerli okuyucular, yetmis bin insanin katledildigi topragin, Kürd kaniyla kizillasan Dersim cografyasinin bir çocuguyum ben. Merhum annemin anlatimiyla, katliam baslamadan önce yeni iki ayak üzerinde duran, yürümeye baslayan ve nerede ögrendigim belirsiz olan ‘Derdo-derdo’ bu iki sözcügü agit gibi söyleyen ben ve ‘Bu çocugun bu derdo-derdo demesinden bir hikmet var, dertler bizim Dersim’e geliyor’ diyen ve bu iki sözcügün yorumunu yapan, köyümüzün ocakzadesi Seid Bektas’in hanimi, Pülümürlü Sah Hüseyin beyin kiz kardesi, köyün filozofu, Ana Tanriça Istar gibi sevilen, sayilan, Ana Xanim nene ve katliam sonrasi o iki sözcügü unutan ve bir zulüm içinde 1953’e kadar yasayan ben. Duygularim ve tüm hafizamda unutulmayan o vahset ve katliam agitlari, Lodekli Ali Barut’un, Mohundulu Süleyman Sudi beyin ve onlarca diger agitlar vücudumdaki milyarlarca hücrenin içine yerleserek bugüne tasidilar beni.

Lê îo, lê bugün?…. Bugün ha, bugün, ya otuz yil önce ne demisti ulu önder? Med ruhu yaratilacakti; Özgür, Birlesik, Sosyalist Kürdistan kurulacakti; kuruldu mu sevgili kardeslerim? Bu soruyu sormaniz gerekmez mi? Demokratik Cumhuriyet, Demokratik Özerklik, Konfederalizm ne oldu? Karl Maks’i geçtigini söyleyen, ‘Urfa’nin Ibrahim Peygamber’i degil, kendini dünyanin son Peygamberi sayan, sayin Serok ne zaman Arsûalaya çikacak, Kürd halkina özgürlük ve bagimsizlik müjdesini Allahûtaala’dan getirip halkina verecek?

‘Özgür toprak parçasi’ denildi, Kuzey Kürdistan’da bir karis toprak özgürlesemedi, o cografya bir bütün tahrip edildi, yüzlerce askeri karakollarla isgal edildi, dört bin köy yikilip, yakilip baykus yuvasina dönüstürüldü, alti milyona yaklasik zavalli halkimiz yerinden, yurdundan ayrilarak Türk metropollerinde bulunan asimilasyon çarkinin disleri arasina girdi, annelerimiz, kizlarimiz açliktan ölmemek için tenlerini satisa koydular, ama buna ragmen uyanmadilar, gerçegi görmediler, dünyayi tanimadilar, dostu, düsmani yeni peygamberin fetvalariyla birbirine karistirdilar, onlar gibi binlerce yil özgürlüklerinden yoksun, alti milyon insani Hitlerin firinlarinda yanan Yavudi halkinin devletine ‘Emperyalist usagi’ derken Güney Kürdistan’in özgürlesmesine de, yeni Serok Peygamber ‘Ikinci bir Israil, Türk devletinin sirtina dayatilmis bir hançer dedi. Bütün bunlarin yanlis oldogunu söyleyen yurtsever Kürdler hain, isbirlikçi ilan edildi ve bugüne gelindi. Ya Kürdistan’in özgürlügüne yürekten inanan, yanlisi elestiren ve ödül olarak da öldütrülüp ortadan kaldirilan binlerce beyin, Kürd evladi? Düsman kursunlarina hedef olan, bugüne dek bir karis topragi dahi özgürlestirmeyen elli bin (50.000) gerilla gencimiz? Ya dün Uludere’de kahpece sehit edilen 35 insanimiz?….. Otuz üç insana büyük sair Ahmet Arif 33 kursunu siirlestirdi, ya elli bin genc’e, 35 sehid’e? Ya sehit edildikten sonra irzina geçilen gencecik kizlarimiza, gözleri çikarilan, kulak ve burunlari kolye yapilan, seksenlik dedemize af buyurun bok yediren zalimlere kim siir yazacak? Serok için çok siirler yazildi, ona Tanri gibi tapildi ve halen de tapiliyor. Sümer Rahip Devletini yazan, yeni bas rahip, yeni Gök Tanrisi Samas. Dumuzi öldü, Girgamês’imiz Uruka yeni kral. Yeni kral’in Enkudileri var, Tehiptilasi da var mi? Bunuda müritlere soralim ne dersiniz?….

Sevgili okuyucular, yukarida siirden bahsettim, Ahmet Arif’in 33 kursun sirini müsaade buyurursaniz asagiya almak istiyorum.

33 Kursun

Bin yillardan bu yana usagi
Gel haberi nerden verek
Turna sürüsü degil bu
Gökte yildiz burcu degil
Otuz üç kursunlu yürek
Otuz üç kan pinari akmaz
Göl olmus bu dagda

Vurulmusum daglarin kuytuluk bir bogazinda
Vakitlerden bir sabah namazinda
Yatarim kanli upuzun

Vurulmusum düsüm gecelerden kara
Bir hayra yorarim çikmaz
Canim alirlar ecelsiz
Sigdiramam kitaplara.
Vurulmusum hiç sorgusuz, yargisiz

Kivrem, hallarimi ayni böyle yaz
Rivayet sanilir belki
Gül memeler degil
Domdon kursunu paramparça, agzimdaki….

Ölümü acimasiz uyguladilar
Mavi dag dumanini
Ve uyur uyanik seher yelini
Karlara buladilar

Kirveyiz, kardesiz, karla bagliyiz
Karsiyaka köyleri obalariyla
Kiz alip vermisiz yüzyillar boyu
Komsuyuz karsiyakaya
Birbirine karisir tavuklarimiz
Bilmezlikten degil
Fukaraliktan
Pasaporta isinamaz içimiz
Budur katlimize sebep suçumuz
Gayri eskiyaya çikar adimiz
Kaçakçiya
Soyguncuya
Haina

Kivrem, hallarimi ayni böyle yaz
Rivayet sanilir belki
Gül memeler degil
Domdom kursunu
Paramparça agzimdaki…..

Evet kardesler bu siir î her okudugumda, benim için gerçek olan, halkimin bugünkü aci durumuna hergün aglarim, ama gözyaslarimi silen, beni sevindiren ve güldüren bir Allah’in kulu ve bir gerçek güç yok.

Bu dizelerde benden

Dünyanin güney kutbunda parçalanan kalp
Dünyanin güney kutbun da
Bombalar parçaladi bedenimi
Kanim isik hiziyla ulasti kutsal topragima
Karisti milyonlarca sehidin kanina
Topragin rengi kizil
Gökyüzünde turnalar agit yakar
Pepuklar ‘Pepo, Keko’ der aglar
Analar kara baglamis
Gözyaslar Firat olmus akar
Dünya kör
Düsman zalim ve barbar
Ben kirve diyemiyorum
Ahmet agabey
Ji gurê xwînxwar ra
Karsiyakadaki komsuya
Kiz alip, kiz veremem
Asena enikleri kurt
Ve Kürd’e neyar
Bi xeman tijî bûye dilê minê jar
Otuz bes kursun degil
Otuz bes bomba
Bedenimi etti tarumar.
Merhum annem söyle derdi

‘Çermê beraz nabe post
Tirk ji me ra nabin dost’.

Kürd’ün dostu, düsmani tanima dilegiyle, yaziya devam edeyim

Sinirleniyorum, hem de çok.

Neden?

Nedeni malum, hainler çok çikar halkimin içinden. Kimi mal-mülk para ve mevki için, kimi söhret ve post için. Bunlardan öyleleri var ki, hainlikte dünyada bir benzeri bulunmaz. Rayberler, Pirçolar, Xidolar, Zeyneller çok bizim halk içinde. Otuz yillik savasin hainlerini de elbette tarih yazacaktir. Örnegin bir Gundi Kemal, yetmis bin sehit için ‘Devrim kosullarinda böyle seyler normal’ diyor. Qemoyê devçarix ‘Rahat dursaydilar; Dersim halki bir bütün halis Türk’tür’ diyor, Hüseyin Akgün Dersim katliami için kitap yazar, asil etnik Kürd kimligini söylemez. Dersim de müzik ve plak satmayla mesgul Hasan Saltuk ‘Bizim köy Türkmen köyü’ diyor. Simdi ben Hasan ve onun gibi kendini Kürd halkindan ayiran insanlara sormak istiyorum.’Yahu insaf, madem siz Türkmen’diniz, ne isiniz vardi o Dersim’in kir-bayir topraginda? Sonra hiç mi aynada keninize bakmiyorsunuz, hanginiz bir Kazak’a, Kirgiz’a, Özbek’e ve asil Türkmen’e benziyor?. Ben bunlara namus ve serefim üzerine yemin ederim, gitsinler genetik kanlarini kontrol etsinler, eger bunlarda Türk kani çikarsa, bir milyon dolara yakin, satabilecegim evimi ve esyalarimi satar onlara veririm. Nihat Saltuk’da 1977 de bir Türk Parlamento Heyetiyle bu ülkeye gelmis, Samsun Senetörü Ali Cüceoglu ile bana misafir olmus, masada Kürdistan meselesini soran Kemal Burkay’in bir köylüsüne, hiddetlenerek ‘Nerde sizin Kürdistan. Siz Kürdistan isterseniz, bu sefer Lazlar da kalkar ‘Biz de Lazistanumuzu istirik, Arnavutlar, Bosnaklar, Pomaklar, Çerkezler de birer devlet isterler’ derken, ‘Nah kurarsiniz, alirsiniz Kürdistan’i demis, ben ise evimde misafir oldugu için kovmamis, aksine nezaketten susmus ve bir miktar harçlik dahi cebine koymustum. Çünkü ötekiler gibi cebinde parasi olan biri degildi. Türkiye’ye döndügünde bana tesekkür karti gönderdi, hiç cevap vermedim bu Sari Saltukli kendine Türkmen diyen kisiye. Çok garip simdi de bizim Heso Saltuk ‘Bizim köy Türkmen köyü olmasina ragmen, bizim aile de o katliamdan nasibini aldi’ diyor, yani kendini Türkmen sayiyor. Burada Hasan’a bir sorum var, ‘Mademki Türkmen’siniz, ne isiniz vardi Dersim’de, Alevi irkdaslariniz Içanadolu’da milyonlarca, sonra o topraklar daha verimli, neden oraya gitmediniz, gitmiyorsunuz? Çünkü Içanadolu’da ki Türkmenler sizi çok iyi tanirlar, birgün için dahi olsa sizin oralara yerlesmenizi engellerler, asil atalari gibi size hayat hakki tanimazlar. ‘Sari Saltuk’ Türkçe de ne anlama gelir? Müsadenizle ben söylüyeyim. Sari, Ermeni dilinde dagin ismidir. Ser, Kürdçe de bas. Sal, düz tasa denir. Saltuk, aslinda Saltuk degil, ‘Sari salê ser tuj’ Yani ucu sivri düz tasli dag, ki bu ad Tujik dagina verilen addir, dagin seklide tam da bu isme uygundur. Peki Türkçede manasi ne? Sari bir rengin ismi. Peki Saltuk’un manasi ne Türk dilin de? Bunu da Hasan’a birakiyorum. Ha, sakin kelime oyunlari, ya da irkçilik yaptigim sanilmasin. Ben bütün insanlari kendim gibi insan gördügüm gibi, Tanri’nin da insanda olduguna inanirim, çünkü böyle bir egitim ve kültürle büyüdüm. Ayrica genel felsefem de bir kisi kendini ne kabul ediyorsa odur, ancak bir baska kisinin de dogru bildigi seyi söyleme hakki var diye düsünüyorum. Ayrica bu konuyla ilgili Lozan’da Ingiliz Disisleri Bakani Lort Gürzon’un bir lafini burada hatirlatmakta fayda görüyorum. Ülkemiz Kürdistan’i dört parçaya bölen tarihi Lozan Andlasmasi sirasinda, fasist ve Turanci Türk kesilen Kürd asilli Ismet Inönü, Mustafa Kemal’in kandirdigi, sözümona Ankara Meclisinde bulunan 72 Kürd parlamenterin imzali mektubunu konferansta bulunanlara sunarken ‘Kürd gibi asil bir halk, hiç bir milletin egemenligi altinda yasayamaz. Çünkü bu halk halis Türk’tür’ derken, Lort Gürzon: ‘Ismet Pasa yeni bir yumurta yumurtluyor, yeni bir tarih yaziyor. Ben iki sefer Türk ve Kürd’ün ülkesine gittim. Eger kör degilsem, bir Kürd’ü, bir Türk’ten rahatlikla ayirabilirim’ diyor. Acaba bizim Dersimliler, Mogol’a, Kazak’a, Kirgiz’a, Özbek’e ve Türkmen’e benziyor mu?. Dilerim aynada kendilerine iyi bakarlar.

Evet sevgili okuyucular, tabiatim kurusun, ben dertlerin çoklugundan dolayi hep uzun yazarim. Ne yapayim vicdanim kabullemniyor. Üç gün önce bir Türk solcusu bana internet’te sözümona Dersimli bir Tip Profesör’ün yazisini yollamis. Bu arkadas 38 yildan beri bu özgür ülkede olmasina ragmen kafasinda örümceklesmis Kemalizm düsüncesinden Kurtulamadi. Ona göre Kemalist, eski Ittihat-Terakki kadrolari ne demislerse, ne diyorlarsa dogrudur. Bu nedenle de bana o Dersimli Kemalist ve kendi halkinin haini, Profesör’ün yazisini göndermis. Yazinin basligi söyle: ‘Gerçekler Ortaya Çikmali’ diye bir yazi yazmis. Yazmis ama nerde yayinlanmis belli degil.

Evet sevgili okuyucular, inanirim bu konuyla ilgili çok merak edenleriniz var. Bu adam yukarida dedigim gibi Dersimli bir Tip Profesör’ü. Ismi Prof. Dr. Eyüp S. Karakas, ‘Gerçekler Ortaya Çiksin’ basligi altinda haince bir yazi yazmis, bütün Kürdyurtseverlerin saygi ve minnetle andiklari Dersim Harekatin Lideri Seid Riza’ya igrenç bir sekilde dil uzatarak söyle diyor: Ben de Basbakan Recep Tayyip Erdogan’dan özür istiyorum. Annem Tunceli’nin Çemisgezek, babam Hozat ilçesinde dogmus, büyümüs. Ben de Çemisgezek dogumluyum. Yani ben Dersimliyim. Sayin Basbakan’imizin devlet adina özür dilemesi elbette beni de ilgilendirir, ama benden baskalarinin da özür dilemesi gerekir. Kimler mi özür dilemeli? Elbette Seid Riza ve onun gibi sakilere sahip çikan ve onlar adina konusanlar! dedikten sonra, söyle devam ediyor: ‘Ben Dersim olaylarini babaannem, babam ve annemden dinliyerek büyüdüm. Devlete isyan eden asiler sadece askerleri katletmekle kalmamis, onlarin sivil halkini da öldürmüsler ve zulmetmis- lerdir. Babaannemin nahiye müdürü olan, Salih isimli kardesinin oglu Efendi’yi asiler kaçirmis ve daha sonra ‘Gel çocugunu geri vereceyiz’ diye köylerine çagirmis ve yolda pusu kurarak öldürmüslerdir. Bu olay Hozat’ta büyük üzüntüye sebep olmus ve asagidaki agit-türkü yakilmistir’ Bu türkü halen söylenmektedir diyor ve ekliyor: Dersim isyaninin Alevilikle, Kürdlükle ilgisi yoktur. Bu isyan tüm Dersim halkina mal edilemez’ deyip, bu sefer de ‘Seid Riza aslen bir Türk’tür. Kendisinin bazen Arap, Bazen Kürd oldugunu söylemistir ama mensup oldugu asiret aslinda bir Türk asiretidir’ diyor ve bir hayli zirvaliyarak zehir kusuyor. Tabi yazi bir hayli uzun, ben sadece önemli özetini aldim.

Sevgili okuyucular, burada bir hatilatma yapmak istiyorum. Hainin bahsettigi agit’i ben çocuklugumdan duymustum. Agit aklimda kalan kismiyla söyleydi: Hozat’in önünde degirmen bendi/ Bana sebep olan oglum Efendi/ Yansin Hozat yansin/ kül viran olsun/ Hozat’in geçleri intikam alsin. Ben bu agit’i ilk 1951 yilinda Asik Davud Sulari sesiyle duymustum. Adana, Kalekapi, Seyhan irmaginin kenarinda bulunan, Süleyman adli birinin kahvesinde, eski gramafonla dinlemistim, daha sonra bu agit yasaklandi. Bizim hain profesör de agit’i söyle yaziyor: Hozat’ta gezerdim bir fidan boylu/ Görenler derdi kim bu aslan soylu/ -Belki de Prof gibi çakal soylu-Sorana deyin ki Hamil’in oglu/ Yansin Hozat yansin, ver veran olsun/ Hozat’in gençleri intikam alsin. Hozat’in içinde okunur ezan/ -Sahiden o zaman Hozat’ta cami var miydi, ezan okunuyor muydu? Bilemem- Ne kara yazmis ah alnini yazan/ Hep Seid Riza’dir kavlini bozan. Yolumu kesenler yolundan kalsin/ Büyüsün Efendim intikam alsin. Kusura bakmayin bu esek Prof ne dedigini bilmeyen bir aptal. Fransiz mizah yazari Moliere bosuna dememis ‘Okumus bir aptal, okumamis bir aptaldan daha aptaldir. Simdi burada biz bizim aptal, Dr. Tip Frofesörü’ne soralim, be aptal herif Dersim’in gençleri kimlerden intikam alacak? Ödürülmüs Efendi nasil yeniden dirilir, nasil büyüyüp de intikam alir? Aptalligin bu kadarina da pes dogusu. Ulan hain ailenden biri öldürülmüsse, o ailenin bireyleri intikam alacak, Hozat’in bütün gençleri degil, sersem herif.

Evet sevgili kardeslerim ‘Em in ev gela’ Varsa Tanri kabul etmesin. Ne yapalim kaderimiz ve biz bu kaderi bir türlü degistiremedik. Çünkü kimimize Türklük asilandi, Cengizhan, Hülagu, Mistê Kor’a ‘Kahraman’ dedik, onlarla övündük, halen de binlerce övünenlerimiz var. Kisacasi düsmanlar bos durmadi, kimimizi fanatik Islâm yaptilar, kimimizi solcu, Marksist ederek, bizi birbirimize düsürdüler. Kürtler nasil Islâm oldu, Kürt insani sormadi, ögrenmek istemedi, yalana, hurafaya, puta inandi, kendini sorgulayamadi, dünyayi tanimak istemedi. Türk, Arap ve Fars kanemicileri, din yobazlari ne söyledi ise Kürdler kayitsiz, sartsiz inandi. Bir atölyenin dahi bulunmadigi Dersim’de isçi sinifi bilinci, Enternasyonalizm siringasi asilandi, ulusal ruh igdis edildi. Velhasil î kelam Dersim halki genelde olmasa da çogu bêbavlasarak, kendi halkina yabancilasti. Hain barbar devlet Safii Kürd kardesimizi Alevi kardesine, Aleviyi Safii ye düsman etti, ama Kürd insani Türk Alevisini ve sünnisini hiç görmedi. Kimi yer altinda, uzayda kirk huriye, hiç kimsenin gidip gelmedigi Cennet, Cehennem ve Sirat Köprüsü’ne kandi, kimi sömürüsüz, sinifsiz bir toplum hayal edip ömür tüketti, sonuç hüsran, çok yazik, çok ayip.

Evet sevgili kardesler, bunun için yukaridaki basligi attim. Son cümlelere gelince, dilerim Kürd halki kendlerine özgü bir Kürd Peygamber, Marks gibi bir düsünür, -ki Amedê Xanê’miz var- Mandela gibi bir lider bulur. Tabi o lider Imrali’da tutsak olan Hilvanli, hergün renk degistiren, fasist Türk devletine: ‘Hizmete hazirim, annem de Türk, firsat verilirse bütün gücümle devlet için çalisirim’ diyen degil.

En derin hislerimle, bütün Kürdyurtseverlerin yeni yilini kutlar, basari ve mutluluklar dilerim. 2012 yili bütün dünya halklari için baris yili, Kürd halki için de özgürlük ve bagimsizlik yili olsun. Amin.

Not:
Gelawej sitesinde Erkan Aslan’in makalesini okudum, çok üzüldüm. Erkan kardesimiz, Ahmet Altan ile Emin Çölasan’i ayni kefeye koymus. Gerçekten okurken üzüldüm. Çünkü Ahmet Altan, Çölajani gibi Kürd düsmani, fasist bir Kemalist degil.

Selamlar, saygilar.

Riza Çolpan, Sydney.

Riza Çolpan

Back to top button