Makale

Kanal projesi

Bir vakit önce ortaya atildi, biraz konusuldu, sonra araya baska konular girdi, az çok unutuldu: ilk telaffuz edildiginde de adi ‘Çilgin Projeler’di. Bogaziçi’ne paralel (bu, iyi bir ‘paralel’) bir kanal kazilacak, Karadeniz’i Marmara’ya baglayacak! Bunu telaffuz eden de, o zamanin Basbakan’i Tayyip Erdogan’di.

Bu söylendi ve sahiden unutuldu mu, yoksa hâlen canli bir proje mi, hattâ bu yolda bir seyler yapilmaya simdiden baslandi mi?

Bir ‘fikir’in iyi bir fikir olup olmadiginin tek bir ölçütü var bugünkü günde,: Tayyip Erdogan’in zihninden çikmissa iyi, oradan neset etmemisse kötü. Herhangi bir konuda olabilir; o konuya Tayyip Erdogan’in sahici bir iliskisi olmasi da gerekmez. O söylediyse, dogrudur.

Bu konuda bir bilim adaminin ‘Böyle bir sey yapilirsa çok kötü sonuçlar dogurur,’ dedigini gazetede okumustum, hatirliyorum. Simdi, Erdogan’in agzindan ne çiksa bunun yanlis, kötü vb. oldugunu iddia edecek bir kesim de var; bunu da biliyoruz tabii. O profesörün (aklimda ‘profesör’ diye kalmis) degindigi teknik sorunlar benim bilmedigim, anlamadigim alanlarda (Tayyip Erdogan olmadigim için bilmedigim ve anlamadigim pek çok alan var) birtakim konulardi. Onun için su anda ne ‘dogru’ diyebilirim, ne de ‘yanlis’. Ama tabii ki dünyada bu isleri bilen ve anlayan bir dolu insan var. Tayyip Erdogan bu insanlarla hiç konustu, onlara bir sey danisti mi? Sorun bu.

Bugüne kadar artik iyice birikmis gözlemlerimizden Tayyip Erdogan’in böyle bir âdeti olmadigi ya da bir zaman var idiyse dahi yakin zamanlarda bundan vazgeçtigi sonucu çikiyor.

‘Böyle bir isin uzmanlari vardir’ dedim ya, aslinda ‘uzman’ dedigimiz kisi de öyle çok sasmaz bir otorite degil. Bir kere, siyasette her görüs, kendisini savunacak bir ‘uzman’ bulabilir; ama bu, ‘bilgi’ disinda bir tercihin sonucu olarak belirlenir. Bir de, ‘uzman’ dedigimiz kisinin ‘bilgi’sinin eksik ya da kusurlu olmasi sözkonusudur.

Doganin bir yigin dengesi, çiplak gözle görünmeyen isleyisi var. Sovyetler Birligi’nde bilim adami eksigi yoktu ama koca Aral Gölü’nü elbirligiyle kuruttular. Burada kanal açmanin getirebilecegi olumsuz sonuçlari inceleyen var mi? Inceleyene danisan var mi?

Venedik dünyada benzeri olmayan bir kent. Yavas yavas batiyor. Bu batis durdurulamazsa, dünya için giderilmesi imkânsiz bir kayip olacak. Niçin batiyor? Adriyatik Denizi’nin dibinde, siglikta kurulmus. Bugünün turizminde kullanilan koca koca gemilerin gelip yanasabilmesi için dip taranmis, derinlestirilmis. Birçok kanal da doldurulmus, sokak haline getirilmis. Diyorlar ki bunlar deniz dibinde varolan dengeleri (akintilar vb.) bozdu. Sonuç, Venedik yavas yavas batiyor.

Ben materyalistim, bana göre bu gibi olaylarin doga içinden gelen, materyalist nedensellikleri var. Dindar kisiler ise, doganin böyle dakik bir biçimde çalismasini Tanri’nin kurdugu essiz bir düzen olarak görürler. Materyalist ya da ilâhiyatçi, orasi çok önemli degil; o açiklamayla ya da bu açiklamayla, doganin dogal isleyisine saygili olmak… Sorun bu, konu bu.

Bilime ve uzmana ‘pozitivist’ bir üslûpla tapinmamiz gerekmiyor. Ama ‘bilgi’ denen seye de saygisizlik etmek zorunda degiliz. Bunlar, konunun uzmani olmus kimselere danismadan, sallasirt girisilecek isler degil. Falancanin aklina öyle esti diye, Yenikapi’yi doldur, parki kaldir, kisla yap, kanal aç, çikan toprakla havaalani yapacagin yeri doldur; sorma, danisma, burnunun dikine git… Bunlar olacak isler degil.

————————————————-

Taraf-18 Ekim

Murat Belge

Balkêş e ?
Close
Back to top button