Makale

Iki Cami arasinda Binamaz

Esasen camilere ilâveten epey de ‘mescit’ var: AB, Misir, Suudî Arabistan, Iran, Irak, Kürdler, Israil, Yunanistan ve bilumum komsu. Hazretin mescitlerde ibadet gibi bir ikbali yok elbet. Aksine, azarliyor hepsini. Ama Vasington Camii ile Moskova Camiinin sakasi yok. Bu kafayla daha çok gelir gider oralara yüz sürmeye.

Isin reis açisindan en çildirtici tarafi ise ABD ile Rusya (ve Sam) arasindaki son derece nazik, maharet ve sükûnet isteyen dengeyi kendisi ne kadar tutturamiyorsa Suriyeli Kürdler de o kadar tutturuyor olmasi. Hani su insan yerine koymadigi Kürdler.

Epeydir rejimin sonunun dis politika maceralari ve ekonomiden neset edecegini öngörüyorum. (Muhalefetin cevvaliyeti veya erken seçimden degil). Dis politika ve ekonomi fiyaskolari birbirini besliyor zaten. Savas sonuçta en pahali insan faaliyeti. Ege üzerinde durup dinlenmeden uçurulan uçaklarin, Irak’ta PKK ile süren savasin, Kibris’in kuzeyindeki isgâl bölgesinde 1974’den bu yana bulundurulan 40.000 askerlik kolordunun, Suriye’de isgâl edilen topraklarda faaliyet gösteren profesyonel (Mehmetçik degil bildigin maasli asker) kuvvetlerin, 110.000 cihatçidan olustugu söylenen Suriyeli çapulcu ordusunun, Libya ile Nijerya’daki karanlik askerî faaliyetlerin, Somali’de neye yaradigi belirsiz askerî üssün ekonomik bedeli olmaz mi? Içerideki jöhlüpöhlü özel kuvvetleri, Kürd korucu ordusunu ve polis ordusunu saymiyorum. Nitekim içisleri ve savunma bakanliklarinin, su siralarda mecliste tartisiliyormus gibi yapilan muazzam bütçelerine bakmak yeterli.

Rejimin elinde kamu borçlanmasi disinda bir araç kalmadi. Kamu borçlarinin millî gelire orani Avrupa ülkeleriyle karsilastirilinca hâlen mâkul. Pahali borçlaniyor ama borçlanabiliyor. Ihalelerin sikligi ve miktarindan bu kaleme yüklenecekleri anlasiliyor. Diger bütün makro ve mikro göstergeler berbat. Sunî olarak sogutulan ekonomi, yeniden isitilinca kadim sorunlar yeniden ayni sekilde bas gösterecektir. Hiçbir ciddî yapisal reform yapilmadigi için! Erdogan ve basinda bulundugu ekonominin sürdürülebilir olmadigini söylemeyen kalmadi. Bunun toplumsal ve politik sonuçlarini üç vâdede görecegiz.

Gelelim diger fiyasko alani, dis politikaya. Dünya liderinin Vasington seferi sonrasinda treydirlarin pek memnun oldugu görüldü. Ekonominin temel göstergeleri, para ticareti yapanlarin pek umuru degildir. Günü kurtarirlar. Tipki rejim ve reis gibi…

Ermeni Soykirimi’nin inkârini önleme ve soykirim ögretimi ile ilgili Temsilciler Meclisi’nden geçen kararin Senato’da da oylanmasinin önü simdilik kesildi. Tek bir senatörün karsi çikmasi yeterliydi. Yargi Komitesi baskani LindsayGraham’in bu rolü oynamaya soyunmasi bir zafer olarak görüldü. Bunun disinda, Vasington seferinden elle tutulur bir sonuç çikmadi. Beklendigi gibi.

Yeri gelmisken ‘Ermeni Soykirimi oldu mu olmadi mi’ kavgasini Türkiye kaybedeli yillar oluyor. Soykirim gibi korkunç bir suçu Trump-Erdogan arasindaki itis kakisa âlet etmek de ayri bir ayip.

Gelelim esas S-400/F-35 ve DAES meselelerine.

Heyet ABD’deyken yapilan DAES ve Suriye temali iki uluslararasi toplantida Ankara’nin tezlerini, iddialarini ve hayallerini dikkate alan olmadi. Zaten Suriye’nin gelecegi ile ilgili dar grupta Türkiye yok. Türkiye, Bati’da Suriye’nin gelecegi konusulurken Iran ve Rusya ile aniliyor.

r. Hani, her sey çok iyi gidiyormus hissiyatina kapilip küttedek ortada kalmak gibi. Ankara bu kadar çok husumeti birlikte kotarmaya çalisiyor ki buna ne kadrosu, ne gücü ne de dünyadaki kredisi yeterli. ‘Her sey çok iyi gidiyor, ABD ile de asik atarim Rusya ile de’, ‘Kibris’a da ayar veririm Yunanistan’a da, AB’ye de’, ‘ne yapsam yanima kâr kalir’ tavrinin sürdürülemez oldugunun farkinda degil. Bu hezeyanlarda dünyayi bilmeme, câhil cüreti, bir varolus biçimi hâline getirilen küstahlik ve ümmîlik var.

Misâlen, Vasington’da iki ahbap çavus S-400 ve F-35 için ortak mekanizma kurulmasina karar verdi ve bu mekanizma güya hemen çalismaya basladi. Türkiye tarafinda basinda gayriresmî disisleri bakani ilâhiyatçi Ibrahim Kalin, ABD tarafinda Trump’inbilmemkaçinci Ulusal Güvenlik Danismani, avukat Robert O’Brien var. Saka degil!

NATO, Pentagon ve akli basinda olan herkes aylardir bu iki silâhin birbirine hasim oldugunu ve ayni orduda bulunamayacagini söyleyip duruyor. Ilâhiyatçiyla avukat oturup bu dehsetli teknik konuda çare çözüm üretecekler!

Zaten ABD’nin bu konudaki zikriyle fikrinin ayni olmadigi, daha hazret Amerikan topragini terk etmeden ortaya çikti. ‘S-400 sikinti yaratir’ dendi, kestirip atildi.

DAES meselesine gelince. Ankara ne yaparsa yapsin, NATO’nun tuhaf Genel Sekreteri ne kadar Ankara’nin ‘katkilarini’ överse övsün, uluslararasi kamuoyu ve kararvericiler için Türkiye DAES ile mücadele etmiyor, aksine DAES’i kolluyor. Bu kavrayisin degismesi için hiçbir neden yok, herkes dönen dolaplarin farkinda. Ankara Bagdadî ve üst düzey bir adaminin ABD tarafindan öldürülmesi sonrasinda dostlar alisveriste görsün misâli bir sürü DAES’li tutukladi. Bu apansiz isgüzarlik dünyada ‘peki, neden bu DAES’liler sizin memlekette bugüne kadar bir elleri yagda bir elleri balda idi’ sorusuyla karsilandi. Ayni çerçevede, Ankara Rusya’nin DAES’i ve diger cihatçi katilleri can düsmani olarak gördügünü bir türlü kavrayamiyor.

Peki, bu fiyaskolardan baska geriye ne kaldi?

Erdogan’in adini dogru dürüst söylemekten âciz Trump yüz kelimeden olusan Ingilizcesiyle bir dolu mesnetsiz iltifata ilâveten hâlihazirda 25 milyar dolar mertebesinde olan yillik ticaret hacmini dörde katlayarak 100 milyara çikarilacagina hükmetti. Bir dügmeye basilarak zahir!

Reisin davul zurnayla her önüne gelene satmaya çalistigi ‘Suriyelilerin isgâl bölgelerine zorunlu iskâni’ TOKI procesini bugüne kadar ciddîye alan çikmadi, çikacagi da yok. Mülteci santajinin alicisi da çikmadi.

Bunlara mukabil önümüzdeki günlerde üç olumsuz gelisme beklenmeli. Reisten devamli azar isiten AB’nin, Kibris Cumhuriyeti’nin Münhasir Ekonomik Bölgesinde illegal fosil yakit arama faaliyetinde bulunmasi sonucu 11 Kasim’da kabul ettigi ‘Türkiye yaptirim çerçeve karari’nin içi doldurulacak. Yaptirim uygulanacak sirket ve kisiler belirlenecek.

Suriye’de savas hatti stabilize olmus ve SDG ile Sam arasindaki görüsmeler hizlanmis gözüküyor. Ocak’ta Putin ziyaretini beklemeden operasyon sahasi Ankara’nin aleyhine giderek daralacaga, Moskova destekli Sam’in lehine o ölçüde genisleyecege benziyor.

Aralik basinda NATO’nun 70. yildönümü münasebetiyle yapilacak Londra zirvesinde neler olur bilinmez ama reisin izole oldugunu kestirmek zor degil. Türkiye’nin üyeliginin içi, Incirlik’in tedricen bosaltilmasiyla fiilen bosalacak gibi duruyor.

Rejim bugüne kadar yaptigi bütün iç ve dis politika hatâlarina, sebep oldugu bütün melânete ragmen ciddî bir bedel ödemedi. Bu, hayatin böyle devam edebilecegi algisi yaratti. Bu sayede rejim içerde ve disarda dayatmalarini oldugu gibi hatta dozunu artirarak sürdürüyor.

Felâketler umumiyetle her sey çok iyi gidiyor sanildiginda çikagelir.
———————————————————————————-
Marmara Yaerel Haber -19-11-2019

Cengiz Aktar

Balkêş e ?
Close
Back to top button