ISTENMEYEN OLAYLAR!…….
Antalya Kepez’de aracini keyfi olarak köpeklerin üzerine sürerek bir köpegin ölümüne neden olan sahis, ifadesinde bunlari söyleyerek serbest kaldi.
Hukukçulara sordugumda, ‘bu suçlara verilecek en yüksek cezanin bile tutuklanmaya gerek olmayan türden oldugu için hakimlerin yapabilecegi baska sey yok’ dediler.
Mevcut yasalar dikkate alindiginda söylenecek bir sey yok.
Ruh hastasi bir sapigin kinanmasindan öte yapabilecegimiz bir sey kalmiyor.
Çünkü bu katil için ‘trafik güvenligini tehlikeye sokmaktan’ islem yapiliyor.
Kamera kayitlari incelendiginde de görülüyor ki; katil bilerek ve isteyerek aracini köpeklerin üzerine sürüyor ve ardindan yalana basvurarak’ köpeklerin aracina dogru kosarak geldiklerini’ söylüyor.
Serbest kaldiktan sonra yaptigi açiklama kendini ele veriyor.
‘Istenmeyen bir olaydi. Vicdan azabim bana yeter. Çoluk çocugumun yüzüne bakamaz oldum. Ben pismanim diyorum ama kimi inandirabilirim.’
Bu konuyla ilgili yasalarin yetersizligine ya da nasil bir uygulama gerektirdigine iliskin fikir beyan edecek durumda degilim. Bu hukukçularin isi ve bence tartisilmalidir.
Ancak içimizde gezen, toplum için tehlike arz eden canilerle ilgili herkes gibi benimde söyleyecek sözüm var.
Orada ölen köpek degil bir çocuk da olabilirdi. Çünkü bu tür sapiklarin ne zaman, nerede, ne yapacagini bilmek mümkün degil.
Bir hayvani kurtarmak için canini tehlikeye sokan insanlarin yaninda keyfi olarak aracini köpeklerin üzerine sürebilen bu tür ahlaksiz kisilerle ayni toplumda yasiyoruz.
Simdi içinizde kimileri bir avukat dostumun söyledigi gibi’ birak köpekleri, suçsuz yere insanlari hapiste tutan, gerekçesiz kararlarla insanlari islerinden, mesleklerinden atanlariyaz!’ diyordur, eminim.
Kuskusuz o insanlar için de üzülüyor ve her firsatta yasanan bu tür haksiz uygulamalari, magduriyetleri dile getirmeye çalisiyoruz.
Magdur insanlar için mücadele eden, onlarin sorunlarini gündeme tasiyan yürekli insanlar var elbet. Ama hayvanlarin dili yok ki, kendilerini savunsunlar.
Hele de ortalik yerde bu kadar çok insan kilikli cani var iken!
7-8 yaslarinda iki Suriyeli kiz çocugunu kaçirarak cinsel tacizde bulunan iki sapiktan birinin söylediklerine bakar misiniz!’ cinsel isteklerime hakimolamiyorum. Yasi büyük bir kadini kaçirip iliskiye girmek zor oldugu için çocuklari kaçirmaya karar verdim’
Demek oluyor ki; savunmasiz kim olursa, risk ve tehdit altinda.
Ancak ilginçtir, magdur Suriyeli olunca haber mansetten düsüyor ve iç sayfalarda tek puntoluk bir haber haline geliyor.
Kendini bilmez bir ruh hastasinin acimasizca aracini üzerine sürerek öldürdügü köpege mi yanarsiniz, toplum olarak nasil bu hale geldigimize mi?
Savunmasiz iki masum Suriyeli küçük kizin ugradigi cinsel tacize mi yanarsiniz, yoksa; bir taciz olayinda bile ayrimcilik yapan zihniyete mi?
Tüm bu istenmeyen olaylara! mi yanarsiniz, yoksa son günlerde insanlari sokaga çikamaz hale getiren kavurucu sicaklarda mi yanarsiniz?……..
Vücudumuz bu nemli sicaklarda yanip kavruluyor ama inanin yüregim bu istenmeyen olaylar! karsisinda daha çok yaniyor.
Su günlerde Bodrum da neredeyse her gün gelen artçi depremlerle sarsiliyoruz ancak, toplumdaki giderek artan bu siddet egilimi, önlenemez toplumsal travmalar inanin bizleri daha çok sarsiyor.
Bütün bunlar yetmiyormus gibi, siyasilerin gündemi mesgul eden anlamsiz polemikleri, iktidarin israrla sürdürdügü kararname soklari, internet fenomenlerinin klavye çilginliklari sonucu olusan kisir tartismalar ve her firsatta kutuplasmayi körükleyen nefret söylemleri toplumu daha çok geriyor, huzursuz ediyor.
Sicaklarin daha da artacagini düsününce bu hiçbirimizin istemedigi ‘istenmeyenolaylarin’ artacagini bilmek için kahin olmaya gerek yok.
Her ne kadar hayvanlari öldürmek için ilginç yöntemler bulan caniler olsa, sevmesini bilmedigi yetmiyormus gibi her cinayeti ‘severek öldürdüm’ diye savunmaya kalkan hasta ruhlu, insan kilikli katiller bulunsa da, siz yine de sicaklardan uzak durmaya bakin.
Tüm bu istenmeyen olaylari yapanlara inat, siz yine de kapinizin önüne hayvanlar için bir kap yiyecek ve de bir tas su birakmayi unutmayin lütfen!
———————————————–
9 Agustos
Ayhan Ongun