Köyümden izlenimler- 3. Bölüm; Kemal Burkay: Kartallar çekip gitmis

Köy izlenimleri ‘ 3. Bölüm
S A W A
Kartallar çekip gitmis
Kemal Burkay
Beyaz Çesmeden su içip biraz dinlendikten sonra Sawa’ya dogru tirmanisa geçtik.
Bizim köyün rakimi 1430 görünüyor. Sawa ise 2000 metre yüksekliginde. Bizim köylüler ona ‘Çiya’ (Dag) derler. Tepesinde Sahismail’in Mezari oldugu söylenir ve orasi kutsal sayilir. (Kürdistan’in baska yörelerinde de böylesine, Sahismail’in ve efsanevi esi Arab Özengi’nin mezari oldugu söylenen yerler vardir.)
Çocuklugumda buraya kurban kesmeye gelirdik. Daha sonralari da yazlari köye ugradigimda zaman zaman Sawa’ya tirmandim. En son ne zaman gelmistim, hatirlamiyorum; 40 yildan, belki de 50 yildan fazla geçmis olmali
Beyaz çesmeden baslayan derenin iki yanindaki yamaçlar tarlalar ve meseliklerle kapli oldugu halde Sawa agaçsiz. Üzerinde tek tük bodur ahlat agaçlarindan baska agaç yok. Yegenim derya bu ahlatlarin bazisina armut asisi yapmis ve onlar büyümekte.
Sava’nin alt eteklerindeki bazi tarlalar da artik ekilmedigi için otlaga dönüsmüsler. Çocuklugumda Sawa yalniz agaçsiz degil, ayni zamanda otsuzdu; taslik, çakilli kel bir tepe idi. Yalnizca gevenlerle kapliydi ve köylüler bu gevenleri kisin, hem yakmak, hem de dograyip hayvanlarina yem etmek için söküp evlerine tasirlardi. Yaz sicaginda Sawa’yi tirmanirken sagimizda solumuzda mor kanatli çekirgeler ziplardi.
Simdiyse, hem köy seyreklestigi, hayvanlarin sayisi çok azaldigi, hem de onlar artik otlaga çikmadiklari için Sawa’nin dört bir yani türlü türlü çiçekler ve kenger, deve dikeni gibi kaktüsü andiran dikenli otlarla örtünmüs. Gevenler daha da çogalip yayilmis. Öyle ki zaman zaman yol almakta zorluk çektik, dolanarak gittik. Ilginçtir, bu kez çekirgelerle de karsilasmadik.
Yolu yariladigimizda sol yanda, Sawa’nin eteginde bir koyu andiran çukurluk Kêsling göründü ve üst bastaki kayaliklardan bir keklik sürüsü uçustu. Bu yamaçta su bulundugu için orasi ayni zamanda agaçlikti ve otlar henüz yemyesildi. Asagida Konkar Mezrasi ve güllerinin kokusuyla ünlü Pozî Gulan (Gül Tepesi) göründü.
Çiçeklerin, ilginç taslarin ve enginlerin resimlerini çekerek tirmanmaya devam ettik. Az sonra tepede idik.
Tepedeki tas kulübe yikilmis, taslari saga sola saçilmis. Ama burayi ziyaret edenlerin renkli ipler ve bezler baglayarak dilekte bulunduklari bodur agaçlar, çalilar öylece duruyor. Tam tepeye ise birkaç akasya agaci dikilmis ve onlar büyümüs, kocaman olmuslar. Bu agaçlarin gölgesinde ve esen yelin verdigi serinlikle terimizi kuruttuk.
Sawa’nin eteginde bizim köyden baska, güney kesiminde Konkar Mezrasi, bati yönünde Kavaktepe köyü, daha ilerde Germisi, kuzey yönünde Qurçîk ve Silk köyleri vardir. Dogu’ya dogru Mohundu, Silk Deresi’nin öte yaninda yükselen yamaçlarda ise mese ormanlariyla kapli Hiran köyleri
Sawa’nin tepesinden dörtbir yana görüs mesafesi oldukça genistir, yüzlerce kilometreye ulasir. Kuzeye ve batiya dogru 2500 metreyi asan Mazgirt siradaglari, bu dizide yükselen Düzgün Dagi; onlarin üstünden 3400 metreyi bulan Munzur-Mercan siradaglarinin zirveleri; kuzeydogu yönünde Kigi sinirinda 3000 metreyi bulan Sulb û Sutar daglari, güney yönünde Malatya ve Elazig’dan geçip Bingöl yöresine uzanan Güneydogu Toroslar; bati yönünde Yesil Baba’nin üzerinden belli belirsiz görünen Elazig ve Malatya daglari
Güneye dogru Çarsancak Ovasi, Keban Baraji’nin Peri irmagi boyunca uzanan kolu, ötede enginlerde Palu Ovasi, Dogu’ya dogru Karakoçan seçilir.
Bu haliyle Sawa, genis ve derin bir çanagin ortasina konik biçimde konmus gibidir.
Çocuklugumda buranin ziyaretçilerinden biri de kartallardi. Onlar buradaki kayaliklarda mi barinirlardi, bilmiyorum; ama tepenin üstünde yüksekten uçusup süzülür ve kurbanin atilmis barsaklari ve diger artiklari ile beslenirlerdi.
Bu kez kartallara da rastlamadik. Belki bu dagin eskisi kadar ziyaretçisi olmadigi, kurbanlar kesilmedigi için, belki de baska nedenlerle. Ama Mohundu tarafindan gelen ve bizim köyün karakolu üstünden uçan bir askeri helikopter, Sawa’nin eteklerinden geçerek batiya, Mazgirt tarafina dogru gitti, az sonra da dönüp ayni yolu izleyerek gözden kayboldu.
Helikopterdekiler bizi gördüler mi, bilmiyorum. Bir arkadasim Malatya yöresinde bu tür askeri helikopterlerin yaban keçilerinin bol oldugu bir dagda, onlari nisangah seçerek dagda yaban keçisi birakmadiklarini anlatmisti. Neyse ki bizi yaban keçisi ya da baska bir sey sanmadilar! Belki de dag gezimiz su ‘baris süreci’ne rastladigi için sansliydik
Devam edecek
Dengê Kurdistan