Makale

Günümüzdeki Türk derin devleti

Bundan önceki yazimda, Türk derin devletinin temelinin Osmanlilar döneminde atildigini, onlardan da Jön Türklere, ittehat ve Terakkicilere, daha sonra da Kemalistlere miras kaldigini söylemistim.

Kemalistler; terör estirerek, katliamlar yaparak, insanlari korkutup sindirerek ‘Kapitalizmi, Türk irkçiligini, Hanefi Mezhebini’ devletin resmi ideolojisi haline getirdiler. Kendilerine göre bir ulus devlet modeli icat ettiler ve bunu halka zorla dayattilar. Bunu basarmak için, yasakçi, baskici, otoriter, totaliter, fasit bir rejim kurdular.

Istiklal Mahkemeleri araciligiyla, hayatin her alaninda terör estirdiler. Binlerce yargisiz infazlar yaptilar. Kürtlere yönelik soykirim politikasi uyguladilar. Sark Istiklal Mahkemesinde sadece 1925-27 yillari arasinda, 435 kisiyi dar agacina çektiler. Sakalli Nurettin Pasa, Yüzbasi Deli Halit, Topal Osman ve benzeri Kemalist çeteler araciligiyla, ülkenin basina deli gömlegi geçirdiler. Böylece, Osmanli döneminde organize edilen Türk derin devleti’nin temelini daha da saglamlastirdilar.

Türkiye’nin Nato’ya üye olmasiyla birlikte Türk derin devleti, enternasyonal bir hüviyet kazandi, adeta bir canavara dönüstü.

ABD’nin öncülügünde, 1948 yilinda Nato’ya üye olan ülkelerde birer derin devlet kuruldu. Bu illegal örgütün Italya’daki adi Gladiyo, Fransa’da Rüzgar Gülü, Yunanistan’da Koyun Postu, Belçika’da Kiliç, bazi ülkelerde de Konturgerilla idi.

Bu illegal örgüt Türkiye’de 1960 yilinda ‘Seferberlik Tetkik Kurulu’ adiyla kuruldu. Genç okuyucular için söyliyeyim. Seferberlik; ulusal bir tehlike karsisinda, maddi ve manevi tüm ulusal degerlerin esgüdüm halinde mücadele alanina sürülmesi anlamina geliyor. Daha sonra bu örgütün ismi ‘Özel Harp Dairesi’ oldu. Bu isim 1980 yilinda ‘Özel Kuvvetler Komutanligi’ biçiminde degistirildi. Bu tabirde, halkina yönelik savasta kullanilacak özel ordu anlamina geliyor.

Sovyet sisteminin dagilmasindan sonra, Avrupa ülkelerindeki bu örgütler kapatildi. Bunlar, sivil hükümetlere bagli, meclis ve yargi denetimine açik, sadece istihbarat toplayan örgütler haline getirildi.

Türkiye’de ise tam aksine yetki alani (sabotaj, adam öldürme, soygun ve kaçakçilik yapma, iç savas çikarma biçiminde) genisletildi. Bu organizasyon zamanla, devasa bir örgüte dönüstü. Bu örgüt Kürtler basta olmak üzere, ülkedeki tüm toplumsal muhalefet gruplarini ezip yoketmeye çalisan, ülke siyasetine yön veren, yabanci istihbarat örgütleriyle ortak çalisan, seçilmis hükümetleri deviren gayri milli bir canavara dönüstü.

Türkiye’de Gladiyo’dan gayri daha kurulmus bir sürü paravan karanlik örgütler var. Esir Türkleri Kurtarma Ordusu, Akincilar, Hizbullah, Türk Yildirim Komandolari, Türk Intikam Tugayi, Jitem, JIT, Bati Çalisma Grubu, Vatansever Güç Birligi, bunlardan bazilaridir.

Simdi, bu örgütlerin yakin tarihte yaptiklari bazi önemli olaylari hatirlayalim.

1- 6-7 eylül 1955 olaylari

2- Kizildere katliami

3- 23-25 aralik 1978 Maras Katliami

4- 3 kasim 1996 Susurluk olayi

5- 1 mayis 1977 katliami

6- Turgut Özal, Esref Bitlis, Sabanci, Bahtiyar Aydin, Albay Özden, Cem Ersever cinayetleri

7- 2005 Semdinli olayi

8- Malatya ve Trabzon’da Hiristiyanlara yönelik olaylar.

9- 20 kisinin öldügü Güngören Olayi

10- Apti Ipekçi, Ugur Mumcu, Bahriye Üçok, Taner Kislali, Tarim Ümüt, Kemal Türkler, Cevat Yurdakul, Hirank Dink cinayetleri

11- Vedat Aydin, Memet Sincar, Musa Anter, Behçet Cantürk, Medet Serhat, Savas Buldan, Hafiz Akdemir, Hikmet Fidan cinayetleri

12- Son yillarda sahit oldugumuz olaylari siralama geregini duymuyorum. Zira onlar, tüm canliligyla hafizalarimizda yasiyorlar.

Simdi de desifre olmus belgelerden bazi alintilar yapalim:

a- Evren, anilarinin bir yerinde söyle diyor ‘Basbakan Demirel, benden Özel Harp Dairesin’deki personelini, geçmisti yaptigi gibi, teröristlere karsi kullanmak istedigini söyledi.’

b- Emekli kurmay yarbay Talat Turhan Özel Savas, Terör ve Kontrgerilla isimli kitabinda söyle yaziyor ‘Kontrgerillanin temeli 25 mayis 1964 te atildi. Burda çalisan elemanlara silahli soygun, iskence etme, adam kaçirma, terör estirme, sabotaj ve kundaklama yapma, yalan haber yayma, kitleleri tahrik etme, iç düsman olarak nitelendirilmis yurttaslara karsi toplumu kiskirtma, iç savas çikarma görevi verildi.’

c- 1971 ile 74 yillari arasinda bu örgüte baskanlik yapan general Kemal Yamak, basina söyle bir açiklama yapti ‘Bu ekibin sadece ülkücülerden, MHP’den olustugunu söylemek dogru degildir. Bu ekibin içinde, CHP’liler var. Türk, Kürt, Laz, Çerkez, Sunni Alevi, sagci ve solcu kisiler var.’

d- Tuncay Günay’in evinde yapilan aramada ele geçirilen, PKK Garzan Eyalet Komutanligindan Dogu Perinçek’e yazilan bir mektupta sunlar yaziliyor ‘Bize yapmis oldugunuz silah, mühimat ve siyasi destekten dolayi, önderlik adina size tesükkür ederiz. Bundan sonraki dönemlerde de partimiz sizlerle sirt sirta çalismaktan seref duyacaktir.’

e- Ecevit’in gizli arsivinde Kürtleri asimile etmeye yönelik bir projede söyle deniliyor ‘ Devlet Planlama Teskilati bünyesinde Dogu grubu isimli bir ünite olusturulacak, MIT, Genel Kurmay, Jandarma ve Emniyetteki tüm bilgiler bu havuzda toplanacak, basin yayin, kültürel etkinlikler ve misyonerler araciligiyla Kürt yoktur temesi islenecek, asimile etmek için Kütrlerle Lazlar yer degistirecek.’

Eskiden beri Türkiye’de, Alevi-Sunni, sagci-solcu, dindar-laik, köylü-kentli, Kürt-Türk kimlikli insanlar arasinda toplumu derinden etkileyen tartisma ve çatismanin oldugunu hepimiz biliyoruz. Son yillarda legal ve illegal Türk devleti arasindaki çekisme ve hesaplasma da buna eklenmis bulunuyor. Bu son tartisma ve çatisma, ülkedeki gündemin ilk sirasina yerlesmis gibi görünüyor..

Son mahalli seçim sürecinde yasanan ve hala devam eden, yalan haber üretme, iftira atama, yasadisi dinlemede bulunma, kaset arsivleme, tehdit ve hakaret etme, emniyet, mülkiye ve adliye kurumlarindaki tayinler, tutuklamalar ve tahliyeler, kiran kirana yürütülen mücadelenin göstergeleridir.

Çatisan bu kimlikler arasinda kurulan ve dagitilan cepheler durmadan degisiyor. Ülkedeki mücadele ise bir kaos içine girmis bulunuyor. Aktörlerin büyük bir bölümü siyasi körlük nedeniyle, yanlis cephelerde yer aliyor, kendilerine zarar veren isler yapiyorlar.

Oysa ki, stratejik hatalara düsmeden, durumu analiz etmek, göründügü kadar zor bir sey degil. Dikkat edersek eger, su anda tüm karmasik çeliskilere ragmen, toplumumuz iki ana hat üzerinde kümelenmis bulunuyor. Birincisi, çagdas hukuk ve insan haklarina dayali, çok sesli, çok renkli çogulcu, katilimci paylasimci devrimci hat, ikincisi ise devleti kutsayan, yasakçi, baskici, totaliter, üniter, muhafazakar hat.

Bu duruma göre Kürtlerin, stratejik hedeflerinden sapmadan, kimsenin kuyruguna takilmadan, birinci hatta yer alan, birey, zümre, sivil toplum kurumu ve partilerle is ve güç birligi içinde olmasi gerekir. Oysaki Kürtlerin temsilcisi oldugunu söyleyen aksiyon, tüm kötülüklerin anasi olan Türk derin devletinin çazibesinde bulunan alanda at kosturuyor. Ulusalci Kemalistlerin kötü bir taklitçisi konumuna düsüyor. Bu durum Türkiye’de düzeni degistirecek en güçlü ve istikrarli dinamigi olan Kürtlerin tarihi görevini yapmasini engelliyor..

Bu, Kürtler açisindan da, toplumun geneli açisindan da, büyük bir kayiptir

Yilmaz Çamlibel

Back to top button