Haber

HAK-PAR Genel Baskan Yardimcisi Arif Sevinç: HAK-PAR 6. Kongresi ve bir çarpitmaya cevap…

Dengê Azad Sitesi HAK-PAR eski Genel baskan Yardimcisi Hasan Dagtekin ile yaptigi bir röportaji yayinladi. Elbet Denge Azad Sitesi’nin HAK-PAR 6.Kongresine gösterdigi ilgiden memnunuz.

Bu vesileyle hem Dengê Azad Sitesi’ne, hem de 6. Kongreye katilan tüm konuklara ve HAK-PAR dostlarina, basta Genel Baskanimiz Kemal Burkay olmak üzere emegi geçen herkese, çagdas, demokratik bir kongre yapilmasini saglayan tüm üye ve delegelere tesekkür etmek istiyorum.

Biz kongremizle onur duyduk.

Dagtekin’in yayinlanan röportaji dolayisiyla ben de bir seyler yazip, paylasmak istiyorum.

Amacim polemik yapmak, ardi arkasi kesilmeyen, hiç kimse ye de yarari olmayacak tartismalar sürdürmek degil. Sadece kongreye gelemeyen, gelip de olaylarin öncesi ve mutfagindaki gelismeler hakkinda saglikli bilgiler edinemeyen veya sikça rastladigimiz gibi uzaklarda olup da kasitli olarak maniple edilenlerin de yeniden bilgilenmesine, gerçegi bir de bu pencereden, tüm çiplakligiyla görmesine imkan saglamaktir…

Öncelikle bir konuyu kalin çizgilerle ifade etmek istiyorum; HAK-PAR, kurulus süreci, kurucu kadrolari, destekçileri, tüm üye ve yöneticileri, programi, bu güne dek yapilan tüm eylem ve etkinlikleri, bildiri ve açiklamalari ile dört dörtlük bir ‘Kürdistani Parti’dir. Tüm Türkiye’de örgütlenmeyi hedefleyen Kürt/Kürdistan sorununun federal çözümünü programinin merkezine koyan, basta Aleviler olmak üzere tüm ötekilestirilmis kesimlerin, emekçilerin sorunlarina çagdas çözümler öneren, demokrasi mücadelesini önemseyen, Kürtler ve degisimci güçler arasinda uygar iliskileri, dayanismayi ve güç birligini savunan bir partidir.

Ben ve dünya-alem12 yildir HAK-PAR’in Kürdistani bir parti oldugunu görür ve düsünür. Bunun böyle olmadigini düsünenlere sadece ‘rojbas’ demek yeterlidir sanirim.

Bir kez daha bu kongre vesilesiyle yasanan tartismalari abartmak, farkli yerlere çekmek, herkesin gözü önünde cereyan eden olaylari çarpitarak sunmak, öküz altinda buzagi aramak gibi gereksiz tutumlardan kaçinilmasi gerektigini ifade etmek isterim.

6. Kongre öncesinde yasan tüm olaylar çagdas partilerde olmasi gereken, demokratik süreçleri ifade etmektedir.

Hem adaylar hem adaylar etrafinda kümelenenlerin tümü 40 yillik özgürlük mücadelesi içinde yogrulmus, kararli direngen kadrolardir. HAK-PAR herkesin ortak emeginin ürünüdür. O simdiden Kürt halkinin bir degeridir. Ona sahip çikmak, korumak, gelismesi için çabalamak herkesin hassasiyeti olmalidir. Kongrelerde farkli adaylarin olmasi, kimi konularda farkli politikalarin önerilmesi, tartismalarin, yarislarin olmasi kadar dogal ne var? Kongreler sorunlarin çözüme kavusturuldugu, tartismalarin kararlara baglandigi, yeni yöneticilerin görevlendirildigi yerlerdir.

Siyasetçi, kongre ye kulak verir. Birlikte siyaset yaptigi yol arkadaslarinin hassasiyetlerini, çogunlugunun egilimini önemser. Sonuçtan memnun olmasa bile saygi duyar. Sabirla, demokratik teamüller içinde kendi dogrularinin hayat bulmasi için çalisir.

Genel Baskanlar Nasil Seçilir?

Bilindigi gibi legal partiler kongrelerini 2 yilda bir yaparlar. Bu yasal-tüzüksel bir zorunluluktur. Kongrelerde parti baskani ve meclisi seçilir ve varsa, gerekli görülüyorsa yine tüzügün emrettigi yollar izlenerek, tüzükte, programda veya politikada degisiklikler yapilir.

HAK-PAR’da bu güne dek 6 kongre gerçeklestirdi.

Ben de partinin kurucusu ve her kademesinde görev yapmis biri olarak tüm kongrelerine katildim.

Her kongre kendine has kosullarda ve kendine has gündemlerle toplandi.

Hepsi demokratikti, açikti ve delegenin oyuna, destegine-onayina dayaniyordu.

2002 yilinda Kurucular Kurulu olarak kurulus dilekçe ve evraklarimizi verip geldigimizde ilk toplantida Abdulmelik Firat kurucu Genel baskan olarak aday gösterildi. Ancak orada bile 2 arkadas farkli tutum takindilar.

Sonra ilk kongrede Sayin Melik Firat aday oldugunda Ibrahim Güçlü karsisinda aday oldu.

Bir dizi çalisma yapti ve sonra çekildi.

Daha sonra 3.Kongreye iki adayla gittik. Bu kongreyi Sertaç Bucak kazandi. Bayram Bozyel kaybetti.

4.Kongrede Bayram Bozyel tek adaydi. Kazaninca bir grup arkadas partiden koptular. Kenara çekildiler. Bozyel 4 yil yani 2 kongre süresince görev yapti

5.Kongrede Kemal Burkay aday oldu. Ancak Mehdi Sarikaya da adayligini açikladi. Seçime de girdi.1 veya 2 oy aldi ve Kemal Burkay bir dönem Genel baskanlik görevini üstlendi.

Hasan Dagtekin’in. ‘Genel baskanlik meselesi tabanin ve partinin organlarinin kendi içinde tartismasi ile çözüldü.’ söylemi külliyen yanlistir.

Böyle bir gelenegimiz hiç olmadi. Elbet her kongre öncesi tabanda tartismalar olur, adaylar çikar, o adaylar etrafinda kümelenmeler olur. Bu çok dogal ve gerekli demokratik bir yoldur. Uzlasmak için, adaylari mümkünse teke indirmek, meclisi ortaklastirmak için çabalamak da öyle. Ancak dogru olan sonuçta delegeye gitmek ve onlarin onayina sunmak çikan sonuca da saygili olup yola devam etmek degil midir? HAK-PAR’da da olan buydu.

Partili olmanin sorumlulugu; delege neye karar verdiyse, hosumuza gitsin veya gitmesin saygiyla karsilamaktir;

Partili mücadeleyi, parti politikalarinin hayat bulmasi ve kitlelerle bulusmasi için çalismayi sürdürmek, bir sonraki kongreye kadar delegenin güvenini kazanmayi esas almaktir. Dogru tutum yeni yönetimi suçlayip durmak, küsüp bir diger kongreye kadar evlerinde oturmak, ya da partiden ayrilip gitmek degildir.

Simdi HAK-PAR 6.kongre sürecine gelelim;

HAKPAR Kongre sürecine girdiginde, PSK de 6.Kongresi’nde legallesme karari aldi. Kongrede ‘Legal kurumlarimiza zarar vermeden, bizi biz yapan, Kürdistani degerlerle legallesmek’ esas alindi. Bunun için öncelikle HAK-PAR’a öneri götürülecek, ikna edilecek, onunla bütünlesme esas alinacak, olmaz ise PSK kendi adiyla legallesecekti.

Dikkat edilirse PSK kongresi kararinda ‘Kürdistani degerlerle legallesmek ‘denmektedir.

Bunu yani ‘Kürdistani degerleri’ sadece bir isim degisikligine indirgemek seçilen Merkez Komitesinin marifetidir.

Sanki PSK kongresi ‘PSK nin Kürdistani degerlerle legallesmesini’ degil de HAKPAR’in nasil ‘legallesmesi ‘ gerektigini kararlastirmis? Kimi arkadaslarin bu indirgemeci, aceleci tutumu sikintilarin nedeni oldu. Kimse PSK’nin Kürdistani degerlerle legallesmesine karsi degil ki?

Ben dahil hemen her HAK-PAR’li PSK nin ‘Kürdistani degerlerle’ legallesme kararini olumlu buluyor. Bu güne dek olumsuz bir tek tutum görülmedi, duyulmadi…

Legallesmeyi kirmadan, dökmeden ‘ustaca’ realize etmek, PSK’nin 10.Kongresinden sonra seçilen MK’nin görevidir.

Nitekim PSK Genel Sekreteri Mesut Tek bir röportajinda ’10 kongremiz oy çoklugu ile legallesme karari aldi. Bu, bazilarinin anladigi gibi Partimizin tasfiyesi ya da kosar adim herhangi bir partiye katilmasi demek degildir. PSK, siyaset tarzi, gelismeler karsisindaki tutumu, görüs, öneri ve talepleri ile Kürdistan siyasi hareketinde önemli bir damardir, Kürdistani siyasetin önemli bir kazanimidir. Biz, bizi biz yapan degerlerle legallesmeyi karar altina aldik ve Merkez Komitesi de buna iliskin bir yol haritasi hazirladi’ demektedir.

Simdi bu yol haritasi esas alinarak

Röportajda da ifade ettigi gibi HAKPAR Genel baskani Kemal Burkay ile görüsüldü.

Görüsmede Burkay PSK’nin legallesme kararini olumlu buldugunu, diger isim degisikligi dahil her türlü öneriyi ise ancak HAKPAR’in kendi organlarinin kararlastirabilecegini söyledi ve ekledi; önerinizi getirebilirsiniz. Organlarin kararina göre hareket edilir.

Öneri Baskanlik Kuruluna geldi, tartisildi ve mutabakat saglanamadi. Öneriyi sunanlar bunun gerekli ve yararli oldugu, tam da zamani oldugu görüsündeydi,

Diger grup ise bu günkü kosullarda Kürdistan ismiyle legal parti çalismasinin ciddi sikintilara neden olacagi, özellikle metropol kentler ile Kürdistan’in kuzey kentlerinde tabela dahi asilamayacagini, seçimlere giremeyen, kitlesellesme hedefini yitiren, sadece Diyarbakir’a hapsolan bir misyon partisine dönüsülecegini, bu önerinin bu kosullar için ötelenmesi gerektigini söylemekteydiler.

Önerinin genisletilmis Parti Meclisi’ne getirilmesi ve orada da tartisilmasi karalastirildi. Genel Baskan Kemal Burkay bir genelge yayinlayarak bu konunun örgütte de tartisilmasini istedi.

Parti Meclisi toplantisina Il baskanlari- kadin-gençlik kollari, kamu çalisanlari temsilcileri ve disiplin kurulu üyeleri de katildi. Konu her yönüyle tartisildi. Ve bu gün için isim degisikliginin red edilmesi karari oy çokluguyla alindi. Öneri sahipleri isterlerse tüzügümüzün emredici hükümlerini yerine getirerek bu konuyu 6.Kongreye de tasiyabileceklerdi. Önleri açikti. Nitekim adaylar konusmalarinda bu konuya da yer verdiler.

Yani her sey tamamen uygar ve demokratik bir tarzda devam etti.

Parti Meclisi toplantisi sonunda Kemal Burkay 6.Kongrede aday olmayacagini bir kez daha yineledi.

Il baskanlari kendisini ikna etmek, bir dönem daha görevini sürdürmesini saglamak için kendisiyle görüstü. Nitekim Istanbul ve Adana il kongrelerinde de delegeler oy birligiyle Burkay’in görevine devam etmesi taleplerini kongre karari haline getirmislerdi…

Burkay israrlar karsisinda etkilendi ve kararini ikinci gün verecegini söyledi.

Ikinci günün sonunda, toplantinin ardindan Burkay bir kez daha söz aldi ve ‘aday olmayacagini ‘ açikladi.

Dikkat edilirse, o ana kadar hiç kimse aday degildi.
Her kes Burkay’in devam etmesi için çabaliyordu.
Il Baskanlarinin israrinin sonuç verebilecegini düsünüyorduk.
Kemal Burkayin son karari bizi de sok etmisti.

Burkay’in tutumu

Toplanti bittiginde salonda bulunanlar tamamen spontane bir tarzda Burkay’in yanina, odasina gittik, Ben, Hüseyin Özdemir, Fehmi Demir, Necati Bayram, Dervis Korkmaz, Abdullah Çelebi,

Kemal Burkay’i ikna için odasina gittik… Çabaladik. Kararini gözden geçirmesi için israr ettik…

Burkay kesin kararli oldugunu söyledi ‘Aranizdan biri bu görevi üslensin, Herkes bu isi yapabilir, Arif, Hüseyin, Fehmi, Celal Baykara veya Alaadin arkadas bu isleri pekala yapabilirler, Baska biri de yapabilir. Herhangi biriniz görev alin, ben bir parti üyesi olarak arkanizda duracagim’ dedi.

Israrimiz sonuç vermedi…Ben de orada bulunanlara aday olmayacagimi, en uygun adayin Fehmi oldugunu söyledim ve ekledim ‘Fehmi arkadas, sen de aday isen çik tek tek tüm PM üyelerine bilgi ver, ara görüslerini al, aday oldugunu deklere et, desteklerin iste’ dedim

O arada Bayram Bozyel içeriye girdi ve Kemal Burkay’a ‘Abi biz Diyarbakir’a dönüyoruz, hosça kalin’ dedi, Herkesle el sikistik ve çikti.

Yani Kemal Burkay ‘Benim adayim Fehmi Demir’dir’ demedi. Bir baskasi çiksaydi da Burkay’in tavri ayni olacakti.

Kaldi ki Sayin Burkay HAKPAR’in üyesi ve Genel baskanidir. Partisi hakkinda her türden tutum gelistirme hakkina sahiptir. Aday olabilir, bir adayi destekleyebilir veya her hangi bir adaya karsi olabilir, bundan dogal ne var?

Yanlis olan HAKPAR üyesi olmayanlarin bu türden iç süreçlere müdahil olmasidir.

Biz Örnegin KOMKAR’in baskani kim olacak diye müdahil oluyor muyuz? Üyesi olmadigimiz bu dost kuruma müdahale edersek dogru olur mu?

Kaldi ki; Fehmi Demir, Bayram Bozyel ile görüstü, Aday oldugunu söyledi. Bozyel ‘Hayirli olsun dedi, Tayip’le görüstü ‘Yakisir’ dedi ve ekledi ‘Sen benim legallesme konusundaki tutumumu biliyorsun’ …

Fehmi Demir, Celal Baykara dahil diger tüm PM üyelerini, Il baskanlarini aradi. Aday olmayi düsündügünü ve desteklerini bekledigini ifade etti. Hasan Dagtekin’i de defalarca aradi, ancak Dagtekin telefonlara çikmadi.

Bu arada Celal Baykara da aday oldugunu duyurdu. ‘Özgürlükçüler iki kutba ayrildi. Bu bir sorundur. En iyisi Benim adayligimda bütünlesilsin’ dedi. Kimi kadrolarla görüsmeler yapmak için geziye basladi. Benimle de Antep’te görüstü. Bu arada bir sürpriz yasandi ve Bayram Bozyel’in de (15 gün sonra) aday oldugu söylentileri yayildi. Oysa Bozyel daha önce yakin çevresine aday olmayi düsünmedigini söylemisti.

Hasan Dagtekin’in röportajinda ifade ettigi gibi Bayram’in adayligi Fehmi’ye karsi bir adaylikti.

Röportajin bu bölümünü tekrar okuyalim ‘Sözü ettigim tarzda bir adaylik belirleme yöntemi parti tabaninda rahatsizliga yol açti. Bu tarzda, dar bir ekiple, parti organlarini dislayarak bir aday dayatmayi yanlis bulduk. Ikincisi, Kürdistan isim tartismasinda sergiledikleri tutum nedeniyle söz konusu arkadaslarin HAK-PAR’i daha da daraltacaklari açikti. Yaklasik 15 gün boyunca bu konu tabanda tartisildi. Agirlikli egilim, partinin alternatifsiz birakilmamasi yönünde oldu. Parti tabanindaki bu egilim ve gelen talepler üzerine Bayram arkadasimiz aday oldu ve biz de onu destekledik.’

Parti tabaninda bu tür bir tartisma olmadigini biliyoruz.15-20 arkadas kendilerini hem partilerin tabani hem de tavani gibi gördükleri anlasiliyor.

Bu arkadaslar kendi kafalarinda Fehmi Demir’in Kemal Burkay’in ‘dayattigi’ bir aday oldugunu kurgulamislar. Ona ve Fehmi Demir’e karsi da harekete geçip tutum almislar.

Dagtekin devem ediyor ‘Isim degisikligi nedeniyle son parti meclisinde yasanan gerilim ve kutuplasmayi gören Sayin Baykara, daha o günden bu gidisin partiyi parçalamaya götürebilecegini hatta götürdügünü söyledi ve partinin selameti açisindan üçüncü bir seçenek olarak aday olmayi düsündügünü belirtti. Bu önerisini Fehmi ve Bayram arkadaslarin adayligi netlestikten sonra gelip bir kez daha dile getirdi. Bu önerinin degerlendirilebilecegini belirttik.’

Her sey açik, Fehmi Demir’in telefonlarina dahi çikmayan Dagtekin, Baykara’nin adayligini degerlendirebiliriz diyor… Keske ayni ‘degerlendire biliriz’ tutumunu kirk yillik arkadasi için de takinsaydi. Isteyen buralarda ne murad edildigini çok iyi anlar.

Sayin Dagtekin ‘Fehmi bey söz konusu toplantidan çikar çikmaz adayligini telefonlarla partililere duyurmaya basladi.’dedikten sonra

Dengeazad- soruyor ‘ Bu konu sizinle paylasilmadi mi, görüsünüz hiç alinmadi mi?’

Dagtekin- ‘Hayir. Dedigim gibi bu konunun esas olarak parti tabaninin görüsü de alinarak PM ve Baskanlik Kurulu gibi organlarda konusulmasi gerekiyordu. Ama ne adi geçen kurullarda tartisildi ne parti tabanina basvuruldu ne de bu konuda benim ve parti yönetimindeki diger arkadaslarin görüsüne basvuruldu. Baska bir deyisle HAK-PAR’in kurulusundan bugüne kadar emek sarf eden arkadaslarin çogunlugu dislandigi gibi parti tabani da dislanmis oldu. Sadece Özgürlük yolu geleneginden gelenler degil, farkli gelenekten arkadaslar da bu sürecin disina itildi. Dar kadrocu bir anlayis ile genel baskanlik sorunu kotarilma yoluna gidildi.’

Insan biraz Allahtan korkar, Be kardesim, Celal Baykara adayligin açikladiginda veya Siz Bayram Bozyel’i aday gösterdiginizde parti tabaninin görüsünü mü aldiniz? PM veya Baskanlik Kurulu’nda mi kararlastirdiniz? Hangi organlarda konustunuz?

Son PM toplantisi 26-27 Eylül tarihinde toplanmadi mi? Sizler hariç herkes Kemal Burkay’in yeniden aday olmasi için çabalamiyor muydu? Son PM toplantisiyla Kongre tarihi arasinda sadece 1 ay vardi. Bu sürede Fehmi Demir bir yandan kongrenin teknik hazirliklarini yaparken diger yandan tüm PM üyeleriyle, il baskanlariyla görüsmedi mi? Defalarca görüsmek için sizi de aramadi mi? telefonlariniz açmamaniza ragmen Diyarbakir’a gelip sizinle görüsmedi mi…Diyarbakir’da ardindan da Istanbul’a gidip üye toplantilarinda adayligini tartistirmadi mi?

Diyarbakir görüsmesi

Hasan Dagtekin röportajinda uzlasmanin önemine dikkat çekmesi kimseyi yaniltmasin. Hem üyelerle toplanti yapmak, hem de kendisiyle konusup, sirf uzlasma imkani bulabilir miyiz, PSK ye de HAKPAR’a da zarar vermeden bir formül bulabilir miyiz diye Fehmi Demir ile birlikte ta Diyarbakir’a gittik. Fehmi ile birlikte kendisiyle HAK-PAR il örgütünde görüstük. Hatta kendisine somut kimi önerilerde de bulunduk, Ancak Sayin Dagtekin kendisinden çok emin oldugu için O görüsmede de ‘dikte’ edici üslubuyla uzlasma kapisini kapatti. Her sey onun dedigi sekilde olmazsa, yani ‘Fehmi adayliktan çekilmezse, Kemal Burkay kendilerine söz vermezse’ olmazmis…

Tev lol lo…Uzlasmani sevsinler…

Dengeazad soruyor ‘Burkay’in Demir’i destekledigi iddia ediliyor. Bu konuda ne dersiniz?’

DAGTEKIN Söyle cevapliyor; Bu konuda benim bir sey söylememe gerek yok. Her sey kongre delegesinin gözü önünde yasandi. Hatta bu yasananlara kongreye gelen konuklar bile sahit oldu. Sayin Fehmi Demir’in listesini kim yapti, kimler bu konuda kulis yapti, hatta kimi üyelerimizi onlardan habersiz listeye koyan kimlerdi, bütün bunlar delegenin gözleri önünde yasandi. Neden gizleniyor ve açik davranilmiyor. Oysa demokratik bir kongre oldu deniyor, açiklik ve seffafliktan bahsediliyor. Bence, kamuoyu ve parti tabanina, olmus seyleri olmamis gibi göstermek dogru degildir.’

Burkay mi liste hazirladi?

Bakin olaylar nasil gelisti? Anlatayim…

Kongre günü geldiginde üç adayimizda çalismalarini sürdürdüler. Zaten Hasan Dagtekin röportajinda kendilerinin bir liste hazirladiklarini ifade ediyor. Bu liste hazirliginin kaldiklari oteli üs haline getirerek, tüm delegelerle görüserek onlara ‘bu hareketin kararidir’ diyerek yaptiklarini biliyoruz. Biz Partideydik ve sürekli olarak otele gidip gelenler, görüsmelere katilanlar bize durumu anlatiyorlardi. Elbet bu durumda garipsenecek bir sey yok. Adaylarin çalismasi, delegeyi etkilemek, ikna etmek için çabalamalarindan daha dogal ne var?

Tek sorun ‘hareketi’ bu ise dahil etmeleri, Onu iki adayin yarisinin bir argümani haline getirmeleriydi.

Bu hareketi tartismalarin malzemesi haline getiren ve maalesef yipratan bir tutumdu.

Oysa mesele iki HAKPARlinin adayligi ve yarisiydi. Bu is HAK-PAR lilarin isiydi. Ve onlar demokratik kanallari, tüzüklerinin gösterdigi yollari kullanarak sorunlarini çözmeliydi. Hareket taa basindan beri legal kurumlarin iç islerine müdahale etmeme, karar mekanizmalarina müdahil olmama tutumunu benimsemisti.

Kaldi ki legallesme karari alan ve tek görevi legallesmeyi gerçeklestirmek olan bir organin bu türden kararlar alma yetkisi de yoktu…

Yani arkadaslarin öyle yapici, ortaklasmayi saglamak diye bir sorunlari olmadigi anlasiliyordu…

Kemal Burkay gelenegimize uygun olarak Kongre konusmasinin ardindan tüm il baskanlarini topladi. Onlardan illerinde kimlerin PM ye aday olmasini istediklerini sordu. Önerilerini aldi.

Dikkat edin;

Sonra üç Genel Baskan adayini çagirdi ‘Il baskanlariyla görüstüm il baskanlari ortak listeyle seçime gidilmesini öneriyor’ dedi Ve seçime ortak listeyle mi? çarsaf listeyle mi? blok listeyle mi gitmek istediklerini sordu. Önce Bayram Bozyel görüsünü bildirdi. ‘Biz her adayin kendi listesini yapmasindan, yani Blok liste ile seçime gidilmesinden yanayiz. Her baskan adayi kendiyle uyumlu çalisacagi kisilerle yola devam ederse daha iyi olur. Ancak Kongre baska bir yol yani çarsaf liste önerirse de buna da karsi çikmayiz’ dedi. Baykara da bu görüse katildi.

En son Fehmi Demir söz aldi ve ‘Bizim bir gelenegimiz var, Parti meclisi listesini il baskanlariyla Genel baskan birlikte hazirlar. Ben bunun devam etmesini istiyorum ‘dedi.

Bayramin israri nedeniyle Blok liste karari çikti.

Yani Blok liste önerisini sunan Bayram Bozyel idi…

Sayet gelenege uygun tutum takinsaydi, Kemal Burkay Il baskanlarindan gelen isim önerileri ile kendisinin disaridan, kimi arkadaslara ‘gelin PM de yer alin’ dedigi isimleri birlestirip ortak bir liste yapacakti.

Olmadi.

Kongreye gidildi ve üç baskanin ortak imzasiyla BLOK LISTEYLE seçime gidilmesi önerisi divana verildi. Delegelerin onayina sunuldu ve kabul edildi.

Bayram Bozyel ve ekibi önceden hazirliklarini yapmis, listelerini hazirlamislardi.

Fehmi Demir hazirliksizdi.

Ortada ne Fehmi Demir’in, ne de iddia edildigi gibi Burkay’in hazirladigi bir liste vardi…

Kongrede blok liste karari çiktiktan sonra, Fehmi Demir bana bir liste hazirlamam gerektigini söyledi. Ve ben birkaç arkadasla birlikte Kongrenin yapildigi salonun 100 metre asagisindaki bir kafeye gittik. Orada alelacele bir liste yaptik.

Bu arada Celal Baykara ve arkadaslarina rica ettik, partinize sahip çikin, her iki listede de yer alin dedik. Onlar protesto etmeyi yeglediler. Eh, bu da onlarin hakki…

Onlarca arkadas bu duruma sahittir.

Yani ne Kemal Abi’nin bir listesi vardi, ne de bizim bir ön çalismamiz. Kuskusuz partililerle etkilesiyor ve Fehmi Demir’in desteklenmesi gerektigini söylüyorduk. Kimi partililere ‘gel PM’de yer al’ da diyorduk, Çok sayida delege ve kadro bize destegini de ifade ediyordu. Ancak önceden hazirlanmis bir listemiz yoktu.

Sonuçta Kongre de Sayin Baykara konusmasini yaptiktan sonra adayliktan çekildi.

Bayram Bozyel ve Fehmi Demir yaristi. Kazanan Fehmi Demir oldu.

Artik yapilmasi gereken kizmak, olaylari çarpitmak, suçlu aramak, sapla samani birbirine karistirmak degil, hele hele Kemal Burkay’a haksiz ve mesnetsiz bir tarzda açik, dolayli olarak tutum almak, suçlamak hiç degil…

Bizler 40 yillik yol arkadaslariyiz. Bir birimize ve emegimize, birlikte yarattigimiz degerlere saygili olmayi, tüm kurumlarimizi gözümüz gibi korumayi, hirs ve küçük hesaplarimizla önümüze geleni, bize emanet edilenleri yikip dökmemeyi, büyük düsünmeyi bilmeliyiz…

Parti daralir mi, büyür mü? zaman gösterecek…

Simdi, özellikle ‘sorumlu’ mevkilerde olanlar için, yapilmasi gereken; Kongre kararina saygili olmak, parti politikalarinin kitlelerle bulusmasi için mücadeleye devam etmek, partili görevleri eksiksiz yerine getirmektir.
15.11.2014

Arif Sevinç
HAKPAR
Genel Baskan Yardimcisi

Dengê Kurdistan

Back to top button