HAK-PAR: Paket olumlu ama yetersiz, Türkiye prangalarindan kurtulmali

Basbakan Erdogan’in 30 Eylül günü açikladigi yeni ‘Demokratiklesme Paketi’ne iliskin HAK-PAR Genel Baskani Kemal Burkay’in yaptigi açiklama:
BASINA VE KAMUOYUNA
Paket olumlu ama yetersiz
Türkiye prangalarindan kurtulmali
Basbakan Erdogan’in 30 Eylül günü açikladigi yeni ‘Demokratiklesme Paketi’ bizim açimizdan bir sürpriz olmadi. Paketin çerçevesi zaten ana hatlariyla kamuoyuna yansimisti ve talep ettigimiz köklü degisiklikleri kapsamayacagi belliydi. Bunu, daha paket kamuoyuna açiklanmadan çesitli vesilelerle dile getirdik.
Paketin içerdigi ve bir bölümü kanunlarla, bir bölümü tüzük ve yönetmeliklerle gerçeklestirilecegi söylenenler içinde elbette olumlu seyler var.
Kadinlara Kamu alaninda basörtüsü yasagi getiren hükmün bazi istisnalarla kaldirilmasi, Mor Gabriel Manastiri’nin topraklarinin geri verilmesi bunlar arasinda. Yillardir çocuklarimiza okutulan irkçi ‘Andimiz’in kaldirilmasi da. Ama çocuklarimizin elbet, bu türden irkçi, militarist ezberlerden kurtulmasi, dogru bilgiye ulasmasi ve özgür bireyler gibi yetismeleri için daha yapilmasi gereken çok sey var. Egitim sistemi ve ders kitaplari bu açidan bir bütün olarak elden geçirilmeli.
Köy ve kasabalarin keyfi biçimde degistirilen adlarinin geri verilmesine yolun açilmasi da olumlu. Ancak bu uygulama 1980 öncesini de kapsamali. Ayrica bu adlar bir yasa ya da Bakanlar Kurulu karari ile dogrudan geri verilmelidir. Çünkü adlar degistirilirken kimseye sorulmadi ve sakinlerinin onaylari alinmadi; geri verilirken de basvurulara, uzun formalitelere gerek duyulmamali.
Kürt alfabesindeki bazi harflerin üzerindeki yasagin kaldirilmasi, siyasi partilerin Türkçeden baska dillerde propaganda yapabilmelerinin önünün açilmasi da olumlu degisiklikler arasinda.
Öte yandan, dil ve kültür üzerindeki baskiyi bir bütün olarak ortadan kaldirmak, özellikle Kürt halkinin yillardir süregelen taleplerini karsilamak için çok daha köklü degisikliklere ihtiyaç var. Bunun için Anayasa’nin degismesi gerekiyor ve ne yazik ki Parlamento bu konuda gerekeni yapmadi; muhalefet gerekli adimlarin önüne dikiliyor, iktidar partisi ise geregi gibi kararli degil. Pakette yer alan ve yalnizca özel okullarda anadilde egitime olanak verecek olan madde böylesine temel bir hakki karsilamaktan uzak. Bu, bir kez daha sorunun çözümünü geçistirmek ya da ertelemek anlamina geliyor.
Ülkenin iki yüzyillik Kürt sorununun çözümü için, her zaman söyledigimiz gibi, bunun ötesinde köklü, kapsamli bir projeye ihtiyaç var. Sorun ancak dünyanin pek çok ülkesinde görülen çagdas örneklere uygun olarak esitlik temelinde çözülebilir. Bu ise federalizmdir. Yeni anayasada anadilde egitime ve Kürt kimligine yer verilmeli, devletin siyasal yapisi ademi merkeziyetçi ilkelere göre yeniden düzenlenmeli. Her iki halkin baris içinde, gönüllü olarak bir arada yasamasi böylesine adil bir çözümle mümkündür.
Zaten paketi açiklayan Basbakan Erdogan da, çözüm konusunda bizim gibi düsünmese de, bu paketle getirilenin çözüm olmadiginin fakindadir ve bunu su sözlerle açikça dile getiriyor: ‘Bu paket elbette Türkiye’yi bütün prangalarindan kurtaracak bir paket degildir. Ancak bu hedef dogrultusunda çok önemli bir asamadir. Son nokta olarak asla görmüyoruz. Türkiye degistikçe, sartlar olgunlastikça, dirençler ortadan kalktikça, siyaset güç kazandikça yeni hak ve özgürlükler kaçinilmaz olarak gündemde yerini alacak.’
Pakette ülkenin diger bir önemli sorunu olan Alevi sorununun çözümü için de beklentilere uygun bir adim atilmadi. Cem evlerine Alevilerin inanç yeri olarak statü taninmadi, din dersi zorunlu olmaktan çikarilmadi.
Yine Heybeliada Ruhban Okulu’nun açilisi beklenirken bu konuda da adim atilmadi.
Siyasi partiler ve seçim yasalarinda önerilen bazi degisiklikler bu alanda var olan adaletsizligi gidermekten uzak. Seçim barajinin kaldirilmasi en dogrusu olacak ve adil bir temsile yol açacakti. Oysa hükümetin, mevcut durumu degistirmeyecek, hatta en fazla oy alan partinin durumunu daha da güçlendirecek bazi seçenekler üstünde çalistigi görülüyor.
Terörle Mücadele Kanunu’nda yapilmasi beklenen ve düsünce belirleme ile siddet eylemini birbirinden ayiracak, böylece düsünce özgürlügü üzerindeki Demokles’in kilicini kaldiracak degisiklik de gerçeklesmedi.
Bir baska deyisle Hükümet, anayasa degisikligi gerektirmeyen bazi konularda yapabilecegi bazi demokratik düzenlemelere de bu pakette yer vermedi ve bu yönüyle paket bazi çevrelerde düs kirikligi yaratti.
Biz HAK-PAR olarak elbet, sinirli da olsa pakette yer alan ve demokratiklesmeye katkida bulunacak olan degisiklikleri olumlu karsiliyoruz. Öte yandan, basta Kürt sorunu olmak üzere ülkenin temel sorunlarinin yine çözüm için bekledigini, bu paketin de derde deva olmadigini belirtiyoruz. Basta iktidar partisi olmak üzere politikacilara düsen görev bu konuda cesur ve kapsamli projeler üretmektir.
Öyle ki Türkiye prangalarindan kurtulsun.
Ana muhalefet lideri Sayin Kiliçdaroglu da ‘Bu paket derde deva degil,’ dedi. ‘Biz tam bir demokrasi ve özgürlük istiyoruz; hükümet bu konuda derli toplu projelerle gelsin, destekleyelim,’ diye de ekledi. Bu sözler güzel ve isabetli; ancak inandirici degil. Sayin Kiliçdaroglu ve Partisi bugüne kadar izledigi politika ile güven vermedi, en küçük olumlu degisimin bile karsisina çikti, statükoyu ve onun yasal dayanagi 12 Eylül Anayasasi’ni savundu. Bu nedenle Sayin Kiliçdaroglu ve Partisi önce kendileri degismeli. Bu is Silivri ziyaretleriyle olmaz. CHP hükümetten istedigini kendisi de yapmali, çözüm için gerçekten özgürlükçü, degisimci projelerle kamuoyunun karsisina çikmali.
Biz HAK-PAR olarak iste bu projelere sahibiz. Kürt sorununun çözümü için, Alevi sorununun çözümü için, Avrupa standartlarinda gerçek bir demokrasi için, baris için gerekli olan programa sahip bir partiyiz.
Biz HAK-PAR olarak özgürlügün, degisimin ve barisin partisiyiz.
Kemal Burkay
HAK-PAR Genel Baskani
2 Ekim 2013
Dengê Kurdistan