Kürtlerin yeri MHP’li AKP Degildir!
Adalet ve Kalkinma Partisi 2002 yilinda Ilimli Islami çizgide, yüzü Avrupa Birligi’ne dönük, demokrat olma iddiasi ile kuruldu. Askeri vesayeti kaldiracagini, siyaseti sivillestirecegini, toplumun tüm kesimlerini kucaklayacagini, sosyal politikalar gelistirecegini, Kürt sorununu da demokrasi içinde çözecegini söylüyordu. Ülkeyi, demokrasi otobani yapacagini iddia ediyordu. Daha dogrusu kamuoyuna kendini bu sekilde tanitti
Bu vaadler karsisinda demokrasi güçleri, sosyal liberaller, hatta sosyalistler, komünistler bile heyecanlandi. Toplumun tüm kesimlerinden oy aldi. Toplumda AKP’ye yüksek bir güven duygusu gelisti. Iktidarinin ilk yillarinda Avrupa Birliginin de tesvik ediciligi ile ülkede bazi reformlar yapildi. Demokrasi ile Insan Haklari alaninda hizli bir sekilde yol alinmaya baslandi. Buna paralel ekonomi canlandi, enflasyon üç haneli rakamlardan tek haneli rakama kadar geriledi. Avrupa Birliginin telkin ve tavsiyeleri dogrultusunda açilim yapildikça ülkeye iyimser bir hava da yayildi.
Sayin Erdogan 2005 yilinda Diyarbakir’da ‘Kürt Sorunu da benim sorunumdur. Geçmiste Devlet de hata yapti. Geçmiste yapilan hatalari yok saymak büyük devletlere yakismaz.’ dedi. Bu söylem Kürtleri daha bir heyecanlandirdi. Muhafazakar ve liberal Kürtler AKP’yi kendi partileriymis gibi gördüler. Pek çok Kürtlügüne sahip çikan siyasetçi AKP’de siyaset yapmaya basladi. AKP bir Kürt partisi olmamakla beraber, Kürtlerden en büyük destegi alan partiydi. Hatta zaman zaman AKP yetkilileri ve pek çok Kürt de en büyük Kürt Partisinin AKP oldugunu söylüyorlardi.
PKK’nin siddetini mahkum eden Kürtler pek çok zaman AKP’yi kendilerine siginak olarak gördüler. 2013 yilinda PKK ile baslatilan çözüm sürecine tüm Kürtler destek verdi. Bu süreç boyunca PKK’nin çözüm süreci ruhuna aykiri tüm tutum ve davranislari neredeyse Kürtlerin ittifakiyla kinandi, itiraza ugradi. Hendek savasi olarak bilinen ve silahli militanlarin sehirlere inmesine Kürtler destek vermedi, tam tersine bu çatisma sürecinde hükümetin yaninda yer aldi. Kürt Halkinda AKP ve Erdogan’in Kürt sorununu çözecegi hususunda bir inanç olusmustu. Bu inancin olusmasinda AKP ve Erdogan tarafindan atilan bazi adimlar etkili olmustu: TRT KÜRDI’nin açilmasi, Kürtçenin okullarda seçimlik ders olarak kabul edilmesi, bazi üniversitelerde Kürt Dili ve Edebiyati bölümlerinin açilmasi, Sivan Perver ve Kürdistan Bölgesel Yönetimi Baskani Sayin Mesut BARZAN’nin, Sayin ERDOGAN tarafinda Diyarbakir’da halkla bulusturulmasi, Kürdistan Bölgesel Hükümetinin Baskan ve Basbakaninin Türkiye ziyaretinde resmi protokolle karsilanip, Kürdistan Bayraginin da Türk Bayragi yaninda göndere çekilmesi. Kürdistan Bölgesi ile ekonomik ve sosyal iliskilerin gelistirilmesi biz Kürtleri umutlandirdi
Kürtler de AKP’nin yukarida sayili olumlu tutumlarini hep ödüllendirdiler. Her seçimde Kürtler oylarini AKP’den esirgemediler. CHP ve MHP Kürtler arasinda tamamen silinmis iken AKP en büyük Kürt Partisi oldu. 15 Temmuz darbe girisimine karsi Kürtler de sivil hükümet yaninda yerlerini aldilar. Federe Kürdistan Bölgesel Hükümeti Feto okullarini ilk kapatan yabanci ülke oldu. Feto ile mücadelede AKP hükümeti yaninda yer aldi. Sayin Mesut BARZANI’nin AKP ve ERDOGAN’a müspet bakisi olmasaydi 16 Nisan Referandumunda ”HAYIR” çikabilirdi. Barzanici Kürtler genelde referandumda ”EVET” oyu kullandilar.
15 Temmuz darbe girisiminden önce Devlet BAHÇELI MHP iç muhalefeti tarafindan iyice köseye sikistirilmisti. Muhalefet tarafindan yargi karariyla Büyük Kongre günü bile belirlenmisti. Basarisiz darbe girisimi Devlet BAHÇELI için de adeta kurtulus oldu. Bahçeli ERDOGAN’nin baskanlik heves ve zaafiyetini biliyordu. Bahçeli, kendisini de kurtarmak için AKP’ye ‘baskanlik anayasa degisikligini getir, destekleyecegim’ dedi. Sonuçta asla demokratik olmayan ve güçler birligini getiren anayasa degisikligi MHP’nin de destegi ile yasalasti.
MHP’nin Kürt politikasi herkesin malumudur. Ret ve inkar politikasidir. Her kosulda Kürtlerle mücadele etmektir. Kürtlerin her türlü hak talebini bölücülük olarak telaki eden, her türlü Kürt kazanimini ulusal güvenlige tehdit olarak algilayan bir siyasal anlayistan bahsediyoruz…
Iste Adalet ve Kalkinma Partisi referandumda aldigi destek ve 2019 Cumhurbaskanligi seçiminde de bu destegi korumak için, Kürt siyasetini MHP ile esitledi. Artik AKP de MHP’nin gözüyle Kürtlere bakiyor. AKP hiçbir vefa duygusu tasimadan Kürtlere karsi Iran, Irak ve Suriye ile cephe kuruyor. Hem Güney Kürdistan kazanimlarini geri götürmek, hem de Suriye’deki Kürtlerin kazanimlarini bertaraf etmek için kollari sivamistir. Kendisine oy vermis, gönül baglamis milyonlarca Kürdün hissiyati AKP’nin ve sayin Erdogan’in umurunda degildir. Daha bir sene önce ‘kalitemde degilsin, emsalim degilsin, sen kimsin ki bana kafa tutuyorsun’ denilen IBADI bu gün Kürtlere karsi , ‘kardesim’ diye agirlaniyor. Artik MHP, AKP’nin Kürt siyasetini tayin ediyor. MHP’li AKP’de Kürtlerin ne yeri var ne de hiç bir hakki. Kürtler için de AKP ile yollari ayirmanin zamani gelip çatti. MHP’li AKP’de Kürtlerin yeri yoktur.
25.10.2017
Av.Abdulmenaf KIRAN
HAK-PAR Gnl.Bsk.Yrd.
Abdulmenaf Kiran