Iktidar hatalariyla yüzlesecek mi?
Birilerine geçmiste yasananlar yüzünden, demokratiklesmede atilacak adimlar çok inandirici gelmese de ben bu sesin takipçisi olmamiz gerektigi kanisindayim. Kimsenin bir birini duymadigi bu kargasa ortaminda, bu sesin duyulmasi içinde çaba sarf etmeliyiz. Biliyoruz ki olmazsa olmazimiz atilacak bu adimlardir.
Her kim bu ülkedeki akan kani durdurup, Anadolu’da yasayan tüm halklarin özgürlügü önündeki anti demokratik yasalari kaldirip, özgür ve seffaf bir ortam yaratacaksa destek olmali ve bu sesin daha gür çikmasi içinde güçlü bir toplumsal mutabakatin olusmasi içinde katki sunulmalidir.
Hükümet sözcüleri su aralar yeni bir demokrasi paketinden söz ediyorlar. Umariz bu paket seçim yatirimi degil de; içerigiyle kroniklesmis sorunlara kalici çözümler getiren bir paket olur.
Bu ülkede fasist statükocu anlayis yüzünden baski altina alinmis, hak ihlallerine ugramis kitleler 12 yillik bir AKP iktidarindan oyalayici degil, artik demokratiklesmede kalici çözümler bekliyorlar.
Iktidar, bugüne kadar demokratiklesme adina atilamayan adimlar konusunda birçok neden ortaya koyuyor. Bunlari söylerken, bir neden olarak da ”paralel devlet” yüzünden yapamadigini söylüyor; ancak bunu bugün yapacaklariyla, demokratiklesmede atacagi adimlarla telafi etme sanslarinin olabilecegini bilmelerinde de yarar var. Yoksa son yasanan olaylardan sonra, halka karsi inandiriciliklari, tamamiyla zedelenecektir.
Açikçasi mevcut hükümetin son günlerde yasadiklari ve yedigi darbeden ötürü savrularak ”orduya kumpas” kuruldu söylemini sakat bulsam da; az da olsa geriletilen askeri vesayet ve cuntaci kesime karsi geri adim atmadigi, açilmis davalarla ilgili alinmis kararlari hiçlestirmedigi müddetçe ve Firat’in ötesini de kapsayacak adimlar atilacaksa, ben de atilacak adimlar konusunda destek verilmesi kanaatini tasiyorum.
Bunun yaninda su önemli hususu da belirtmek gerekir. Bu açilmis davalarda ve mahkûmiyetlerde haksizliklar olmussa ki, muhtemelen olmustur; mevcut hukuksal yollarla bu hak ihlallerinin de telafi edilmesi gerektigi kanisindayim.
Ülkenin su an ki siyasi atmosferinde bu beklentiyi görmek, anlamak mümkündür. Bu bakis açisinin, iktidarin siyasi görüsü ya da ideolojisi ile hiç bir alakasi yoktur. Sadece bunca emek verilerek baslatilan baris ortaminin ve demokratiklesmenin bir an önce hayat bulmasi içindir.
Gelelim yapilmasi ve atilmasi gereken kararli adimlara. Ismi üstünde pakettir; elbette tüm bu kronik sorunlarin hemen bugün, yarin bir kaç paketle çözüm bulmasi mümkün degildir; ancak bu hususta demokratiklesmeye giden yol haritasinin dogru algilanmasi adina, endiselerimizi ve önerilerimizi de sesli bir sekilde söylemeliyiz.
Demokrasi programi köklü bir degisimin ile var olan antidemokratik uygulamalarin alt-üst edilmesiyle mümkün olacaktir. Tepeden asagi fasist ve tekçi devlet yapisinin orasini, burasini göstermelik demokratik yasalarla yama yaparak, fasizmin tasfiye edilemeyecegini bizler biliyoruz!
Kürt sorununun dar ”sinirlar” içinde çözülmesi de tek basina ülkenin demokratiklestigi anlamina gelmez. Kürtlerin ”ulusal” sorununu esitlik temelinde çözmediginde ve belirli sinirlar içinde kismi reformlarla çözmeye çalisildigi müddetçe, demokratiklesmis bir ülke olamazsiniz. Bu güdük demokrasiyle bir hukuk devleti de insa edemezsiniz!
Elbette Kürt sorununun çözümü için harcanan emege saygi duyulmalidir. Verilen emek sayesinde siddetin yerini, barisçi bir ortama birakmasi önemlidir; ancak kismi ‘çözümün’ tam demokratik bir ülke gerçekligine ulastigimiz anlami tasimadigini da, her zeminde söylemeliyiz.
Dolaysiyla, demokratiklesmenin temel sifresi, ülkedeki azinlik, etnik, kültürel, dinsel ve mezhepsel sorunlarinin esitlik çerçevesinde çözülmüs ve özgürlesmis bir sekilde gönüllü olarak bir arada yasama iradesi olmalidir.
Sikisan ve basinci yükselmis toplum havasinin normale dönmesi içinde, antidemokratik yasalardan kaynakli magduriyetlerin ve mahkûmiyetlerin telafisi bir an önce genel bir afla çözülmelidir.
Bu bilinçle olgunlasacak bir toplum ve o toplumun demokratik kurumlarinin ortak iradesini yansitan ”demokratik bir toplumsal sözlesme’ olan yeni bir demokratik Anayasaya ihtiyaç vardir.
Umariz mevcut iktidar bu sefer geçmisteki hatalariyla yüzlesir ve üzerine düsen sorumlulugun geregini yapar.
04.02.2014
Ilhan Çetin