Kiliçdaroglu, Bablekan ve Imrali
CHP lideri Kemal Kiliçdaroglu ’35-40 yildir çözülemeyen Kürt sorununu HDP ile çözebiliriz’ dedi.
Kiliçdaroglu, seçime dogru yaptigi bu açiklamasinda Kürd yerine ‘PKK sorununu’ deseydi yerinde olacakti çünkü PKK sorunu 40 yildir var, ancak Kürd sorunu en az 100 yilliktir. PKK sorunu ile Kürd sorunu birbirinden farklidir.
Bu açiklamaya HDP yine tek misyonunu yansitan (ve bu misyon nedeniyle oy aldigini sanan) bildik dürüstlügü ile yanit vererek ‘Demokratik çözümün adresi ve asil muhatabi Imrali’dir.’ dedi. Ittifakin diger bileseni Iyi Parti ise HDP’yi mesru zemine davet etti.
Su not unutulmamalidir: Kendisinin, zihniyetinin, vesayetin ya da destekçilerinin istedigini bütün bir ulus (hangi ulus olursa olsun) iradesi sayan, sanan partilerle çözüm basarilamaz!
HDP’nin haklilik payi da olan ‘PKK sorununun çözümünün Imrali olduguna’ dair açiklamasina ise Kiliçdaroglu’nun sasirdigini ya da hiç beklemedigi bir yanit aldigini sanmiyorum. Böylece, dogru kavramlar kullanilmadigi için; Kiliçdaroglu’nun baslattigi çözümsüzlügü HDP derinlestirmis oldu. Bu nedenle de HDP, Kiliçdaroglu’nu tek bildigi mekana davet etti. Ancak, HDP de bunu yaparken ‘PKK sorunu’ demek yerine ‘Kürt sorunu’ diyerek Kiliçdaoglu ile ayni 40 yillik geçmisi isaret etti. Her iki partiyi Türk ve Kürd toplumu karsisinda dogru kavramlari kullanmaya davet ediyorum.
HDP, ‘Biz sadece Kürdlerin degil, tüm halklarin temsilcisiyiz.’ dedigine göre; meclisteki herhangi bir parti birgün Lazlarla ilgili sorunlari çözmek istediginde HDP onlar için ‘dogru ve tek muhatap’ mi olacaktir? HDP, TBMM’deki partilerden bir tanesidir; ayrica, Kürd partisi olmadigini ve iradesinin kimde oldugunu ve herhangi bir sorunun çözümünde muhatabin kim oldugunu sürekli deklare etmektedir. Bu nedenle, Kürd sorununu degil de ‘PKK sorununu’ çözmek isteyenler HDP’ye ya da Kandil’e degil, dogrudan HDP’nin ve Kandil’in isaret ettigi mekana seslenmelidir.
CHP’nin Kürd sorunu 40 yillik olabilir; fakat Kürd toplumu 40 degil, en az 100 yildir sorunla, tedirginlikle, yipranarak ve kaybederek yasiyor. Eger siz Kürd sorununu 40 yil öncesinden baslatirsaniz; Kürd toplumu, partiler, STK’lar ve aktivistler geri çekilir; olacak olan da budur, süreç sessizce ve katki verilmeden izlenmelidir. ’40 yillik Kürd sorunu’ her ne ise; bu zemin, çevre ve iklimde bizim yerimiz olamaz.
Kürdce anadiline ve Kürdce anadilinde egitime nerede yasak getirildiyse yasagin da kaldirilacagi yer orasidir. Yasaklarken Kürd toplumuna danisilmadigi ve onayi alinmadigi için yasaklari kaldirirken de Kürd toplumuna danisilmasina ve onay alinmasina gerek yoktur.
Kürd toplumunun dil ve kültürüne yasaklar TBMM karariyla alindigi için çözüm yeri de TBMM’dir. TBMM’deki partiler öncelikle tarihsel süreç içinde neden olunan hasarlari belirleyip deklare ederek iyilestirme yoluna gidebilir.
Gerçek Kürd sorunu tartisilmak ve demokratikçe, açiklikla ve seffaflikla çözülmek isteniyorsa toplumca haziriz. Ancak bizler PKK sorununu çözmek için ister söylem, ister pratik olsun hiç bir düzeyde asla yer almayacagiz. Böyle bir zeminde yerimiz ve sorumlulugumuz yok.
Içerdigi miliyete, dine, kültüre bakilmaksizin bölge olarak o kadar çok kaybettik ve hasar gördük ki; tarihselligi, gerçekçiligi, ciddiyeti, temkinligi, özeni, sagduyuyu ve özgüveni her an korumamiz gerekiyor.
Aziz Yagan