HAK-PAR 6. Kongresi ve tanikliklarim
Yazdiklarim kendi geçmisime sahip çikma ve saygimdan dolayidir. Benim yazacaklarim yasanan bu olaylara birçok görüsmede yaptigim tanikliktir. Bunlari yazarken ne kirip dökme gibi niyetim var ne de baskalarini asagilama.
Kendi fikrim çerçevesinde yasananlari kamuoyuna sunmak istiyorum. Bu niyetimi açikladiktan sonra asil meseleyi açiklayayim
Parti Kongreleri belli süreler içerisinde yapilir. Amaci yapildigi döneme uygun siyaseti belirleme, gelecege yönelik yeni perspektifler olusturma ve geçmisin muhasebesini yapma, yeni dönem politikalarini planlayip hayata geçirecek merkezi yönetimi belirlemektir. Kongreler partilerin en üst organdir.
Kongrelerde alinan kararlar önemlidir ancak degismez ilahi metinler degildir.
Kongreler yapildiktan sonra, eger alinan kararlar, pratikte uygulanamaz oldugu veya hayata geçiriken parti içinde ciddi sorunlara neden olacagi görülürse, yönetim ‘bu kararlar mutlaktir’ diye diretmez, demokratik ülkeler ya da partilerde oldugu gibi, bu tür sorunlari çözmek icin konferanslar toplar veya ‘olaganüstü kongre’lere giderek parti tabaninin egilimleri dogrultusunda yeni çözümler üretirler.
Olaganüstü kongreler sadece öngörülmeyen olagan üstü yeni siyasal gelismeleri degerlendirmek, bu gelismeler karsisindaki parti politikasini belirlemek için degil, ayni zamanda varsa partideki iç sorunlari çözmek, (yönetimin istifasi ya da bosalan yerlerin doldurulmasi, alinan erken ya da yanlis kararlarin düzeltilmesi gibi )parti içindeki ayrismalari engellemek için de yapilir. Böylece kadro ve taban ile kenetlenme saglanir.
HAK-PAR’in 6. kongresine giderken, yolda genel baskan adaylarindan ( PSK) birinden telefon geldi. Benim HAK-PAR Genel Merkezi yakinindaki bir otele gelmemi istedi, kendilerinin orada oldugunu söyledi. Otele benimle beraber gelen arkadasimla içeri girdigimizde, arkadaslarin Genel Merkez disinda bir otelde kongreye hazirlanmalari tuhafima gitti.
PSK sorumlusu arkadas, partinin adayi oldugunu , onu desteklemem gerektiigini, bunun ‘parti karari’ oldugiunu söyledi ve benim de görev almami istedi.
Ben kendisine iki adayin bizim için agir oldugunu, bunun partide bir kirilma yaratacagini ve görev almayacagimi söyledim.
Aradan kisa bir zaman sonra HAK-PAR Genel Merkezine gittim.
Gördügüm manzara partinin iki kutuba ayrildigi idi. Bu rahatsizligimi Avrupa’dan gelen arkadaslarla paylastim. Arkadaslarla bu isin iyiye gitmedigini bizim bu gidisata müdahale etmemiz gerektigini konustuk. . .
Arkadaslarla beraber, Kemal Abi’yi aradik ve kongre öncesi kendisinden görüsme talebinde bulunduk.
Kemal Abi bizi kabul etti.
Görüsmede kendisine bu gidisatin iyi olmadigini, üçüncü bir adayla bu dönemi atlatmak gerektigini önerdik. Kendisi , PSK’nin legallesmesi gerektigini 94’ten beri savundugunu, legallesmeyi sadece isme indirgemenin yanlis oldugunu , önemli olanin bir partinin programi oldugunu anlatti. Seçimlere girme hakki kazanmis HAK-PAR’in büyütülmesi, isim konusunda da acele edilmemesini gerektigini söyledi.
Adaylar konusunda da görüsü söyleydi; Kongrenin demokratik bir yaris oldugunu, kendisinin diktator olmadigini, hiç kimseye ne ‘adayliktan çekil’ diyebilecegini, ne de baska birine ‘gel aday ol’ diye dayatabilecegini, kazanan adayin 2 seneligine partiyi yönetmek için geldigini, kazanamayan adayin da demokratik yoldan bu süre içinde parti tabanini kendi düsünceleri dogrultusunda etkileyebilecegini söyledi.
Kongre salonuna geçtigimizde hava söyleydi; HAK-PAR geleneginde, eski genel baskan Parti Meclisi için ortak liste hazirlar. Sadece ve varsa genel baskan adaylari yarisirdi.
Kongrede de delegelerin egilimi bu yöndeydi. Adaylari teke indiremiyorsaniz, o zaman Parti Meclisi ortak olsun, sadece genel baskanlar yarissin fikri çogunluktaydi.
Kongre devam ederken Kemal Abi’nin ortak liste hazirlayacagini duydum. Normalde görev alma gibi bir niyetim yoktu. Ben de delegelerin çogunlugu gibi ortak liste olursa Avrupa’dan görev alacagimi söylemistim.
Kemal Abi ilbaskanlari ile görüserek onlarin PM de yer almasini istedikleri kisileri ve diger önerilerini aldi. Orada il baskanlari ile hazirlanan ortak listeyi Kemal Abi genel baskan adaylarini çagirarak, onlara sundu. Il baskanlarinin önerilerini ve egilimlerini anlatti. Sayin Bozyel ‘ortak liste’yle seçime gitmeyecegini, kendi listesiyle oylamaya katilacagini deklere etti.
Ben arkadaslarin bu kirilmada sorumlu davranmadigini, PSK kongresininde alinan en önemli kararlardan biri olan ‘kirip dökmeden bütünlüklü halde legallesme’ kararina ters bir davranis sergilediklerini görünce, tavrimi koydum ve rahmetli Genel Baskanimiz Fehmi Demir’in listesine girdim.
Benim girdigim listeyi hazirlayan arkadaslarin ortak bir liste olur rahatligiyla, o ana kadar ayri bir listeleri yoktu ve Fehmi DEMIR’in listesi alelacele hazirlandi. Benim HAK-PAR 6. kongresindeki izlenimim buydu.
Kongre sonrasi yürütülen örgüt çalismalari da tipki HAK-PAR kongresinde oldugu gibi artik tek tarafli , bir tarafi dislayarak yapilmaya baslandi.
Her sene yapilan yurtdisi koordinasyonu toplantisina , bilgilendirme amaciyla ülkeden bir MK temsilcisinin gelecegini ögrenince, bu isin tek tarafli olmamasi gerektigini, yeni HAK-PAR yönetiminde olan PSK li bir arkadasin da toplantiya katilmasi gerektigini önerdik. Avrupa’da olan delegelerin iki kesimi de dinlemesi gerektigini, bu sekilde ortak bir çikisin bulunabilecegini, bunun daha saglikli alinacagini ifade ettik.
Fakat koordinasyon toplantisi sadece MK üyesinin katilmasiyla tek tarafli yapildi.
Kendim bu toplantida yaptiklarinin yanlis oldugunu söyledim. Yurtdisi kongresinde delegelerin büyük çogunlugu HAK-PAR’in da kendilerinin partisi oldugunu, iki basliliga karsi çiktiklarini, bu isin bir an önce halledilmesi gerektigini ifade ettiler.
Bunun için iki kisiden olusan, yillarini partiye adamis arkadaslardan bir komite kurulmasini, iki basliligin sona erdirilmesi için ülkeye gidip girisimlerde bulunmasini önerdiler.
Bu arkadaslar görevlendirildi. Bilindigi gibi bu görüsme Ankara da HAK-PAR Genel Merkez’de yapildi. Görüsmede Fehmi DEMIR HAK-PAR 6. Kongresinde yasananlarla ilgili olarak bilgi verdi. Kongre öncesi PSK Genel Sekreter yardimcisiyla Diyarbakir HAK-PAR’da bir araya geldiklerini, uzlasma çabalarinin reddedildigini; daha sonra yine Diyarbakir’da bir grup PSK’li arkadasin da çabasiyla bir yemekte toplanip ortak bir yol bulmak için çabaladiklarini, ancak MK’deki arkadaslarin toplantiya gelmediklerini, tüm çabalari ellerinin tersiyle ittiklerini tek tek aktardi. Ortak bir yol bulmak için hazir olduklarini iletti.
Ifade edildigi gibi HAK-PAR’in soruna makul bir çözüm bulmak için tartismaktan kaçmadigini, Il örgütlerinde, Baskanlik Kurulu ve Parti Meclisinde bu konuyu tartistiklarini, gerekirse bir konferans da toplayabileceklerini, uzlasmak için her türlü çabayi göstermeye hazir olduklarini, esasen MK’deki arkadaslarin bundan kaçtiklarini, HAK-PAR’a tutum aldiklarini anlatti.
PSK adina katilan arkadas ise aradaki sorunlarin asilmasi için HAK-PAR’a yaptiklari isim degisikligi önerilerini 7 Haziran seçimlerinden sonraki ilk parti meclisi gundemine getirerek tartismaya açmalarini talep etti.
Fehmi Demir bunu Parti Meclisine getirecegini ve hiç bir parti meclisi üyesini etkilemeyecegi sözünü verdi.
Görüsme tutanak altina alindi. Imzalandi. Taraflara birer nüshasi teslim edildi.
Bu toplantinin özü suydu; HAKPAR seçim sürecindedir. Tüm HAK-PAR’lilar (MK üyeleri dahil) bu süreçte kenetlenecek, canla basla çalisacak, aday olacak, aday bulacak, eylem ve etkinliklerin planlanmasi ve icrasina katilacak, seçim sonrasinda da HAK-PAR, PSK MK’sinin isim degisikligi önerisini tartismak üzere ilk Parti Mecilisinin gündemine getirecek.
HAK-PAR verdigi söze uygun olarak seçim sonrasindaki ilk Parti Meclisinin gündemine bu konuyu getirdi. Tartistirdi. PSK Merkez Komitedeki arkadaslarin taleplerini ciddiyetle degerlendirdi. Meclis konunun il örgütlerinde yeniden tartisilmasini, gerekirse yurt içi ve yurt disindaki arakadasalarimizin da katilacagi genis bir konferans toplanmasini kararlastirdi.
Simdi sizlere soruyorum; 7 haziran seçimlerinde gerçekten PSK merkez kadrolari, ki ayni zamanda HAK-PAR üyeleri idiler imzaladiklari protokolün geregini yaptilar mi? Bir kaç istisna hariç seçimlerde HAK-PAR’a ciddi destek verildigini gördünüz mü? Ben görmedim.
Avrupa’dan tabanin zorlamasiyla bazi birimler, kendi insiyatifleriyle çok küçük bir miktarda yardim topladi.
Dahada ötesi, üzülerek söylüyorum, KOMKAR Genel merkezinde PSK yurtdisi komitesinde olup da ayni zamanda KOMKAR GYK üyesi olan arkadaslar, 7 Haziran seçimlerinde KOMKAR’in HAK-PAR’i desteklememesi yönünde tutum aldilar. PSK’nin HAK-PAR’i desteklemesi de sadece göz boyamasidan, tabanin tepkisini yumusatmaktan öteye bir karar degildi. 1 Kasim seçimlerinde ise destek kararini içeren bir bildiri bile çikaramadi. Ilk kez PSK, seçimler konusunda ki tavrini kamuoyuna açiklamadi. . .
Yurtdisindan olusturulan araci komite, bir girisimde daha bulundu.
Sayin Genel Sekreterin ülkeye gidemedigini, HAK-PAR Genel Baskani, kendisini rahmetle andigim Fehmi Demir’in Almanya’ya gelip, birinci derece sorumlu Mesud Tek ile görüsmesini sagladi.
Bir masa etrafinda toplanarak bir çözüm üretilmesini saglamaya çalisti
Bu görüsmeye Kekê Mesud Tek, Kekê Beko , Kekê Fehmi, Kekê Necati Bayram, Kekê Sidar, Kekê Memetali ve ben katildik.
Çok uzun süren görüsme oldu. Fehmi Demir somut iki öneride bulundu; bir, PSK kongresini yeniden toplasin, bu olmayacaksa, Diyarbakir’da genis katilimli bir konferans yapilsin.
Iki, PSK yi beraber legallestirelim. Bunu yaparken HAK-PAR’a zarar vermeden yapalim. Kurucular listesini beraberce hazirlayip partiyi resmi statuye kavusturalim. Parti teskilatlarini açip 6 ay 1 sene çalissin. Eger kitleler PSK’ye yöneliyorsa HAK-PAR’i fesh edip PSK’ye katilalim, ama eger tersi olursa PSK’yi fesh edip HAK-PAR’a katilalim, daha sonra da isim de dahil bu sorunlari parti içinde etkileserek süreç içinde dönüstürebiliriz.
Fakat bu olumlu önerilere de kulak tikandi.
Kekê Mesud’un ülkeye dönüs organizasyonu için de önerilerimiz oldu. Dönüs organizasyonunu HAK-PAR’i da içine alarak birlikte yapabilecegimizi, Kemal Abi’nin dönüsünde oldugu gibi elimizden geleni yapacagimizi bildirdik. Beraber yapmamiz taraflar arasinda sicaklik yaratacagi ve tabani memnun edecegini söyledik. Fakat bu teklifimiz de diger teklifler gibi kaale alinmadi.
HAK-PAR Genel Merkezine bile, uyardiktan sonra, 3 gün kala davetiye verildi. HAK-PAR’in karari davetiye verilmese bile karsilamaya gidecekleri yönündeydi.
Ayni tarihe gelecek sekilde HAK-PAR Baskanlik Kurulu toplantisini Diyarbakir’da yapti.
Rahmetli Genel Baskan ve Baskalik Kurulu üyesi Abdullah Çelebi uçagin yanina giderek, Mesud Tek’i çiçekle karsilayarak olumlu bir jestte bulundular. Basin toplantisindan sonra ayni günün aksami partimizin büyüklerinden Pir Riza, Aladdin Abi ve Sidar Abi’nin iyi niyetli girisimleri oldu. HAK-PAR Baskanlik Kurulu ve PSK merkez organini bir araya getirdiler. Ordaki konusmalarda arkadaslar, PSK tarafindan düzenlenecek bir gün sonraki toplantiya PSK üyesi olmayanlarin da davet edildigini, kendilerinin ise halen PSK üyesi olduklarini, toplantiya katilmak istediklerini, uzlasabileceklerini, PSK’yi birlikte kurabileceklerini, bunu HAK-PAR’a zarar vermeden yapabileceklerini, esasen PSK kongre kararinin da bunu emrettigini söylediler.
Masada bulunan MK üyesi olan bir arkadas üyeliklerinin donduruldugunu ve toplantiya katilamiyacaklarini söyledi.
Sonuç olarak, gelinen bu asamada benim görüsüm PSK merkez yönetimi bu isi basaramamistir.
Kongrede alinan karari sadece isime indirgemistir.
Halbuki bana göre en önemli karar ‘kirip dökmeden,HAK-PAR’a zarar vermeden, bütünlüklü halde legallesmeyi gerçeklestirmekti. ‘
Bu son dönemlerde sosyalizm vurgusu çok yapiliyor, o konudaki görüslerimi yazmayacagim, ama sosyalistler kararlara elestirel bakarlar, kararlar sosyalisler için hiç degistirilemez anlamina gelmez. Örgüt ve kadro yapisi, tabanin büyük bir bölümü isim konusunda aceleci olmamak gerektigini, batidaki Kürt kitlesini de görmemiz gerektigini ifade ediyor.
Örgüt tabani bütünlüklü degilse bu karari dayatmak dogru degildir. Yönetim olagan üstü kongre ya da konfrans yapabilir, bu sorunu asabilirdi.
Daha çok sayabilecegimiz ortaklasma yollari bulunabilirdi. Maalesef bu yollar denenmedi.
Benim bu mücadelede yasim oraninda emegim var. Umud ediyorum ki bugün Merkez Komite, 40 yillik geçmisimizi küçültmeden, saga sola savrulmadan, bin bir emekle olusan PSK imajini zedelemeden basarili olurlar.
Ben kendi payima, mücadelemi, PSK’nin yurt içinde, 90li yillardan bu yana legal alandaki birikimlerininin bir ürünü olan, programi ile , bu güne dek Kürt halkinin taleplerini yüreklice ortaya koyan tutumu ile ciddi bir seçenek haline gelen HAK-PAR’da sürdürecegim.
Bu seçenegi büyütmenin, her PSK’linin de tarihi bir sorumlululugu oldugunu düsünüyorum.
Son seçimlerde de rahmetli Genel Baskanimiz Fehmi Demir’in büyük katkilariyla kazanilan basari da görüslerimizi dogruladi.
Düzgün KAPLAN