Kaçmiyorum
Merak etmeyin; ben bir yere kaçmiyorum. üstelik meydan da okuyorum: Sizler neden artik yanimda degilsiniz?
Birileri beni rahatsiz edecegini düsündükleri her türlü küfür ve tezvirati sosyal medyayi kullanarak üzerime boca ediyorlar; moralim bozulsun diye
Oysa ben hiçbirini okumadigim için farkinda bile olmuyorum.
Yakinlarim ve dostlarim okuduklarinda benim namima üzülüyorlar; onlari teselli etmek de bana düsüyor.
Akif Beki de referandum konusundaki yazilarim üzerine o birilerinin sosyal medya bombardimanindan etkilenmis olmali ki, dün, ‘Kosun muhafizlar Fehmi Abi kaçiyor’ baslikli bir yazi yazdi.
Ben kaçmiyorum, hatta yerimden milim kipirdamiyorum, ancak birlikte yola çiktigimiz kisilerin savrulmalarini izlemek de izdirap verici. Ayni gazetelerde, TV kanallarinda çalistigimiz, ortak degerleri paylastigimiz ‘ya da benim paylastigimizi sandigim’ kisilerin
Hepimizin siyasi egilimi, oy verdigi parti var
Gazeteci de elbette siyasi bir görüse sahiptir. Kimin hangi partiye oy verebilecegini, kendisi açik etmese bile, tahminde zorlanmazsiniz.
Yas itibariyle oy verme hakki kazandigim ilk seçimden bu yana, yaklasik 50 yildir, oy kullaniyorum.
Elbette benim de bir siyasi görüsüm, kendimi yakin hissettigim ve oy verdigim partiler oldu.
Oyumu kullandigim partilerde çizgi degisiklikleri meydana geldigini fark ettigimde.. yolumu degistirmekten hiç geri durmadim.
Sözün kisasi oyum hiçbir partiye ipotekli degil.
Önemli olan ilkeler
Yazi hayatim boyunca dikkat ettigim temel bazi ilkelerim var:
Demokrasi en mükemmel sistem olmayabilir, ancak içinde yasadigimiz toplum için en gerekli sistemdir.
Partiler demokrasinin temel diregidir; görüsleri bana ne kadar ters gelse de her partiye ve partiliye saygimi esirgemem.
Fikir ve fikri ifade özgürlükleri vazgeçilmezdir.
Insanlarin görüsleri yüzünden hapisle cezalandirilmalari yanlistir.
Gazeteciler ve aydinlar elbette yargilanabilir, ama tutuksuz olmak sartiyla
Medya içinde yer alanlarin birbirlerini kiyasiya elestirmesi, yanlis gördügünde üzerine gitmesi dogaldir; birbirlerine hos olmayan sifatlarla hitap etmemeleri sartiyla
Medyaya disaridan müdahale ise yanlistir. Esas olan saglikli bir rekabet ortaminin bulunmasidir.
Geriye dönük bir tarama, yukarida saydigim temel ilkelere, kalemi elime aldigim ilk günden bu yana saygi gösterdigimi ortaya koyacaktir.
Partilere yakinlik ve uzakligimi da.. genellikle.. onlarin bu ilkelere yakinligi ve uzakligi belirliyor.
AK Parti ve ben
AK Parti 28 Subat’in ve askeri vesayetin etkisini hala sürdürdügü bir dönemde kuruldu.
Kurulus ilkeleri ‘herkese özgürlük, herkes için demokrasi ve insan haklari’ olarak özetlenebilir.
Tayyip Erdogan’i siyasetin disina iten, ona destek çikan kalemlere gün yüzü göstermemeye kararli bir ortam vardi ülkemizde ve o ortamda ben de TCK 312. maddeyi ihlâl gerekçesiyle Devlet Güvenlik Mahkemesi’nde (DGM) yargilandim.
Mahkeme sürecinde her durusmama destek amaciyla benimle birlikte katilan meslektaslarin bazilari bugün cezaevinde. O meslektaslar, kalemleriyle, uzun yillar AK Parti’ye de destek vermislerdi. Bu durum benim için üzüntü kaynagidir.
Benim yargilandigim günlerde, pek çok akademisyenin üniversitelerden iliskileri dönemin ‘aykiri’ buldugu görüsleri yüzünden kesilmisti; bugün o akademisyenlerden bazisi rektör konumundalar.
Simdi de baska akademisyenler, bu dönem tarafindan ‘aykiri’ bulunan görüsleri sebebiyle görevlerinden uzaklastiriliyor
Eski dönemin magdurlarina sahip çikmakta o zaman tereddüt göstermedigim gibi.. yerlerinden edilen akademisyenlere reva görülen muameleyi bugün de içime sindiremiyorum. Elestiriyorum.
Acaba benim mi yerim degisti, yoksa geçmiste magduriyete ugrayanlarin bazilarinin simdi yapilanlari göremeyecek kadar gözleri mi bozuldu?
Kusura bakilmasin..
15 Temmuz gecesi ülkemiz hâin bir saldiriya ugradi; o hâinligi yapanlara göz açtirmayacak cezalar uygulanmasina kim itiraz edebilir? Ancak sayilari 150 bini bulan kamu görevlisinin askeri darbe girisimiyle irtibatlandirilarak kovulmasi, yarisinin yargilanmasi, yargilananlarin tutukluluk hali.. buna herhalde itiraz edilebilir
Insanlar hata yapar; her hatayi cezalandirmak gerekmez.
Referandum konusuna gelince
Türkiye Cumhuriyeti 150 yillik parlamento geleneginin sahibi. Meclisimiz ‘gazi’ unvanini Istiklâl Savasi’ni bizzat yürüttügü için kazandi. Dogru olan, hatalari varsa düzelterek, bu gelenegi sürdürmektir.
Gelenekten vazgeçilebilir elbette; ancak yerine konulacagin bize uygunluguna aklimizin yatmasi sartiyla
Akillar getirilmek istenen sisteme yatiyor mu?
Benimki yatmiyor.
Gördügüm kadariyla.. degisikligi isteyen kisi/lere saygi ve sevgileri devam ettigi halde.. çevredeki pek çok kisinin de.. gönlü yatsa akli yatmiyor.
Referandum günü sandiktan arzu edilen sonucun çikmama ihtimali en az çikma ihtimali kadar
Saglikli kamuoyu yoklamalari da buna isaret ediyor zaten.
Birkaç bin oy farkla ‘Evet’ sonucu çikinca.. degisecek sistem.. kimseyi memnun etmeyecektir; çikarmak için olaganüstü gayret sarf edenleri bile
Herhalde bu kadarcik bir uyariyi yapmaya hakkim var.
Sitem benim 10. köyüm..
Görüyorsunuz, kaçmaya hiç niyetim yok.
10. köydeyim ve artik burasi (fehmikoru.com) benim kendi köyüm.
Ben de, etrafima bakip, Henry David Thoreau gibi, ‘Sizler neden burada degilsiniz?’ diye soruyorum.
Son bir not: Trolleri yenmenin yolu.. onlara aldirmamaktir
—————————————————-
10 Subat
Fehmi Koru