Makale

Karadag (Montenegro) olamadik. (Montenegro’da hakimler var)

14 sene önce yargiya tasinmis ve aklanmis, hakaret unsuru tasimadigina karar verilmis bir karikatürün ODTÜ mezuniyet töreninde ögrenciler tarafindan tasinmasi üzerine bu pankarti-karikatürü tasiyan ögrenciler gözaltina alindilar.

Bu durumun toplumun önemli bir bölümünde, en azindan yarisinda ciddi bir sikinti yarattigi ortada; toplumun en azindan yarisi ifadesini kullaniyorum, zira, belki de çok naif bir biçimde AKP seçmeninin de önemli bir bölümünün, sessizce de olsa, bu haksizliga içinden içinden tepki verecegini temenni ediyorum, aksi durumda, bir mezuniyet töreninde açilan ve yargi tarafindan aklanmis bir pankart nedeniyle genç çocuklarin, en mutlu günlerindeki bir gençlik eylemi nedeniyle göz altina alinmalarina ses çikarmayan bir toplum nasil bir toplumdur, tarif etmede zorlanabilirim.

Gelelim konumuza ama konumuz ODTÜ meselesi ile dogrudan baglantili.

Türkiye de, Karadag da (Montenegro) Avrupa Konseyi üyesi ülkeler ve AIHM’in yargi yetkisini kabul etmisler.

Karadag da Vijesti isimli bir muhalif gazete var, 2007 senesinde onuncu yilini kutluyor ve 2 Eylül 2007 tarihinde bu gazetede dönemin Basbakani Dukanoviç’i çok sert elestiren bir yazi yayinlaniyor; yazinin basligi galiba Dukanoviç (Basbakan) kulübü ve ailesi.

Bu yazinin konusu, tahmin edeceginiz gibi Basbakan Dukanoviç, iddia edilen yolsuzluklari ve yazida Dukanoviç için ‘Montenegro’yu bogan kriminel-finansal bir ahtapot ülkeyi yönetiyor’ ifadesi kullaniliyor.

Bu yazi üzerine gazeteye çok sayida tehdit telefonu geliyor ve bir asamada yazinin müellifi Ivanoviç’e sokakta saldiri düzenleniyor ve kemikleri kirilana kadar dövülüyor.

Bu dayak olayi üzerine de ayni yazar ve gazete arkadaslari ‘Bizi korkutamayacaksiniz, sindiremeyeceksiniz (‘We shall not be intimidated’ diye kararda çevrilmis) baslikli bir sayi daha çikariyorlar.

Basbakan Dukanoviç bu olay üzerine, dayak olayini tamamen reddediyor, gazete aleyhine, kisisel haklarinin ciddi bir biçimde zedelendigi gerekçesi ile de bir milyon avroluk bir dava açiyor.

Bu asamada dikkatinizi çekiyorum, istenen tazminat büyük ama Montenegro’da ve baska Balkan ülkelerinde hakaret suçuna hapis cezasi öngörülmüyor, hakaret ceza hukuku içinde ele alinmiyor, tazminat hukuku ile düzenleniyor.

Kimse alinmasin, sadece Montenegro degil hiçbir Balkan ülkesi kadar olamadik bu konuda maalesef.

Mahkeme ise gazeteyi, makalenin müellifini yirmi bin avro tazminata mahkum ediyor, talep edilen tazminat yargi tarafindan bir milyon avrodan yirmi bin avroya indiriliyor; hakimler Basbakan’a yönelik elestirinin, çok sert bile olsa, kisinin temel haklarini zedelemek olmadigini söylüyor ama yine de yirmi bin avroya hükmediyor

Bu karar üzerine hem Basbakan Dukanoviç hem de Vijesti gazetesi ve Ivanoviç (dayak yiyen müellif) karari yüksek mahkemede temyiz ediyorlar.

Karadag (Montenegro) Yüksek Mahkemesi temyiz asamasinda Basbakan’a ödenmesi hükmedilen tazminati da çok yüksek buluyor, yirmi bin avrodan on bin avroya indiriyor ve kararda dayak davasinin yeniden açilmasi gerektigini belirtiyor.

Gazeteci Ivanoviç bu karar üzerine, iç hukuk yollarini tüketip AIHM’e basvuruyor, gazete yazisinin AIHS’nin (Avrupa Insan Haklari Sözlesmesi) ifade özgürlügünü düzenleyen onuncu maddesinin korumasi altinda olmasi gerektigini ve Yüksek Mahkemenin hükmettigi on bin avroluk tazminat kararinin haksiz oldugunu belirtiyor.

AIHM ise, sitesinde yeni (Temmuz 2018) açiklanan karariyla, gazetecinin basvurusunu reddediyor ve yargida kanitlanamayan bu çapta bir elestiri-suçlama karsisinda Karadag Yüksek Mahkemesi’nin hükmettigi on bin avroluk cezayi onayliyor.

Bu AIHM kararina, Karadag Yüksek Mahkeme kararina karsi, her iki taraftan da çok sey söylenebilir ama burada benim ilgimi çeken konu ‘Montenegro’yu bogan kriminel-finansal ahtapot ülkeyi yönetiyor’ ifadesi karsisinda bu ülkenin hukuk sisteminin ceza hukukunu, hürriyeti baglayici cezalari öngörmemis olmasi.

Bizde birisi bir gazetede böyle bir ifade kullansa Basbakan (eski rejim) ya da Cumhurbaskani için acaba basina ceza hukuku, hürriyeti baglayici ceza baglaminda neler gelir?

Hukukçu degilim, yorumumu biraz afaki bulanlar olabilir ama AIHM’in bu karari üzerine acaba bizim yargiçlar hakaret davalarinda hapis cezasi verme aliskanliklarindan (!) vazgeçerler mi?

TBMM hakaret suçlarini ceza hukuku kapsamindan çikarir mi?

Oysa, içinde Türkiye’nin de bulundugu Avrupa Konseyi Bakanlar (Disisleri Bakanlari) Komitesi hakaret suçlarinin ceza hukuku kapsaminda ele alinmamasi için bir tavsiye karari da üretmis.

Yoksa, ‘kim takar Avrupa Konseyi’ni, kim takar AIHM’i, AIHS’ni’ plagi bizim yarginin pikabinda dönmeye devam edecek midir?

Tabi, ‘bir bizim bir de Karadag’in komsularina bakin, bizim özgürlükler hukukumuz farkli olmali’ plagi zaten pikapta parazit yaparak hep arka fonda dönüp duruyor senelerdir.

ODTÜ’lü çocuklarin davasina bakan yargiçlara önerim lütfen AIHM’in sitesinden bu ‘Ivanoviç Montenegro’ya karsi’ kararini bir indirip okusunlar ama bu arada yukarida belirttigim hep dönegelen iki plagin sesini de biraz kissinlar artik lütfen çünkü bikkinlik ve ikinci sinif ülke aidiyeti üretmekten öte bir ise yaramiyorlar.

Türkiye 2005 senesinde birinci sinif ülke olmanin kapisina dayanmis idi, birileri, hangi iyi sihhatte olsunlar bunlar bilemiyorum, devreye girdi ve ülkemiz yine eski ikinci sinif statüsüne geri döndü, hatta oradan da daha asagiya gitme riski çok büyük.

Türkiye’yi 2005 senesine, birinci sinif ülke olmanin esigine getiren de yaklasik ayni yönetim idi, bugün de bu yönetimden ayni refleksi beklemek, biraz safça da olsa, hakkimiz.

Evet, Karadag’da hakimler varmis gerçekten, bizde de, Ankara’da da olmasini istemek de yine bizim hakkimiz.

—————————————————-

Arti Gerçek-23 Temmuz 201

Eser Karakas

Back to top button