HAK-PAR ‘Bê Minet’
Seçim süreçlerinde öyle sert rüzgarlar eser ki büyük hedefler için çirpinan Siyasiler bir uçtan bir uca savrulur. Pek çok kisiyi sok eden söylemler, açik gizli flörtler, pazarliklar alir basini gider.
Ne ‘ilke’ kalir ne ‘prensip’
‘Ulusal birlik’, ‘ulusal kurtulus’, ‘ulusal kongre’,’ulusal cephe’ gibi cümlelerden insana gina gelir.
Her seyi ters yüz etmede usta kalemler devreye girer, Her savrulmanin, her eklemlenme çabalarinin, her pazarligin ne kadar büyük, ulvi bir amaca hizmet için yapildigini, esasen ‘ilke ve prensipler’ çerçevesinde kalindigini yazar durur.
Bu pazarlik tiyatrosunu ‘aha bakin iste görüyorsunuz’ diyenlere ise tefrika halinde veryansin edilir.
Oysa; Diyarbakir da herkes bir birini tanir. Her gizli görüsme, her pazarlik en çok yarim saat sonra fas olur.
Insanlar olaylari sadece ‘basina’ verilen açiklamalardan, kendi kendini öven makalelerden ögrenmez ki
Bunun telefonu var, e maili var, sosyal medyasi var, ‘gizli görüsmeler’ yapan taraflarin kahvehanelerde sohbetleri, açiklamalari var. Sizinle görüstükten sonra bir baskasina giden ‘görüsmecilerin’ aktardiklari var, yüksek rakimli tepelerdekilerden gelen açiklamalar var Var ki var
Kim ne istedi, seçilecek yerlerden kaç kisi talep edildi, hangi ilde ve hangi sira teklif edildi bilmeyen mi var?
Kimileri istedigi kadar bu süreci süsleyip püslesin, ‘ilke ve prensipler’ çerçevesindeki ‘mühim’ islerden saysin, herkes bu pazarliklardan haberdar. Üstelik geçmiste de bu islerin nasil yürüdügünü, yürütüldügünü bilir.
Öte yandan yillarca karsit bir pozisyonda durulan parti ile yani HDP ile pazarlik yapmak, seçilecek yerlerden listelerde yer talep etmek ayip degil.
Bu da bir siyaset etme halidir ne de olsa.
Öte yandan, syaseten kimin nerede durdugunun açik hale geldigi bu seçim iyi oldu.
Sirf PKK çizgisine yakinlasmak adina bin bir emekle kurulan HAK-PAR’a operasyon çekilmesinin nedenlerinin belirgin hale gelmesi de iyi oldu.
HAK-PAR’a yapilan akil disi saldirilarin, bölme- parçalama,etkisizlestirme faaliyetlerinin altinda esasen kimi siyasilerin PKK ve legal uzantilariyla yakinlasma arzusunun yattigini açiga çikarmasi da iyi oldu.
Kimi deneyimli siyasiler bile bize telkinde bulunuyor, ‘ bu arkadaslar kesinlikle PKK/HDP çizgisine uzaklar, bizzat yetkilileriyle görüstük, ‘kesinlikle HDP ile bir ittifaka kapaliyiz, teklif onlardan bile gelse hayir diyecegiz” diyorlar, siz yaniliyorsunuz’ diyorlardi
HAK-PAR’dan ayrilip farkli partiler kuranlar birkaç ay sonra HAK-PAR’a ‘güç birligi’ önerileriyle gelmeye basladiginda, HAK-PAR ‘biz örgütsel birlikten yanayiz. HAK-PAR bir birlik projesidir. Üstelik bu partiyi kuran, uzun bir süre yöneten de sizlerdiniz Sudan gerekçelerle ayrildiniz Biz PKK çizgisi disindaki Kürt yurtseverlerinin bir arada olmasini istiyoruz. Kürt halkina güçlü bir yurtsever seçenek gereklidir. Güç birligi yapip hemen her konuda ortak is yapacaksak ayri durmaya gerek var mi?, Buyurun gelin HAK-PAR’da birlikte çalisalim’ diyor ve ekliyordu;’Biz istikrarli ‘güç birlikleri’ için uygun bir zemin olmadigini düsünüyoruz.’
Yani ‘O ki ayrildiniz buyurun Allah isinizi gücünüzü rast getirsin ‘diyordu. Ve HAK-PAR biliyordu ki bu arkadaslarin amaci ‘yurtseverlerin birligi’, ‘Kürdistani güçlerin birligi’ veya ‘güçlü bir alternatif yaratmak degildir.
Mit baskani Hakan Fidan ile Öcalan’in birlikte kurdugu, Türkiyelilesmeyi hedefleyen HDP ile bu gün 24 Haziran seçim sürecinde yasadiklari, 2019’da da yeniden tekrarlamak için sözlestikleri, HDP ye katilma seklinde gerçeklesecek ‘seçim is birligi’ dir.
Bu süreçlerde vekil veya belediye baskanligi hatta belediye meclis üyeligi için pazarlik yapabilmek adina küçükte olsa bir temsil mekanina ihtiyaç duyanlarin, kendisini ‘Kürt partisi’ olarak tanimlamayan, Barzani’ye hakaret eden Sezai Temelli’yi Genel baskanlikla ödüllendiren, vekillerinin neredeyse çogunu Türk, Türkmenlerden seçen HDP ile ‘Kürdistani blok’ olusturma askinin altinda bilgisizlik mi yatiyor?
Elbette degil.
Bu seçim süreci bir kez daha bu ‘HDP askinin’ altindaki ‘büyük’, ‘ulvi’, Kürdistani ‘hesabin’ ne oldugunu gösterdi.
HAK-PAR çok önceden söylemisti;
Ne yaparsaniz yapin seçimler geldiginde bu arkadaslar HDP nin kapisini asindiracaklar.
Zaten ayrilma, ayri partiler olusturma çabasinin altinda yatan esas amaç da budur.
Nitekim bu seçim HAK-PAR’i yaniltmadi.
Israrla, neredeyse her üç ayda bir ‘ is birligi’ için HAK-PAR’a öneriler getirenler, sagda solda ‘HAK-PAR birlikten yana degil’ diye propaganda yapanlarin ‘birlikçiligi’ bu seçim sürecinde asikar oldu.
Bir grup bagimsiz yurtsever siyasetçinin Kürdistani güçlerin seçimlerde ortaklasmasi ve bir ALTERNATIF olusturmasi yönündeki çagrisi ve davetine uyan HAK-PAR ve T KDP, ‘ola ki bizi yaniltirlar’ diye PSK, PAK, AZADI INISIYATIFI ve ÖSP ile bir araya geldi.
ÖSP açik ve net bir tutun aldi; ‘HDP yoksa biz yokuz! ‘ dedi ve ayrildi.
Kalanlar uzun uzun ‘münakasalar’ yapa dursun seçimler erkene alindi.
Iste, ipler de ondan sonra koptu;
HAK-PAR HDP disinda bir alternatif olusturulmasi için israr ederken söz konusu partiler ‘en genis kesimleri kapsayan bir seçim ittifaki’nda israr ettiler. Bu ‘en genis kesimleri kapsayan’ cümledeki israrin HDP ye eklemlenmek olacagini bilen HAK-PAR’in itirazlari yetmedi.
Arkadaslar hemen HDP nin kapisina dayandi. (Tabi daha önce HDP li vekil Imam Tasçier’in ortami hazirladigini eklemeye gerek yok )
HAK-PAR arkadaslari HDP’nin kapisinda birakip yoluna devam etti.
Hiçbir yetkisi olmadigini bile bile Sayin Pervin Buldan’in agzindan çikan sözleri bayraklastiranlara, verdikleri mektuba makul bir karsilik bekleyenlere cevap yetkili yerlerden geldi.
Karasu ‘HDP bir Kürt partisi degildir ancak Kürtlerin de partisidir. HDP ile su asamada bu partilerle siyasi ilkeler temelinde bir ittifak yapmanin zamani yoktur’ dedi.
Hele bazi kendini bilmezler ise ”ittifak görüsmelerinin milletvekilligi pazarligi konusundaki anlasmazlik yüzünden’ sonuçlanmadigini fas etti
HDP hem Cumhurbaskanligi ile ilgili hem de milletvekilligi seçimleri ile ilgili deklarasyonlarini açikladi.
Ve tabi arkadaslarimizi hayal kirikligina ugratti.
Üzüldüler. Bir basin açiklamasiyla artik HDP ile bir ittifakin olmayacagini açikladilar.
HAK-PAR Genel baskani Refik Karakoç tek tek hepsini telefonla aradi. Bir iftar yemeginde bir araya gelip süreci degerlendirmeye davet etti.
Bir gün sonra arkadaslar randevuya gelmeyeceklerini bildirdiler (T KDP hariç)
Amaç bu saatten sonra ne yapilabiliri konusmakti.
Madem HDP ile ittifak olmadi, o zaman HDP ye sunduklari metni 1000 kat fazlasiyla kabul eden HAK-PAR la yola davam edebilirler. Dogrusu bu degil mi? Dogru ama HAK- PAR kimseye vekillik verecek güçte degil
Daha aday basvurulari için en az 2 gün varken, ortak adaylarla bu süreci Kürt halkinin taleplerini gündemlestirmek için degerlendirmek mümkün üstelik
Tabi, nu konuyu konusmak nasip olmadi.
‘Ilke ve prensipler’ önemli oldugundan bunlari kabul eden HAK-PAR’la görüsmeye bile gelmeyenler hala HDP den ümidini kesmis degil.
Ask böyle bir sey iste
Neyse uzatmayalim.
Bu arkadaslarimizda HDP aski o kadar güçlü ki, tüm bu yasananlara ragmen sirf 2019 yerel seçimlerinde yeniden HDP ile bulusmak için HDP adayi Selahattin Demirtas’i destekleme karari aldilar,
Her ne kadar o da bildirgesinde arkadaslarin taleplerine yer vermese de önemli degil
Milletvekilligi seçimlerinde ise hem parti olarak kendilerini hem de tabanlarini serbest biraktilar.
Zaten birakin ‘tabanlarini’ neredeyse tüm yöneticileri HDP ve Demirtas güzellemeleri yapmaya baslamislardi bile .
HAK-PAR ise kendi özgün, bagimsiz politikasini gönül rahatligiyla sürdürüyor.
Cumhurbaskanligi seçimleri için hiçbir adayi desteklemiyor. Seçmenlere sandiga gidin bos oy kullanin çagrisi yapiyor.
Aday çikarmadigi yerlerde ‘bagimsiz, yurtsever, Kürt milletvekili adaylari desteklensin’ istiyor.
Diyarbakir, Van, Agri, Mardin ve Dersim’de ise çikardigi bagimsiz adaylarla köy köy, mahalle mahalle, ev ev dolasiyor, bildiriler el ilanlari dagitiyor.
Bazen kent meydanlarinda Ey Reqip marsini bazen Kine em’i çalan seçim otobüsü ve araçlariyla Kurmanci ve dimili anonslar yapiyor. Kürt halkinin temel taleplerini dillendiriyor.
Hiç birinin öncelikli amaci milletvekili olmak degil.
Öyle olsa onlar da HDP nin kapisini asindirirlardi.
Onlar geçekçidirler, Kürt halkinin nasil bir kusatma içinde oldugunu bilirler. Amaç meydani bos birakmamak, birilerine eklemlenmeden de bir seylerin yapilabilecegini göstermektir.
24 haziran seçimleri Kürt mahallesinde saflari belirginlestirdi;
Birincisi ‘devlet’ partileridir.
Ikincisi Erdogani destekleyecegini açiklayan ümmetci HÜDAPAR dir.
Üçüncüsü CHP’yi hatta 2.tura kalirsa Meral Aksener’i destekleyeceklerini açiklayan, Türkiyelilesmeci PKK/HDP ve müttefikleri çizgisidir
Dördüncüsü ise kimseye eyvallah etmeyen, eklemlenme çabasina girmeyen bagimsiz politik hattini koruyan milli, demokratik, barisçil hat HAK-PAR’ dir
O nedenle ‘Bê Minet’ diyorlar.
Alisan Çaliskan