Makale

HAK-PAR’in önceligi örgüt agini güçlendirmek olmalidir

HAK-PAR yurtseverligin politik merkezidir. Köklü bir gelenegin mirasçisidir. Van’dan Istanbul’a neredeyse Türkiye’nin her kentinde, Yunanistan’dan Ingiltere’ye tüm Avrupa ülkelerinde, Kürtlerin yasadigi her yerde yüzlerce yandasi destekçisi var.

Bu büyük bir potansiyeldir.

Saglam, gerçekçi bir programi, inatçi bir mücadele gelenegi var.

Yani kitlesellesme için gerekli alt yapisi var.

Bu gün HAK-PAR’in en önemli hedefi örgüt agini güçlendirmek ve kitlesellesmektir.

Elbette Türkiye’nin içinden geçtigi, tüm özgürlük alanlarini daraltan, örgütlenme zeminini zorlastiran sikintili sürecin farkindayiz. Ancak tüm olumsuzluklara ragmen ciddi mesafeler kat etmenin de mümkün oldugunu biliyoruz.

Basarmak için yogunlasacak ve mutlaka bir yol bulacagiz.

Dogrusu partinin kurulusundan bu yana ciddi sorunlarla bogustuk. Devletin engellemeleri bir yana, farkli geleneklerden gelen kesimlerin ön yargilarindan arinmasi, demokratik teamülleri içsellestirmesi için de belli bir süreç gerekliydi. Kimi Parti kadrolarinin sudan gerekçelerle ayrilarak birer pazarlik mekanlari kurmaya soyunmalari, HAK-PAR karsiti propaganda ve itibarsizlastirici söylem gelistirmeleri enerjimizin büyük bir bölümünü bu alana harcamamiza neden oldu.

Yine asla sonuç vermeyecegini bile bile, HDP ile yakinlasmak, vekillik pazarliklari yapmak için ayni görüsleri savunup, her gün ortak isler yapan ama ‘ayri’ duran yapilarin HAK-PAR’i da yanlarina çekme çabalarina ‘ulusal birlik’ adina pirim verildi, ciddi bir enerji harcandi.

Siyaset sadece iyi niyetlerle, slogan ve söylemlere bakilarak yapilmaz. Bizim ciddi bir politik hafizamiz var. ‘Ulusal birlik’ diye ortalikta dolasanlarin birakin ‘ulusal birligi’ kendi kurduklari, yönettikleri partileri bile terk ettiklerini, kendi yoldaslari ile yürüyemediklerini bilmeyen mi var?

Yurtsever hareketin örgütlenme zemininin bir yazboz tahtasina çevrilmesinin masum bir açiklamasi yok. HAK-PAR kadrolari gereksiz yere oyalanmamali, Bu kesimlerden, ‘birilerine yamanmak’ disinda bir sey çikmayacagini net olarak bilmeli, isine bakmali.

Kisisel zaaflarin, her seçim sürecinde bu zeminin toparlanmasini engellemesine, dagitmasina olanak verilmemelidir… Halkimiza milli, demokratik, barisçil ‘güçlü bir seçenek’ sunulmasinin yolu bu kesimlerle sonu gelmez, birlik, ittifak girisimleri içinde debelenerek, bölünme, parçalanmalara pirim vermek, milli demokratik hattin dejenere edilmesine katki sunmak degil, onlara ‘basarilar’ dilemek ve kendi yoluna yürümektir.

Biz bu hastaligin, bu virüsün kaynagini biliyoruz. Üstesinden gelmenin güçlü bir örgütlenme yaratmaktan, demokratik çalisma prensiplerine göre yapilanmaktan geçtiginin de farkindayiz.

Siyaset uzun bir yürüyüs. Sabir ve kararlilik gerektirir. Hele hele dava partilerinin çok uzun soluklu olmasi gerektigini de söylemeye gerek yok.

Ortadogu da Türkiye de sürekli degisiyor. Dost düsman algisinin günü birlik farklilastigi bu firtinali ortamda siyaset yapanlarin ayaklarinin yere basmasi, gerçekçi olmasi beklenir. Eskimis aliskanliklarimizi, örgütlenme ve mücadele anlayisimizi degistirmeli, sürekli güncellemeliyiz.

Bir siyasi parti hedefine yürürken en önemli sey ‘önceliklerini’ net bir biçimde tespit etmesidir.

Bu ‘önceliklerin’ gerçeklesmesi için gerçekçi bir eylem plani yapmasidir.

Mahalle baskisina teslim olmak, baskalarinin öne sürdügü gündemlerin pesinden sürüklenerek, baskalarinin ihtiyaçlarindan kaynaklanan ‘önceliklerini’ kendi ‘önceligi’ gibi algilama tuzagina düsmek sikça tekrarlanan büyük bir hatadir. Dikkat edilmelidir.

Bu durum HAKPAR gibi partilerin kisitli olanaklari ve enerjisini heder etmekten ve seçenek olmaktan çikma disinda bir sonuç üretmeyecektir.

HAK-PAR’in önceligi örgüt agini güçlendirmesi, seçimlere parti olarak katilmamasi için önüne konan engelleri asmasidir.

Bilindigi gibi HAK-PAR seçimlere katilma hakki olan, 2015 seçimlerine de katilan bir partiyken seçim disi birakildi.

Tüm teskilatlari yok kabul edildi, üyeleri silindi. Yeni bastan örgütlenmek zorunda birakildi. Bu güne dek önemli mesafe kat edilse de henüz istenilen noktada degil.

Bunun nedenlerinden biri de Parti kadrolarinin önemli bir kesiminin örgütlenme çalismalarina, önce ‘ulusal birlik’ sonra teskilat! anlayisiyla, tali bir mesele olarak yaklasmasidir. Bu ise gerektigi ciddiyetle yogunlasmamasidir.

Biz Izmir gibi ilçe sayisi çok fazla olan büyük bir metropolde ‘öncelik’ olarak örgütlenmeyi tamamlamayi, ilde ve ilçelerdeki kongreleri yapmayi koyduk ve bu hedefimizi gerçeklestirdik.

Çünkü tüm enerjimizi, olanaklarimizi, zamanimizi ‘öncelikle ‘bu ise seferber ettik. Üstelik bunu, çok az bir kadro ve tamamen kendi mali olanaklarimizla gerçeklestirdik.

Istenirse, ‘öncelik’ haline getirilirse ‘mümkün’ oldugunu gösterdik.

Türkiye’de özgürlük alanlari giderek daralirken, Kürt karsiti hava bogucu bir hal alirken, asiri bir kutuplasmanin yasandigi OHAL kosullarinda bunu basardik.

Simdi bu basari örnegini diger illere tasiyarak, kisa sürede asgari 42 ilde ki örgütlenme hedefimizi gerçeklestirmeye odaklanmaliyiz.

29 Temmuz 2018 tarihinde yapacagimiz Parti Meclisi toplantisi bu hedefi gerçeklestirmeye yönelik kararlar almali ve parti bu amaçla yeniden organize olmalidir. …

Sait DEMIR
HAK-PAR Izmir Il Baskani

Sait Demir

Balkêş e ?
Close
Back to top button