Makale

Hayir, çünkü bu Anayasa’da Kürt yok

Aydin Günesli

Kamuoyunu etkileme ve yönlendirme imkânini, gücünü elinde bulunduranlar toplumu kendi tercihleri yönünde sekillendirmeye ve harekete geçirmeye çalisiyorlar.
Bunu büyük basin yoluyla, yüzlerce TV programlariyla her gün pompalanan tartismalarla yapiyorlar.
Istiyorlar ki toplum onlarin istedigi pencereden bakarak tartismalara taraf olsun.
Anayasa degisiklik paketi tartismalarinda da bu durumu izlemek mümkün.

AKP ve MHP, parlamenter sistem yerine, Cumhurbaskanligi sistemine geçisin devletin ‘bekasi’ için zorunlu hale geldigi propagandasini yapiyor, istikrar, güçlü bir yürütmenin gerekliliginin altini çiziyor ve toplumu ‘yoksa terör tirmanir ha’ diye korkutuyor,
‘Evet’ denmesini telkin ediyor.
Ana muhalefet partisi CHP ise eski sisteme, mevcut, 12 Eylül fasist darbe anayasasina siki siki sariliyor, toplumu ‘diktatörlük gelecek’, ‘Türkiye bölünecek ha’ diye korkutuyor ve ‘hayir’ denmesini istiyor.
Onlarin parlamenter sisteminden de, baskanlik siteminden de bize bir hayir olmadigi/olmayacagi ortada.
Varsin onlar bu sürece kendi pencerelerinden baksinlar.
Toplumu da buna göre sekillendirmeye ugrassinlar.

Evet/ hayir disinda bir de ciliz ‘boykot’ seçenegi var.
Nerdeyse her seçim öncesi seçimler, sandik, demokrasi veya diktatörlük ‘bizi ilgilendirmez’ ‘biz bagimsiz devleti hedeflemeliyiz’ diye radikal laflar arkasina siginarak kenara çekilenler ortaya çikar.
Mesut Barzani’nin tanimiyla bu ‘içe dönük, soyutlamaci Kürt milliyetçiligi’ ni de bir renk olarak görüp, bir yana birakalim.

Bu seçenek, eger toplumda ciddi bir karsiligi varsa, yani boykot ile sandik sonuçlarini ciddi olarak etkilemeye yönelik veriler mevcutsa kullanilabilir elbette.
Ancak bu günkü kosullarda boykot seçeneginin ‘evet’çi cepheye güçlü bir destek anlamina gelecegi görülmektedir.

Pek çok seçim sonucu bunu açikça ortaya koyuyor; Örnegin,
2014 cumhurbaskanligi seçimlerinde yaklasik 55 milyon seçmenin 14 milyonu sandiga gitmedi.
Evet yanlis duymadiniz 14 milyon…
Cumhurbaskani sandiga giden 41 milyonun kisinin yüzde 51 inin oyunu alarak seçildi.
Yani sandiga su ya da bu nedenle gitmeyen 14 milyon dolayindaki seçmenin bu tutumu her hangi bir sonuç üretmedi. Bir mesruiyet sorunu olusturmadi.
Bu gün de referandumda sandiga gitmeyenler olacak elbette.
Onlara birkaç puan ekleyerek bir sonuç beklemek sadece kendini kandirmak olacaktir.
Biz Kürtler ne yapacagiz?
Öncelikle onlarin penceresinden bakmak zorunda olmadigimizin altini çizmek isterim.
Bize göre eski, 12 Eylül1982 fasist anayasasi da, onun özünü koruyarak; giris bölümü ve ilk maddelerine dokunulmayarak getirilmeye çalisilan ‘yeni’ anayasa da çok uluslu, çok renkli toplumun üzerinde uzlasabilecegi bir ‘ sözlesme’ olamaz.
Önceki haliyle de, bu gün referanduma tasinan ‘yeni ‘haliyle de Kürtler açisindan kabul edilebilir hiçbir özellik tasimamaktadir.
MHP ve AKP nin topluma ve tabi Kürtlere de onaylamak için sunacagi anayasanin giris bölümü
‘Türk Vatani ve Milletinin ebedî varligini ve Yüce Türk Devletinin bölünmez bütünlügünü belirleyen bu Anayasa, Türkiye Cumhuriyetinin kurucusu, ölümsüz önder ve essiz kahraman Atatürk’ün belirledigi milliyetçilik anlayisi ve O’nun inkilâp ve ilkeleri dogrultusunda;’ cümlesiyle basliyor, ‘ egemenligin kayitsiz sartsiz Türk Milletine ait oldugu’ ve
‘Hiçbir faaliyetin Türk millî menfaatlerinin, Türk varliginin, Devleti ve ülkesiyle bölünmezligi esasinin, Türklügün tarihî ve manevî degerlerinin, Atatürk milliyetçiligi, ilke ve inkilâplari ve medeniyetçiliginin karsisinda korunma göremeyecegi’ nin alti çizilerek devam ediyor.
Bununla yetinmiyor, degistirilmesi dahi teklif edilemeyen 3.madde ile de ‘Türkiye Devleti, ülkesi ve milletiyle bölünmez bir bütündür. Dili Türkçedir.’ Deniyor.
Peki, Kürtler böyle bir anayasaya neden evet desin?

Ana muhalefet de Iktidar da herkesi Türk kabul eden, Türk milli menfaatleri üzerine sekillenen bu zihniyet konuda tam bir mutabakat içinde.
Kendisi soruna dönüsen 12 Eylül 1982 darbe anayasasinin ‘Türk’ ,’Türkçü’, ‘Atatürk milliyetçiligi’ne dayali yapisinin degistirilmesi için her hangi bir niyet de yok.

Biz Kürtler açisindan önceki anayasalarda da, bu gün onaylamamiz için önümüze konacak olanda da özlü bir degisiklik yok. Çünkü; ‘Kürt ‘ yok.
Kürtlerin varliginin kabulü ve mesru haklarinin teslimi yerine yine inkâri ve herkesi TÜRK kabul eden bir anlayis var.
‘Türk milli menfaatleri’ üzerine kurgulanmis mevcut anayasaya da, yeni versiyonuna da Kürtler ‘ milli menfaatleri’ penceresinden bakarak hayir demelidir.

Yeni, sivil ve demokratik bir anayasa yapilincaya kadar,
Kürt sorununun, Alevi sorununun çözümü için uygun bir zemin olusturuluncaya kadar, Anadilde egitimin önündeki engeller kaldirilincaya kadar,
Yerinden yönetime elveren ademi merkeziyetçi bir siyasal ve idari yapilanma gerçeklesinceye kadar hiçbir anaysa Kürtler açisindan kabul edilmemelidir.
Bu bir,
Ikincisi; Kürtler kendi varliklarinin kabulü ve mesru ve kolektif haklarinin tesliminin yani sira; bireysel temel hak ve özgürlüklerin de garanti altina alindigi bir sistemi de talep etmelidirler.
Yani demokratik bir toplumda yasamak istemelidirler.
‘Demokrasi bizi ilgilendirmez ‘ gibi sig bir yaklasim içinde olmak dogru olmadigi gibi sonuçlarinin da Kürtler açisindan yikici olacagi unutulmamalidir.
Demokrasi en çok da Kürtleri ilgilendirir!
Çok kisitli, görece demokratik süreçlerin yerini, demokratik olmayan, otoriter süreçler aldiginda Kürtlerin nasil agir ebedeler ödedigi, zarar gördügü ortadadir
HAK-PAR’in’Türkiye’ye Demokrasi, Kürdistan’a özgürlük’ sloganini öne çikarmasi birazda bu nedenledir.
Bu referandum sürecinde de bu yapilmali, Kürtlerin penceresinden bakarak sandiga gidilmeli,
eski Türkçü ve fasizan anayasa da, önerilen; Türkçü- fasizan ama daha otoriter; icra, yasama ve yarginin tüm yetkilerini tek adamda toplayan, eskiye rahmet okutacak. ‘yeni ‘ Cumhurbaskanligi sistemi de ret edilmelidir;
Kürtler eski darbe anayasasini da, ‘Tek millet, tek devlet, tek bayrak, tek dil, tek din’ üzerine oturmus, daha güçlü, daha ceberrut, üniter bir yapiyi ‘cumhurbaskanligi sistemi’ üzerinden yeniden kurgulayan yeni anayasayi da reddederken;
Anayasa eger; Kürtlerin, Türklerin, Alevi ve Sünnilerin, farkli etnik kökenden ve inançtan insanlarin, esitlik temelinde, bir arada ve baris içinde yasamasini saglayacak bir sözlesme olmayacaksa, ANAYASA olarak kabul etmeyeceklerini ilan etmelidirler!
Bu pencereden bakarak; HAYIR! Demelidirler.

Hayir, çünkü bu Anayasa’da Kürt yok,
Hayir, çünkü Bu Anayasa’da Kürdistan yok.
Hayir, çünkü bu Anayasa’da Kürtçe yok.
Hayir, çünkü bu Anayasa’da Demokrasi yok.
Hayir, Çünkü bu Anayasa’da Baris yok!

Aydin Günesli

Back to top button