Makale

Kiliçdaroglu Dersim’de ikinci kez vuruldu

Kemal KILIÇDAROGLU, Dersim’de CHP sefleri Mustafa Kemal ile Ismet Inönü’nün direktifleri ile 50 bin kisinin katli ve binlerce kisinin ‘Tedip ve Tenkili’ ile sonuçlanan 38 olaylarina, ilk onurlu karsi koyusu Seyit Riza ile birlikte gerçeklestiren Kureysan asiretine mensuptur.

Kureysanli Kiliçdaroglu ailesi Tunceli Nazimiye, Ballica Köyü’ndendir. Dersim direnisi, Kemalizmin Kiliçdaroglu’nun bir kusak önce dedelerine yaptigi ‘Tedip’ hareketine karsi koyma hareketidir.

Geçmiste Zerdüst-Yezidi inancindan olan Horasan‘daki Deylaman yani güncel adi ile Dersim halki 873’te Müslüman oldu. 917’de ise Kureysanlar ve Kiliçdarogullari, Caferi Sadik mezhebini, bu günkü adi ile, Aleviligi kabul ettiler. Yani, Kiliçdar Kemal ailesi baba tarafi ile, önceleri Yezidiydi, sonra Müslüman oldu, en sonunda da Alevi inancini tercih etti.

Annesi Yemos Hanim ise Ermeni asillidir. Annesinin soyundan gelen Sabiha Gökçen de, Mustafa Kemalin emri ile, Dersim’i bombardiman edip soykirim yapan bir Ermeniydi. Tarihçiler bu nedenle olsa gerek ki Gökçene ‘Atanin manevi kizi’ demektedirler. Gökçen ilk kadin pilottudur Mustafa Kemal ordusunun.

Kemal Bey de, gençliginde sol Kemalist bir çizgi izlemis, 68 kusagina adi çikmis, Kemalizm’i ve Aleviligi ‘solculuk’ gibi algilamis, ama ne yazik ki, Kemalist ideolojinin Kemal Beyin ailesi ve halkina yapilanlari tez unutmus. O da artik Türklesmis ve hatta Türkçülesmis bir Kürt.

Görüldügü gibi Kiliçdaroglu Kemal ‘çok çok kültürlü’ bir zat. Dersim direnisini ilk Kureysanlilar baslattigini hatirlatalim. Yani Kemal Beyin dedeleri ya da baska bir deyisle ayni soydan geldigi asireti bu insanlik disi vahsete aninda karsi koymus.

Dersim’de devlete karsi direnen, asiretlerin tümü sürgüne gönderildi.. Sürgün yolu önce Trakya bölgesi oldu. Kemal Kiliçdaroglu’nun direnisçi Kureysan Asireti de, Tekirdag’in Saray ilçesine gönderildi. Trakya’ya sürgüne gönderilen 347 aileden 3 bin 470 kisinin ulasim masraflari devletin kasasindan karsilandi.

Bu asiretlerden Botan’li asireti Edirne, Koçusagi asireti ve Hozat ileri gelenleri, Balikesir , Sadi’li asireti Balikesir, Iksor asiret öncüleri ve Balabanli asiret Reisleri de Tekirdag’a gönderildi. ( Daha genis bilgi için bakiniz: Tedip ve Tenkil diyarindan Hüzünlü yillara, L.Epözdemir makalesi)

Kiliçdaroglu ailesi Kureysan asiretinin CEBELI diye bilinen kesimindendir. Soyadi kanunu sirasinda CHP ‘nin kurmaylari Kemal Bey ailesine de, “Karabulut” soyadini uygun görmüsler. Ancak daha sonra Kemal Beyin babasi, soyadini “Kiliçdaroglu” olarak degistirmis, yani aslina rücu etmistir..

Kiliçdaroglu soyadinin büyük dedelerinin eskiya olarak bilinmesinden geldigi savlanmaktadir. Kemal bey bu konuyu böyle izah ediyor. Oysa ki, Kürtler Avrupa!yi bir gelenekten gelirler ve tüm bu soya mensup kesimlerde oldugu gibi ‘ebeveyinleri’ ile adlanmayi tercih ederler. Bu geleneksel olarak da böyledir.

Önceleri Kiliçdaroglu ailesi de böyle aniliyordu zaten. Ne var ki soyadi kanunu ile onlara da ‘baska soylardan gelen’ bir soyadi konulmustu. Yani ‘Karabulut’ soyadi, onlarin soyunu degil ‘bir belayi’ çagristiran bir soy adiydi ve o aileye ‘uygun görülmüs’tü.

Kiliçdaroglu Kemal, kendi soyunu ret ve inkar eden, halkini katleden ‘tedip ve tenkil’ eden , sürgün edip mecburi iskana tabi tutan bir anlayisa angaje oldu ve bu gün o mirasin yegane sahibi olan bir partinin , yani CHP’nin genel baskanligina, seçildi.

Bilindigi gibi CHP’nin ilk genel baskani M. Kemal Atatürk’tü. Böylece Kiliçdaroglu CHP’nin II.Kemal dönemini baslatmis oldu.

Kiliçdaroglu’nun asireti Kureysanlilar ( Melkisi’ler), direnis lideri olarak Seyid Riza’nin yaninda yer aldi. Hatirlanacagi gibi efsanevi Kürt lideri Seyid Riza, CHP’nin kurucusu Mustafa Kemal’e, ‘Ben senin yalanlarinla, hilelerinle bas edemedim, bu bana dert oldu, ben de senin önünde diz çökmedim, bu da sana dert olsun’ demisti.

Kürt Tarihi SEREFNAME , Melkisi ya da Çemisgezek Beyligi ile ilgili önemli bilgiler veriyor. Serefhan’in bu eserinde Melkisilere iliskin su belirlemeler var:

“Üç kisma ayrilan Melkisiler Kürdistan”da büyük ihtisamlari, hizmetçilerinin, taraftarlarinin ve kendilerine bagli olanlarin çok olusuyla ün yapmislardir… Ülkeleri ise genislik ve önem bakimindan, uzak yakin herkesçe ”Kürdistan” özel adiyla tanindi; öyle ki berat ve emirnamelerde ve diger sultanlik belgelerinde bu ad geçtigi zaman, yalniz bu önemli vilayet anlasilir; ayrica Kürtler arasinda ”Kürdistan” sözcügü geçtikçe, bundan yalniz Çemiskezek Vilayeti kastedilir.” (Seref Han. Serefname, Deng Yayinlari, 2. Baski, Îstanbul, 1998, s. 136)’

GANDI KEMAL MI GÛNDÎ (KÖYLÜ) KEMAL MI?

Bu gün iyice anlasildi ki CHP kamyonunda sadece sürücü degisti. CHP Genel Baskani, Kemal Kiliçdaroglu’nun Alevi-Kürt olmasi artik tabani eskisi kadar ürkütmüyor. Lakin Kemal Beyin, yillarca, kimligini dogdugu evin duvarina asmadan tirmanisa geçmesi ve bu günlere gelmesi mümkün olamazdi. O da öyle yapti. Halkina sirtini döndü, çigliklarina kulagini tikadi.. Kemal Bey, artik Türklesmis bir Kürt. Onun için Kürt sorunu diye bir sey yok. Ya da Kürtlerin demokratik haklari için mücadele, onun ‘sosyal ve demokrat’ olan anlayisinda yer almiyor.

Oysa ki, SHP’den beri hazirlanip bir türlü uygulamaya geçirilemeyen güneydogu raporundan bile hiç söz etmeyen yeni CHP, hala Kürt sorunu konusunda net bir politikaya sahip degil.

Kemal Beye soracak olursaniz o kendini ‘devrimci’ bir kisi olarak adlandirir. Devrimci olmak, devrimci bir davranis göstermek bir inanç isidir. Devrimci, aydindir, aydin degisimcidir, yenilikçidir, statükocu degildir.

Kemal Beyin annesi Muhterem Yemos Hanim 1948’de onu dogurdugunda hala Dersim’de dökülen kanlar kurumamisti, bu nedenle bölgede, yeni dogan çocuklara korkudan Mustafa ya da Kemal adi veriliyordu. Kemal o zamanlar on yasindaydi. Adi Dersim faciasindan yadigar kalmistir.

Kemal Bey olgun bir genç oldugundan beri , tarihe merakli oldugu halde, her ne hikmetse, kendi tarihine ve halkina yabancilasmis bir siyasetçi olarak seyrediyor. Kiliçdaroglu, geçmisle yüzlesip hesap sormaya pek niyetli görünmüyor. Statükocu, ret ve inkarci, baskici, irkçi, Jöntürkçü, gelenekçi , tutucu ve soven bir devlet partisinin baskani olarak, hangi cesaretle bundan sonra Kürtlere ve Alevilere, demokrat ve devrimcilere, isçilere ve ezilenlere gidip destek isteyecek.?

Kemal Kiliçdaroglu siradan bir Kemalist. ‘Yeni’ diye lanse edilen CHP’de degisen, yeni bir sey yok. Yeni bir vaat yok, degisime dair hiç bir emareye de rastlanmiyor. CHP, sadece Baykalsiz bir döneme geçis yapti. Degisen bu oldu. Ama hepsi bu.

Kemal Kiliçdaroglu ne Alevi oldugunu ne de Kürt oldugunu kabullenecek niyette görünmüyor, ya da bu konularda ürkek davraniyor. Bu baglamdaki sorulara kaçamak yanitlar veriyor. Kiliçdaroglu, baskalarinin kimligine saygi bekliyor ama kendi halkinin kimligini inkar ve ret eden bir partiye baskan olmakta sakinca bulmuyor. Daha önemlisi basinda bulundugu partiyi çagdas ve demokrat bir parti yapmak konusunda istekli ve israrli davranmiyor.

Sayin Kiliçdaroglu, kimlik ve inanç üzerinden siyasete karsi geliyor. Elbet bu dogru bir davranistir, ama bu ülkede inançlari ve kimligi yüzünden çile çeken, ezilen, kiyilan, horlanan milyonlarca insanin üzerindeki baskilar nasil giderilecek , buna dair de yeni bir sey söylemiyor.

Simdi bakalim Kiliçdaroglu Kemalin basina geçtigi CHP nasil bir yapiya sahiptir :

‘Cumhuriyet Halk Partisinin siyasal seyri, bu güne gelirken, devletçilikten irkçi fasizanliga, tek particilikten çogulculukta darbe destekçiligine, darbelere katilmaya ve hiçbir zaman ilkelerine bagli olmadigi ‘sosyal demokratliga’ kadar renkten renge girip çikmis bir siyasal sürecin adidir. CHP, En eski parti olmasina, kurumlasmisligina, oturmus gibi görünmesine karsin hiçbir zaman istikrarli bir parti olmamistir. CHP, gergin dengelerin partisidir; dün gibi, bu gün de ayniyla süren kararsizlik içindedir

CHP’nin handikabi çok etnik yapili topraklar üzerinde, tek etnik yapili bir siyasal olusuma önderlik etmesiyle baslar. Cumhuriyet kurulurken, olusumunun mozaik dokusuyla, heterojen yapisiyla CHP, bu özelligini zaman içinde, iç ve dis etkenlerin itimi Ile milliyetçilige terk etmistir. Burada da kalmamis irkçiliga yönelerek üzerinde hüküm sürdügü topraklarin dogasiyla çatismaya düsmüstür.

CHP, farkliliklari ötekilestiren yönelimleriyle Cumhuriyetteki Osmanliyi temsil etmistir; laiklik, cumhuriyet ve devrimleri iddiasi ise patrik degeri olmayan bir elit ütopyasi olarak kalmistir. Lozan anlasmasini Kabe diye kutsamis ama bu anlasmanin azinliklarla ilgili haklarini rafa kaldirmistir. Anlasmalarda hak verdigini yok etmis, vermediklerini ise kölelestirmistir; Ermeniler, Süryaniler, Rumlar yok olmus, Kürtler ise yüzyillarin bitmeyen acilarina maruz kalmistir. Tamamlanmamis uluslasma sürecini, baska uluslarin esareti ve kiyimi pahasina sürdürülmesi bunun en belirgini tecellisidir; Hititler, Sümerler, Günes dilinin irkindan sayilmistir.

CHP tarihi boyunca yasadigi gel-gitler, israrla sürdürmek istedigi statülerin sonucudur. Birbirini besleyen ve birbirinin nedeni haline gelen bu egilim, yapisi itibariyle sol degildir. Bu yapinin basina çok iyi niyetle gelmek hiçbir soruna çözüm degildir. Bu yapinin yönetiminde ciddi degisimler bile, ülkemizin ihtiyaç duydugu demokratik süreçler, sosyal demokrat siyasi tercihler için yeterli olamaz. Kilaçdaroglu’nun arkasina aldigi hava, yelkensiz teknede, artan bir yalpadan ibarettir.

CHP, sirtindan atmakla yükümlü oldugu bir tarihe sahiptir. Bunun için kendi tarihiyle cesurca yüzlesmesi gerekmektedir. Zira bu tarih, bu günde devlet eliyle, kim iktidar olsa sürdürmekte beis görmedigi, kendi hükmü altindaki vatandaslara zulüm yagdiran bir tarihtir, komsuluk iliskilerine zarar veren bir tarihtir. Bu tarih, tarihte kalmayan akilla, bu gün de iktidar talibi olarak ya da iktidar olarak anti-demokratik dayatmalarin yürütücü organidir.

Yapisal degisimlerin fiili sonuçlari olmaksizin, diktatörlükten fasizanliga, oradan modern fasizme uzanan CHP’nin siyasal tarihini sosyal demokrasiye çevirmenin mümkünü yoktur. Ülkemizin demokrasi ve özgürlükleri için CHP’de bu çabalarin mutlaka sonuçlanmasi gereklidir. Bu ülkemizin de yararinadir.’ ( Türklesmis Kürt Kemali, Mihraç Ural makalesinden)

Kiliçdarogullarindan Kemalin simdi basinda bulundugu parti 20 yil önce Kürt parlamenterleri Kürt Konferansina katildilar diye partiden ihraç etti. Sosyal demokrat bir parti adi ile ortaya çikan parti geçen süre içinde sosyal demokrasinin hedef kitlesine sirtini çevirerek devletçi ve tekçi bir anlayisa hizmet etmekle ömür sürdü. Kürt ve Alevi kirim ve katliamlarina karsi duracagi yerde o uygulamalara arka çikti.

‘Devrimci’Kiliçdaroglunun birlikte yola çiktigi kadrolarin hangi biri ezilenlerden yana.?Partisinde kaç tane isçi- köylü- aydin ve devrimci var.? Bunlarin kaçi partinin merkez karar organinda yer alabildi. Belli ki yol arkadaslari olarak bilinenlerin çogunlugu, o partide kendi kisisel çikarlari pesinde kosmaktadirlar. Kiliçdaroglu ekibi bu hali ile CHP’yi gerçek sosyal demokrat bir yörüngeye çekebilmesi güç görünüyor.

Kiliçdaroglu Dersim’de ve Kürt cografyasinin her hangi bir yerinde dolasirken degismis olan yer ve köy adlari ile karsilastiginda o yöredeki insanlara nasil hitap edecek. Yüregi sizlamayacak mi. Basta Dersim olmak üzere CHP’nin de karsi çikmadigi adi degistirilmis olan yerlesim yerlerinin öz adlarini iade etmeye gücü yetecek mi.

Örnegin, Fevzi Çakmak, Mustafa Muglali, Sabiha Gökçen, General Alpdogan, gibi cadde ve sokaklardaki tabelalarin kaldirilmasi için çalisma yapacak mi, ya da ileride, bu yöndeki olasi çalismalara destek verecek mi.? Kürt cografyasindaki isimlerin geri iade edilmesi için bir çaba gösterecek mi.?

Latif Epözdemir

Back to top button