HAK-PAR: Hükümet asli isine, demokratiklesme ve sorun çözme görevine egilmeli

HAK-PAR Parti Meclisi Sonuç Bildirisi
Hükümet kimi takintilarindan kurtulup asli isine, demokratiklesme ve sorun çözme görevine egilmeli
Hak ve Özgürlükler Partisi Parti Meclisi, 1-2 Haziran tarihlerinde Ankara’daki Parti Genel Merkezi’nde yaptigi toplantida son politik gelismeleri ve iki toplanti dönemi arasindaki parti çalismalarini degerlendirdi, kararlar aldi ve kamuoyuna asagidaki sonuç bildirisini yayinladi:
3 Ay kadar önce yapilan Parti Meclisi toplantimizdan bu yana, bazi kesimlerin ‘baris ve çözüm süreci’ dedigi, ancak görünürde, en azindan bu asamada, silahlarin susmasina ve PKK’nin silahli güçlerini tümden sinir ötesine çekmesine yönelik olan süreç devam etmekte. Bu olumludur. Temennimiz sürecin, PKK’nin tümden silahlari birakmasi ile sonuçlanmasidir.
Ancak daha önce de HAK-PAR olarak birçok kez dile getirdigimiz gibi, silahlarin susmasi ve tamamen birakilmasi tek basina ne baris ne de çözüm olur. Kürt sorununun çözümü, Kürt halkinin tüm temel haklarini taniyarak, esitlik temelinde bir çözüm bulmakla mümkündür. Ancak bu sekilde yüzyillardir süren bu yara kapanir ve kalici barisa ulasiriz. Bu nedenle kapsamli bir projeye ihtiyaç var. Devlet federal temeller üzerinde yeniden yapilanmali. Kürtçe Türkçenin yani sira resmi dil olmali. Kürt kimligi yeni anayasada taninmali.
Ne var ki böylesi kapsamli bir proje ne iktidar ne de muhalefet kanadinda görünmüyor. Silahlarin birakilma sürecine eslik etmesi gerekli ve dogal olan demokratik adimlar için de bir çaba yok. Bu asamada kanimizca su adimlar atilabilir ve gecikmeden atilmali:
· Düsünce ve örgütlenme özgürlügü önündeki tüm pürüz ve engeller kaldirilmali; bu amaçla Terörle Mücadele Kanunu, Türk Ceza Kanunu, Siyasi Partiler ve Seçim kanunlarinda gerekli degisiklikler yapilmali;
· Seçim baraji tümden kaldirilmali, seçmen egiliminin en adil biçimde parlamentoya yansimasina olanak verecek nisbî temsil sistemi benimsenmeli;
· Siddeti benimsemeyen siyasi partiler, benimsedikleri adlar ve programlarla serbestçe çalisabilmeli;
· Silah birakanlarin evlerine serbestçe dönüp siyasi ve sosyal hayata katilabilmeleri için gerekli yasal adimlar atilmali;
· Koruculara is alani saglanarak koruculuk sistemi kaldirilmali;
· Çatisma döneminde zorunlu göçe ugramis, evleri yakilip yikilmis köylülerin köye dönüsü için gereken kosullar olusturulmali; mayinlar temizlenmeli, zararlari ödenmeli ve yeni hayatlarini kurabilmeleri için kendilerine gerekli destek saglanmali;
· Suriye sinirinda boydan boya uzanan genis mayinli alan temizlenmeli ve topraksiz köylülere dagitilmali.
· Köy ve Kasabalarin orijinal adlari geri verilmeli.
· Yeni Anayasa’nin gerçek anlamda sivil, demokratik, çagdas olabilmesi, Kürt sorununun çözümüne ve laiklige zemin hazirlamasi için, ‘degismez maddeler’, tabu sayilan kayit ve sartlar olmaksizin formüle edilmeli. Bu kapsamda yeni anayasa, hiçbir etnik gruba atifta bulunmayan bir vatandaslik tanimini içermeli; çogulcu toplumsal yapiyi gözeten ademi merkeziyetçi bir idari sistemi ve anadilde egitimi benimsemeli.
Ne var ki, adina çözüm ve baris süreci denen su asamada bu dogrultuda herhangi bir çaba görünmüyor. Anayasa yapim süreci tikandi. Ana muhalefet Partisi CHP’nin demokratik bir anayasaya karsi akil almaz biçimde direnmesi bir yana, hükümet kanadinda da bu konuda bir kararlilik yoktur. Tam tersine hükümet, böyle bir asamada gündeme içki yasagini gereksiz biçimde genisleten bir yasa ve Taksim Gezi Parki’ni yok edecek bir ‘Topçu Kislasi’ projesi ile ortaya çikti. Yapilmasi planlanan ve zaten genis bir ormanlik alani yok edecek olan 3. Köprüye ise bu ülkedeki Alevi toplumunun duygularini hiçe sayarak, büyük bir Alevi kiyimi yapmis Yuvuz Selim’in adini koydu. Böylece hem asil gündemden, yapilmasi gereken islerden uzaklasti, hem de hiç de zorunlu olmayan bu tür uygulamalarla genis bir vatandas kitlesini karsisina aldi, su anda devam eden ve tüm ülkeye yayilan bir gerilim ortamina ve direnislere neden oldu.
HAK-PAR olarak hükümetin son uygulamalarini yanlis buluyor ve bundan bir an önce dönülmesini istiyoruz.
Hükümetler elbet sigara ve içki ile ilgili olarak gençligin ve bir bütün olarak yurttaslarinin sagligini gözetici tedbirler alabilirler; ama bunu yaparken salt kendi dini inançlarindan ve deger yargilarindan hareket etmemeli, kendi yasam tarzlarini dayatmamalilar. Geçmiste Kemalist elit kendi yasam tarzini topluma keyfi biçimde dayatti; simdi ayni seyi AK Parti yapmamali.
Taksim Gezi Parki gibi, büyük ölçüde beton yiginina dönüsmüs Istanbul gibi bir kentin içindeki bir yesil alan, Osmanli Topçu Kislasi’ni yeniden canlandirma adina yok edilmemeli.
Istanbul ulasimi asil olarak genis bir yeralti metro agi ile, tüp geçitlerle ve toplu ulasim araçlariyla saglanmali. 3. Köprü ille de yapilacaksa, ona, yurttaslarin önemli bir bölümünde rahatsizlik yaratacak bir isim konmamali.
Hükümet her konuda kitlelerin sesine kulak vermeli ve gereksiz yere gerilim yaratan bu tür takintilardan kurtulup asli görevine, demokratiklesme ve sorun çözme görevlerine egilmeli.
HAK-PAR olarak Idarenin barisçil gösterileri engellemesini ve bu tür gösterilere karsi siddet kullanmasini yanlis buluruz. Polis ancak siddeti önlemek, yurttaslarin can ve mal güvenligini korumak için tedbirler almali. Zorunlu durumlarda kullanilacak güç ise orantisiz olmamali.
Öte yandan,gösterilerin barisçi biçimde geçmesinden yanayiz. Göstericiler bakimindan siddet ve tahribe yönelik eylemleri, küfür içeren sloganlari yanlis buluruz; bunlar hakli gösterilerin amacina zarar verir. Yine belli çevrelerin, masumane ve hakli isteklerle baslayan, içerde ve disarda genis bir toplumsal destek bulan bu talep ve eylemleri, çigirindan çikarip geleneksel yöntemlerine uygun olarak, hükümeti demokrasi disi yöntemlerle degistirme ya da yikma araci yapma, yani yanginin üstüne körükle gitme çabalarini da yanlis buluruz. Böylesi tutumlar, hükümetin yanlislarini önlemeye ve demokrasi mücadelesine hizmet etmez, tam tersine zarar verir.
* * *
Komsumuz Suriye’deki kanli iç bogusma ne yazik ki devam ediyor. Son olarak ABD ve Rusya’nin ortak girisimiyle, soruna barisçi bir çözüm bulunmasi için önümüzdeki günlerde Cenevre’de bir konferansin toplanmasi taraflarca benimsendi. Bu olumlu bir gelismedir. Partimiz öteden beri böylesi bir yöntemi önermekte idi. Suriye sorununa görüsme yoluyla bir çözüm bulunmali. Suriye yeni ve demokratik bir anayasa ve serbest seçimler sonucu yeni bir yönetime kavusmali. Ülkenin tüm etnik gruplari, Kürtler, Nusayri’ler, Dürziler ve Hiristiyanlar için güvence olmali ve onlarin haklari da uluslararasi garanti altina alinmali. Özet olarak, Suriye, kendi toplumsal gerçegine uygun olarak federal ve demokratik bir ülke olmali, Kürt halki da nüfusun çogunlugunu olusturdugu Kuzey seridinde, yani ‘Bati Kürdistan’ da özerk bir yönetime kavusmali.
Partimiz, yeni durumda, Suriye sinirlari içindeki Kürt halkimizin özgürlesmesi için de elverisli tarihsel kosullarin olustugu kanisindadir. Bunu iyi biçimde degerlendirmek için bu parçadaki çok sayida Kürt örgütlerinin uyum içinde hareket etmeleri, demokratik bir birlik ya da cephe olusturmalari zorunludur. PYD’nin son dönemde bu parçada kendi tekelini kurmak çabasi ile olup bittiler yaratmasi ve diger örgütlere, yurtsever kadrolara karsi baski, tehdit ve saldiri yöntemlerine basvurmasi yanlistir ve hakli davaya zarar vericidir. Bu parçadaki Kürt örgütlerinin çogu PYD’den çok daha eskidir, halk içinde köklü baglara sahiptir. PYD demokratik iliskileri, ortak tavir ve tutumu içine sindirmelidir.
* * *
Parti Meclisimiz, son üç ay içinde bir dizi il ve ilçede parti örgütünün açilmis olmasini, örgütlenme ve görev talebinin birçok yerde daha önce HAK-PAR üyesi olmayan insanlardan gelmesini, Partimize yönelik ilgi ve sempatinin yükseldigini gösteren olumlu bir gelisme sayar. Birçok il ve ilçede örgütlenme çalismalari ise devam etmektedir.
Bunun yani sira, Kongremizden bu yana birçok birimde, hem parti örgütlerimizle görüs alis verisi için, hem kitleye açik biçimde, Genel Baskanimizin ve diger Parti yöneticilerinin de katildigi bir dizi toplanti ve konferans gerçeklestirildi ve bunlar oldukça kitlesel ve canli geçti. Parti Meclisimiz bu nedenle kadrolarimizin ve tabanin gösterdigi çaba ve fedekârliktan dolayi kendilerine tesekkür eder ve parti çalismasinin yükseltilmesi, daha verimli kilinmasi, kitle baglarinin güçlendirilmesi için örgütümüzü bir bütün olarak daha aktif ve sistemli çaba göstermeye çagirir.
2 Haziran2013
Dengê Kurdistan