Makale

HAK-PAR Kongresi

Hak ve Özgürlükler Partisi’nin birinci olaganüstü kongresiyle ilgili izlenimlerimi sizlerle paylasmak istedim. Çünkü acilar da, sevinçler de, basarilar da paylasildikça daha da anlam bulur.

Bu kongreye katilmak isteyipte katilamayan tüm yoldaslar, partililer emin olun ki, hepiniz ordaydiniz. HAK-PAR kongresinde yaratilan o olumlu ve basarili enerji emin olun ki, haftalar öncesinde medya üzerinden de hissediliyordu. Yasanan bu basari ve cosku tüm herkesin katkilariyla gerçeklesti.

Uzun bir yürüyüs sonrasinda, birçok tartismanin yasandigi bir dönemden sonra, tipki uzun yillar süren bir binanin insaasi gibiydi. Bu binanin temelerinin uzun yorucu bir çalismadan ve büyük bir emegin sarf edilmesi sonra atilmisti. Tüm malzemelernin hazir olmasina ragmen bir türlü dis sivasinin iç sivasinin tamamlanmayip bitmeyen bir saglam temelli bir bina gibiydi. HAK-PAR’in bu son kongresinde iste bu temel üzerine önceden kurulmaya çalisilan ancak her bir ustanin ayri bir boya, tas ve iç mimarlik vs konularinda anlasmazliklarin çiktigi bir türlü asil isine odaklanmadi ekiplerin artik tam hedefe halkinin istem ve taleplerine hizmete hazir asil kurulus amacina hedeflenen bir yapiya dönüstü. HAK-PAR’in kongresi gerçeklesti…

HAK-PAR birinci olaganüstü kongresinde seçilen Sayin Refik Karakoç ile ilk DBP (Demokrasi ve Baris Partisi’inde) de çalismistim. Sayin Karakoç hem Kürt hem de Türk siyasetinde taninan biridir.

Kendisinin yanina da gidip tebrik ettim ve ilk gün tipki DBP içinde yaratilan heyecan ve basariyi bu süreçte de devam ettireceginden eminim. Bu konuda elimden geldigince bu isin içinde canla basla yeteneklerim dogrultusunda çalisacagimi kendilerine bu vesileyle ilettim.

Iyi bir ruh yaratildi bu kongrede. Evet kongre salonun sicak bir hava olmasi nedeniyle oldukça baskindi ancak, orada yer alan kitle ve heyecan, özellikle yurtdisindan gelen yoldaslar ve bunun basini çeken Mehmet Ali Akagündüz ve onunla birlikte oturan ekibi kongreyi canli kilmakta payi büyüktü. Bu ekibin tam da arkasinda oturuyordum. Kürdistan bayraklariyla Kürdistani istemleri içeren sloganlarla hem kendileri hem de salondaki kitleyi ve gençleri çok hareketlendirdigini gördüm. Ayrica sanatçi Fatê’nin mesaj içerikli strani ve Sair Medine Kerpiç’in de merhum Fehmi Demir için yazdigi siiri duygusal anlarin yasanmasina neden oldu. Tüm bunlar konreyi renklendiren argumanlardi.

Genel Baskan Yardimcisi Necati Bayram’in konusmasi kimilerince siradan tekrardan ibaret mesajlar olarak nitelendirilse de, bu konuda farkli düsündügü belirtmek isterim. Elbeteki, dogru olanlar ve ulusal mücadelenin önemi ve bu yolda nasil yürünülmesi hareket edilmesi gerektigi noktasinda iç ve dis kamuoyuna verdigi mesajlar çok degerliydi. Söz konusu konusmayi. http://www.dengekurdistan.nu/details.aspx?an=15423 bulabilirsiniz.

Kongrenin baslamasina iki gün kalincaya kadar sürdürdügü genel baskan adayligi kararini, Sayin Refik Karakoç’un lehine sonlandiran Latif Epözdemir’in kibar ve politik yaklasimini oldukça anlamli ve degerli buldugumu sizlerle ayrica paylasmak istedim.

Kongre salonunda göze çarpan önemli bir sey de bu kongrede kadin arkadaslarimiz oldukça fazlaydi. Bu elbette önemli bir ivmeydi. Ancak PM konusunda ayni seyi söylemek zor. PM’ye özellikle emektar kadin arkadaslarimizdan birkaç kisi daha seçilmemesi olumsuz olarak degerlendirdim. Ancak o arkadaslar biliyorum ki, her zamanki gibi yine bu yolda canla basla çalisacaklardir.

Umudum o ki, bu süreten uzak düsüpte gönlü HAK-PAR’da olanlar da sürece katilir halkimiz için omuz omuza verip daha da güçlü bir sekilde hep birlikte yol aliriz.

Bu basari geçmisten bu güne kadar yürütülen ulusal mücadelenin birikimi sonucudur. Bu konuda emek sarf eden binlerce yurtsever kürdün ürünüdür. Sen, ben o demeden kararlica yürüyen emektarlarin kararli durusunu taktir etmemek elde degil. Sizler hep var olun. Bu kervan halkimizi er veya geç bagimsiz Kürdistan yolunda bulusturacaktir.

Parti Meclisinin yenilendigi ve bazi konularda tüzük degisikliklerinin de yapildigi olaganüstü Kongrede, ülkemizin ve bölgenin gündemi degerlendirildi ve su sonuçlara varildi; bunlari çok önemli buldugum için sizlerle yeniden paylasmak isterim.

Kongremiz;

1 – Irak’ta halkimizin mesru haklarini gasp eden zalim BAAS rejiminin çökmesinin ardindan yönetime gelenlerin de adil olmayi, çagdas, demokratik, federal bir rejim insa etmeyi basaramadiklarini, Irak’i terör ve iç savas batakligina çevirdiklerini tespit eder. Bir arada baris içinde yasamanin her gün biraz daha imkansiz hale getirildigi Irak ta Güney Kürdistan’in bagimsizlik yoluna girmesini hakli ve mesru görür.

HAK-PAR Kongresi halkimizin bagimsiz devlet olma yolundaki bu yürüyüsünü coskuyla selamlar.

2- Basta BAAS rejimi ve çesitli terör örgütleri olmak üzere bölge devletlerinin ve büyük emperyal güçlerin müdahaleleriyle iç savasa sürüklenen Suriye’de yasanan dramin sorumlularini kinayan kongremiz, bir an önce iç savasin sonlandirilmasini, Sünni, Nusayri Arap, Kürt, Dürzî ve diger etnik gruplarin bir arada baris içinde yasamasina olanak sunacak federal bir yapilanmaya gidilmesi gerektiginin altini çizer. Kongremiz Bati Kürdistan da mesru haklari için çabalayan halkimizla dayanismasini ifade eder.

Kürt örgütlerinin Esad rejiminin kirli oyunlari karsisinda duyarli olmasi gerektigini, Sayin Barzani’nin girisimleriyle Bati Kürdistan örgütleri arasinda yapilan mutabakati esas alarak, Bati Kürdistan’i adil bir statüye kavusturmak için el birligi yapmalarinin önemini vurgular.

3- Iran da despot rejimin, halkimizin en mesru haklarini dahi tanimayan zalimane tutumunu, insan haklari ihlallerini, Güney Kürdistan’a müdahale girisimlerini, bölgenin istikrarsizlastirma çabalarini kinayan kongremiz, Iran da Kürt halkinin özgürlük mücadelesini yürüten dostlarimizi bir kez daha selamlar dayanismamizi ifade eder.

4-Türkiye’de de en önemli, yapisal sorunlarinin basinda Kürt sorununun geldigine dikkat çeken Kongremiz Kürt sorunu devletin Inkar-red- siddet ve asimilasyon politikalarinin ürünü olan Kürtlerin halk olmaktan kaynakli haklarini gasp etmesi ile sürüp gelen, adil bir çözüme kavusturulamadigi için de giderek agirlasan ulusal bir sorun oldugunu vurgular. Kürt sorununda siddete, baskiya dayali politikalarin çözüm olmadiginin görülmesi gerektigini ifade eden kongremiz ‘tek devlet, tek bayrak, tek millet’ gibi geleneksel politikalarda, üniter devlet anlayisinda israr edilmesinin, Kürt meselesini PKK’ye ve onun silahsizlandirilmasina indirgenmesini çözümsüzlük politikalarinda israr anlamina geldigini bir kez daha hatirlatir.

Kongremiz bir an önce siddet batakligindan çikilmasi, PKK’nin silah birakmasi, Devletin de sorunun çözümüne uygun, Kürt halkinin temel haklarini taniyan adimlar atmasi çagrilarini yeniler.

PKK ‘öz yönetim’ler adi altinda Varto, Silvan, Nusaybin, Sirnak, Cizre, Silopi, Gever(Yüksekova) Sur gibi pek çok ilçenin yoksul mahallelerini savas alanina çeviren stratejisini, yine Devletin ‘güvenlikçi politikalari’ devreye sokmasini mahkum eden kongremiz bu savasin, Kürtlerin hak ve özgürlük talepleriyle bir iliskisi olmadigini bir kez daha vurgular.

Ortadogu’da sorunlarini barisçil yollarla, demokratik ve adil yöntemlerle çözemeyen toplumlarin içine sürüklendigi dramatik süreçlere dikkat çeken kongremiz bir an önce anadilde egitim basta olmak üzere, Kürtlerin ulus olmaktan kaynakli haklarinin teslim edilmesini, baris içinde bir arada yasamak için, esitligi esas alan adil bir çözüme yönelinmesini, federal yapilanmaya zemin olacak adimlar atilmasini talep eder.

5- Alevilerin hakli ve mesru taleplerinin geciktirilmeden taninmasi,

Kadinlara yönelik ölümlerle sonuçlanan siddeti kinar Devleti etkili önlemler alinmasini talep eder.

AB standartlarinda çogulcu, katilimci bir demokrasinin tüm gereklerinin yerine getirilmesi, Toplumumuzun ihtiyaçlarini karsilayacak özgürlükçü sivil bir anayasanin yapilmasi mücadelesini destekleyen Kongremiz; Toplumun öncelikli gündemi haline gelen yeni anayasanin Ülkenin çok renkli toplumsal yapisina uygun olarak herkesi kapsayan bir vatandaslik tanimi, yerinden yönetime elveren adem-i merkeziyetçi bir siyasal ve idari yapilanma ile anadilde egitim AB standartlarinda temel hak ve özgürlükleri içermesi gerektigini belirtir.

6 ‘ HAK-PAR’in bir birlik projesi olarak dogduguna dikkat çeken Kongremiz, geçmiste hangi kulvarda yer alirsa alsin tüm Kürdistanlilari, özgürlük, demokrasi ve degisim yanlilarini demokratik çalisma prensipleri çerçevesinde, birlikte çalismaya çagirir.’

Elbetteki kongreye ve ordaki siyasi atmosfere iliskin söylenecek çok sey var. Ancak simdilik bunlarla yetineyim. Sunu da belirtmeden yazimi bitirmek istiyorum. Gerek Avrupa’dan Ankara’ya giderken, gerekse de dönüste birlikte yolculuk yaptigim tüm degerli arkadaslarla uzun samimi sicak sohbetler yaptik. Bundan sonra HAK-PAR’a Avrupa’dan daha çok katki sunmamiz gerektigini konustuk.

Necla Çamlibel

Back to top button