Makale

Hariçten Gazel Tehlikesi

Tayyip Erdogan dag bayir dolasip Avrupa Birligi hakkinda içinden geçirdiklerini disina vurdu. Avrupa Birligi de bildigimiz oylamayi yapti. Tayyip Erdogan’in Avrupa’ya karsi takindigi tavirla kiyaslandiginda, Avrupa’nin Tayyip Erdogan’a takindigi tavir bir hayli ilimli kaliyor. Ama tabii bu Avrupa Birligi’nin Tayyip Erdogan’a degil, Türkiye’ye karsi aldigi tavir oldugu için böyle. Avrupa’da çesitli sagci mülahazalarla Türkiye-sevmez kalabaliklar oldugu gibi dogru nedenlerle Türkiye’ye dost gözle bakan sol ve liberal kesimler de var. Bunlar aradaki ciliz ve etkisiz diyalog ve iletisim kanallarinin büsbütün kesilmesini istemiyorlar.

Ama Tayyip Erdogan’in ayni ya da benzer bir tavirda oldugunu sanmiyorum. Bu yakinlarda gene yazmistim: Tayyip Erdogan bu iliskiyi ‘kesen adam’ olmak istemiyor. Türkiye’de böyle bir eylemi içine sindirmeyecek çok kisi oldugunun farkinda herhalde ve böyle büyük bir olayin sorumlusu olmaktan kaçiniyor. Ama Avrupa’nin bize karsi tutumunu sertlestirmesi için de elinden geleni ardina koymuyor. Avrupa Parlamentosu, simdilik, bu oylamayla, isi onun gelmesini istedigi yere getirmedi.

Dolayisiyla Erdogan’in Avrupa’ya nefret saçan salvolarina devam etmesi sasirtici olmaz. Bu durumdan, kendi partisi içinde tedirgin olanlarin çabasi etkili olur mu, hiç kestiremiyorum.

Tayyip Erdogan özellikle Gezi Direnisi’nden sonra kamuflaji, diplomasiyi v.b. ortadan kaldirdi. Iktidara yeni geldigi zamanlarda oldugu gibi, Avrupa’nin saglayacagi demokratik koruma semsiyesine de ihtiyaci kalmadigini hissediyor. Onun için, ‘atis serbest’! Sizin ‘diktatör’ dediginiz benim indimde ‘iyi adamdir’ türünden ‘düzeyli’ bir tartisma adabiyla götürüyor isi. Gezi Direnisi’nden beri gün geçtikçe netlesen bir düsünce yapisi görüyoruz. Idam kavramina gösterdigi sefkatten düsman bellediklerine laf çakarkenki siddet ve celâle, konturlari iyice belirginlesen bu düsünce yapisinin ‘Avrupa’ karsisinda bu tavri almasi dogal. Ama bu, yalniz böyle bir ideolojiye sahip bir adamin kendine benzemeyenlere besledigi düsmanliktan ibaret olmayabilir diye de düsünüyorum. Sanki daha pratik gerekçeleri de olabilir.

Örnegin sürüp gitmekte olan tutuklamalar ve isten çikarmalar… Bunlarin ilân edilen gerekçesi 15 Temmuz girisimi. Bir hayli sefil oldugunu o gece gözümüzle gördügümüz bir darbede yüz elli bin kisinin suç ortagi olduguna mi inanacagiz? Böyle darbe görülmüs mü dünyada? Ayrica, yüz elli bin suç ortagi olan bu darbe girisiminden hükümetin habersiz olmasi ve Cumhurbaskani’nin da haberi enistesinden almasi nasil açiklanir?

Neyse, bugün oralara dalmak istemiyorum. Bu noktaya gelme nedenim, bugün gözlemledigimiz bu uygulamalara ugrayan insanlarin yarin ‘soluk alacak firsat buldugunda’ baslarina gelen olayi Avrupa Insan Haklari Mahkemesi’ne götürme ihtimalini düsünmem. Sürmekte olan uygulamanin öyle bir mahkeme önünde hakli görünecek mesnetlerden büyük ölçüde yoksun oldugu kanisindayim. Bunca yildir birlikte çalistiklarina göre iktidar cephesindekilerin nerede kimin Gülenci oldugunu bilmeleri anlasilir bir sey. Ancak bir kere bu muameleye ugrayan herkesin Gülenci olmadigi belli. O belli de, Gülenci olanlarin, Gülenci olmak disinda, hangi suçu isledikleri de belli degil.

Dolayisiyla bu olaylar AIHM’de görüsülmeye basladiginda, Türkiye’de devlete astronomik tutarlara ulasan cezalar, tazminatlar kesilmesi oldukça kuvvetli bir ihtimal.

Yani, isler buralara gelmeden Avrupa ile selam sabahi kesmek gerçekçi bir yol gibi görünebilir. Gitgide bir ‘plebisiter diktatörlük’ yolunda hamle yapan bir toplum tazminattan baska birçok konuda Avrupa’nin hukukî denetiminden uzak durmak isteyecektir.

Bu ‘hukukî denetim’ önemli bir konu ve önemi gitgide artiyor. Tayyip Erdogan’in canini sikan seylerden biri Kuvvetler Ayrimi ilkesi çünkü bu ilke, tanimi geregi, toplumda ondan emir almadan çalisan bazi mekanizmalar bulunmasini öngörüyor. Bu, Tayyip Erdogan gibi birinin hoslanacagi bir sey degil. Nitekim burada en önemli kol olan Yargi’nin özerkligini büyük ölçüde asindirdigini söyleyebiliriz.

Içeride bunlari saglarken disaridan isimize gücümüze karismak girisiminde bulunanlar hakkinda ne düsündügünü simdiye kadar yeterince gösterdi.

Tayyip Erdogan’in ve onu izleyen AKP’nin önümüzdeki süreçler içinde iktidari elde tutmaya devam etmek için ne gibi tedbirler düsündügünü bilmiyoruz. Haziran ve Kasim seçimleri bu çerçevede bir fikir veriyor.

Böyle önemli isler arasinda hariçten gazel atarak ‘Öyle olur, böyle olmaz’ demeye kalkisacak aktörlere fazla yüz ‘ve imkân’ vermemek gerek.

————————————————–

T24- 1 Aralik

Murat Belge

Back to top button