Makale

Iradesi elinden alinmak istenen halk ve gerçek yasam

Türkiye’in kuramsal ideolojik sistemi Anayasasinda açikça tarif edildigi sekliyle ”Türk Devletine vatandaslik bagi ile bagli olan herkes Türktür.” Suriye kuramsal devlet sisteminde ” vatandaslik bagi ile bagli olan herkesi Araptir” Iran kuramsal devlet sisteminde de benzer sekilde kati ulusalci yasa ve anayasalarinda kurallar konulmustur.

Irak’taki sistem 2003 yilina kadar vatandaslik bagi ile bagli olan herkesi Arap olarak tarif ederdi ve zorunlu bir kuramdi. 2003 yilinda Irak’in Irkçi diktatörlük sistemine karsi Amerika Birlesik Devletleri liderliginde uluslar arasi egemen güçlerin müdahalesi ile ortadan kaldirildi. Diktaörlügün yikilisindan sonra yine uluslar arasi egemen güçlerin önerisi ve destegi ile Irak’ta yasayan bütün farkli halklari ve farkli inançlari dogal degerleri ile esitlik temelinde kapsayan yeni ve çagdas bir anayasaya kavusturuldu.
Irak disindaki bütün bölge devletleri sistemlerini kati ulusalci irkçi karakterlerini ayni katilikta ve kararlilikta devam ettiriyor, arkasinda duruyor ve baglidirlar.

Irak federal devletini kurumsallastiran, tarif eden çagdas bir anayasaya kavustuktan sonra Kürt halki bölgesinde, güney Kürdistan’da iktidarini kurabilmistir. Kürt bölgesi disinda kalan ve farkli halklarin, farkli kültürlerin yasadigi bölgelerde ise eski rejimden kalma yönetme aliskanliklari ve ideolojik zihniyetle baski yapilmaya devam ediliyor. Kürt bölgesine de benzer sekilde farkliliklarini özgürce yasama iradelerine baskilar yönelmis, fakat Kürt halki geçmiste yasadigi deneyimleri gözönüne alarak savunma ve güvenlik kurumlari olusturmus ve o kurumlar sayesinde gelistirilen zora dayali militarist baskilardan korunabilmistir.

Irak evrensel demokratik degerlere göre düzenlenmis federal sistemi sekillendiren yeni anayasaya ragmen halen Arap kati ulusalci/Irkçi ideolojik zihniyetten kurtulamamistir. Kaldi ki diger bölge devletlerin tekçi ideolojik anayasa, yasa, kurum ve kuramlari sayesinde bundan çikar devsiren egemen ulus tarafindan siddetle benimsenmis görünüyor. Egemen uluslar genel çikarlarini ideolojik ve tekçi bir sistemde gördükleri gözönüne alindiginda kati ulusalci/irkçi zihniyetini kisa dönem içinde degistirmesi neredeyse imkansizdir. Bugün çagdas bir Anayasaya kavussa bile onlarca yil sürebilecek çagdas ve evrensel degerlere dayali uzun vadeli egitimlerle dahi egemen ulus zihniyeti esnetilemez.

Suriye halklari son üç yildan beri mevcut kati ulusalci/irkçi sisteme karsi büyük bir mücadele yürütüyor. Mevcut kati ulusalci/irkçi ve Suriye’yi Arap devleti olarak tarif eden tekçi sisteme karsi mücadele eden farkli çevreler içinden kendisini Arap olarak görenlerin, tanimlayanlarin bugün bile büyük bir kismi basta Kürt halki olmak üzere son zamanlara kadar farkli halklari dogal degerleriyle kabul etmemislerdir. Farkli halklarin bir arada yasadigi ve normal kosullarda özerk, otonom veya federal çagdas bir sistem mücadelesi olmasi gereken masalarina dahi koyamadilar. Arap kökenli muhalefet Suriye’yi yine Arap devleti olarak tarif etmeye devam ediyor ve farkliliklarin esit haklar ekseninde bulusmasina karsi çikmaktadir.

Bu da açikça gösteriyor ki bölgenin egemen uluslarin tamami genel çikarlarini mevcut kati ulusalci ideolojik sistemlerde görüyor ve genel anlamda ayni sinirlar içinde bir arada yasadigi farkli halklarin esitlik temelinde, özgürce dogal degerleri ile kendisini yönetebilecegi demokratik ulus sistemine karsidir.
Tek basina demokratik ulus mücadelesi verdigini söyleyen bir kisim Kürtlerin bu kosullarda bölgede basari sansi olabilir mi?

Bölgede devleti olan, bölgede egemen olan, Kürt cografyasini aralarinda paylasan, Kürt halkini dogal haklarindan mahrum birakmak için her kosulda ortaklasan bölge devletleri egemen uluslari demokratik ulus sistemine karsidir. Bölgede devlet olup elinde gücü bulunduran, toplayan egemen ulusa ragmen, bunlari ve sistemlerini kendi kisitli imkanlari ile degistirip demokratik ulus insa edecegini iddia etmek gerçekçi olabilir mi?

Kisaca Kürt halkinin dogal ulusal degerlerini, mevcut halklarla esitligi esas alan özerk, otonom veya federal bir sistemde bir arada veya bagimsiz yasayabilecegi bir paradigma mücadelesi daha gerçekçi degil mi?
Mevcut kati ulusalci sistemlerin demokratik ulus sistemine dönüstürülüp degistirebilecegi sadece iddia edilebilir, gerçek ise ancak egemen ulus isterse ve karsisinda mücadele ederse mevcut kati ulusalci sistemlerin degismesi mümkün olabilir ve gerçekçidir. Egemen ulus istemedigi ve karsisinda mücadele etmedigi sürece mevcut kati ulus sistemlerini Hiçbir gücün degistiremeyecegi anlasilmali ve bilince çikartilmalidir. Türkler istemedigi sürece Türkiye’deki mevcut kati ulusalci sistem degismeyecek, Arap halki istemedigi sürece Suriye veya Irak kati ulusalci sistem degismeyecek ve Fars halki istemedigi sürece de Iran’in mevcut kati ulusalci sistemi degismeyecektir. Farslarin yerine, Araplarin yerine, Türklerin yerine rol üstlenip onlarin egemen olduklari sistemi degistirmeye kalkismak, böyle bir misyonu Kürt halkinin omuzlarina yüklemek mazlum halkin boyunu astigi gibi mazlum halkin üzerine vazife de degildir.
Demokratik ulus teorisi yazilabilir, çizilebilir, dünyanin bütün halklari ile paylasilabilir, nitekim yazilmis, çizilmis de,inandirici olmaya da çalisilabilir, yayimlanabilir ve yayginlastirilabilir. Bu baska bir sey, bu paradigmayi egemen uluslar adina, bu uluslarin bunca zaman çikar devsirdigi kati ulusalci sistemlerini degistirme misyonunu mazlum ve düsürülmüs Kürt halki yüklenir, sömürge bile olmayan Kürt halkinin sirtina bindirmeye kalkisilirsa vebalinin altindan kimseler kalkamaz.
Teorisi yazilmis, yayginlastirilmis, yayimi yapildiktan sonra demokratik ulus paradigmasini benimseyen bütün egemen ulus ve halklar kati ulusalci sistemlerin yerine demokratik ulus paradigmasi idame edebilirler. Bunun için egemen uluslarin önünde ne kimse engeldir ne de karsi çikmaktadir. Dogal olan, makul olan, gerçekçi olan egemen uluslarin, halklarin sorumluluklarini mazlum düsürülmüs bir halkin umuzlarina, sirtina yüklenmemesidir.
Bugün yasanmakta olan, savunulan, Kürt halkinin önüne konulmaya çalisilanlar hayatin gerçekleri ile örtüsmemektedir.
Kürt halki özgürlük ve demokrasi mücadelesine esas almasi gereken; dünyadaki her halkin sahip oldugu temel haklara sahip olmasidir. Kürt halki özerklik, otonom, federal veya bagimsizlik talep edebilir. Bu talepler evrensel hukuktan kaynaklanan en dogal ve mesru hakkidir. Kuracagi özerk, otonom, federal veya bagimsiz sistemde, kendi içinde de halkin onayi olduktan sonra demokratik ulus paradigmasini esas alabilir. Dogal, dogru ve gerçekçi olan husus bunun böyle olmasi degil mi?

Öncelikle tartisma küçük bir üniteye indirgenirse; henüz kendi evine bile sahip degilken, mevcut durumuyla ihtiyaçlarini karsilayacak imkanlara sahip degilken, kendi evini baskasi idare ediyorsa, iradesini elinden almis ve olmayan imkalara ragmen elinde her türlü gücü toplamis komsusunun evinin düzenine kalkisirsa, hedeflerse adama ne derler?

Kürt halki henüz evini yönetemiyor, evini yönetme iradesi elinden alinmis, o iradeyi baska güçler kullaniyor. Dogal olarak kendi iradesi ile evini düzene sokamiyor, evinin düzenini baska güçler kendi adina kullaniyor. Evin sahibi olan Kürde evi ve evinin düzeni hakkinda söz hakki bile verilmemis, gerçekte henüz kendisine bile hayri, faydasi yoksa komsusunun evini düzene sokmaya kalkismanin inandiriciligi teoriden öteye geçemez. Kendi evine henüz sahip degil, idaresi baskasinda iken komsusunun evini düzene sokamaya kalkismak, idaresi kendisinde olmayan evine ve komsusunun evine yeni bir sistem kuracagini, komsusuna ragmen bunu yapmaya kalkisan kisiler, gruplar, kurumlarin ütopya ve hayalleriyle bir halkin gelecegi üzerinde oynanmamalidir.

Bu baglamda tasarlanan teori iyi islenmis, özellikle mazlum, düsürülmüs toplumu kapsama kapasitesi çok iyi hesaplanmis, ikna gücü yüksek bir ütopya da olabilir. Bu da özellikle Kürt halki için taraslanmis, belirtilenmis de olabilir. Ülkesi dört parçaya bölünmüs, üç egemen ulusun yogun asimilasyon uygulamalari altinda, yakin tarih boyunca iradesi ve gelecegi üzerinde çok boyutlu oyunlar ve etrikalar gelistirilmis, zora dayali imha operasyonlari altinda can çekisir duruma getirildigi gerçekligi ortada duruyor. Mazlum ve iradesi elinden alinmis bu halkin öncelikle özgürlügünü ve iradesini eline almasi dogal hakki ve gerekiyor.

Bugün Kürt halkinin karsi karsiya kaldigi en büyük sorun öncelikle dünyadaki her halkin sahip oldugu haklara sahip olma mücadelesine sarilmasidir. Her halk gibi ülkesinde irade ve iktidar sahibi olmasi, daha sonra ülkesinin sistemi hakkinda halkin genel olarak onay verecegi bir sistemin insasini projelendirmesidir. Dünyadaki mevcut sistemlerden farkli da olabilir, halkin onayi olduktan sonra ortada global sistem ile uyumlu bir sorun disinda sorun da kalmayabilir.

Kaldi ki iradesi elinden alinmis mazlum bir halkin durumunu bilimsel olarak açiklamak gerekirse; a) Zayif, kuvvetsiz, mecalsiz, takatsiz b) Hafif, dayaniksiz c) Metanetsiz d) Sebatsiz e) Akilsiz, saskin f) Eksik g) Hükümsüz h) Kuvvetsiz, zayif, cansiz, ciliz, güçsüz, aciz, dayaniksiz, halsiz, iradesiz, hafif, silik, sulu i) Yapilmasi istenmedigi hâlde yapilan (davranis), irade disi, gayri iradi. i) Yapilmasi istendigi halde yapilamayan (davranis) gibi terimlerle açiklanabilir. Bu durum bireyler için oldugundan daha fazla toplumlar ve halklar için de geçerlidir.

Mevcut kosullar gözönüne alindiginda devleti olmayan bu halkin özerk, otonom veya federal bir sistem içinde bölgesinde irade ve iktidar sahibi olmasi mümkündür. Ayrica belirtilmeli ki irade ve iktidar sahibi olmadan özgür de olunamaz, halklar için özgürlügün anlamini bulmasi için bagimsiz veya özerk, otonom ve federal sistemle yönetim sahibi olmasidir, bunlar yoksa sadece sözde özgür olarak tarihe geçecektir.

Kürt halkinin içinde bulundugu sartlar ve kosullar geregi dostu az, düsmani çok olan bir halktir. Global dünyada genel olarak devletler arasi iliskiler karsilikli çikara dayali yürütülüyor. Kürt halkinin cografyasinda sahip oldugu bütün olanaklari egemen bölge güçleri kullandigi için global iliskilerde de sadece bölgenin egemen devletlerin menfaatine kullaniliyor. Iradeyi de iktidari de bu egemen güçler kullaniyor, iç ve uluslar arasi iliskilerde onlarin çikarini temsil ediyor. Küçük bir örnek olarak da güney Kürdistan iradesi ve iktidari global gerçekligi görerek kaynaklarina kendileri hükmetme mücadelesi vererek kazadi. Cografyasindaki kaynaklarin egemenligi merkezi idareye birakilmis olsaydi kendilerinin irade ve iktidari sekilcilikten öteye geçemezdi.

Bütün dünya halklari için geçerli ve egemen sistemin genel karakteri, güçlü olma, hükümet etme, irade sahibi gibi degerler üzerine insa edilmistir. Kürtlerin bir bölge disinda cografyasinda içinde bulundugu durumun gözler önüne serilmesi ve ortaya çikarilmasi gerçegi ile yüzlesmeleri gerekiyor.

Birçok bölgesel egemen gücün Kürt kurumlarinin irade ve iktidarini mümkün oldugunca zayif düsürme çabasi, hedefi oldugu biliniyor. Bunun için belli merkezlerden yine Kürt kurumlari üzerinden farkli proje ve senaryolari güçlü yayinlarla halka ulastiriliyor, hergün her saat halki bu projeksiyon altinda birakiyor, beynini ve algisini kendi çikarlari dogrultusunda yönetmeyi hedefliyor. Öyle ki halkin kendisi için iyi veya kötü sistemin hangisi oldugunu ayirt etmeyecek sekilde basin ve yayinlariyla karartarak perdelemeye çalisiyor. Kürt halki için de karanliklari aydinliga tasiyacak isik, her halk gibi bagimsiz veya özerk, otonom ve federal sisyemle irade ve iktidari hedeflemesinden geçmektedir.

Çiya Berçelan

Back to top button