Kürt’ün yüregine zerk edilen aci
Simdi mutlu musun?
Dersini verdin, boyun egdirdin mi Kürt’e?
Teni esmer, dili kirik diye bir kösede kistirarak Türk’ün gücünü göstermis olmaktan memnun musun?
Çirilçiplak soyup, tekmelerle, sopalarla linç ederek yüzüne tükürdün mü?
Diz çöktürüp yola getirmek suretiyle kutsalini öptürdün mü?
Öfkeni dindirmis, rahatlamis olmalisin simdi.
Milli duygularinin esliginde bir güzel oksanmis olmali gururun.
Ülkeyi bölünmekten kil payi kurtarip atalarin gibi hasmetli hissediyor musun kendini?
Belki, damarlarinda akan kanin kudretinin simdi daha da farkindasin.
Halbuki daha önce defalarca haddini bildirmistin ona sen.
1915’lerde baslamistin ise. Esit olmamayi makul, çoklugu degersiz, tek olmayi büyüklük olarak görmüstün.
Ya ölüm düsmüstü Ermeni’nin payina, ya göçertme, ya sürgün. Tarihin utanç dolu belleginden, izlerini bile özenle silmeye çalismistin.
Adlariysa hep küfürle esdegerdi artik senin için.
Ya ecnebiydi adi ya da karaborsaci Yahudi
1925’de ilkel bir vahsiydi o. Medenilestirip islah etmeye kalkismistin.
1938’lerde ise dagliya, çapulcuya, eskiyaya çikartmistin adini. Köylerini basip, yüksek daglara, vadilere püskürtmüstün onu.
Eline geçtiginde ya kursuna dizmis, ya da masraf olmasin diye odunlarla, dipçiklerle kafasini ezerek öldürmüstün.
Kaya kovuklarinda kistirmak, magaralarda fareler gibi zehirlemek yine senin eserindi.
Kaçtiginda belki kurtulmustu, yakaladiginda zincire, prangaya vurmustun onu.
1956, 6/7 Eylül’ünde nüfus kütügünde gayrimüslim ya da dönme diye geçiyordu. Gazetelerde ya ecnebiydi adi, ya da karaborsaci Yahudi. Ya toplama kamplarina mahkûm ettin onu, ya da kendi yurdundan sürgün.
1990’larda hala bir yabanciydi. Binlerce köyünü yakmis, ocagini, yurdunu söndürmüstün.
2007 Ocak’inda hala fazlalikti. Bir güvercin ürkekligindeydi tipki. Sokak ortasinda ensesinden vurmus, biraz daha azaltmistin sayisini.
* * *
Simdi ben.
Sade bir yurttasken…
Bütün bunlari düsünüyorken;
Peki ya sen!
Evet, eger sen!
Eger devletsen…
Bu topraklardaki bütün insanlarin devletiysen…
Gerçekten samimiysen
Tenine, rengine, diline, kimligine bakmadan insanlara esit uzaklikta oldugunu iddia ediyorsan;
32 Kürt yurttasi, 1943 Temmuz’unda bir general komutasinda kursuna diziyor, katilin adini hanlara, kislalara verip ödüllendiriyorsan…
33 aydin Sivas’ta güpegündüz yakiliyor, faillerini sakliyorsan
34 Kürt çocugunu Roboski’de bombalarla parçalara ayiriyor, tek bir sorumluyu dahi yargiya teslim etmiyorsan…
Suruç’ta 34 gencin, Kobanili çocuklara oyuncak götürürken katledilmesine göz yumuyorsan
Ve hala yazmiyorsa tarih kitaplari bunca suçun adini;
Aydini, yazari, gazetecisi, bilim insani; yüzlerce faili meçhul cinayeti on yillardir aydinlatmiyorsan
Ortaya çikarmiyorsan Madimak’in faillerini…
Amiri, memuru, suç ortagi, yardakçisi belliyken; keza ihbarcisi, muhbiri, emir vereni ve alani ortadayken; Hrant’in katillerini yakalamiyorsan…
Gezi’de insanlarin gözlerini oyup, canlarini alan katillerin pesine düsmüyorsan,
Ali Ismail Korkmaz’i, Ethem Sarisülük’ü pervasizca öldürtüyor, katilini serbest birakiyorsan;
1 Mayis 77’nin, Çorum’un, Sivas’in, Maras’in faillerini bulmuyorsan; 1991’de Diyarbakir’in, 1992 Cizre’nin, 1993’de Digor’un, Lice’nin katliamlarini aydinlatmiyorsan
2015’in Eylül’ünde Cizre’yi agir silahlarla kusatiyor, günlerce atese, baruta boguyor, bir türlü kana doymuyorsan
Senin hilelerinle çogaliyor bu karanlik
Her gün, dagda veya sehirde, onlarca yurttasin ölmesine aldirmiyorsan
Eli palali, agzi salyali güruhlar linç etmek üzere insan avina çikiyor, evleri yakiyor, binalari yagmaliyorken suçüstü yapmiyorsan
Yillardir beslenerek büyümüs nefret, sokaklarda ölüme, yikima neden oluyor ve sen faillere en agir cezayi vermiyorsan
Sokaklarda senin zulmünle, siddetinle her yastan çocuklar ölüyor, hiç birinin failini bulmuyorsan
Ve hala bir türlü vicdana gelip geçmisinle yüzlesmiyor, yanlislarindan dersler çikarmiyorsan
En muktedir olaniniz ‘affedersiniz’ diye ötekine hakaretler ediyorsa…
Anayasa profesörünüz, ‘öldüklerinde açip bakin, hepsi Ermeni’dir’ diye kendi gibi olmayani hor görüyorsa…
Cizre’deki kolluk kuvvetleriniz ‘Ermeni piçleri’ diye anonslar yapiyorsa
Türk’ün dilinde büyüyen nefret Kürt’ün yüregini yakip zehir oluyorsa…
Iste o zaman durup da düsünmek gerekir.
Üstelik bir degil, bin defa düsünmek gerekir:
Gücün, iktidarin, yasalarin mutlak hâkimi devlet!
O zaman, kusura bakma, suçlu sensin demektir!
Senin hilelerinle çogaliyor bu karanlik, senin elinle büyüyor demektir bu bozuk düzen.
Ben baska bir sey anlamam.
Katilleri koruyan, kollayan, aklayan sensin!
Senden olmayana, ötekine beslenen bu linç kültürü senin eserin demektir.
Bu yüzden ne kadar cebberrutsan, o kadar suçlusun!
Iste bu yüzden, Mugla’nin Seydikimer beldesindeki o resimden, Kürt’ün yüregine zerk edilen aci, benim de yüregime zerk edilmis demektir.
Yalnizca benim degil, o resme bakan her insanin vicdanina zerk edilmis demektir.
Bir Baris Annesi diyor ki:
‘Biktim artik baris demekten, ya bu ülkeye baris gelsin, ya da sonuna kadar savasalim!’
Iste, yazik ki gelinen nokta bu!
* * *
Baris!
Halkin elindeki o büyük silah.
O bile insanlarin ellerinden, böylece koparilip aliniyorsa
Dillerde en çok tekrarlanan bu ince, bu latif, bu kutsal sözcügün karsiligi, sokaklarda hala asagilanmaya, küfüre, linçe dönüsüyorsa..
Belki de, is isten geçmis demektir.
O halde yok yere kendimizi kandirmayalim.
Birakalim barisi, kardesligi bir yana.
Bu ülke çoktan bölünmüs demektir!
——————————————–
Kaynak: T 24
Yusuf Nazim