Makale

ISID-Kürtler ve Türkler

Dogu ERGIL

Kobani’den sonra Tel Abyad’i da alarak Suriye Kürt direnis güçleri hem ellerini güçlendirdiler hem de Akçakale Sinir Kapisi’ndan beslenen ISID’de (Irak ve Sam -yani Suriye- Islam Devleti’ne) ciddi bir darbe indirdiler. Tel Abyad, Türkiye ile ISID’in kendine yönetim merkezi ilan ettigi Rakka arasindaki ikmal hattinin baslangiç noktasi.

Kürt güçleri, ana hedeflerinin Rakka oldugunu söylüyorlar. Bu hedefe saldiriyi ABD ve müttefiklerinin hava gücü olmasa tabii ki göze almayacaklar. Ama ISID gibi küresel cihadi misyon edinen bulasici bir tehlike söz konusu oldugu zaman Kürtler dogudan (Islam devletlerinden) ve Bati’dan her türlü destegi almaya adaylar. Iste Türkiye yönetiminin kabullenmekte zorlandigi konu da bu.

Iki kusagin ‘eger Dersim olaylari da hesaba katilirsa, üç kusagin- üniforma giyip, silah kusanip savasa gönderildigi illerdeki Kürt gerçegini Türkiye Cumhuriyeti benimseyemedi. Ya Türk olacaklar ya da Türk’ün ayakucunda bas egip oturacaklardi.
Bunu yapmayip; hak, kimlik ve özgürlük talep edince terörist oldular.

Bunca yil bu duygularla yetistirilen Türk gençleri, ‘vatanin bütünlügü’ adina hain Kürtler’den nefret etmeyi ögrendiler. Aksi halde üç kusak kendi ülkesinde, kendi yurttaslariyla ölümüne bir mücadeleye girmezdi.

Oysa Türkiye Kürtleri, son genel seçimlerdeki tavirlarindan da anlasilacagi gibi taleplerini Türkiye içinde ve anayasal bir hak olarak gerçeklestirmek istiyorlar.
Isteklerine artik zorla degil, siyaset yoluyla ulasmaktaki kararliliklari seçmence onay görmeseydi Türk milliyetçisi MHP kadar milletvekili çikaramazlardi.

Güvenlik bürokrasisi endiseli

Ama Türkiye’nin disindaki Kürtler, demokratik olmayan ülkelerde ve birçok hak ihlali altinda yasiyorlar. Arap Bahari’nin yol açtigi kargasada önlerine gelen özgürlesme ve kendini yönetme firsatini kaçirmak istemiyorlar. Iste Irak’ta öz yönetimlerini kurdular. Suriye’de basarili bir mücadele veriyorlar. Iran’da daha sonuç almayan ama sürecegi anlasilan bir ugrasin içindeler.

Ne var ki genel olarak birçok Türk ama özellikle yönetim kademesi ve güvenlik bürokrasisi, Kürtler’in bu mücadelesinden çok tedirgin. Tel Abyad ISID’in elindeyken ve Türkiye üzerinden ciddi bir ikmal kaynagina sahipken buna göz yuman Türk yönetimi, kent Kürtler’in eline geçince alarma geçmis durumda. Bu psikoloji hâlâ Kürt sorununun ne oldugu ve nasil çözülecegi konusunda kafalarin karisik oldugunu gösteriyor. Hele MHP, koalisyon hükümetinde yer almasini ‘çözüm süreci’nin ebediyen gömülmesi sartina bagliyor.

Ne var ki Kürtler’e bu kadar alerji duyan kesimlerin, ISID karsisindaki tavri açik degil.
Hükümet katinda da görülen bu belirsiz tavir Türkiye’ye zarar veriyor. Mensubu oldugu Batili veya uluslararasi kurumlarin deger ve amaçlarina bagliligi tartisiliyor. Ülke yalnizlasiyor.

Diger yanda Kürtler’in yildizi parliyor. Bölgede hiçbir güç ISID’e karsi ciddi bir direnis sergileyemezken Kürtler onu birkaç cephede geriletti. Suriyeli Kürt direnisçiler ve Arap müttefikleri, ISID’din elinden 50 kadar köy ve kenti kurtardilar. Bunu yaparak ABD ve Dogulu-Batili müttefikleri gözünde desteklenmesi ve korunmasi gereken bir yöresel güç olarak görülmeye basladilar.

Bu gelismeyi görmemekte direnen Türkiye’nin içeride ‘Kürt sorunu’nu çözmesi yaninda disarida onlarla dostluk kurmasi ve isbirligi yapmasi zor. Kuvvetli bir Kürt temsiliyle artik bu konularin TBMM zemininde ele alinmasi mümkün. HDP’nin de yer alacagi veya fikirleriyle katki sunacagi bir koalisyon hükümeti bu konuda altin bir firsat sunabilir.
—————————————————-
Bugün-23 Haziran

Dogu ERGIl

Back to top button