Kirmizi çizgiler ve bomba
5 Haziran’da starti verilen kanli bir sürecin içinden geçiyoruz. O günden bu yana alti büyük bombali saldiri yapildi. Ilk üç saldiri (Diyarbakir, Suruç ve Ankara-Gar), Kürt, Alevi ve solcu kimligi hedef alan saldirlar iki sonuç dogurdu: Ilki, hep ayni gruplarin saldirilara maruz kalmasi bu gruplarin mensuplarinda ‘Neden ölen hep biziz?’ duygusunu bileyleydi. Kimlik üzerinden bir radikallesme derinlesti ve karsitlik yükseldi. Zaten sikintida olan çözüm süreci bitti.
Ikincisi, bu katliamlarin altinda ISID imzasi vardi. Bu, hükümet ile ISID arasinda bir iliskinin varliginin gerekçesi yapildi. Hükümetin, PKK’ye karsi ISID ile irtibatli hareket ettigi, bu bombalamalara göz yumdugu yönünde yogun bir propaganda yapildi. Nihayetinde hem içte ve hem de dista bu propaganda semeresini verdi ve hatiri sayilir bir kesimde bu iddia ‘tartismasiz bir gerçek’ olarak kabul edilmeye baslandi.
Akabinde bombalar farkli adreslere yönelmeye basladi. ISID, Istanbul-Sultanahmet’te bir Alman turist kafilesinin ortasinda canli bomba patlatti. Bir taraftan Bati’ya ‘Sizi her yerde vururuz’ dedi, diger taraftan Türkiye’nin güvenli bir ülke olmadigi mesajini verdi. Ardindan PKK/TAK, Ankara-Merasim Sokak’ta askeri personeli tasiyan servis araçlarina bombali bir saldiri düzenledi. Merkezi karargâhlarinin bulundugu bir yerden vurularak ordu, dogrudan sahaya davet edildi.
HERKESI VURMAK
Son saldirinin adresi ise Ankara-Kizilay oldu. 37 vatandasimiz hayatini kaybetti, çok sayida vatandasimiz yaralandi. Ölenlere Allah’tan rahmet, yaralananlara acil sifalar diliyorum. Allah ailelerine sabir versin.
Henüz resmi bir açiklama gelmis degil, ama isaretler bu saldirinin arkasinda da PKK’nin oldugunu gösteriyor. Kizilay, Ankara’da yasayan veya yolu bir vesile ile baskente düsen herkesin oldugu, ugradigi, oturdugu bir yer. Böyle bir yerde, böyle bir saldiri düzenlemenin manasi bellidir: Hedef tahtasinda artik herkes vardir, herkes vurulabilir.
Kizilay saldirisi özelinde PKK’nin iki gayesi olabilir: Birincisi, PKK’nin üzerinde agirlasan yükü hafifletme çabasidir. PKK, bölgede kent savaslarindan bekledigini elde edemedi. Hendeklere destek vermeyen halk PKK’nin stratejisiyle arasina açik bir mesafe koydu. PKK’nin tercihleri kitleler nezdinde ‘simdilik kisik sesle de olsa- elestirilmeye baslandi. Keza savasin tasindigi sehirlerde kontrol devlet güçlerinin eline geçti. Dolayisiyla PKK bu saldirilarla;
· dikkatleri baska bir yöne çevirmeyi
· güvenlik güçlerinin üzerinde kurmus oldugu basinci azaltmayi ve
· devlete ciddi zarar verme potansiyelinin oldugunu göstermeyi mensuplarindaki olasi bir kirilmanin önüne geçmeyi hesaplamis olabilir.
MESRUIYET KULVARI
Ikincisi, devleti daha sert tedbirler almaya itmektir. Toplumun her kesimin infial uyandiran bir saldirinin yaratacagi baski altinda devletin halkin üzerine hisimla gitmesini, sikiyönetim vb. tedbirleri devreye sokmasini ve siyasi alani daraltmasini saglamaktir. Bunun olusturacagi demokrasi açigi üzerinden PKK, kendine yeni bir mesruiyet kulvari açmayi düsünebilir.
Daha genel bir perspektiften bakildiginda ise, bana göre, olup bitenler Suriye ile alakali. PKK’nin gerek bölgede hendekler/barikatlar kazmasi/kurmasi ve gerek Bati’da bombali saldirilar yapmasi direkt Suriye’deki pozisyonlarla ilgili. Söyle ki:
Türkiye, Suriye sinirlarinda PKK denetiminde bir bölgenin olusmasini kirmizi çizgi saydi. PKK ise, önüne tarihi bir firsat çiktigini düsündü, Suriye’deki iç savasiyla birlikte fiili hâkimiyet kurdugu alani tahkime çalisti ve taninmasini talep etti. PKK’nin kirmizi çizgisini de bu olusturdu. Zira PKK için öncelik, Türkiye’den, Suriye’ye geçti, buradaki kazanimlarini korumak ve teminat altina almak PKK için hayati önemi haizdi.
Yasananlar bu iki kirmizi çizginin çatismasi. PKK, Türkiye’ye ‘Suriye’deki kazanimlarimi tanimazsan, sana burada rahat vermem’ diyor. Türkiye’nin Dogu’su ve Bati’si da maalesef bu çatismanin sahasina dönüsüyor. Devam edecegim.
————————————————————
Yeni Yüzyil-16 Mart
Vahap Coskun