Makale

Kenan Evren anayasasina mahkûm yasamak

Dershane tartismalari içinde çok önemli bir gelisme gözden kayboluyor. Parlamento’da kurulan Anayasa Uzlasma Komisyonu, elindeki kocaman ‘sifir’la dagildi.

Sivil ve demokrat anayasa umudu hüsranla sonuçlandi. ‘Baska bahara’ bile diyemiyoruz; zira bu bütün umutlarin baglandigi son bahardi. Yasanan hayal kirikligini Anayasa Mahkemesi Baskani Hasim Kiliç, çok güzel özetledi. Uzlasilan 60 maddenin zaten anlasilmayacak maddeler olmadigina dikkat çeken Kiliç sunlari söyledi: ‘2011 seçimlerinden sonra bütün partilerimiz milletin karsisina çikti. Dediler ki yeni bir anayasa. Büyük projelerle ortaya çiktilar ve milleti heyecanlandirdilar. Sonuçta sivil toplum örgütleri, o süreç içerisinde inanilmaz bir çalisma yürüttüler, hepsini yürekten kutluyorum. Ve bu anayasayi yapmak üzere Meclis’te kurulmus olan Anayasa Uzlasma Komisyonu’na çok büyük yardimlar yaptilar. Yani havuzlari agzina kadar önerilerle doldurdular. Ilk 60 maddede anlastilar. Anlastik dedikleri ilk 60 madde zaten anlasilmayacak madde degil ki. Kenan Evren’i de getirseydiniz ayni maddeleri yazacakti ve yazdi da. Avrupa Insan Haklari Sözlesmesi hükümlerinden 1982 Anayasasi’na hemen hemen aynen aktarildi… Bu arkadaslarimiz, seçim yaklasiyor, bu milletin huzuruna nasil çikacaklar? 2011 yilinda söyledikleri, verdikleri sözlerin izahini nasil yapacaklar? Ben dogrusu kendimizi evlenme vaadiyle kandirilmis insanlara benzetiyorum. Nikâh masasina oturmadan. Tabii bunun faturasini bu siyasi partilerimiz çekecektir.’

12 Haziran seçimleri öncesinde defalarca anayasa temali yazi yazmis biri olarak Kiliç’in duygularini aynen paylasiyorum. Mesela söyle demistim: ‘Surasi muhakkak, pek çok sorunumuzun kaynagi bizzat anayasa. Hak ve hürriyetleri kasikla verip kepçeyle geri isteyen, milletin ‘devleti ele geçirmemesi’ adina bütün tedbirleri almis, bürokrasiyi toplumun hizmetçisi degil vasisi olarak tanimlamis bir metinle yönetiliyoruz. Onunla demokrasi filan insa edemeyiz. Bu sistem, yüzde 47 oyla seçilmis bir hükümete, 18 yildir ayni görevde olan il milli egitim müdürünün yerini degistirme iktidari vermiyor.’ Seçime yakin günlerde biraz da ihsas-i rey yaparak su cümleleri kayitlara geçirmistim: ‘Sivil ve demokrat anayasayi yapacak parlamentoyu olusturmak üzere oyumu kullanacagim. Tek parti iktidarinin lokomotifliginde anayasa sansimiz oldugu kanaatindeyim. Çok parçali Meclis dönemlerinde rutin çalismalarin bile sekteye ugradigi, bütçe çikaramaz hale geldigimiz düsünülürse, anayasa yapmanin imkânsizligi anlasilir. Bu, son sansimiz olabilir.’

O günlerde birçok televizyon programinda ise gerçek çilgin projenin yeni anayasa oldugunu anlatmaya çalisiyordum. Öyle ya en despotik yönetimler de baraj, köprü yapiyor. Devlet odakli anayasayi çöpe atip insan merkezli yenisini yapmak ancak demokratik ülkelere nasip oluyor. Halkin talebi zaten bu yöndeydi. Siyasetin gereken olgunluga eristigine inaniyordum. Hele vesayetçi bürokrasinin birçok kaleyi kaybettigi ve engel çikarma ihtimalinin ortadan kalktigi düsünüldügünde iyimser olmak için yeterince sebebimiz vardi.

Geldigimiz noktada ’12 Haziran’da oyumu anayasa degisikligine verecegim’ diyen insanlar benim gibi mutsuz. Basbakan Tayyip Erdogan, ‘Anayasa ile ilgili 60 madde içinde ne istiyorlarsa biz hepsine variz’ sözleri acimizi hafifletmiyor. Zira halk darbecilerin yazdigi metne yeni bir yama degil, sivil iradeyle yapilmis yeni anayasa istiyordu. Bunun bir siyasi faturasi olacak mi? Bütün partiler günaha ortak oldugundan çok kolay degil. Partiler de zaten buna güveniyor. Belki de komisyon tiyatrosunun amaci buydu.

——————————————

Zaman-26 Kasim

Bülent Korucu

Back to top button