Haber

HAK-PAR’in 2024 Yerel Seçim Bildirgesi

HAK-PAR’in 2024 Yerel Seçim Bildirgesi:

Türkiye, basta Türkler ve Kürtler olmak üzere çok sayida etnik grubun, çogunlugu Sünni Müslüman ve Alevi olmak üzere, farkli inançtan insanlarin yasadigi bir ülkedir.

Ancak, idari yapisi bu çok uluslu, çok kültürlü yapisina uymamaktadir.

Türkiye Cumhuriyeti Devleti, herkesi Türk etnisitesi içinde zorla eritmeye çalisan asiri merkeziyetçi, üniter (tekçi) bir devlettir.

Yöneticilerin bu yanlis idari anlayista israr etmesi, bugün Kürt sorunu, Alevi Sorunu, demokratiklesememe, otoriterlesme, sürekli ekonomik krizlerle yüz yüze kalinmasi gibi süregelen bütün sorunlara kaynaklik etmekte, veya sorunlari agirlastiran bir etki yaratmaktadir.

‘Yerel yönetim’ mekanizmasinin da çagin çok gerisinde, etkisiz olmasinin nedeni, bu zihniyetin asilamamasidir.

Artik tüm uygar dünya, otoriter, baskici, asiri merkeziyetçi anlayisi terk ederek, yerel halkin karar mekanizmalarina daha çok ve dogrudan katilimina ve demokratik kültürün güçlenmesine olanak saglayan yerellesme, adem-i merkeziyetçilik anlayisina yönelirken, Türkiye ‘tekçi’ / üniter yapisinda israr etmekte, Kürtlerin mesru haklarini vermemek için idari yapisini her gün daha da merkezilestirmektedir.

Türkiye 21 Kasim 1988 tarihinde imzaladigi Avrupa Yerel Yönetimler Özerklik Sarti’na koydugu çekinceleri kaldirmayarak yerel yönetimlerin daha islevsel olmasini saglamamasinin nedeni de bu korkudur.

Yerel idarelerin sadece zorunlu kamu hizmetlerini karsilayan kurumlara dönüstürülmesi, asiri merkeziyetçi yapinin vesayeti/kiskaci altinda tutarak sürdürülmektedir.

HAK-PAR Türkiye’nin asiri merkeziyetçi, üniter (tekçi) idari yapisinin kökten degismesini ve farkliliklara uygun federal tarzda yeniden yapilanmasini, sadece belediye baskanlarinin degil, valiler ve kaymakamlar dahil tüm yerel yöneticilerin de yerel halk tarafindan seçilmesini savunmaktadir.

HAK-PAR, halkin yerelde seçimle is basina getirdigi yöneticilerini, denetleme, hesap sorma ve gerektiginde bir sonraki seçimi beklemeden geri çagirma hakkina da sahip olmasini savunmaktadir.

HAK-PAR, farkli anadillere, kültür ve inançlara sahip olan kesimlerinin yasadiklari kentte, egitim, saglik, çevre, ulastirma, bayindirlik, tarim, trafik ve güvenlik hizmetleri basta olmak üzere, siyasi, kültürel, toplumsal ve ekonomik alanlarin tümünde gerekli politikalarin olusturulmasinda, karar verme süreçlerinde, esit ve adil olarak yer almasini savunmaktadir.

HAK-PAR, siddetin ve savasin toplum yasamindan çikarilmasi, yaratilacak özgür tartisma ortaminda, barisçil mücadele yöntemleriyle, diyalogla merkezle yerel arasindaki sorunlarin çözüme kavusturularak, iktidarin adil bir biçimde paylasilmasi gerektigine inanmaktadir.

Federal Cumhuriyet

Federal sistemler, çok uluslu cografyalarda, halkin ve etnik topluluklarin esitlik zemininde bir arada yasamasinin idari ve siyasi sekilleridir. Bugünkü Amerika Birlesik Devletleri, Rusya, Belçika, Kanada, Isveç, Avusturya, Hindistan, Güney Afrika dâhil dünyanin yarisina yakini, federal sistemlerle yönetilen devlet modellerini benimsemislerdir.

Türkiye Cumhuriyeti de basta Kürt sorunu olmak üzere kurulusundan bu yana çözemedigi, kangrenlesmis sorunlarini asmak için, çok dilli, çok kültürlü, çok uluslu gerçegine uygun, çogulcu bir nitelige kavusmali; federal tarzda yeniden yapilanmalidir.

Basta Kürtlerin çogunlukta oldugu bölge olmak üzere, farkliliklarin var oldugu bölgelerde federe yapilar kurulmalidir. HAK-PAR bu temelde siyasi ve idari egemenligin paylasilmasini öngören ve federal çözüm öneren tek partidir.

Türkiye federal bir yapiya dönüsmelidir.

Kürt sorunu;

Kürt sorunu bugüne geçmisten miras kalan ve adil bir çözüm bulunamadigi için sürüp gelen, giderek agirlasan, topluma büyük bedellere mal olan bir sorun.

Osmanli’nin son döneminden baslayarak Kürt halkinin hakli talepleri karsilanmadi. Hele Imparatorluk çöküp dagilirken yabanci isgaline karsi birlikte karsi kondugu, omuz omuza mücadele edildigi halde, Cumhuriyet döneminde Kürtlerin varligi inkâr edildi, Kürt dili ve kültürü yasaklandi, yok edilmek istendi. Bu yanlis politika baski ve siddet esliginde yürütüldü. Bu da kaçinilmaz olarak Kürt halkinin tepkilerine yol açti ve bu nedenle zaman zaman yasananlar topluma çok agir bedellere mal oldu.

Son olarak 40 yillik bir çatisma dönemi yasadik ve bu 50 bin canin kaybina, özellikle bölgenin alt üst olmasina, milyonlarca insanimizin göçüne ve büyük maddi kayba yol açti. Türkiye bu nedenle demokratiklesme ve gelisme yarisinda geri kaldi.

Kürt sorunu köklü ve kalici bir çözüme kavusturulmalidir.

Çözüm elbette adil olmalidir, bu da esitlik temelinde yeni bir yapilanmayla mümkündür. Bunun için Kürtleri yok sayan, ülkeyi tek renge boyamak isteyen anlayis ve bu anlayisa uygun tekçi sistem terk edilmeli, federal bir sistem benimsenmelidir.

Dil ve inanç bakimindan birden fazla halkin, etnik grubun yasadigi, yani toplumsal yapinin çok renkli oldugu bütün uygar ülkelerde federal sistem geçerlidir.

Federasyon bölünme degil, baris içinde bir arada yasamanin biçimidir.

Bu nedenle biz, HAK-PAR olarak federasyonu savunuyoruz ve bu ülkede böylesine esitlikçi adil bir çözümü savunan tek partiyiz.

Kürtçe Türkçenin yani sira resmi dil olmalidir.

Bir ülkede, o ülkenin çogulcu etnik, kültürel yapisina uygun olarak birden fazla resmi dil olabilir. Dünyamizda Isviçre, Belçika, Kanada, Rusya Federasyonu, Hindistan, Güney Afrika Cumhuriyeti dâhil olmak üzere böylesine onlarca ülke mevcuttur.

Irak’ta da Kürtçe 1958 yilindan beri ikinci resmi dildir. Yine Irak 2005 Anayasasi ile federal yapiyi benimsemis ve Kürt bölgesi ‘Kürdistan Bölgesel Yönetimi’ olarak kendi federe yönetimini olusturmustur.

Yeni Anayasa’da anadilde egitim hakki yer almali. Ilkokuldan üniversiteye kadar okullarda okunmadan ve kamu alaninda serbestçe kullanilmadan bir dilin özgür oldugundan söz edilemez.

Anadilde egitim hakki ayni zamanda Arap, Laz, Çerkez gibi, ülkemizde yer yer yogun topluluklar halinde yasayan diger etnik gruplarin dil ve kültür özgürlügü için de gereklidir.

Biz HAK-PAR olarak Kürt sorununun böylesine adil ve esitlikçi bir temelde çözümünü isteyen, özgürlük ve baris isteyen yurttaslardan oy istiyoruz.

Alevi sorunu, inanç özgürlügü

Alevi sorunu da ülkemizin önemli sorunlarindan biri. Bu ülkede yaklasik 15-20 milyon dolayinda bir nüfusa sahip olduklari tahmin edilen Aleviler, uzun dönem ayrimciliga ugradilar, baski gördüler ve kimliklerini gizlemek zorunda kaldilar. Alevilerin yani sira, diger inanç gruplari, örnegin Hiristiyanlar, Museviler ve Êzdi Kürtler üzerinde de ayirimcilik ve baski türlü biçimlerde sürmekte.

Bunun giderilmesi gerçek bir laikligin hayat bulmasiyla mümkündür.

Son dönemde Aleviler üzerindeki baskilar da hafifledi. Artik kimliklerini gizlemiyor, dernekler ve cemevleri kuruyor, dini ayinlerini açikça yapiyorlar. Ancak hâlâ Alevilerin bazi hakli taleplerine cevap verilmis degil. Cem evlerinin statüsü hâlâ taninmadi. Din dersi zorunlu olmaktan çikarilmadi.

Alevilerin yani sira, diger inanç gruplari, örnegin Hiristiyanlar, Museviler ve Êzdi Kürtler üzerinde de ayirimcilik ve baski türlü biçimlerde sürmekte.

Bunun giderilmesi gerçek bir laikligin hayat bulmasiyla mümkündür. Bu ülke hiçbir dönemde laik olmadi. Diyanet Isleri Baskanligi gibi Sünni-Hanefi Islama göre biçimlenmis bir devlet kurumu var oldukça ve ayni inanca uygun din dersi tüm yurttaslar için zorunlu oldukça laiklikten söz edilemez.

Diyanet Isleri Baskanligi bir vakfa, özel kuruma dönüsüp, Sünni Müslümanlar için gerekli hizmeti sunmayi sürdürebilir. Din dersi ise zorunlu olmaktan çikarilmali. Her inancin mensuplari dini hizmetlerini yerine getirmek için vakiflar ve benzeri kurumlar olusturabilirler.

Türkiye’nin gerçek anlamda laiklesmesi için devlet din alanindan elini çekmeli. Hiçbir inanca baski yapilmamali, hiçbir inanca imtiyaz taninmamali.

Biz HAK-PAR olarak böylesine gerçek bir laikligi, inanç özgürlügünü savunuyoruz. Bu nedenle inanç özgürlügünden yana ve baskiya karsi olan tüm yurttaslardan oy istiyoruz.

AB üyeligi ve Avrupa Standartlarinda, çogulcu-katilimci bir demokrasi.

Biz HAK-PAR olarak Türkiye’nin Avrupa Birligi üyeligini destekliyoruz ve tam üyeligin bir an önce gerçeklesmesini istiyoruz. Bunun için Türkiye bir an önce gerekli reformlari tamamlayarak AB üyeliginin gereklerini yerine getirmelidir.

Türkiye, tam üyeligin gecikmesiyle ilgili olarak AB ülkelerini suçlamasina ragmen, kendisi söz konusu reformlari yapmakta hep gecikti, agir davrandi, ayak sürüdü. Kopenhag Kriterleri’nin geregini yerine getirmek ve AB üyeliginin gerektirdigi diger adimlari atmak Türkiye’nin demokratiklesmesi, seffaflasmasi, ekonomik gelismesi için de hayati önemdedir.

Biz AB standartlarinda çogulcu, katilimci bir demokrasiyi savunuyoruz. Düsünce, örgütlenme ve basin özgürlügü önündeki tüm engeller kaldirilmalidir. Venedik Sarti’na uygun olarak siddeti dislayan tüm siyasi partiler, dernekler serbest olmalidir.

Siyasi Partiler Yasasi, Seçim Yasasi, Ceza Yasasi demokratiklestirilmeli; TMK kaldirilmali.

Seçim baraji tümden kaldirilmali, her parti aldigi oy oraninda Parlamento’ya temsilci sokabilmeli ve aldigi oy oraninda hazine yardimi alabilmeli.

Ülke genelinde ya da yerel planda yurttaslarin hayatini etkileyecek önemli konularda genel ya da yerel referandumu savunuyoruz. Böylece yurttaslarin kendilerini ilgilendiren konularda söz ve karar sahibi olmasini istiyoruz.

Yeni, sivil, demokratik bir anayasa

HAK-PAR olarak yeni, sivil, demokratik bir anayasadan yanayiz. Öyle bir anayasa ki bugün ülkenin yüz yüze oldugu önemli sorunlarin, Kürt sorununun, Alevi sorununun çözümü için zemin olustursun ve çagdas, çogulcu, katilimci bir demokratiklesmeyi saglayabilsin.

Yeni anayasa özellikle su üç esasi içermelidir: Ülkenin çok renkli toplumsal yapisina uygun olarak herkesi kapsayan bir vatandaslik tanimi, yerinden yönetime elveren ademi merkeziyetçi bir siyasal ve idari yapilanma, anadilde egitim.

Yeni anayasa bunun yani sira AB standartlarinda temel hak ve özgürlükleri içermelidir.

Kadin haklari ve kadina siddetin önlenmesi

Ülkemizde kadinlarin toplumsal ve siyasal yasama katilimi henüz AB standartlarindan oldukça geridedir. Birlesmis Milletlerce kabul edilen ve Türkiye’nin de tarafi oldugu Kadinlara Karsi Her Türlü Ayirimciligin Önlenmesi Sözlesmesi’ne (CEDAW) uygun olarak ülkemizde kadinlarin toplumsal ve siyasal yasama esit katilimi önündeki engellerin kaldirilmasindan yanayiz.

Ülkemizde kadina karsi siddet ne yazik ki yogun biçimde devam etmekte. Her gün, ortalama olarak 3-4 kadin, yakinlari, esleri ve sözde sevdikleri tarafindan katlediliyor.

Biz HAK-PAR olarak kadina karsi siddeti önlemek ve onlarin toplumsal ve siyasal yasama daha etkin biçimde katilimini saglamak için yogun çaba gösterilmesinden yanayiz.

Kadinlari siddetten korumak için yeter sayida koruma evi, güvenlik tedbiri ve kadinin ayaklari üstünde durmasina yarayacak diger ekonomik ve sosyal tedbirleri alacagiz.

Kadina karsi siddeti besleyen günü dolmus yargilari gidermek için çocuklarin ve yetiskinlerin egitimi önemlidir. Ders programlarinin içerigi buna uygun düzenlenmeli.

HAK-PAR olarak 11.05.2011 tarihinde imzalanan; ancak 2021 yilinda Cumhurbaskanligi karariyla iptal edilen ve Istanbul Sözlesmesi olarak bilineni Kadinlara Yönelik Siddet ve Aile Içi Siddetin Önlenmesi ve bunlarla mücadeleye Iliskin Avrupa Konseyi Sözlesmesi’ni yeniden hayata geçirecegiz.

Egitim;

HAK-PAR, yerel yönetimlerin yetki alaninda olmasi gerektigini savundugu egitimi, asimilasyon politikalarinin bir araci olmaktan çikaracak herkese anadilinde, parasiz ve çagdas bir egitim alma olanagini saglayacaktir.

Anadilde egitim kreslerden baslayarak, üniversiteye kadar egitimin tüm kademelerinde olacaktir.

Egitim sistemini, savaslari ve siddeti kutsayan anlayislardan, irkçi-soven söylemlerden arindiracagiz. Kendisinden baskasini, toplumdaki ve dünyadaki farkli renkleri düsman gibi gören anlayisla mücadele edecegiz. Çocuk ve gençlerde insana sevgiyi, hosgörüyü tesvik edecegiz.

Yillardir süregelen iç savas da toplumda siddet egilimini besledi ve bu, kadina ve çocuga karsi siddet dahil, çesitli biçimlerde disa vuruyor. Toplum öfkeli ve her an patlamaya hazir insanlarla dolu.

HAK-PAR olarak sorunlari barisçi yöntemlerle, adalet ve esitlik temelinde çözerek, böylece is barisi saglayarak siddeti toplum yasamindan çikaracagiz. Biz buna talibiz.

Isçi haklari;

Ülkemizde isçi haklari henüz AB standartlarindan oldukça geride. Isçilerin yüzde olarak büyük orani sendikasiz. Özellikle taseron sirketlerdeki isçilerin durumu daha da vahim. Her gün ortalama 3-4 isçi is kazalarinda hayatini kaybediyor.

Isçi haklarini koruyan mekanizmalar yetersiz veya iyi islemiyor; yeter bir denetim yok. Bunu saglamak emekten yana bir yönetim anlayisiyla mümkündür.

HAK-PAR olarak isçi haklarinin çagdas, uygar ülkeler düzeyinde gerçeklesmesi için çalisacagiz. Çalisanlarin is sagligi ve güvenligi için ciddi ve etkin tedbirler alacagiz. Biz emegin, hakki yenenlerin yanindayiz.

Yerel Yönetimler;

HAK-PAR olarak halka yerel yönetimler alaninda örnek bir çalisma yapmayi vaat ediyoruz.

Modern, planli, temiz, insani temel alan, yasanilir bir kentlesme politikasi izleyecegiz.

Bugünkü kentlerimiz insanlarin nerdeyse soluk almasini engelleyen, gidis gelisi bir iskenceye döndüren beton yiginlarina dönüsmüstür. Belli çevrelerin rant tutkusu ve kisa yoldan zenginlesme hirsiyla kent mimarisinin alt üst edilmesine, betonlasmaya firsat vermeyecegiz. Bu alanda bugüne kadar yaratilmis tahribati düzeltmek için sistemli, planli bir çalisma yapacagiz.

Kentlerde konut sorununu bir rant alanina dönüstüren politikalarin aksine herkesi, özellikle yoksul kesimleri konut sahibi yapmaya yönelik özgün projeler gelistirecegiz.

Kentlerde su havzalarinin korunmasina, temiz ve ucuz su teminine özel önem verecegiz.

Atiklarin toplanmasi ve geri dönüsümü için doga dostu etkili sistemler kuracak, gida güvenligine öncelik verecegiz.

Yesil alanlari koruyup büyütecegiz. Park ve bahçelerle, gezi yollariyla, çocuklar için oyun alanlariyla, gençler ve büyükler için spor sahalariyla kentleri yasanilir bir hale getirecegiz.

Caddeler, sokaklar kentlerin kan damarlaridir. Ne yazik ki bugün, büyük kentler basta olmak üzere bu damarlar tikanmis, kentler bogucu bir hale gelmistir. Rahat bir trafik için iyi, planli bir altyapiya gerek var. Bu sorunu çözmek için bütün üst ve orta büyüklükteki kentleri yeralti ulasim agina, yani metroya kavusturmak ve yer üstünde de otobüs ve rayli sistemlerle gidis gelisi kolaylastirmak gerekir. HAK-PAR olarak buna talibiz.

Kentler arasi ulasimda da rayli sistemin payini arttiracagiz.

Ülkemizin bir deprem bölgesi oldugunu da göz önüne alarak yapilarin, konutlarin saglam olmasina özen gösterecegiz.

Kent ve beldelerde sosyal ve kültürel faaliyetleri kolaylastirmak ve gelistirmek için, yeter sayida yurttas evleri ve kültür merkezleri olusturacagiz. Siyasi partiler, dernekler, kültür kuruluslari ihtiyaçlari oldugunda ücretsiz veya düsük bir ücret karsiligi bu evlerde toplantilar, konferanslar, kültürel faaliyetler düzenleyebilmeli.

Yerel planda varolan farkli dil ve kültürlerin korunmasi ve serbestçe gelismesi için yerel yönetimlerin kendilerine düsen katki ve destegi sunmalari için çalisacagiz.

Çocuklari ve gençleri uyusturucu ve benzeri olumsuz, sagliga zararli aliskanliklardan korumak için tedbirler alacagiz. Kimsesiz ve yardima muhtaç çocuklar ve gençler için il meclisleri ve belediyelerin koruyucu, egitici, is ve meslek sahibi edici çalismalar yapmalarini, çocuk ve gençlik evleri olusturmalarini tesvik edecegiz.

Yardima muhtaç insanlara konut, saglik, beslenme yardimi ve benzeri sosyal destekler için kurumlar olusturup kaynak saglayacagiz.

Kentlerdeki issizligin çözümüne katkida bulunmak ve yöre halkinin gelirini yükseltmek için de özel çalismalar yapacagiz. Bu amaçla kentin ekonomik, sosyal ve kültürel kaynaklarini, turizm potansiyelini iyi bir planlamayla yatirima dönüstürecek, tarim ve hayvanciligi destekleyecegiz.

Avrupa Yerel Yönetimler Özerklik Sarti’na Türkiye’nin koydugu ve bu sözlesmedeki haklari sinirlayan çekinceleri kaldiracagiz.

Yerel plandaki sorunlara çözüm bulunmasinda asli rolün yerel yönetimlere ait olmasi gerektigi görüsündeyiz. Yerel meclisler birer yerel parlamento gibi çalismali. Egitim, saglik, yerel güvenlik gibi hizmetler yerel yönetimler tarafindan karsilanmali. Valiler, kaymakamlar, emniyet müdürleri de belediye baskanlari gibi yerel halk tarafindan seçilmeli. Biz HAK-PAR olarak böylesi bir yerel yönetim sistemini gerçeklestirmek için çalisacagiz.

Dogal çevrenin korunmasi;

Modern, çagdas kent ve beldeler, yasanilir bir kirsal alan için dogayi gözümüz gibi korumak, doganin tahribini önlemek gerekir. Biz HAK-PAR olarak bunun öneminin bilincindeyiz.

Yesil alanlari korumak, çogaltmak; yani ülkenin orman ve bitki örtüsünü, hayvan türlerini korumak ve zenginlestirmek, yapilmasi gereken islerin basinda geliyor. Kentlesme ve sanayilesme titiz bir dogayi koruma anlayisiyla paralel yürümeli. Havayi, topragi, akarsulari, göl ve denizleri kirleten, su alanlarini kurutan, plansizca ve bilinçsizce bir sanayilesme ve kentlesme insani mutlu etmez, Dünyamizi yoksullastirir, hayati yasanilmaz hale getirir.

Dogayi korumak gelecegimizi korumaktir. Dogayi korumak çocuklarimiza iyi bir dünya birakmaktir.

Bu nedenle anaokulundan baslayarak egitim sisteminde dogayi korumanin önemini isleyen programlara yer vermeliyiz. Gençlerimiz bu anlayisla sekillenmeli.

Il Meclisleri ve Belediyeler bu konuda vatandaslari egiten çalismalara önem vermeli.

HAK-PAR yeni bir siyaset tarzini savunuyor.

Sevgili yurttaslar;

Biz HAK-PAR olarak yeni bir siyaset tarzini savunuyoruz: Dürüst, açik, prensipli ve kararli bir siyaset tarzi.

Bu ülkede siyasette prensiplere degil, önyargilara; akla degil, öfkeye dayanan bir kamplasma ve kavga geçerlidir. Bu anlayis uygarca tartismanin yerine kavgayi koyuyor. Ama bununla gerçegi görmek, ortak noktalarda bulusmak ve sorun çözmek mümkün degildir.

Biz önyargilara ve öfkeye degil, prensiplere ve akla uygun bir siyaset izliyoruz. Biz sorunlarin kavga ve siddetle degil, barisçi yöntemlerle çözümünden yanayiz.

Siddet yöntemleriyle sonuç alinamayacagini bugüne kadarki deneyimler bize gösterdi. Sorunlarimizi barisçi yöntemlerle, tartisarak, halka anlatarak ve halkin destegini alarak çözebiliriz.

Biz yeni bir siyaset tarzi izliyor ve halka güveniyoruz.

Özgür, barisçi, yasanilir bir dünyayi birlikte kurabiliriz.

Tüm bu nedenlerle sizden oy ve destek istiyoruz.

* * *

Degerli Yurttaslar:

Özgürlük, demokrasi, baris ve degisim isteyen herkes; Hak ve Özgürlükler Partisi (HAK-PAR) talepleriyle, siyaset tarziyla, yöntemleriyle farkli bir partidir.

HAK-PAR özgürlügün ve barisin partisidir.

HAK-PAR demokrasi ve degisimin partisidir.

Kürt sorununun barisçi ve esitlikçi çözümü için HAK-PAR!

Anadilde parasiz ve genel egitim için HAK-PAR!

Alevi sorununun çözümü ve gerçek bir laiklik için HAK-PAR!

Çagdas, çogulcu, katilimci demokrasi için HAK-PAR!

Kadin ve isçi haklari için, genis sosyal haklar için HAK-PAR!

Çocuklarimizin ve gençlerimizin özgür gelecegi için HAK-PAR!

Yasanilir, modern, temiz kentler için HAK-PAR!

HAK-PAR sizin partinizdir.

Gelin, el ele vererek kaderimizi degistirelim, gelecegimizi birlikte kuralim!

HAK VE ÖZGÜRLÜKLER PARTISI ‘ HAK-PAR

Dengê Kurdistan

Back to top button