Makale

HAK-PAR ve Medya Sorunu

Kürdistan ve Türkiye´de 30 Mart 2014 yerel seçimlerinden sonra, tüm siyasal çevreler bulunduklari yerden bakarak, ortaya çikan sonuçlari degerlendirdiler. Herkes bundan sonrasina atifta bulunarak gelecekle ilgili yapilmasi gerekenleri de dile getirdi, getiriyorlar. Bunu seçimde basarili çikanlarda, hezimete ugramislar da yapti, yapiyorlar. Bu degerlendirmeler yapilirken seçimleri etkisine almis siyasal gelismelere, adaylarin rolüne, seçim atmosferine, partilerinin zayif-güçlü yanlarina, ekonomik olanaklarina, destek ve köstek olanlara da vurgu yapildi. Buna benzer degerlendirmeleri Hak ve Özgürlükler Partisi HAK-PAR´in kurumlari, yöneticileri, adaylari da yaptilar, yapiyorlar.

Ancak HAK-PAR´in, HAK-PAR´lilarin yaptiklari seçim degerlendirmelerin de bir konuya özellikle deginilmis, hemen hemen tüm degerlendirmeler de bu konuya vurgu var. Konu medya destegi. HAK-PAR Genel Baskani Kemal Burkay 2011´de yurda dönüsünden sonra her kesimden medya, onunla yakindan ilginlenmis, bu ilgi zaman zaman azalmis, ama seçimlere yaklasik üç ay kalaya kadar sürmüstü. Üç ay kala ise, bir merkezden isaret verilmis gibi HAK-PAR ve Burkay´a ambargo konulmustu. Bu ambargo yalniz HAK-PAR Genel Baskani Kemal Burkay´a degil tüm HAK-PAR´lilara uygulandi. Yalnizca büyük medya kuruluslari degil, sözüm ona alternatif medya olduklarini iddia edenler de, her türlü düsünceye açik olduklarini söyleyenler de bu kervana katildi. Buna karsi HAK-PAR kendi olanaklarini zorlayarak sesini duyurabilmek için çaba harcadi.

Konuyla ilgili 5 Nisan 2014 tarihinde HAK-PAR Genel Baskani Kemal Burkay seçim degerlendirmesin de „Ikinci olarak, hazineden yardim alan partilerin arkasinda büyük medya destegi, onlarca TV ve gazete var. Üstelik, benimle söylesi yapmak için daha önce adeta yarisan televizyon ve gazeteler tam da seçim dönemine girerken, son 3 aydan bu yana, tümü birden sözlesmis gibi bize kapilarini kapadilar. TRT dahil, bir tek ulusal kanal beni ve arkadaslarimi davet edip söz hakki tanimadi. Bu çok açik bir ambargo idi. Belli ki HAK-PAR’in görüslerinin kitlelere ulasmasini istemediler. Böylece sistemin gerçekte kimden, hangi partiden çekindigi, hangi görüslerden korktugu bir kez daha açik olarak görüldü; ak koyun kara koyun belli oldu. (Öteden beri bize bühtanda bulunanlar ise seçim boyunca kanal kanal konuk edilip bol bol konusabildiler). „(1) diyor.

Yine 13 Nisan 2014 tarihinde HAK-PAR Parti Meclisi bildirisinde konuya deginmis. „Partimiz HAK-PAR böylesi bir ortamda, kendisine uygulanan ilginç medya ambargosuna ragmen kendi dar olanaklariyla aktif bir çalisma yürüterek kendi farkini, özgün politikasini kitlelere ulastirmayi bir ölçüde basardi'(2)

17 Nisan 2014 tarinde ise HAK-PAR Diyarbakir Büyüksehir Beledeiye Baskan Adayi Sevgi Çelik Moray bu konuda „Farkli fikir ve düsüncelerde olan bizim gibi kurumlara her taraftan nasil bir basin ve yayin ambargosu uygulandigina taniklik ettik.'(3)diyor.

Buna benzer görüsleri daha bir çok HAK-PAR yöneticisi, adayi, üyesi ve taratari dillendirdi. 2009 seçimlerinden sonra da, HAK-PAR´dan böyle degerlendirmeler duyduk. Peki ne yapmaliyiz? Çare ne? Yoksa ihtiyaci oldugunda HAK-PAR´in görüslerine bas vuran, olmadiginda görmezlikten gelen, hatta HAK-PAR´in alehine yayinlar yapan büyük medya kuruluslarinin degismesini mi beklemeli? Tabii ki HAK-PAR farkli bir yol izlemeli. Örnegin tüm olanaklarini gözden geçirmeli, bu alandaki eksikligini gidermek amaciyla hiç zaman geçirmeden konuyla ilgili çalismalara baslamali. Geçmisin basarisizliklarindan da dersler çikararak, her HAK-PAR´li konuya egilmeli, bu konuda projeler üretmeli, arastirmali. Ama bir an önce, bu konuda adim atilmali, bir seyler yapilmali.

HAK-PAR´in profesyonel bir medya destegi zaten yok. Örnegin gazete yok, dergi yok, TV yok, radyo yok, haber portali yok. Var olanlarin da, ne etkileri, ne de bu ihtiyaci giderecek güç ve yetenekleri var. Bence HAK-PAR profesyolnel bir medya yaratabilir, bu güce de sahiptir. Yeter ki konuya önem verilsin, bu konuda ciddi çalismalar yapilsin.

Okuyucular dan bazilari „HAK-PAR dahil herkes bu konuyu zaten biliyor’ diye düsünebilir. Yani yazinin gereksiz oldugu kanisina varabilirler. Ama bilmek yeter mi? Yetiyor mu? Tabii ki yetmez. O zaman, ne yapilabilir sorusuna tüm HAK-PAR´lilar cevap aramali. Yoksa ilerde HAK-PAR her seçim sonrasinda bu konu da sikayetçi olur, ama bu sikayetin ne HAK-PAR´a, ne de Kürt halkinin özgür gelecegine katkisi olur.

(1)http://www.dengekurdistan.nu/details.aspx?an=3172

(2)http://www.dengekurdistan.nu/details.aspx?an=3191

(3)http://www.dengeagiri.com/kose-yazisi/480/sevgi-celik-moray-secimlerin-ardindan.html

Rojcan Çarîn

Back to top button