Haber

HAK-PAR: EKONOMIK KRIZ SIYASAL IKTIDARI TEHDIT EDIYOR

Son dönemlerde Türkiye”de iktidarin Merkez Bankasi”na direkt müdahale ederek kisa sürelerle politika faizlerini düsürmesi sonucunda yükselise geçen döviz kurlari karsisinda Türk lirasinin %25″ten fazla deger kaybina ugramasinin ardindan, ekonomi sikintiya girmis durumda. Bu durum dogal olarak enflasyonu ve pahaliligi da arttirmaktadir. Son döviz dalgalanmalari sonucunda Türkiye’nin bir günlük dis borcu 1 trilyonu geçti. Türkiye bugün gelinen manzaraya bakildiginda kredi iflas riski bakimindan dünyada Arjantin ve Venezuella”nin ardindan üçüncü siraya yerlesmis durumdadir.

Iktidar, dövizdeki hizli tirmanisin sorumlusu olarak yine dis mihraklari isaret etmekte bu nedenle de bu durumdan kurtulmak için bir ‘ekonomik kurtulus’ savasindan söz etmektedir. Bu yasanan ekonomik krizin nedeni olarak dis güçlerin isaret edilmesi demagojileri yeni degil. Bu sözü edilen ‘dis mihraklar’ iktidarin algisina göre terör örgütleri ile paralel çalismaktadir.

Artan hayat pahaliliginin agir yükünü yine emekçiler ve dar gelirli vatandaslar çekmektedir. Asgari ücret geçen yil daha ilk aylarinda erimisti. Simdi ise bu ücret açlik sinirinin da altina inmis durumda.
Devletin en önemli gelir kaynagi vergiler ve cezalardan olusmaktadir. Türkiye ekonomisi yanlis ekonomik politikalara kurban edilmis durumda. Bu nedenle yolsuzluk, rantçilik, kara para aklama, faizcilik ve spekülatörlük almis basini gidiyor. Iktidar çarsi pazardaki fiyatlari denetleyemiyor, artan maliyet ve girdi fiyatlari tarim ve sanayideki üretimi durma noktasina getirmis, ülkede ticari hayat kaygili bir bekleyis sürecine girmis bulunmaktadir.

Muhalefet hep bir agizdan erken seçim çagirisi yapmakta, seçimin çözüm olacagini israrla vurgulamaktadir. Muhalefet, iktidari yeterince ‘milli’ olmamakla suçlamaktadir. Muhalefetin bu savlari yeterince samimi ve ikna edici görünmemektedir. Bu söylemler daha çok seçim propogandasi olarak görülmektedir. Oysaki bugünkü kötü ekonomik ve siyasal gidisatin nedeni, ülke kaynaklarinin dogru degerlendirilmemesi, içte ve dista izlenen güvenlikçi politikalar ve devasa askeri harcamalar, israf, yap-islet- devret projelerinin döviz üzerinden yürümesi ve bu projelere verilen döviz bazli aylik ödemeler ve artan maliyet fiyatlari karsisinda ülkede üretimin durmasi, sanayinin ve tarimin durmasidir.

Ekonomi ve finansman okur-yazarligi olan herkes bugünkü krizin nedeninin, iktidarin iddia ettiginin tersine, yanlis para politikalari ve izlenen yanlis ekonomik politikalar oldugunu çok iyi bilmektedir. Bugünkü ekonomik ve siyasal krizden kurtulmanin yegane yolu, bu tekçi ve inkarci sistemin terk edilmesi, güvenlikçi ve askeri politikalardan vazgeçilmesi, içte ve dista barisçi ve özgürlükçü bir anlayisin benimsenmesi ile olanakli olur. Bu sistem ve bugünkü algilar ve anlayislar degismeden düzen degismez. Ne bugünkü sistem ne de muhalefetin diline koro halinde pelesenk ettigi ve tam olarak inandirici ve ikna edici içerige sahip olmayan ‘güçlendirilmis parlamenter sistem’ mevcut krizlerin önünü alamaz.

Artan ekonomik ve siyasal kriz nedeni ile halk kitlelerinde, memnuniyetsizlikler de bas göstermis bulunmaktadir. Bu hakli ve mesru tepkilerin amaci asmamasi ve demokratik yapisindan uzaklasmamasi gerekir. Tahrik ve provokasyonlara kapilmamak gerekir. Siddet ve vandalizm içeren eylem ve davranislardan uzak durmak gerekir. Tersi durumlar iktidarin daha çok gerilip sertlesmesine ve daha çok anti-demokratik yaptirimlara zemin hazirlar. Lakin bu sikilastirilmis tedbirler ve daraltilmis demokratik hak ve özgürlükler kosulunda girilebilecek bir seçimin galibi yine bu iktidar güçleri olacaktir. Demokratik tepki hakkini kullanmak isteyen kesimlerin mesruiyet ve hakliliktan uzaklasmamasi ve dikkatli olmasi gerekir. Asla tahriklere kapilmamasi gerekir.

Kürdler bakimindan ise, önemli olan iktidar ve muhalefet kanatlari arasinda sarf malzemesi olmamaya dikkat etmek olmalidir. Kürdler alanlara sürülerek hedef haline getirilmemeli ve Kürd potansiyel daha çok heder edilmemelidir. Kürdler bu kutuplardan herhangi birini tercih etmek zorunda birakilmamalidir. Her iki kesim de Kürdlere daha iyi bir yasam ve siyasal bir statü tanimamaktadir.

Kuskusuz ki, artan hayat pahaliligi ve ekonomik krizler, anti-demokratik uygulamalar Kürdleri de yakindan ilgilendirmekte ve yasamlarina etki etmektedir. Ne var ki, tüm bunlarin sorumlusu Kürdler degildir. Kürdleri hedef göstermek, sorumlu tutmak, irkçi saldirilara maruz birakmak tehlikeli sonuçlar dogurabilir. Kürdler de herkes gibi bu kriz ortamlarini kendi lehlerine çevirecek politikalar izlemeli, kendi taleplerini dile getirmelidir.

Hak ve Özgürlükler Partisi / HAK-PAR olarak diyoruz ki, bugün yasanan bu ekonomik krizlerin etkisini azaltmak için yapilacak seylerin basinda sunlar gelmektedir.

– Içte ve dista izlenen savasçi, güvenlikçi ve askeri politikalardan derhal vazgeçilmeli barisçi bir dis politika izlenmelidir. Askeri harcamalar ve savunma sanayi giderleri asgariye indirilmelidir.

– Ülke kaynaklari dogru degerlendirilmeli, ekonomi üretime dayali hale getirilmeli, üreticiler desteklenmelidir.

– ‘Yap-islet-devret’ projeleri durdurulmali, yol, köprü ve sehir hastahanelerine taahüt edilmis olan ödemeler Türk lirasi ile sabitlenmeli, yapilan döviz sözlesmeleri iptal edilmelidir.

– Kamudaki israflar önlenmeli, tesrifat koruma ve karsilama giderleri sinirlandirilmali, iktidara yakin cemaat, vakif ve derneklere yapilan yardimlar kesilmeli.

– Devlet bütün olanaklari ile çiftçi ve üreticinin yardimina kosmali, sanayicilerin vergi yükünü azaltmali, ham madde teminine yardimci olmalidir. Üretimi arttirmak için ne gerekiyorsa yapmalidir.

– Faiz artislari, enflasyon ve hayat pahaliligi konusunda gerekli duyarlilik gösterilmeli ve piyasalar denetlenmeli, haksiz kazançlara, rantçiliga ve faizcilige karsi siki önlemler alinmalidir.

– Asgari ücret insani yasam kosullarina ve hayat standartina uygun hale getirilmeli ve vergi disi birakilmalidir.

– Kutuplastirici, inkarci, ötekilestirici, irkçi ve soven politikalar terk edilmeli, çogulcu, demokratik, adil, özgür ve hak esitligine dayanan bir yeniden yapilanma reformu baslatilmali, basta Kürd halkinin temel hak ve özgürlükleri olmak üzere tüm etnik kesimlerin varligi taninmali ve tüm ulusal-demokratik-etnik ve kültürel haklar anayasal güvenceye kavusturulmalidir.25.11.2021

Latif EPÖZDEMIR
HAK ve Özgürlükler Partisi / HAK-PAR Genel Baskani

Dengê Kurdistan

Back to top button