Haber

Hamburg’da Burkay’in da katildigi Dersim konferansina büyük ilgi

Mehmet Ünlüdere / Haber-Yorum

Hamburg’da Dersim katliami “1937-38 Dersim: Katliam mi? Isyan mi?” basligiyla düzenlenen bir konferansla tartisildi. Hamburg’daki iki etkin ve demokratik kurum olan Hamburg KOMKAR ile Hamburg Alevi Kültür Merkezi’nin ortaklasa düzenledikleri konferansin konusmacilari Kürt siyasetçi ve yazar Kemal Burkay, gazeteci ve yazar Oral Çalislar ile Alevi-Bektasi Federasyonu 2. Baskani Necdet Saraç idi.

Konferans Hamburg Alevi Kültür Merkezi’nin toplanti salonunda gerçeklesti. Bu konferansi biri Kürt biri de Alevi kurumunun birlikte yapmasinin Dersim’in Kürt ve Alevi kimligi açisindan da kaydadeger bir önemi vardi. Bu konu son günlerde yogun biçimde tartisiliyor ve belli bazi önyargilarla hareket edip her iki kesime genelleyici suçlamalar getirenlere de anlamli bir cevap niteligi tasidi.

18 Aralik 2011 tarihinde yapilan bu önemli konferansa yogun bir ilgi vardi. Salon tika basa doluydu ve epey sayida insan da geri dönmek zorunda kaldi. Bu yogun ilginin önemli bir bölümü de 31 yil sonra yurda dönüs yapmis olan Kemal Burkay’in dönüsünden sonra yurtdisinda katildigi ilk konferans olmasindan dolayi ona gösterilen ilgiydi.

Konferans baslamadan önce her iki kurumun baskanlari da birer konusma yapti. Hamburg KOMKAR adina Seref Akgül Kürtçe, Hamburg Alevi Kültür Merkezi adina da Hüseyin Kayaturan Türkçe dillerinde gelen konuklari selamladilar.

Hamburg’da yasayan Dersimli Halis Tosun’un moderatör olarak yönettigi konferansta ilk konusmayi Kemal Burkay yapti. Her biri 20-25 dakika süreyle konusma yapan konusmacilardan Kemal Burkay, bu konudaki görüslerini çesitli televizyon programlarinda uzunca dile getirdigini ve bununla ilgili yazilar da yazdigini belirterek fazla detaya bu yüzden girmeyip görüslerini özetle anlatacagini söyleyerek konusmasina basladi.

Devletin 1937’den çok önce, hatta 1926 yilindan bu yana Dersim üzerine o dönem planlari oldugunu dile getiren Burkay, bu planlara da dikkat çekerek orada yasananlarin bir katliam oldugunu söyledi. Annesinin yakinlarinin, dahasi dayilarinin da katledildigini animsatan Kemal Burkay, kusatma sirasinda da belli bir direnisin oldugunu, bunun da zulme karsi bir direnis olarak mesru oldugunun altini çizdi.

Konusmasinin devaminda Burkay, 1926’dan sonra devletin genel anlamda hem Kürdistan ve Kürt kimligine yönelik, hem de özellikle de Dersim’in Kürt ve Alevi kimliklerine yönelik bölgede nasil bir yol izlenecegi ve neler yapilmasi gerektiginin de o raporlarda yazildigina isaret etti.

Kürtlerin Kurtulus Savasi denilen savasta Türklerle birlikte hareket ettigini, Kürtlere esit haklar temelinde bir ülke için vaatlerde bulunuldugunu ama daha sonra Kürtlerin aldatilip sistematik bir sekilde imha ve katliama maruz birakildigini ve o katliamlardan o dönemin bütün devlet yetkililerinin sorumlu oldugunu da vurgulayan Burkay, konusmasinin sonlarinda ise, ‘Dersim’de yasananlar isyan olsa ya da olmasa ne fark eder. Binlerce masum Kürt-Alevi yurttas, kadinlariyla, çocuklariyla imha edildiler. Asil olan budur.’ dedi.

Konferansin ikinci konusmacisi gazeteci ve yazar Oral Çalislar iki gün misafirimiz oldugu Hamburg’tan Radikal Gazetesi’ne yazdigi 20 Aralik tarihli yazsinda da yaptigi konusmanin özetini yazdi.

Bu nedenle daha derli toplu oldugundan dolayi Oral Çalislar’in yazisinin bir bölümünü bu haber ve yorumuma ilistiriyorum.

Söyle diyor Oral Çalislar:

“Tarih 1925 yilinin mart ayi. Mustafa Kemal, dönemin Basvekili Fethi Okyar’la Seyh Said ‘isyani’ konusunda anlasmazliga düser. Okyar, sorunun yerel bir sorun oldugunu ve yerel önlemlerle önünün alinabilecegini savunur. Mustafa Kemal ise Türkiye çapinda yeni bir dönemi baslatmak kararinda oldugu için sert önlemler istemektedir. Bunu Fethi Okyar’la yapamayacagini anlamistir ve Ismet Pasa’yi göreve çagirir.

Ismet Pasa’nin ilk icraati Takrir-i Sükûn Kanunu’nun çikarilmasi ve ardindan ‘Istiklal Mahkemeleri’nin kurulmasi olur. ‘Isyancilar’in o dönemde etkili bir muhalefet yapmaya hazirlanan Terakki Perver Cumhuriyet Firkasi’nin mensuplari oldugu söylenir ve bu parti de kapatilir. Basina yönelik agir baskilar gündeme gelir. Önde gelen muhalif gazeteciler tutuklanirlar ve idam talebiyle yargilanirlar. Ismet Inönü bu dönemin mimarlarindan birisidir. Aradan 12 yil geçer. Artik gündemde Dersim vardir. Ismet Inönü de dönemin basbakani olarak yöreye gezi yapar ve bir de rapor hazirlar.

Dersim’e sefer artik kaçinilmaz hale gelmistir. Ilk adim 1937 yilinda atilir. ‘Isyan’in elebasi oldugu söylenen Seyit Riza, oglu ve yakinlari tutuklanirlar. Direnis bastirilir.

Ismet Inönü, Meclis’te yaptigi konusmada amacin gerçeklestigini ve artik yeni bir harekâta gerek olmadigini su sözlerle dile getirir: ‘Arkadaslar; mukavemet vaziyetini bertaraf ettikten sonra halkinin refah ve serbestisi için takib edilen programa devam ediyoruz.’

Bu konusmanin yapildigi tarih 18 Eylül 1937. Ayni aksam Atatürk, Inönü’yü Istanbul yolculuguna davet eder ve o gece onu istifaya çagirir. O görüsmeyi Cumhurbaskanligi Genel Sekreteri Hasan Riza Soyak’a söyle anlatir: ‘Gel… gel…meseleyi hallettik, otur da anlatayim…Inönü ile yalniz kalinca ‘Ne yapacagiz’ diye söze basladim, iki eliyle yüzünü kapadi, heyecanlanmisti. Teskine çalistim. ‘Sakin ol da meseleyi sükûnetle konusup halledelim’ dedim ve söyle devam ettim: Görüyorum ki sen çok yorgun ve hastasin, uzun zaman istirahate ihtiyacin var, bu itibarla mesai arkadasligimiza bir süre ara vermemiz muvafik olacaktir. Ayaga kalkti, yorgun ve uykusuz oldugundan bahsederek sofrada bulunamayacagini söyledi.’

Bu kez yeni katliami gerçeklestirmek üzere Ismet Inönü gider yerine bu isi yapacagina inanilan Celal Bayar gelir. Bayar da görevini ‘layikiyla’ yerine getirir. Önce Seyit Riza ve yakinlari idam edilir. Sonrasini Bayar söyle tanimlar: ‘Bu münasebetle ordumuz Dersim için vazife alacak ve umumi bir tarama harekâti ile tedip kuvvetlerine destek olarak bu meseleyi kökünden söküp atacaktir…’

Gerçekten, Dersim ‘kökünden sökülüp atilacak’ derecede agir bir saldiriya maruz kalir. Imha ve asimilasyon tamamlanir. Kürt özgürlük talepleri uzun yillar sessizlige gömülür.

Hamburg’daki toplantida bunlari konustuktan sonra Kemal Burkay sonucu söyle özetledi: ‘Isyan olsa ya da olmasa ne fark eder. Binlerce masum Kürt-Alevi yurttas, kadinlariyla, çocuklariyla imha edildiler. Asil olan budur…’

Konferansin üçüncü konusmacisi olan Alevi-Bektasi Federasyonu 2. Baskani Necdet Saraç ise, diger iki konusmacinin gösterdikleri ve özellikle de Burkay’in o planlarda isaret edilen, Kürt kimliginin imhasinin ve ulusal haklarinin inkarinin bariz oldugunun, raporlar ve belgelerdeki planlarin Dersim’in hem Kürt, hem de Alevi kimligine yönelik bir harekat da oldugunun altini çizmesine ragmen, Saraç bunun yalnizca Dersim’in Alevi kimligine yönelik bir katliam oldugunu iddia etti. Necdet Saraç, Koçgiri’nin Kürt ulusal bir yönünün oldugunu ama Dersim’de bunun olmadigini da iddia etti.

Fotograflar: Nefel Polat

20 Aralik 2011

Dengê Kurdistan

Back to top button