Kürtlerin Referandum Coskusu
25 Eylül tarihi yaklastikça, Dünyanin dört bir yaninda yasayan Kürtler arasinda da heyecan ve cosku artiyor. Diyaspora Kürtleri Avrupa’nin çesitli kentlerinde Referandum Festivalleri düzenliyorlar. Bu festivallere katilim da cidden doruklarda. Festival haberini alan her Kürt bulundugu yerde bir Kürt Bayragi eline alip festival alanlarina kosuyor.
Festival alanlari adeta panayir alanlari gibidir. Insanlar renga renk Kürt Milli kiyafetlerine ve bayragiyla donanmislar. Her keste bir bayram coskusu var. Insanlar bir birlerini sevinçle kucaklayip, Referandum kararini kutluyorlar. Ünlü Kürt ozanlari sesleri ve sanatlariyla bu festivalleri daha bir renklendirip, daha da costuruyorlar. Sanki 2017 yilinin ikinci yarisi tüm dünyada Kürtler için bayram ilan edilmistir seklinde bir hava vardir
Geçen iki yüzyil Kürtler için bir karabasan havasinda geçti. Kürtler bu iki yüzyil boyunca onlarca toplu katliama, sürgüne, ayrimciliga maruz kaldilar. Kendi ülkelerinde, mülteci veya yabanci muamelesi gördüler. Dersim katliaminin, Seyh Sait harekatindaki katliam, Istiklal Mahkemeleri, Zilan, Sason ve Agri katliamlarinin acilari Kürtlerin Hafizasindaki yerlerini taptaze koruyor .
Iran’da Simko Aga katliami, Çarçura Meydanindaki Idamlar ve hemen her gün Kürt siyasetçileri için kurulan dar agaçlari, insanim diyen her kesin tüylerini diken diken etmeye yetiyor. Hele tüm bunlar Kürt olmaktan dolayi Kürt insaninin basina gelince, varin Kürtlerin duygu dünyasini siz tahmin edin.
Güney Kürdistan’da Saddam’in Kürtlere uyguladigi katliam, soy kirim ve zulüm yeri gögü inletti. Enfaller ve Halepçe katliami tüm tazeligi ile Kürdün bilincinde duruyor.
Keza Rojeva’da Suriye hükümetlerinin Kürtlere uyguladigi zulüm unutulur gibi degildir. Suriye Hükümeti Kürtelerin ülkesel birligi kalmasin diye Arap kemeri kurdu. Bölgedeki Kürtleri Suriye’nin güneyine sürdü yerlerine Araplari yerlestirdi. Kürtlerin bir kismi nüfusa bile kaydedilmedi. Onlar yok gibiydiler ve hiçbir hakka sahip olamiyordular.
Kürtlerin binlerce yildan beri ana vatani olan Kürdistan 1639 Kasr-i Sirin anlasmasiyla ikiye, Lozan Antlasmasi ile dörde bölündü. Her bir Parçasi ayri bir devletin ( Türkiye-Iran, Irak ve Suriye) sinirlari içinde kaldi. Bu devletlerin hiç birinde Kürtlerin ulusal demokratik haklari taninmadi. Tam tersine bu devletler Kürtlere zulüm yapmakta birbirleri ile adeta yaristilar, bir birinin mezalimini örtbas ettiler. Yirmibirinci yüzyil esigindeki Halepçe katliamina karsi Dünya Kamuoyunda yeterli duyarlilik olusmasin diye elbirligi ile manipülasyon yaptilar. Kendi ülkelerindeki Kürtlerin komsu ülkede meydana gelen Kürt katliamina veya hukuksuzluklara tepki göstermemeleri için haberleri sansür ettiler…
Dört devletin ulusal güvenligi bir halkin haklariyla tehdit ediliyor!
Her hangi bir Kürdistan parçasindaki halkin özgürlesmesi bu dört devlet için ulusal güvenlik tehdidi olarak kabul ediliyor. 8.5 milyonluk Isviçre 26 kanton ( Federe Devlet ) ile idare oluyor, 50 milyon nüfuslu Kürtler dört devlet içinde bir eyalet, kanton veya federe devlet olamiyor. Irak Kürdistan Yerel Hükümeti 2003 yilinda Amerika’nin müdahalesiyle olustu. Olustu ama simdi de Merkezi Hükümet Anayasadan dogan haklarini vermiyor, anayasal yükümlülüklerini yerine getirmiyor, vs.
Iste tüm bu kosullar altinda Irak Kürdistan Bölgesel Hükümeti Bagimsizlik için Referandum karari almis. Ilk defa Kürtlerin Bagimsiz bir devleti olacak. O devlette baska bir millet Kürtler hakkinda karar vermeyecek, Kürt dili yasak olmayacak, insanlar Kürt olduklari için katliama, sürgüne, asimilasyona maruz kalmayacak, dahasi Kürtler bu devletin asli sahibi olup, her yerde Kürt Bayragi dalgalanacak, Kürt dili resmi dil olacak egitim Kürtçe olacaktir. Kürdün Makus talihi degisecek. Buna sevinmeyecek, buna cosmayacak, buna mutlu olmayacak tek bir Kürt dünya yüzünde bulunamaz.
Eger Kürtleri egemenlikleri altinda tutan devletler, Kürtlerin Ulusal demokratik haklarini tanimis olsalardi, Kürtleri Ötekilestirip, soykirima varan katliamlara maruz tutmasaydilar, sürgünlere göndermeseydiler, Kürtleri kendi ülkelerinde yabanci yada vatansiz muamelesine tabi tutmasaydilar bu bagimsizlik referandumu ne bu kadar ilginç ne de bu kadar çekici olacakti.
Çagimiz Insan Haklari ve Demokrasi çagidir. Insan haklarina saygi gösterip gelistirmeyen hiç bir ülkede devlet yada sistem güvenlik içinde degildir. Bir devlet ve sistemi ayakta tutan onun askeri ve ekonomik gücünden ziyade vatandaslarinin gönüllü sahiplenmesidir. Kürtlerin haklarini tanimayan devletlerin güvenlik kaygisi duymalari normaldir. Ama bunun sebebi Kürtler degil, hak tanimayan çag disi sistemleridir. Kürtleri gözetim altinda tutacaklarina, sistemlerini gözden geçirip insan haklarina uygun revize etmeleri güvenlik için yegane yoldur.
Kürtlerin iki yüzyil boyunca maruz kaldiklari kötü durumdan sonra, bagimsizlik referandumunu böylesi coskuyla karsilamalari, bunu sahiplenmeleri çok anlasilir bir durumdur. Bu durum Kürtler için karabasandan gözlerini gün isigina açmak gibidir. Kürtlerin kendi kaderleri konusunda iradelerini ortaya koymasini istemeyenlerin tutumu hiç de kabul edilebilir degildir. Her halk gibi Kürtler de kendi bagimsiz devletlerini kurma hakkina sahiptir. Her kes buna saygi duymalidir.29.08.2017
Av.Abdulmenaf KIRAN
HAK-PAR Gnl.Bsk.Yrd.
Abdulmenaf Kiran