Makale

Guguk Kusu ve Kürtler

Kuslar da tüm canlilar gibi içgüdüsel olarak ve de heyecanla kendi soylarini sürdürmeye, bir bakima kendi geleceklerini insa etmeye çabalarlar.

Önce binlerce uçusla topladiklari dal parçalari ile insanda hayranlik uyandiran bir mühendislikle yuvalarini insa ederler.

Sonra bu yuvaya kuluçkaya yatacak yumurtalarini birakirlar. Yumurtadan çikan yavrularini bin bir risk alarak topladiklari börtü böcekle besler, büyütür, kendi kanatlariyla uçarak, kendilerine yeter hale gelinceye kadar korurlar.

Ancak bir de guguk kusu var.

O tam bir hileci, entrikaci kus olarak ün yapmistir.

Bu hileci kusla ilgili olarak Google de pek çok makale veya video yer aliyor. Mutlaka izlemenizi öneririm.

Zira guguk kusu ile diger kuslar örnegin ‘saz kamisçini’ arasindaki iliski çok ilginçtir ve devletle Kürtler arasindaki iliskiye çok benziyor.

Size guguk kusu ile sazlik kusu arasindaki iliskiyi anlatirken siz guguk kusu ‘devlet’ sazlik kusunu ‘Kürt halki’, yumurtalari da ‘liderler veya partiler’ olarak düsünün.

Malum, toplumlar da, uluslar da canli mekanizmalara benzerler. Var olmak, var olmayi sürdürmek, kendi geleceklerini belirlemek, garanti altina almak için zorlu bir mücadele içinde olurlar.

Devletin Kürt halkini sürekli gözetledigi gibi guguk kusu da, kendi yuvasini insa eden ve her seferinde üç adet yumurta yapan sazlik kusunu sürekli gözetler.

Sazlik kuslari, bir sekilde yuvadan ayrildiklarinda guguk kusu, hemen yuvayi ziyaret eder ve sazlik kusu yumurtalarindan birini yuvadan atar, biraz büyükçe de olsa ayni renk ve desendeki kendi yumurtasini yuvaya birakir.

Artik yuvada iki sazlik kusu yumurtasinin yaninda bir de guguk kusunun yumurtasi vardir.

Isin ilginç yani bundan sonra baslar.

Yuvaya dönen sazlik kuslari kendi yumurtalariyla ayni renkte ama biraz daha irice olan yumurtanin guguk kusuna ait oldugunu anlamaz. Her üçünün de üzerine oturup kuluçkaya yatmaya devam ederler.

Guguk kusu yumurtasi, yuvanin gerçek sahiplerinin, yani sazlik kuslarinin yumurtalarindan önce çatlar ve yavru disari çikar.

Sazlik kuslari kendi yavrusu sandigi bu yeni dogani beslemek için seferber olur. O yedikçe büyür. Henüz gözleri görmese de büyük ve güçlüdür. Daha çok çiglik atar, gürültü çikarir. Ebeveynler onu beslemek için seferber olur.

Tipki Kürt halki gibi; devletin karanlik dehlizlerinde üretilip Kürt hareketine monte ettigi örgüt ve ‘liderleri’ , çocuklarini, canini, malini kurban ederek besleyip büyüttügü gibi…

Yiyecek bulmak için yuvadan ayrildiklarinda, guguk kusu yavrusu kuyruk dibinde var olan 3 tüy sayesinde, içgüdüsel olarak dokundugu diger yumurtalari tek tek yuvadan atar.

Guguk kusu yavrusu yuvada tek basina kalir.

Ebeveynler kendi yavrulari sandiklari bu kusu, kendilerinden kat be kat büyük de olsa sefkatle beslemeyi sürdürür.

Özetle sazlik kuslari kendi yavrularini yok eden, hilekar guguk kusu yavrusunu büyütür.

Kürdlerin basina gelen de biraz böyle degil mi?

1960/70 li yillarda Kürt halki kendi mücadele araçlarini, örgütlerini, liderlerini, kadrolarini yaratti.

Devlet, guguk kusu gibi izledigi yurtsever Kürt hareketinin içine ‘Komünizmle Mücadele Dernekleri’ içinde devsirerek egittigi bir ekibi ustaca yerlestirdi.

Onlar da, guguk kusu yavrusu gibi Kürt halki tarafindan fark edilmedi. Onu Kendi öz örgütlerinden biri sandi. Bin bir fedakârlikla besledi, büyüttü.

Çünkü ayni söylemleri üstelik daha büyük gürültüler çikararak savunuyorlardi.

Ilk yaptiklari, tipki guguk kusu yavrusu gibi gerçek Kürt liderlere, kadro ve örgütlerine saldirarak etkisiz hale getirmek oldu.

Kimi öldürüldü, kimi itibarsizlastirildi, kimi de kendi halkindan, ülkesinden koparilarak sürgüne zorlandi.

Bu politika hem illegal zeminde hem de legal zeminde uygulana geldi.

Kürt halki, kendi hakli, mesru mücadelesini sürdürecek gerçek yurtsever kadrolari, örgütleri degil, devletin, kendi ihtiyaçlari için kullanmak üzere ürettigi ve özgürlük mücadelesinin enerjisini tarumar eden, devletin resmi Kürt karsiti politikalarinin destekçisi haline getiren proje yapi ve kadrolari desteklemeye yönlendirildi.

Dogrusu basarili da oldular.

Son kirk yildir yasananlar artik çiplak gözle dahi görünür oldu.

Bu gün Kürtler agirlikli olarak, Filistin’de Araplarin devlet kurma hakkini hararetle savunan ancak Kürtlerin devletlesme çabalarini ilkel milliyetçilik, gericilik olarak gören, ‘bagimsizlik ‘fikrini ‘çöp sepetine attik’ diyen kadrolari hararetle desteklemektedirler.

Kendi milli, yurtsever kadro ve partilerini bir yana iterek, bin bir emekle ve bedelle yasattiklari legal partilerini Türk, Türkmen, Arap ve diger milletlerden kadrolara teslim etmekte, sanki Kürt kadrolara kiran girmis gibi onlari vekil veya temsilci olarak alkislamaktadirlar.

Devletin, guguk kusu taktigi son kirk yila damgasini vurdu maalesef.

Ancak biraz geç ve bedeli çok agir da olsa ‘hile’ fark edilir oldu.

Kürt halkinin en azindan bir kesimi, bir seylerin ters gittigini, bu iste bir ‘Qilopilo’ oldugunu anlamaya basladi.

Her ne kadar bu kesimin ulufe dagitarak, makam mevki umuduyla dejenere ettigi kimi ‘yurtsever’ kisi ve gruplar bu guguk kuslariyla el ele girerek Kürt halkinin görüs açisini bulaniklastirmaya çabalasalar da fayda yok. Süreç isliyor.

Kürtler basini Kürdistan’in hangi parçasina çevirirse çevirsin bu guguk kuslarinin ayni ugursuz rolünü, aci içinde izlemeye devam ediyor.

O nedenledir ki mastirlarini ‘Türkiyelilesme’ üzerine, Kürt potansiyelini devlete entegre etme, devletin iç iktidar çatismalarinin bir aparatina dönüstürme üzerine bina eden, Kürt kurumlarini, kadrolarini itibarsizlastirma, tasfiye etme ile donanimli bu guguk kusu yavrulari, kulaga hos gelecek yeni seyler söylemeye basladilar.

Çünkü Kürt halki rahatsiz.

Kendi öz kurumlarina yönelme ve kendi temsilcilerini yeniden yaratma süreci içinde. Bu süreç giderek büyüyecek.

HAK-PAR basta olmak üzere samimi yurtseverler bu yönelime hazir olmali.

Bir an önce eksikliklerini tamamlayarak, saglikli, yurtsever bir seçenek oldugunu halka göstermeli.

Zira anlasilan bu yeni süreci de titizlikle izleyen Devlet de kendi ‘yumurtalarini’ hazirlama pesinde.

Kürtler bu kadro ve kesimlere, yani sahte yumurtalara karsi dikkatli ve mesafeli olmali.

Samimi yurtsever kadrolar bunca deneyimin ardindan, bu kez guguk kusuna/ devlete Kürt hareketini saptirma imkani verilmemelidir.

Aydin Günesli

Back to top button