Haber

HAK-PAR: KÜRD AYAKLANMASININ ÖNDERI SEYH SAIT VE ARKADASLARINI ANIYORUZ

Kürdistan ulusal ayaklanmasinin önderi Seyh Sait, Kürd milletinin saygin ve hatirsinas sahsiyetlerinden birisidir ve bu her zaman böyle anilacaktir.

1925’te Seyh Sait önderliginde baslayan hareket, süphesiz ki ulusal ve özgürlükçü bir harekettir. Kürdler, o yillarda bu harekete gönülden inandilar ve destek verdiler. Tabii ki, Seyh Sait özgün, toplumu taniyan, milletsever, ulusalci, bilgili, dindar bir sahsiyetti.

Kuskusuz ki Kürd halki, Osmanlilar döneminde bir takim hak ve menfaatlerine sahipti. Kürdler o dönemde yasamlarinda Kürdistani özelliklerini daha çok korumuslardi. Kürd dilinde egitim, köy ve sehir isimleri, Kürd beylerinin özerk yapilari, Kürd ve Kürdistan kimliginin özgürlügü, inkar ve asimilasyonun olmayisi ve daha bir çok konuda oldugu gibi Kürtler bir tür özerk yasam sürdürmekteydiler.

Teklik ve Türklük üzerinde kurgulanan Türkiye Cumhuriyeti Kemalist Rejimi, Kürd Milleti’nin baskaldirisindan iki yil önce idareyi ele almisti. Yeni bir meclis tanzim edilmisti, meclisten sonra cumhuriyette ilan edilmisti. Dikkat çeken o dur ki, yeni cumhuriyet kendisini “Her iki halkin” yani “Türklerin ve Kürdlerin” cumhuriyeti olarak ilan etmisti. Birinci meclis yeni anayasayi kabul etmisti, hem yeni anayasada hem de yeni meclisin ilk kararlarinda, Kürd milleti için muhtariyet, yani esitlik temelinde kendi kendisini yönetme hakki ilkesi kabul edilmisti. Meclis tutanaklarinda ve Mustafa Kemal’in anilarinda o dönemden bir çok kez bahsedilmis ve o birinci meclisin belgeleri devletin arsivlerinde sakli tutulmaktadir. Ilk meclis oturumlarinda Kürdler bir millet ve Kürdistan bir ülke olarak kabul edilmisti.

Ne yazik ki Kemalist yöneticiler, algilarini degistirdi. Bu degisim Kemalizmin öngördügü üzere, Kürdlerin hak ve menfaatlerinin inkariydi. Kürdler için öngörülen hak ve mefaatler bir bir yasaklandi, Kürdlerin ulusal varliklari yok sayildi. Kürd karsiti bir çok yasa devreye sokuldu, Kürdler gün be gün kendi kimliklerinden uzaklastirildilar. Kürd ve Kürdistan varligi yok sayildi. Kürd olmak artik büyük bir tehlike halini almisti. Türklerin Cumhuriyeti’nin bu yeni algisi Kürdlerin ve Kürdi yasamin inkari temelinde topluma servis edildi. Türk kimliginin üstünlügü ve hakimiyeti üzerine insa edilen Kemalist Cumhuriyet ve onun siyasi ideolojisi, Kürdlere yönelerek baskilarini gün be gün arttirdilar, görülmemis bir zorbalik uyguladilar.

Bu sartlarda Seyh Sait, serefli, duyarli ve Kürdistani bir insan olarak, rejimin zorbaca uygulamalarini kabul etmedigini dile getirdi, defalarca Kürdlerin bir temsilcisi olarak rejime çagrilarda bulundu ve onlari Kürdlerin milli menfaatlerine el uzatmamalari konusunda uyardi. Fakat rejim bu çagrilar karsisinda gözlerini kapadi ve zulmünü giderek artirdi. Türk Rejimi giderek Kürdleri tüm milli ve esitlikçi haklardan mahrum birakti.

Bunun üzerine Seyh Sait, Kürd asiret önderleri, seyh ve diger dindarlar ile bir dizi görüsmeler yaparak bir birlik olusturdu. Ayrica Seyh Sait Diyarbekir de “Milli bir meclis” olusturarak Kürd birligini olusturmak istiyordu. O dönem Azadi Hareketi önderi Cibranli Halit Bey ve milli önder Piranli Seyh Sait arasinda da bir birlik ve dayanisma olusmustu.

Ne var ki rejim bu firsati da Kürdlere vermedi. Bunun üzerine Seyh Sait ve arkadaslari yeni rejime karsi güçlü bir baskaldiriya karar verdiler ve Kürdistani zorba yönetimden özgürlestirmek üzere ayaklandilar. Bu ayaklanma Kürd Milleti’nin 95 yil önce Kemalist Rejim’e karsi baskaldirisinin Kürd siyasal tarihinde bir dönüm noktasidir. Her ne kadar çogu tarihçiler bu baskaldiriyi erken veya “zamansiz” bulduklarini belirtmislerse de öz ve içerik bakimindan bu baskaldirinin ulusal ve demokratik bir karakter tasidigi konusunda herkes hem fikirdir. Elbette ki hareket ülke genelinde bütünsel milli bir birlik ve yeterli bir hazirlik yapilmadan baslatildi. Bu bir bakima erken bir dogumdu. Ayaklanma için genis bir tabana ulasilamadi. Ulusal dinamikler yeterince seferber edilemedi.

Sonuçta, yeni Türk Rejimi büyük bir askeri güçle Seyh Sait hareketine saldirarak hareketi bastirdi, görülmemis bir zorbalik ve vahsetle hareketi dagitti. Seyh Sait ve 47 arkadasi Sark Istiklal Mahkemesi’nde düsmanca bir anlayisla ve görülmemis bir hukuksuzlukla seklen yargilandilar ve idamla cezalandirildilar.

Seyh Sait’in ölüsü bile rejim için öyle bir korku salmisti ki, idam edildikten sonra cenazesi gizlice defnedildi ve mezarinin yeri sakli tutuldu,mezar yeri bugün dahi bilinmemektedir.

Hak ve Özgürlükler Partisi / HAK-PAR olarak Kürd ulusal hareketin önderi Seyh Sait ve arkadaslarinin idamlarinin 95. Yildönümü’nde kendilerini saygi ve minnetle aniyoruz. Ayni zamanda irkçi Istiklal Mahkemesi’nin kanunsuz yargilamalarini ve cezalandirmalarini siddetle kiniyoruz.

Seyh Sait Kürd Milleti’ nin yüz akidir. Kürd Milleti, Seyh Sait’in sahsinda, onun önderligi altinda gelismis olan hareketle övünmekte ve onur duymaktadir.

Kürd milleti Seyh Sait’e minnettardir.

Seyh Sait’in mezar yeri açiklanmali ve itibari iade edilmelidir.

HAK-PAR BASIN BÜROSU

Dengê Kurdistan

Back to top button