” Ikinci Istiklal Savasi” mi dediniz?
AK Parti hükümetinin 2013 yilinda kürt açilimi ve genel olarak demokratiklesme leyhine bazi olumlu adimlar atti. Ekonomik gelismede de önemli basarilari oldu. Özellikle tarihi karekterde olan ‘Diyarbakir Tablosu’ ise toplumda iyice iyimserlik rüzgarlari estirdi. Hem Türklerin hem de Kürtlerin büyük kesimi buna bakip gelecege biraz daha umutla bakmaya baslamisken, yilin son haftalarinda ülke aniden yolsuzluklar depremiyle sarsilmaya basladi.
Gerçi Türkiye, öteden beri büyük yolsuzluk ve rüsvet olaylarinin sikça yasandigi bir ülkedir. Ama bu seferki yolsuzluk ve rüsvet olaylari; onlar üzerine koparilan gürültü öncekilerden bir çok bakimdan farklidir.
Yillardan beri ayni cenahta görmeye alistigimiz Gülen Cemaati ile Ak Parti arasinda özellikle dershaneler sorunu ile ortaya çikan sürtüsmeler, 17 aralik operasyonu ile tam karsit cephelerden yikici saldiralara dönüstü.
Cemaat’in, CHP , MHP ve diger kemalist ulusalci çevrelerle birlik kurup hükümeti düsürmeyi hedeflemis olmasi içerdeki hesaplasma olabilir. Ama bir de disardaki hesaplar var!
Kürtçede bir atasözü var; “Hirsiz hirsizdan çaldigi zaman yer gök sallanir’ (Diz ji dizan dizi, erd û ezman lerizî). Dogru bir söz, ancak bu seferki deprem bir kaç hirsizin birkaç milyon dolar çalmasi ile alakali degil sadece.
Gösterilen sert tepkilerin arkasindaki asil neden uluslararasi pastalardan büyük pay alma gibi hesap çatismalardir. Örnegin Güney Kürdistan’in petrol ihracatiyla elde edilen paralarinin Halkbank yerine bir Amerikan bankasinda toplanmasini saglamak vs.
Basbakan Erdogan da meseleye böyle baktigini su sözlerle açikladi; ‘Son günlerde olan bu olay uluslararasi boyutlari olan, yerel taseronlari olan bir operasyondur. Bu operasyon hükümete karsi atilmis bir adimdir. Ama bundan öte uluslararasi ve arti ulusal bir boyutu olan bir operasyondur. ‘
Erdogan, Kürdistan Bölgesi Baskani Mesut Barzani ile bulustugu Diyarbakir tablosuna 17 Aralik operasyonuyla suikast düzenlendigini de söyledi. Bunlar benden Diyarbakir’in, Oslo’nun intikamini aliyorlar dedi. Bu ifadeler, kürt halkinin gelecegini yakindan ilgilendiren fikirler içerdigi için önemli buluyoruz. Ve buna istinaden önemsememiz gereken baska bir açiklamasi daha var Erdogan’in; ‘Bu süreç Yeni Türkiye’nin Istiklal mücadelesi sürecidir’ dedi. Peki kime karsi savas ve kimin için istiklal?
‘Ikinci kurtulus Savasi’ ulusalcilarin da kullandigi bir slogandir. Bu ‘kurtulus mücadelesi’ her iki taraf için de ayni anlama mi geliyor? Hayir, Erdogan’in ‘Açilim Süreci’ne ve yukardaki açiklamalarina bakarak elbet farkli anlamlari var diyebiliriz. Ama ne kadar farkli? Iste bu henüz tam net degil.
CHP ve diger irkçi-milliyetçi sag ve sol çevrelerin, Ergenekoncularin ‘Ikinci Kurtulus Savasi’ dedikleri seyin ne oldugu malumdur. Daha fazla ve daha hizli batililasma (fikren degil, daha çok sekli olarak..), kürtleri daha çabuk asimile edip ortadan kaldirma, Atatürk’e tapan, tek dinli, tek dilli bir toplum yaratma hedeflerine ulasmak için verdikleri savastir. Yani bilinen eski ütopya!
Peki sayin Erdogan`in kastettigi istiklal neyin istiklalidir? Biz, Kürt ve Türk halklari olarak, doksan-yüz yil önce bir ortaklik kurup bir ‘Istiklal Savasi’ yapmistik. Bu, köylü ile ayinin ortak olup bir bostan ekme hikayesine benzer bir ortakliktiktan çok daha beterdi. Beterdi çünkü hiç olmasa köylü, ayiya sen yoksun demedi, bundan böyle bir ayi gibi ses çikarmak sana yasak demedi, onu zindana atmadi, iskence etmedi, öldürmedi, ormanlarini yakmadi, vatanindan uzak yerlere sürgün etmedi…
Ama ‘Birinci Istiklal Mücadelesi’sonrasi ortaya çikan devlet ise sadece Türklerin devleti oldu. Kemalist Cumhuriyet köylünün ayiya yapmadigi kötülükleri yapti. Bunun için de Kürt halki hala özgürlük mücadelesi veriyor.
Bugün, geçen asrin baslarinda yasanan durumun bir tekrarini yasiyoruz. Ama günümüzde ‘istiklal mücadelesi’ türkler ile kürtler için ayni anlama gelmiyor.
Yeni bir mevsime girmis bulunuyoruz. Önerilecek ortakligin eskisi gibi naivce sözlü baht üzerine kurulamiyacagini kürtler ögrendi. Çarpisan devlerin ayaklari altinda ezilmemeyi de… Sadece müslümaniz, kardesiz, biriz demek asla ikna etmeye yetmiyecektir.
Eger Erdogan`in ‘Ikinci istiklal Micadelesin’ den kast ettigi Ortadoguda ve Dünyada güç ve söz sahibi, özgür ve demokratik bir ülkeye dönüsmek ise, bu kürtlerle tam esit haklara sahip olmakla mümkün olabilir. AK Parti hükümetinin bunu bildigine dair imareler var, hatta attigi bazi küçük adimlar da söz konusu, ama daha cesur adimlar atmak zorundadir.
Bunda teredüt etmesi, veya geri adim atmasi ülkeyi geriye götürür ve ayrica Menderes’in ve Özali’n akibetine ugramasina sebep olabilir. Yazik olur.
Öyle olmamasi dilegiyle, yeni yiliniz kutlu ve mutlu olsun diyorum!
Haluk Agrîn