Jale ve Mehmet Elbistan
Semkan asiretinden Zeki bey ve Karaballi asiretinden Saniye hanimin kizi Jale hanim 1936 yilinda Halep’te dogar. Babasi memurdur ve ögretmen annesi okul müdürlügü de yapar. Ailenin memuriyeti yüzünden gittikleri Halep’ten 1942 yilinda Antep’e tasinirlar. Jale hanim Kiz Sanat Enstitüsü’nü bitirerek ögretmenlige baslar. Babasinin bir gözü bir tasin çarpmasi sonucu görmez olunca memurluk yapamaz hale gelir ve büyük damadinin daveti üzerine de 1953’te Kirikhan’a yerlesirler.
1963’te Mehmet Elbistan, karsilikli aski Jale yengemi ailesinden istiyor ancak annesi ve teyzesi ‘akrabamiza verecegiz’ diyerek evlilige izin vermiyor. Jale yenge bir yil sonra baskasiyla evlendirilir. Dilvin, Fero ve Bro Ibrahim ismini verdikleri üç çocuklari dogar. 1973’te bosanirlar.
Eski esinin amcasi Nuri Dersimi’den çok etkilenen Jale yenge Fransizca, Türkçe ve Arapça da bilir. Jale yengenin hayati Antep, Kirikhan, Elbistan ve Halep arasinda geçer. Her gittigi yerde insanlarimiz onu ziyarete gelir. Geldigi yerdeki yasananlari ve siyasi hareketlenmeleri anlatir, görüsleri aktarir. Bu bölgeler arasinda o dönem bugünkü gibi kitle iletisim araçlari olmadigi için iletisimi de saglamis olur.
1984 yilinda kendisinin de bir zamanlar evlenmeyi istedigi, ancak o zaman için mümkün olmamis Mehmet Elbistan ile bu kez evlenebilir. Birkaç yil sonra da Halep’ten ayrilip Almanya’ya yerlesir. Almanya’da yasadigi yillarda da toplumumuzla ilgili hemen her aktiviteye katilir. Oldukça pozitif, nazik ve çaliskan biri olarak bilinir.
Iste o kadin, geçtigimiz cumartesi ögle vakti hemen yani basimizda, mezarinin yaninda kefen içinde yatiyordu. Mehmet Elbistan elleri titrer halde Jale yengemin kefeninin bas kismini yalnizca kendisinin görebilecegi sekilde nazikçe açacak, onun yüzüne bakiverecek, parmaklariyla o yüze dokunuverecekti. Mutlaka baska görenler de olmustur o anlari ama iste o bakis, dokunus bu yazinin yazilmasina neden oldu.
Henna mezarliktan ayrilmadan önce, onu seyrederken ‘Mehmet amca ne kadar üzgün!’ diye fisildadi. Ona bakip ‘Evet, ne kadar güzel üzgün! Ne kadar çok seviyormus onu! Gördün mü, açip yüzüne ne güzel bakip, dokunup vedalasti?’ diyorum. Henna gülümseyerek hafifçe basini sallarken, bana biraz daha sokuluyordu.
Asik oldugu kadinin yüzüne öyle güzel bakan, dokunan Mehmet Elbistan onunla evlenene dek bekar kalmisti. O, Jale yengeyi beklemedi elbette ama bir baskasiyla da evlenemedi. Jale yenge hastaliginin disinda iki yil önce felç geçirdi. Mehmet Elbistan’dan Jale yengemin sagligini ne zaman sorsam ya da ondan konusur olsak cümlesine ‘Ah!’ ile baslardi ya da belki de içindeki aciyi, sikintiyi ifade etmek için o ah ile baslamayi denerdi! Mehmet abi onun her seyiyle bizzat ilgilendi. Sonra kizi Fero, Mehmet Elbistan’a annesiyle kendisi de ilgilenebilsin diye annesini yanina almak yani Dubai’ye götürmek istedigini söyledi. Mehmet Elbistan bu istegi kiramadi. Sik sik Dubai’ye onu görmeye gitti.
Mehmet Elbistan tutarli, tavizsiz, yönünü sasirmamis, hedefinden vazgeçmemis insanlarimizdandir. Komkar’larin kurucularindan, kurumlasmasini ve devam etmesini saglayanlardandir. Onun, kurulusunun her aninda yer aldigi bu ve diger kurumlarin içine düsürüldügü sorunlari asmak için girdigi çabalara, yaptigi görüsme girisimlerinin birkaçina sahidim. Onlarin kurdugu çadirin altinda yetisenlerin bir kismi o gün o mezarlikta birbirlerine selam vermedi. Ulusal çadirlarimizdan biri olan o çadirin kimler tarafindan hangi emeklerle, neden ve nasil kuruldugu, islevi, hedefleri, gücü ve basardiklari toplumumuzca pek bilinmez.
Iskenderun Cemevindeyken Mehmet abim birkaç gün sonra Almanya’ya dönecegini söylüyordu. Çok önceden Halepçe ve Newroz’u planladiklarini ve dönünce bu programlar için yogun hazirliga devam etmesi gerektigini anlatiyordu. Mehmet Elbistan asla durmayacak, yavaslamayacak.
Jale ve Mehmet Elbistan birlikteliginin güzelligi de unutulmayacak!
Jale Xan, sîye heqîya xo! (Jale hanim kendi gerçegine ulasti!)
Devri daim olsun.
Aziz Yagan