Haber

HAK-PAR’dan Bati Kürdistan’in Amude Kentinde yasanan olaylarla ilgili ropor

Basinin ve Kamuoyunun Dikkatine!

Bilindigi üzere 27.06.2013 tarihinde Bati Kürdistan’in Amude Kentinde yasanan olaylarla ilgili basinda bilgi kirliligi bulunmakta idi. Bizler Hak ve Özgürlükler Partisi (HAK-PAR) olarak gerçek bilgiye ulasabilmek için olayi birinci elden dinleyip, gözleme amaciyla Bati Kürdistan’in Amude kentinden kaçmak zorunda kalan kardeslerimizi ziyaret ettik. Yasananlari onlarin agzindan dinledik. Ve kamuoyuyla paylasma ve bilgilendirme geregi duyduk.

Amude de yasanan olaylar Kürtlük adina utanç vericidir ve öyle inaniyoruz ki kendine yurtseverim diyen her kürdün yüregini sizlatmistir.

PYD’nin Rojavadaki Kürtler üzerine uyguladigi baski ve siddeti kiniyor, bu politikasindan derhal vazgeçmesi gerektigini basin yoluyla bir kez daha vurguluyoruz.

KONU: Bati Kürdistan’in AMUDE kentinde 17 Haziran 2013 Günü ve Sonrasinda Yasanan Gelismeler

GÖRÜSMELERIN YAPILDIGI TARIH: 11 Temmuz 2013 Persembe

11 Temmuz 2013 Persembe günü sabah saatlerinde Bati Kürdistan’in Amude kentinden gelen çogunlugunu gençlerin olusturdugu yaklasik on kisilik bir grupla çay bahçesinde görüsme yapildi. Hastanede yatmakta olan yaralilar ziyaret edildi. Kaldiklari evde olayin görgü taniklari ve bizzat yasayanlari ile görüsüldü. Görüsmelerin ayrintilari asagidaki gibidir;

17.06.2013 tarihinde PYD’ye bagli YPG güçleri; Welatî Ömeri, Serbest Necari, Dersim Kurd adli gençleri zor kullanilarak elleri arkadan kelepçeli ve gözleri kapatilarak gözaltina alinmislardir. Söz konusu gençler gözaltinda hangi gerekçeden tutulduklarini bilmeden iskence ve hakarete maruz kalmis, insani kosullardan yoksun penceresiz hücrelerde günlerce alikonulmuslardir. Hangi gerekçeyle tutulduklarini ögrenmek için israr etmisler ancak kendilerine bir cevap verilmemesi üzerine gözaltinda açlik grevine baslamislardir. Disarida gözaltinda olan gençlerin yakinlari YPG Asayis’ten çocuklarinin gözaltinda tutulma gerekçelerini ögrenmek istemislerdir. Cevap verilmemesi üzerine israrla çocuklarini görmek istemisler, bunun üzerine bu gençlerin ”uyusturucu ve silah kaçakçiligi yaptiklari ayrica Türk istihbarati ile iliskileri oldugu söylenmistir.” Gençler ve yakinlari böyle bir seyin olamayacagini, varsa öylesi bir durum delillerle ispatlanarak mahkeme edilmelerini talep etmislerdir. Ancak bunun karsiliginda onur kirici, asagilayici, baski, siddet ve hakaret görmüslerdir. Çocuklarinin içerde açlik grevine basladiklarini ögrenen yakinlari ve gençlerin arkadaslari, gözaltina alinanlar birakilincaya kadar disarida açlik grevi çadiri kurarak, açlik grevine baslamislardir.

26.06.2013 günü gözaltina alinan üç kisiden biri olan Dersim Kurd açlik grevinden kaynakli saglik kosullari kötüye dogru gitmis ve ölümcül risk sinirina ulasmistir. Gözaltina alinan kisilerin saglik durumu endisesinden kaynakli Amude halki yogun bir baski olusturmus ve bir yürüyüs tertiplemistir. Bunun üzerine YPG asayis, durumun ciddiyetinden kaynakli ölümcül risk tasiyan Dersim Kurd’i serbest birakmis, hastaneye götürülmesi gerektigini yakinlarina iletmislerdir. Dersim Kurd ve yanindakilere, tutuklanan arkadaslarinin da ayni gece serbest birakilacagi sözü verilmistir. Ancak tutuklu arkdaslari birakilmamistir.

27.06.2013 günü tertiplenen yürüyüse Dersim’de saglik kosullarinin el vermemesine ragmen katilmistir. Yürüyüs sehrin bilinen bir noktasinda baslayip açlik grevi çadiri önünde bir açiklama yapilarak sonlandirilmasi planlaniyordu. Açlik grevinde olan kisiler de yürüyüse katilma maksadiyla bir ya da iki kisi çadirda nöbetçi birakarak yürüyüse destek için gitmislerdir. Onlar yürüyüsteyken YPG güçleri açlik grevi çadirina saldirmis nöbette olan arkadaslarini tartaklamislar, çadirdaki laptop, cep telefonu, kamera gibi degerli esyalari yagmalamislardir. Bu sirada YPG güçleri 2 cip bir kamyonetle yürüyen insanlarin ortasina dalmistir. Yürüyüs kortejinin basinda kadinlar ve çocuklar ortasinda gençler sonunda da erkeklerin yer aldigini belirttiler. Araçlar çocuk ve kadinlarin sonunda gençlerin ve erkeklerin bulundugu kortejin basinda kitleyi ikiye ayirmistir. iste o an kiyamet kopmus, araç bir ileri bir geri giderek çok sayida insani ezmis biraz ilerde YPG güçleri rast gele ates açmislar ve olay yerinde üç kisi hayatini kaybetmis ( Nadir Xelo 18, Aras Bengo 35, Saat Seyda 17). Olay yerinde Gulan adinda 15 yasinda genç kiz içinde YPG’li kadin gerillalari ile dolu cip tarafindan ezilmis, araç Gulan’in her iki ayaklarinin üzerinde durdurulmustur. Çevredekiler müdahale etmeye çalismislar, bunun üzerine araçtakiler gülerek ”ma wiya ji çirayi”( bu neye yarar ki..) diyerek araci Gulan’nin üzerinde patinaj yaptirmislardir. Olay sirasinda görgü taniklari ileride Esad rejiminin askeri araçlarinin da oldugunu gördüklerini söylediler. Çok sayida kisi yaralanmis yüzlerce insan gözaltina alinmistir. Olayda yaralanan Seyhmus Ali (67) yolda vefat etmis, Berzan Keno (22) yarali vaziyette yakinlari tarafindan hastaneye kaldirilirken aracin içindeyken cami minaresine yerlestirilen YPG gençlik sorumlusu Sinan tarafindan Kanas suikast silahi ile agir yaralanmistir. Ayni gün YPG güçlerinin tüm engellemelerine ragmen siniri geçerek Nusaybin’e getirilmis, hastanede vefat etmistir, Nusaybin belediyesinden kasitli olarak cenaze araci kendilerine verilmedigini de ögrendik. Belediye yetkilileri ‘ onlari nasil getirmisseniz öyle de götürün’ gibi akildisi bir ifade kullanarak cenaze yakinlarini rencide edici tabirler kullanmislardir. Ali Rindî (67) kanas suikast silahi ile olayda agir yaralanmis, daha sonra hayatini kaybetmistir. Olay sirasinda yaralananlar kentteki çesitli hastanelere kaldirilmislar ancak YPG güçleri hastanelere, ambulanslara saldirmis, doktorlari ve yaralilari tasiyan ambulans soförlerini tartaklamis, tehdit etmislerdir.

Olay sonrasinda yüzlerce kisi evleri basilarak gözaltina alinmis baski ve hakaret görmüslerdir. Degerli esyalari yagmalanmis olayin görüntülerini içeren tüm bilgisayar, kamera ve cep telefonlarina el konulmus ayni zamanda sehri terk etmelerini engellemek maksadiyla kimlik, pasaport, evlilik cüzdanlari, fotograflar gasp edilmis, cüzdan, para gibi maddi degeri olan esyalarina el konulmustur. Gözaltina alinanlarin verdigi ifadelere göre Esed rejimi istihbaratinin terk ettigi kislalar ve karakollara YPG güçleri yerlesmistir. Yine gözaltina alinanlar, YPG güçleri ile rejim askerlerinin iç içe olduklarini, tutuklulari birlikte sorguladiklarini anlatmislardir.

Olayda hayatini kaybedenlerin cenazesine el konuldugunu, gömme islemi sirasinda yakinlarindan yalnizca birinin refakatine izin verildigini, mezarligin ise abluka altinda tutuldugunu, hiçbir yakinina mezarlik ziyareti için izin verilmedigini anlattilar.

Amude kenti’nde Arap Baharindan kaynakli esen özgürlük havasina YPG’nin engel oldugunu, özgür kente YPG sonrasi Rejim güçlerinin yeniden geldiginden yakinmislardir. Görgü taniklarinin ifadesine göre, kente günde 1 saat elektrik verilirken olay günü ve sonrasi elektrigin hiç gitmedigini, bunun da nedeninin insanlari kolayca gözaltina almak, sorgulamak ve iskence etmek oldugunu anlattilar. Ayrica görgü taniklari, Esed rejiminin Kentte hüküm sürdügü dönemde en üst düzey yetkili konumunda olan yetkililerinin de rejim sallantidayken gittiklerini ancak YPG güçlerinin sehri abluka altina almasiyla yeniden göründüklerini ifade ettiler. Ayrica YPG güçlerinin halktan vergi aldigini sehre ambargo koyduklarini anlattilar.

Yürüyüs sirasinda megafondan slogan atan 15 yasindaki çocuk dâhil, Amude’den ayrilanlarin hepsi YPG güçleri tarafindan haklarinda ölüm karari çikarilmis oldugunu, Mardin Devlet Hastanesine yarali yakinlariyla birlikte gelen 12 yasindaki M. Için ise Mardin Devlet Hastanesinin önünde onlari kontrole gelen bazi PKK’liler ile karsilasmasi sonucu burnunu kesmekle tehdit etmislerdir.

Görgü taniklarindan yasanan süreçten kaynakli bizden beklenti ve taleplerini sorduk;

Olayi gerçeklestiren YPG güçlerini kinamamizi, daha duyarli olmamizi sehrin üzerindeki ablukanin kaldirilmasini için çaba göstermemizi istediler. Ayrica PKK’nin basinda haklarinda çete diye yalan haber yayinlamasina kizdiklarini gerçegin her kesin ögrenmesini istediklerini söylediler. Kendileri için hiçbir taleplerinin olmadigini Amude’de yasayan yakinlari için endiselendiklerini ifade ettiler.

Daha sonra hastanede yarali yatan kalçasinda hala kursun olan bir genç erkek S. Yi ziyaret ettik ondan da olayin ayrintilarini dinledik. Daha sonra da olay sirasinda ayaginin üzerinden araba geçen genç erkek Y. Yi ziyaret ettik. Son olarak da yine hastanede üzerinden araba geçen 15 yasinda Gulan’i ziyaret ettik. Hepsini teker teker dinledik ve geçmis olsun dileklerimizi sunduk. Gulan’dan istegini sorduk ” onlari Allah’a havale ediyorum, bir tek dilegim YPG Amude’den çiksin biz evimize gidelim” oldu.

Bizim ilgimizden memnun olmus olacaklar ki sorumlularindan bazilariyla da görüsme önerimizi hemen kabul ettiler. Sorumlu arkadaslarini evinde ziyaret ettik uzun uzun sohbet ettik, bazen olayin duygusal agirligi hepimizi eziyordu. Özellikle yetkili arkadaslari; buraya saglik ve güvenlik nedeniyle geldiklerini ve kosullar olusur olusmaz döneceklerini, Amudede hala gözaltina alinanlarin oldugunu ve onlarin sagliklarindan endiseli olduklarini, hala evlerin rast gele basildigini, bunun birakuji olmadigini çünkü kendi ellerinde silah olmadigini söylediler. Yürüyüs ve gösteri yaparak demokratik haklarini kullandiklarini anlattilar. YPG güçlerinin Kürtlerin özgürlügü önünde açik bir engel teskil ettigini, uygulamalarin da Esed rejimini aratir oldugunu anlattilar. Federe Kürt Devleti’nden de olaya sesiz kaldigi için kizginliklarini dile getirdiler. Olayda sehit olan ve yaralanan kimseler bir birlerinden farkli örgüt ve partilere mensup oldugunu da ayrica ögrendik.

Sonuç yerine; görüldügü üzere bati Kürdistan’da yasanan bir vahsettir. Bati Kürdistan’daki halkimizin hakli olarak kullandigi sivil ve demokratik eylemin vahsete dönüsmesini nefretle kiniyoruz.

Olayda toplam 6 kisi sehit olmus, onlarca insan yaralanmistir. Yüzlerce insan da yerlerini terk etmek zorunda kalmistir. Hala Mardin Devlet Hastanesinde 3, Nusaybin Devlet hastanesinde 1 kisi yarali vaziyette yatmaktadir. Amude de yasanan zulmü yine Kürt kardeslerimizin yapmis olmasi Kürtlük adina utanç verici oldugunu belirtiriz. 12.07.2013

Sevgi Çelik MORAY – HAK-PAR Parti Meclis Üyesi
Ramazan MORAY – HAK-PAR Parti Meclis Üyesi
Salih ALPER – HAK-PAR Parti Meclis Üyesi

*********************

Ji Bo Raya Gistî

Wek tê zanîn, di 27ê Hezîrana 2013an de li bajarê Amûdê ya Rojavayê Kurdistanê hin bûyer û êrisên nemirovane qewimîn. Lê di vî derbarî de gelek agahî û nûçeyên derew hatin belavkirin.

Em wek Partiya Maf û Azadiyan, ji bo rastiya bûyeran bizanin û raya gistî di vî derbarî de agahdar bikin, me serdana wan birîndarên ku li Nexwesxaneya Dewletê ya bajarê Mêrdînê tên dermankirin û xizmên wan ku ji ber ewlekariya canî ji Amûdê reviyane, kir.

Dema vê serdanê de derbarê rastiya wan bûyer û êrisan de, agahiyên ku me ji birîndar û xizmên wan girt, dixwazin bi raya gistî re parve bikin.

Ew bûyerên ku li bajarê Amûdê qewimîn, bi navê kurdayetiyê sermek mezin e.

Bi vê mebestê em, ew tada, sîdet û kiryarên nemirovane ku ji aliyê PYDê ve li ser Gelê Kurd yê Rojavayê Kurdistanê tê kirin, bi tundî sermezar dikin.

Herweha, em bang li rayedarên PYDê dikin ku tavildest dest ji van polîtîkayên xwe yên tundrew biksînin.

Mijar: bûyer û rûdanên bajarê Amûdê ku di 27ê Hezîrana 2013an de pêk hatin

Ev hevdîtin, di 11ê Tîrmehê de pistî serdana birîndarên li nexwesxaneya bajarê Mêrdînê, bi hin ciwanên ku ji bajarê Amûdê hatibûn û hemû jî bûbûn sahadê wan rûdanên nemirovane, re hat pêkanîn.

Nuha em guh bidin wan;

Çekdarên YPGê yên bi ser PYDê di 16ê Hezîranê de kesên bi navê Welatî Omerî, Serbest Necarî û Dêrsîm Kurd desteser kirin û bi sêweyeke destgirêdayî û çavgirtî birin ciyeke nediyar. Ev kesên navborî ku bê sedem hatbûn desteserkirin, di hucreyên tarî de bi rojan tên girtin, êskence û tadayî li wan tê kirin. Her cara ku xwestine sedemê binçavkirinê fêr bibin jî, lê hercarê rastê tada û lêdanê hatine û tu bersivek negirtine. Li ser vê yekê dest greva birçîbûnê kirine.

Di çend rojên despêkê de sedemên binçavkirinê ji malbatên wan ciwanan re jî nehatiye gotin. Lê pistî çend rojan ji wan re hatiye gotin ku qaso van ciwanan ‘karên xirab yên wek firotina hesîsê, sendin û firotina çekan û wd. kirine û herweha bi îstîxbarata Tirkiyeyê re pêwendiyên wan hatine tespîtkirin.’

Li ser vê yekê, malbatan xwestine ku ger tistek usa rast be, divê xwediyên van îdîayan, îdîayên xwe bi belge îsbat bikin. Bersiva vê yekê jî wek tada, lêdan, sîdet heqaret li wan hatiye vegerandin.

Pistî ku malbat bi greva birçîbûnê ya zarokên xwe hesiyane, wan jî li nav bajar kon vedan û dest bi greva birçîbûnê kirin û gotin ‘heta zarokên me neyên serbestberdan em ê greva xwe bidomînin.’

Pistî pê hesiyan ku rewsa yek ji wan girtiyan ya Dêrsîm Kurd ji ber birçîbûnê ber bi xirabiyê ve diçe, gelê Amûdê bi mes û xwepêsandan nerazîbûn nîsan da. Li ser nerazîbûna civakê û bi mebesta xeteriya tendurustiya wê, hêzên YPGê mecbûr man û di 26ê Hezîranê de Dêrsîm Kurd serbest berdan û ji malbata wî re gotin ‘kurê xwe bibin nexwesxaneyê’. Her çiqas ji Dêrsîm Kurd re hatiye gotin ku dê hevalê te jî bên serbestberdan jî, lê wan bernedan.

Pistî ku ew girtiyên din nehatin berdan, girseya civakê di 27ê Hezîranê de mes û xwepêsandana xwe domand ku Dêrsîm Kurd jî bixwe di nav wan de bû. Hat plankirin ku ew mes heta ber konê greva birçîbûnê bidome û li ber konê daxuyaniyek bê belavkirin. Girseya mesê hê berî ku bighîse ber kon, hêzên YPGê êrisê konê greva birçîbûnê dikin, li yên di grevê de ne, didin, wan ji kon diavêjin derve û wan amûrên wan yên wek telefon, leptop, kamera û wd. Talan dikin û kon hildiwesînin.

Di heman demê de hin hêzên YPGê jî bi sê bi seyareyan dikevin nav girseya ku dimese. Ji hêlek ve jî bi çekên giran ew girse tê gulebarankirin. Di encama vê êrisa hov û nemirovane de kesên bi navê Nadir Xelo 18, Aras Bengo 35, Saad Seyda 17 li cihê bûyerê jiyana xwe winda dikin. Keçeka 15 salî ya bi navê Gulan di bin erebya ku çekdarên ji têde bûn de dimîne û ev erebe bi zanatî du-sê car bi ser lingên wê de diçe û tê. Yek ji wan jinên ku di erebeyê de bû, dikeniyan û digot; ‘ma viya ji çire dibe, bila bimire.’

Wexta ev êrisên hovane pêk hatin, leskerên rejima Esad jî di erebeyên xwe de ji dûr ve temaseyê wan nemirovan dikirin.

Herweha, di vê êrisa hov de bi dehan kurdên sivîl hatin birîndarkirin û bi sedan kes hatin binçavkirin. Kesê bi navê Sêxmûs Elî yê 67 salî berî ku bighîse nexwesxaneyê jiyana xwe ji dest dide.

Kesê bi navê Berzan Keno yê 22 salî bi sêwyeke birîndarî ku dixawazin bibin nexwesxaneyê, ji aliyê yek ji çekdarê YPGê yê bi navê Sînan ve ku li ser minareya mizgeftê bû, bi çekê Qanasê carek din bi giranî tê birîndarkirin. Herçiqas Berzan Keno bi saxî dighîsînin nexwesxaneya Nisêbînê jî, lê mixabin Berzan li nexwesxaneyê jiyana xwe ji dest dide.

Yek ecebeke din jî, ji Saredariya Nisêbînê tê daxwazkirin ku erebeya cenaze bidin wan da ku cenazeyê Berzan vegerînin Amûdê. Lê rêvebirên Sarederiyê erebeyê nadin wan û ji wan re dibêjin; ‘ka we bi çi awayî haniye vir, bi wê awayî jî vegerînin’.

Herweha, kesê bi navê Elî Rindî yê 67 salî jî ku bi gulya Qanasê hatibû birîndarkirin, li nexwesxaneyê jiyana xwe ji dest dide.

Herweha, ew sayîqên ambûlansan ku birîndaran birine nexwesxaneyan û doktorên ku birîndaran derman kirine jî, rastê êris û tehdîtên çekdarên YPGê hatine.

Herweha, pistî vê bûyera nemirovane, bi sedan malên xelqê sivîl hatine dorpêçkirin, bi sedan kes hatine binçavkirin, malên wan hatine wêrankirin, tistên wan yên giranbuha û pere, zêr û wd. hatine talankirin, ji bo ji bajar nerevin nasname, pasaport û cizdanên zewacê hatine destesekirin.

Li gor ku ji aliyê wan kesên binçavkirî ve hatiye gotin; ew, li wan wargehên mixabarata rejimê hatine binçavkirin û ji aliyê hêzên YPGê û endamên mixabarata Esad tada, êskence û lêpirsîn li wan hatiye kirin.

Cenazeyên wan kesên ku di vê êrisa hov de hatibûn kustin, ji aliyê heman hêzan ve hatin desteserkirin û di dema binaxkirinê de jî, goristan hat dorpêçkirin û ji bilî neferek ji malbatê nehêstin ku çu kes besdarê merasima definkirinê bibe.

Berpirsên Amûdê yên rejima Esad ku ev demek dirêj e, ji Amûdê derketibûn, bi hêzbûna YPGê re carek din vergariyan bajêr.

Hêzên YPGê bi sêweyeke çeteyî bajêr dorpêç kirine, ji alemê bi navê ‘bac’ê xerac berhev dikin û ambargo danîne ser bajêr.

Ew kesên ku besdarê xwepêsandanê bûn û bi siklek ji bajêr dûr ketine, ji aliyê Hêzên YPGê ve fermana kustina wan hatiye dayîn.

Yek ji wan ciwanan ku temenê wî 12 sali ye, diyar kir ku ew li ber Nexwesxaneya Mêrdînê rastê hin PKKyiyan hatiye û ji aliyê wan ve bi pozjikirinê hatiye tehdîtkirin.

Ev mexdûrên êrisên YPGê, ji hemû alî û kesayetiyên welatparêz daxwaz kirin ku hêzên YPGê ji ber vê siyaset û kiryarên wan yên hov û nemirovane sermezar bikin û hehl bidin daku ew dorpêça li ser bajêr bê rakirin.

Herweha, bi tundî rexne li medya û çapemeniya derdorên PKKê jî hat girtin ku ev demek e, wan bi tevî xelqê Amûdê ku li dijî siyaset û êrisên hovane xwe radigirin û nerazîbûn nîsan didin, wek çete û hevkarên mixabarata Tirk nîsan didin.

Pistî hevdîtina bi ciwanên rojava û serdana birîndarên li nexwesxaneya bajarê Mêrdînê, me serdana yek ji berpirsên wan ku mala wî li Mêrdînê ye, kir.

Agahî û daxwazên berpirs; ‘Em ji ber sedemên nebûna ewlekariya canî û tendurustiyê li vir in. Divê bê zanîn, roja ku ev sedem ji ortê rabin em ê vegerin bajarê xwe.

Li Amûdê hê jî rews tevlîhev e, êris û serdegirtina malên kesên welatparêz didomin, binçavkirin, tada, êskence hê berdewam e. Em ji ewlekarî û tendurustiya kesên binçav di nav fikarê de ne.

Herçiqas hin derdor van kiryarên hovane wek ‘birakujî’ bi nav dikin jî, lê ev ne birakujî ye. Lewra, em bêçek in û heta nuha me yek guleyek jî bera kurdek nedaye. Me, bi çalekî, mes û xwepêsandanên sivîl mafên xwe yê demokratîk bikaraniye.

Divê di serî de kur û dinya-alem bizanibin ku hêzên YPGê li pêsberê tekosîn û azadiya gelê kurd bûne astengek cidî. Bi kiryarên xwe ji dema rejima Esad jî xirabtir li civakê anîne. De usa ku civak xweziya bi dema Esad tînin.

Bi rastî em ji bêdengiya Hikumeta Herêma Kurdistanê ya li hember van êris û rûdanan jî dilgiran bûn.

Wek tê dîtin, bi navê kurdayetiyê li ser kurdan wehsetek tê mesandin. Divê tu kes û aliyeke hestyar li hember vê wehsetê bêdeng nemîne. Ji her alî ve ev kiryarên nemirovane bên teshîrkirin û mehkumkirin daku ew hêzên pêgir û taseronên rejima xwînxwar dest ji van kiryarên xwe yên nemirovane bikisînin.

Ev zilm û zordariya ku li Amûdê pêkhatiye, bi navê kurdan sermek mezin e. Herweha, bêdengiya li hember vê zilmê jî, sermek mezintir e.

Em pê hesiyan ku piraniya wan kesên hatine qetilkirin, birîndarkirin û binçawkirin, siyasî ne û endamên partî û rêxistinên cûda ne.

Di van êrisên hovane de 6 kes hatine qetilkirin, bi dehan kes hatine birîndarkirin û bi sedan kes jî hatine binçavkirin û êskencekirin. Sedan kes jî cihe xwe koçber bûne. Nuha jî 3 ji wan birîndaran li Nexwesxaneya Dewletê ya bajarê Mêrdînê û yek jî li Nexwesxaneya Dewletê Nisêbînê tên dermankirin. 12ê Tîrmeha 2013

Sevgi Çelik MORAY – HAK-PAR Parti Meclis Üyesi
Ramazan MORAY – HAK-PAR Parti Meclis Üyesi
Salih ALPER – HAK-PAR Parti Meclis Üyesi

Dengê Kurdistan

Back to top button