Makale

Korona bombadan bile kötü mü?

Korona’yi gribe benzeten, bagisiklik kazandigimizi, Türk irkina bir sey olmayacagini söyleyen ‘uzmanlarin’ o müthis kendilerinden emin hâllerine bakarken hep ayni sahne geliyor aklima…

Dagin kenarinda oturan bir aile, tepelerden bir yerden çig düstügünü görüyor. Kadin ve çocuklar hafiften telasli. Baba’ya soruyorlar, ‘tehlikeli degil mi?’ Baba son derece kendinden emin, çigin kontrollü bir sekilde düstügünü söylüyor. Kadin ve çocuklar ’emin misin’ diye soruyorlar. Adam kendinden o kadar emin ki, çig neredeyse tam üzerlerine gelinceye kadar ailenin oradan uzaklasmasini engelliyor.

Çigin beyaz örtüsü üzerlerini örterken adam arkasina bile bakmadan, karisinin ve çocuklarinin çigliklarina aldirmadan oradan tek basina kaçmaya çalisiyor.

Dünyada ne olup bittigini anlamadan, sahte özgüvenleriyle insanlara akil fikir verenlerin de, gerçek bir korona vakasi gördüklerinde, bu sorumsuz baba gibi arkalarina bakmadan kaçacaklarindan emin olabilirsiniz.

Korona hastalariyla ilgilenen Italyan doktorlarin, duygu ve samimiyet dolu sosyal medya mesajlarina baktiginizda, en çok da bu ‘gribe’ benzetme isine kizdiklarini görüyorsunuz.

Yogun bakimda yatan hastalarinin neredeyse tamaminin zatürre oldugunu, nefes alamadiklarini söyleyen bir doktor, hangi grip böyle bir drama yol açabilir diye soruyor?

Aslinda bir baska grip de böyle bir ‘drama’ yol açmisti.

1918 yilinda ‘Ispanyol gribi’ dünyayi yakip kavurdu.

Akil almaz geliyor ama, bütün dünya çapinda 50 ile 100 milyon civarinda insan hayatini kaybetti.

Ve aynen ‘Korona’da oldugu gibi, kendi bagisiklik sistemlerinin asiri reaksiyonu sonucu, akcigerlerine dolan sividan nefes alamaz hâle gelip öyle öldüler…

Ispanyol gribinin, üç dört ay sonra baslayan ikinci dalgasinda, birinci dalgaya göre daha çok insan hayatini kaybetti.

Sadece bu sahte uzmanlari dinleyerek degil, dünyanin baska yerlerinde su anda yasanan tecrübeleri can kulagiyla dinlemeyerek de büyük hata yapiyoruz.

Italya’da da ilk korona vakasinin ardindan, Italyan’lar bir tatil havasina girdiler, parklari, kafeleri doldurdular.

Ardindan da virüs inanilmaz bir hizla yayildi.

Italyanlar salginin baslangiç asamasinda koymadiklari sosyal mesafenin bedelini tümüyle evlerine kapanmak zorunda kalarak ödediler.

Bütün uyarilara ragmen, sirt sirta, dirsek dirsege kafelerde oturanlar, birkaç hafta sonra hepimizin çikip sokakta bir nefes alma, yürüyüs yapma özgürlügümüzü sorumsuzca çaliyor olabilirler.

Biraz geri çekilmek, biraz yavaslamak için illa ki de çigin tepemize düsmesi mi gerekiyor?

Bu çigin üzerine düstügü insanlarin anlattiklari, neden yeterli olamiyor?

Sadece sosyal mesafe konusunda degil, dünya örnekleri pek çok baska açidan da uyarida bulunuyor.

Mesela, Italyan doktorlar haykirarak söylüyorlar: hastanelerin yogun bakim ünitelerini hazirlayin.

Salgin basladigi zaman, ayni zamanda saglik sisteminde de bir çaresizlik bas gösteriyor.

Italyan doktorlar, bunu görün, buna göre hazirlanin diye uyarida bulunuyorlar.

Güney Kore, baska bir hikâye anlatiyor: Orada yaygin bir sekilde baslayan salgin, kitlesel testlerle kontrol altina alindi; yüz binlerce insana test yapildi.

O testler sayesinde, semptom vermeyen hastalari da tespit edip karantinaya alabildiler…

Italya’daki yogun bakim ünitelerinin koordinasyonunu saglayan Profesör GiacomoGrasselli, Korona’nin ‘bombadan daha kötü’ oldugunu söylüyor.

Bir bombanin zararinin belli bir yer ve zamanla sinirli oldugunu ama bunun etkisinin hiç durmadan arttigini ve bulasici oldugunu söylüyor.

Salgin basladiktan sonra, bir araya gelen her kalabalik grup, bir bombanin da pimini elinde tutuyor olabilir. Tek bir hasta binlerce kisiye bulastirabiliyor bu virüsü…

Diyanet Isleri Baskani karsisinda sikis tikis oturan cemaate kalabalik yerlerden uzak durun diye akil veriyor.

Barlari, gece kulüplerini kapatanlarin aklina kiraathaneleri kapatmak gelmiyor.

Barda yayilan virüsün, kiraathanede, camide yayilmayacagini mi düsünüyorlar?

Italyanlar için önlerinde bir örnek yoktu diyelim.

Ama bizim önümüzde onlarin yasadiklari bir örnek var.

Nasil bir vakadan haftalar içinde on binlerce vakaya ulastiklarini…

Korona görüldükten sonra, sosyal mesafeye dikkat etmemelerinin sonucunda nasil bugün bu noktaya geldiklerini görüyoruz.

Kalbimiz, amansiz bir hastaligin pençesinde kivranan Italyan halkiyla birlikte atiyor.

Ama aklimiz, onlarin yasadiklari bu aci tecrübeden ders çikarabilmeli…

Siz kendinden menkul alti bombos bir özgüvenle akil verenleri, bu da bir grip diyenleri, ayak paça yemeyi önerenleri bir kenara koyun.

Yarin evden çikamaz hâle gelmememiz için bugün etrafiniza biraz mesafe koyun.

———————————————————-

Marmara Yerel Haber-20 Mart 2020

Orhan Kemal Cengiz

Back to top button