Islamciligin, Islamcilarin geldigi yeni asama
Türkiye’de Islamcilar, Islamcilik akil almaz bir noktaya geldi.
Politik hatalardan, kusurlardan bahsetmiyorum. Bir iktidar egitim, tarim, dis politika gibi alanlarda yanlislar yapabilir. Biz de elestirir, uyarir, protesto ederiz.
Mesela ‘Sehircilik politikaniz insani degil, ranti öncelemeniz bu ülkeyi yasanmaz hale getiriyor’ diyerek kinayabiliriz. Onlar da bir takim gerekçeler öne sürerek, yaptiklarini savunabilirler. Bu durum her iktidar için geçerli.
Fakat mesele ‘yanlis’ yapmanin, ‘hatali’ politikanin ötesine geçti.
Yolsuzluk iddialari, Anayasa ihlalleri, hukuki problemler, haksiz tutuklamalar, baskinlar Ülkenin dogusundaki kanli manzaralar, sivil ölümler Her gün kahrolarak izliyoruz.
Is kazalari normal kabul ediliyor. Rüsvet aklaniyor.
Tüm bunlar yasadigimiz sorunlardi. Bunun da ötesine geçildi. Islamcilar artik kötülügü, yanlisligi, çirkinligi inkar etmiyor, var güçleriyle savunuyor ve yüceltiyor.
Zitlasma, had bildirme üzerinden sürdürdükleri iktidarda kalma mücadelesi gözlerini kör etti. Akillarini iflasa sürükledi. Ruhlarini köreltti.
Alenen kötülük üretiyorlar. Kötülügü övüyorlar. Insan ahlakina, insan haysiyetine, evrensel degerlere aykiri söz ve davranislariyla gurur duyuyorlar.
Bu yeni bir asama.
Kabaligi, tehdidi, santaji, hakareti, kavgayi tasvip ediyor, alkisliyorlar.
Bir süre öncesine kadar, yolsuzluk yapan yüceltilmezdi. Küfürbazlar el üstünde tutulmazdi. Tehditle, santajla is görenler onurlandirilmazdi.
Durum degisti. Bir kötülük yarisi basladi.
‘Hayirda (iyilikte) yarisiniz’ ilkesi tam tersine döndü. Kim ne kadar ser üretiyorsa, o kadar takdir topluyor. Ser yarisi, tezahüratlar esliginde hiz kazaniyor.
‘En çirkef’, nasil ‘en makbul’oldu?
Islamci aydinlarin, yazarlarin, gazetecilerin, kanaat önderlerinin, siyasetçilerin (hâlâ kaldiysa) vicdanlarina seslenmek istiyorum: Siz ne yaptiginizin farkinda misiniz? Bu ülkeye, bu topluma bu kadar kötülük yapmayi içinize nasil sindiriyorsunuz? Kötülügü, kabaligi, santaji, tehdidi, gaddarligi, ikiyüzlülügü yüceltmekten niçin zerre kadar çekinmiyorsunuz?
Yolsuzluk yapani kinamadiginiz gibi el üstünde tutuyorsunuz.
Tehdit edeni, santaj yapani, iftira atani, hakaret edeni göklere neden çikariyorsunuz?
En çok kim çirkeflesiyorsa, onu en büyük kahraman ilan ediyorsunuz
Bu tutumunuzun toplumu nereye götürecegini hiç mi düsünmüyorsunuz Allah askina?
Hani nerede Islam terbiyesi? Hani nerede peygamber ahlaki? Hani nerede Islam’in vazettigi degerler? Hani nerede ‘Iyiligi emredip kötülükten men etme’ ilkesi? ‘Emr-i bi’l ma’ruf, nehy-i an’il münker’i ne çabuk unuttunuz?
Kötülügü övmeyi, yaymayi kendinize nasil yakistirirsiniz?
Islam’a, Islam terbiyesine uyan tek bir sözünüz, tek bir politikaniz, tek bir davranisiniz, tek bir hareketiniz kaldi mi?
Hayatinizda, kisiliginizde, ahlak anlayisinizda, siyasi zafer adina yücelttiginiz degerlerde zerre kadar Islam var mi?
Hiç mi düsünmüyorsunuz bu geldiginiz noktayi?
‘Dava ugruna’, insanligi hiçe sayiyorsunuz
Dindar olsun olmasin, hepimiz, bu topragin evladiyiz. Bizde, ölenin arkasindan kötü konusulmaz.
Söyledigimiz en agir söz, bir sitemdir: ‘Allah taksiratini (kusurlarini) affetsin’ deriz. O kadar. Fakat böyle olmadi.
Islamci bir kanaat önderi, o kadar çok insanin kalbini kirmis, o kadar çok insani utandirmis, ikrah ettirmisti ki Öyle kötü bir üslupla, korkunç iftiralarla, hakaret ve küfürlerle toplumu rahatsiz etmisti ki Insanlar ona hakkini helal etmedi.
Siz Islamcilar ise bu cenazeye büyük bir gururla sahip çikip, onu yücelttiniz. Benzersiz törenler düzenlediniz. Onun namina helallik isteme, toplumun gönlünü alma geregi de duymadiniz. ‘Ardindan kötü konusanlar, gavurlugunu belli ediyor’ minvalinde, akil almaz sözler söylediniz!
Tamam ölünün arkasindan bu kadar kötü konusmak bence de uygun degil. Ama sizin, ölen o kimseyi ‘dava için ‘bu kadar methetmenize, onun ‘taksirat’ini hiç umursamamaniza ne diyecegiz?
‘Islam davasi’ deyip duruyorsunuz. Hakaretle, iftirayla, santajla, baskasinin ölüsüne ettigi küfürlerle ün kazanmis bir gazeteciyi böyle kahraman ilan etmek, Islam’a, peygamber ahlakina uyar mi?
Böyle bir insanin cenazesine cumhurbaskani, basbakan katiliyor. Üstelik bir yumusatma yok, umursamama var. Bir baristirma yok, tarafgirlik var.
Bu sorumsuz, düsüncesiz tutumun gençleri nasil etkiledigini, toplumu nasil utandirdigini ve umutsuzluga sürükledigini hiç düsündünüz mü?
Samimi bir söz söyleyin
Kötülügün bu kadar itibar gördügü bir ülkede hangi çocuk, hangi genç iyi olmayi, iyi kalmayi hedefler ki?
Cumhurbaskani yolsuzluk yapani el üstünde tutuyor. Uçagindan indirmiyor. Bu hiç zorunuza gitmiyor mu?
Yolsuzluk yapanin alenen ödüllendirildigi baska bir dönem hatirliyor musunuz bu ülkede?
Pervasiz müfterilerin, kibirli, yalanci, gaddar, hak yiyen kimselerin kahraman ilan edildigi, ‘saglam kisilikli’ kabul edildigi, ‘dava adami’ olarak saygi gördügü bir düzen kurdunuz. Farkinda misiniz?
Bu tür kimselere yöneltilen iltifatin, degerleri nasil asindirdigini, toplumu nasil yozlastirdigini göremeyecek kadar mi aklinizi yitirdiniz? Ruhunuz mu çürüdü? Vicdaniniz mi köreldi?
Bu ülkede çocuklar, kadinlar, yaslilar insanlar öldürülüyor. Gencecik askerler, polisler kör bir inat ugruna feda ediliyor.
Fakat sizden en küçük içten bir söz duymuyoruz. Bir üzüntü, bir vicdan belirtisi göremiyoruz.
Idealinizdeki ‘menzil’ burasi miydi?
Güçlü Müslümanlar, makam, mevki, kudret sahibi Islamcilar Dava adamlari, yigitler, aslanlar, mücahitler Topluma örnek olacak, bizleri aydinlik bir gelecege tasiyacak hayirli evlatlar
Varacaginiz yer burasi miydi? Bizi getireceginiz menzil, burasi miydi?
Islamcilarin maddi bakimdan en güçlü, manevi bakimdan en zayif dönemine sahitlik etmek, toplumun büyük çogunlugunu utandiriyor artik. Ve siz, kötülügü, küfürbazligi, iftiraciligi, dislamayi, korkutmayi öve öve ‘davaya hizmet ettiginizi’, mesafe kat ettiginizi saniyorsunuz!
Gazeteler sizde, TV’ler sizde, kültür merkezleri sizde, sahne, kürsü, mikrofon sizde, fakat toplumun tamamina söyleyecek sözünüz yok. Ancak kendi mahallenize hitap edebiliyorsunuz.
Fikir, proje, öneri, yenilik söyle dursun, sizden olmadigini düsündügünüz kimselere selam bile veremiyorsunuz. Mahalli aydin, mahalli siyasetçi haline geldiniz.
Özgürlüge tahammülünüz yok.
Çatismadan baska bir yöntem bulamiyorsunuz.
En pespaye kimseleri, sirf sizden diye göklere çikarmaktan baska yol bilmiyorsunuz.
Kötülügü, yanlisligi, çirkinligi hem üretiyor, hem de savunuyorsunuz.
Seytana uymaktan öte
Akit gazetesi çizgisi, Islamci camiada uzak durulan, ‘rahatsiz edici’ görülen bir çizgiydi.
Nasil oldu da hepiniz birden o çizgiye kaydiniz? Nasil oldu da hepiniz birden kötülüge teslim oldunuz?
Hani, nerede ‘Müslüman zarafeti’? ‘Islam medeniyeti’ nerede?
Tebessümünüz yok, sürekli öfkeyle saldiriyorsunuz.
Tevekkülünüz, imaniniz, sükrünüz nerede? Nefisle mücadele, ruh terbiyesi, kardeslik nereye kayboldu?
Haydi diyelim seytana uyuyorsunuz. Seytanligi alkislamak neyin nesi?
Ölümler bile sizi duraksatmiyor
Yasantinizin, tek bir sözünüzün, tek bir davranisinizin, tek bir politikanizin Islam’la, Müslümanlikla, insani degerlerle bagdasir yani kalmamis. Hak, hukuk, adalet, Allah korkusu diye bir derdiniz yok.
Buna ragmen siz Islamci, dindar, Müslümansiniz tüm bunlardan rahatsiz olup itiraz edenler de ‘Islam karsiti’ öyle mi?
Hem böyle davranip hem de topluma, ülkeye, dünyaya hala Islamcilik tasliyorsunuz!
Toplumun bir kesimini kandirabilirsiniz. Ama unutmayin en cahil insan bile, sizin bu kötüye gidisinizi görüyor. Analiz edemiyor, adini koyamiyor belki fakat görüyor.
Siz ise, kendi halinizi fark etmekten maalesef acizsiniz.
Tövbe etmeye, baskalarinin hakkini teslim etmeye, ‘iyilige yönelip, kötülükten sakinmaya’ da hiç niyetiniz yok gibi.
Içinizden birileri bu kötü gidise dur diyecek diye bosuna beklemisiz.
Ölümler bile sizi ‘tefekkür’e yöneltmiyorsa, benim sözümün ne faydasi olur?
Hiç.
Bakin Mehmet Akif tam da sizi anlatiyor:
‘Müslümanlik nerde! Bizden geçmis insanlik bile
Adem aldatmaksa maksad, aldanan yok, nafile!
Kaç hakiki müslüman gördümse, hep makberdedir;
Müslümanlik, bilmem amma, galiba göklerdedir.’
Levent Gültekin