Hamdolsun sag salim geldik
ÜÇ günlük Bagdat maceramiz sona erdi.
Maceranin özeti söyle bir sey:
-Üç yüz metrede bir kontrol noktalarindan geçtik.
-Sii, Sünni, Kürt ve Türkmen gruplarla temas kurduk.
– Er Resit Oteli’nin ‘Sehriyar’ adli salonunu kendimize yuva yaptik.
– Heyetten ayri ters geziler yaptik.
– ‘Yesil Bölge’ adi verilen güvenli alanin disina çiktik.
– Tekinsiz Bagdat âlemlerine aktik.
– Bagdat’in Reina’sina ugradik.
– Bagdat’in ‘Ali Muhiddin Haci Bekir Sekercisi’nden tatlilar aldik.
-‘Irak Gazinosu’nda nargileye takildik.
– Arkamizi kolladik.
-Inceden korktuk.
-Korkarak da olsa korkunun üstüne gittik.
Ve en sonunda sag salim memlekete döndük.
*
Bagdat gezisini tamamlayip Istanbul’a döndügümde…
Söyle cani gönülden bir ‘elhamdülillah’ dedim.
Ve ardindan da hayatimi su yedi seye adamaya ant içtim:
– BIR: Memleketimin kadir kiymetini daha çok bilmeye…
– IKI: Memleketimde mezhep çatismasi çikmasin diye elimden gelenin fazlasini yapmaya…
-ÜÇ: Gerekçesi ne olursa olsun yeryüzünün her noktasinda memleketleri yozlastiran ve bir daha ayaga kalkamaz hale getiren kahrolasi yabanci isgallere karsi durmaya…
-DÖRT: Demokrasi ve özgürlükler konusunda her zamankinden daha fazla titizlenmeye…
– BES: Farkliliklarimiz üzerinden yaptigimiz tartismalarin çatisma zeminine kaymamasi için süper dikkat göstermeye…
-ALTI: Içsavas, çatisma, yenme ve yenilme gibi hedeflere hizmet eden her türden politik yaklasimla ölümüne mücadele etmeye…
-YEDI: Memleketimde düsmanlik tohumlari ekmeye çalisanlara karsi dostluk tohumlari ekerek savas vermeye…
Duyarlilik avciligi
SOSYAL medyada ‘duyarlilik avcilari’ türedi.
Bagdat gezisinin tam göbeginde bu avcilardan birinden su mesaji aldim:
‘Suriye’de insanlar ölürken sen Bagdat’ta gez eglen bakalim’.
Sanki Yalikavak’ta gezip eglendik.
Ve sanki biz Bagdat’ta gezip dolasirken bu ‘avci’ kardes, almis silahi eline Sam’a dogru ilerliyor.
Hasbinallah!
*
Ne yani?
‘Duyarlilik avcilari’ için her yazimizin basina su iki cümleyi mi koyacagiz:
BIR: ‘Misir’daki darbeyi kiniyorum, kahrolsun Sisi’.
IKI: ‘Suriye’deki katliamlari kiniyorum, kahrolsun Besar’.
Keser mi acaba?
Yoksa yeni bir kulp bulunur mu?
*
Içinde birazcik insanlik bulunan biri bir katliam karsisinda öfkelenir, üzülür.
Bundan süphe duyanlarin içinde birazcik da insanlik yok galiba.
Akil ve ruh sagligi yerinde birinin bir katliam karsisinda üzülmeyebilecegini düsünmek baska nasil izah edilebilir?
*
Ben mesela…
Türkiye’de herkesin Ali Ismail için yüreginin sizladigina adim gibi eminim.
Politika denilen bela olmasa…
Bunu ifade edeceklerine de…
CHP’nin Irak gezisi neden erken bitti?
ÜÇÜNCÜ gün Kerkük’e gidilecekti.
Dördüncü gün ise Necef ve Kerbela’ya gidilecek, Ayetullah Sistani ile görüsülecekti.
Bastan açiklanan program buydu.
Bu iki programa da uyulamadi.
Neden?
CHP’liler riskli buldular?
*
Irak yetkilileri Kerkük için uyardilar:
‘Gitmeyin’ dediler.
Yani Kerkük için gerekçe risk idi.
Ancak Necef ve Kerbela için uyari yapilmadi.
Sanirim söyle oldu:
CHP’liler, ‘Kerkük’e gidemiyorsak Necef ve Kerbela’ya gitmeyelim, çok Sii bir fotograf ortaya çikacak’ diyerek Necef ve Kerbela’yi iptal ettiler.
*
Ama Sistani randevusu önemliydi.
Herkes Irak siyasetinin en önemli kanaat önderi Ayetullah Sistani ile görüsmenin pesinde.
Sistani, kimseye vermedigi randevuyu CHP Lideri Kemal Kiliçdaroglu’na vermisti.
Bu görüsmenin gerçeklesmesi gerekiyordu.
CHP’liler bu görüsmeyi yapmak için Necef’e gidip gelmek istediler, özel bir uçak ayarlanmasi talebinde bulundular.
Fakat bu basarilamadi.
CHP Lideri Kiliçdaroglu, ‘Türkiye’ye döndügümde Sistani’ye bir mektup yazacagim’ diyerek kaçirilan randevuyu telafi etmeye çalisacagini söyledi.
CHP ne yapmak istedi, ne yapti, ne elde etti?
YAPMAK Istedikleri sunlardi:
Ortadogu’ya açilmak… Irak’a, Türkiye’nin AK Parti’den ibaret olmadigini göstermek… Irak’ta sikisan Türk dis politikasina yeni açilimlar getirmek… Irak’ta is yapmak isteyen isadamlarinin önünü açmak… Irak’ta tüm taraflarla temas kurulabilecegini göstermek…
Sunlari yapti:
Irak’ta tüm taraflarla temas kurmaya çalisti… ‘Türk hükümetiyle iyi geçinemiyorsunuz diye Türk isadamlarimizin önüne zorluk çikarmayin’ mesajini verdi… Türk hükümetine yönelik elestiriler karsisinda, ‘Hükümetler geçici, halklar kalicidir’ dedi… Ortadogu’nun dinamiklerini ve o dinamiklerde dinin yerini anladi…
Sunlari elde etti:
Yeni bir dis politika imkâninin varligina isaret etmis oldu… Irak’a, ‘Türkiye’de AK Parti disinda CHP diye bir parti var’ bilgisini iletmis oldu… Türk isadamlari açisindan küçük de olsa bir umut yaratmis oldu… Irak’ta tüm taraflarla esit iliski kurmadan dogru dürüst bir politika olusturulamayacagina dikkat çekmis oldu…
Üç saptamam var
BIR: Siyasi geziler, tekneyle yapilan mavi yolculuklar gibidir: Ya heyet üyeleri birbirinden nefret ederek dönerler ya da acayip siki fiki olarak…
IKI: Saddam Hüseyin ile Cem Uzan arasindaki tek benzerlik: Ikisi de Petrus seviyor.
ÜÇ: Her gittigim yerin Atiye Sokak’ini arar bulurum. Bagdat’taki Atiye Sokak’i da buldum: Ebu Navaz…
Bagdat’ta dikkatimi çeken ilginç seyler
-SIILER yekpare degil: Sadr Grubu var, El Hekimciler var, Sistani var… Sünniler de yekpare degil: Degisik gruplar var… Türkmenler bile birlik degil: Sii Türkmenler var, Sünni Türkmenler var… Kisacasi Irak’ta sadece mezhep ayrismasi yok… Mezheplerin de kendi aralarinda ayrismasi söz konusu…
-Her grup atmis kendisini kalin ve yüksek duvarlarin arkasina… Bombalardan, suikastlardan, saldirilardan korunarak etkinligini sürdürmek istiyor.
– Bombali saldirilarin bir saati var: Bütün saldirilar sabah mesai saatinin baslamasiyla birlikte gerçeklesiyor… Aksam Bagdat sokaklarinda dolasirken kenti bilen bir arkadasimiz, ‘Korkmayin, simdi bomba saati degil’ dedi.
-Petrol var. Para var. Ama hizmet yok. 10 yillik süreç içinde Bagdat’a dogru dürüst bir hizmet verilememis… Güvenlik hâlâ birinci derecede önemli… Isleyen bir elektrik sistemi kurulamamis… Bagdat sanki savasta gibi… ‘Iyi ama para nereye gidiyor?’ diye sordugunuzda Bagdat’in ünlü masali ‘Erbain Harami’ hatirlatiliyor. Hani bizde ‘Ali Baba ve Kirk Haramiler’ diye bilinen masal var ya… Iste o… ‘Ali Baba götürüyor parayi’ diyorlar… Ve her sey anlasiliyor.
-Irakli politikacilar Suriye’de olup bitenlere öfkeli. Diyorlar ki: ‘Esad ne pahasina olursa olsun gitsin denirse iste böyle olur’.
-Irakli Sii politikacilar ise Misir’daki darbeye darbe demiyorlar. Ne kadar ugrasirsam ugrasayim, basaramadim… Adamlar ‘darbe’ demediler.
———————————————
Hürriyet-24 Agustos
Ahmet Hakan