Magduriyetler iç güvenligi zedeler
Iki ayi askin bir zamandir ülke Olaganüstü Hal ile idare ediliyor. Bu süre zarfinda çikarilan KHK’ler ile on binlerce kamu görevlisinin görevine son verildi, binlercesi açiga alindi. Pek çok kisinin pasaportu iptal edildi. Kimi gerçek ve tüzel kisinin malvarligina kül olarak el konuldu. Yine ticari imtiyazlar, iptal edildi. vs
Hukukun evrensel ilke ve kurallari insanligin binlerce yillik deneyiminden süzülerek gelmistir. Bunlarin dogruluk ve gerekliligi deneyimlerle kanitlanmistir. Bu evrensel degerlerin disina çikilirsa zarari da görülür.
On Bes Temmuz darbe girisimi, elbette ki ülkede olagan üstü durum yaratti. Bu darbe girisiminin failleri, onlari dogrudan destekleyenler veya dolayli olarak destek sunanlar hukuk içinde cezalandirilmalidir. Keza devlet bu darbeci unsurlardan da temizlenmelidir. Fakat bu darbe girisiminden bihaber, destek vermemis, katki sunmamis, hatta tasvip etmemis insanlar cezalandirilmamalidir.
Gerek resmi açiklamalar, gerekse kitle iletisim araçlarindan ögrendigimiz ve bildigimiz kadariyla darbe girisimi Feto Terör örgütü tarafindan gerçeklestirildi. 17-25 aralik 2013 tarihine kadar Feto’nun bir terör örgütü oldugu konusunda ne resmi ne de gayri resmi tespit veya düzenleme yoktur. Bu tarihe kadar, bu örgüt mensuplari kamuda tercihen istihdam edilmislerdir. Devlet bürokrasisinin en tepelerine kadar tirmanmislar. Öyle ki bir ahtapotun kollari gibi adeta devletin tüm kurumlarini çevrelemislerdir. Kamusal alanda yüksek itibar edinmis, tüm imtiyazlari yandaslarina tahsis etmisler. Binlerce özel okul, kurs, dershane ve üniversiteye sahip olmuslar. Sahip olmus olduklari maddi ve manevi imkanlar ile toplumda hafife alinmayacak ölçüde destek bulmuslardir. Yandaslarinin bir kisminda, devletin bu örgütün elinde oldugu veya bu örgütün arkasinda devlet oldugu algisi yerlesmistir. Bu algiyi yikmak elbette ki gereklidir. Fakat bunu yaparken bu isten haberi olmayan, masum insanlar da magdur edilmemelidir.
Cezalarin sahsiligi ilkesi, evrensel hukuk kurallarindan biridir. Bu fiili isleyenlerin yakinlari ve akrabalari suça istiraki olmadan cezalandirilamaz. Aksi taktirde haksiz magduriyetler olusur.
Fiil ile ceza arasinda da bir oranti olmasi gerekiyor. Bu darbeyi planlayip, bu plani dogrudan uygulayanlar ile yardimci olanlar, ya da tasvip edenler, ayni ceza ile cezalandirilamazlar. Orantisiz cezalar da magduriyetler yaratir.
Yine genel müsadere, çagdas hukukun kabul etmedigi bir müeyyidedir. Bir zanlinin tüm mal varligina el konulmasi genel müsadere sonucunu dogurur. Bu hem orantisiz bir ceza olur hem de fiille alakasi olmayan fail yakinlarini da magdur eder. Bunun yerine darbecilerin malvarligina tedbir konulup, yargilama sonunda suçtan elde edilen mallar müsadere edilip, varsa adli para cezalari da bu malvarligindan tahsil edildikten sonra, kalan kisimlar üzerindeki tedbirlerin kaldirilmasini saglayacak düzenlemeler yapmak, hem daha hakkaniyetli olur hem de amaca elverisli olur, magduriyetleri de önlemis olur.
Son olarak sinirsiz determinizm adaleti saglamaz tam tersine adaletsizlik kaynagi olur. Fiil ve fail sinirlandirilmadan saglikli yargilama olmaz. Her olayda kuskusuz sebep sonuç iliskisi arastirilir. Fakat hiçbir sonuç, sinirsiz sebeplere baglanamaz.
Kanun önünde esitlik ilkesi, evrensel bir hukuk kuralidir. Hiçbir kisi, grup, zümre, sinif veya düsünce kanun önünde imtiyaz sahibi olamaz. Kamu hizmetine girmek her vatandasin hakkidir. Kamu hizmetine kabulde liyakat ve ehliyet disinda hiçbir sey aranmamalidir. Kamu hizmetini hukuka uygun ve layikiyla yerine getiren kamu görevlileri fikir, inanç ve düsüncesinden dolayi görevden atilmamalidir. Ayni sekilde fikir, düsünce, inanç ve etnik köken kamu hizmetine alinmada tercih sebebi sayilmamalidir.
Isleyen çagdas demokrasinin vazgeçilmez unsurlarindan biri de, dernek, sendika, meslek odalari ve vakiflarin serbest faaliyetidir. Sendikaya üye olmak ve sendikal faaliyetten dolayi insanlar cezalandirilamazlar. Binlerce Egitim Sen’linin sendikal faaliyetleri nedeniyle açiga alinmasi yeni bir magduriyete neden olmustur.
Dünyanin her yerinde magduriyetler, karsi koymalara, yer alti örgütlenmelerine yol açar. Bu ise iç güvenlik için tehdit olusturur. Devlet suç isleyen yurttasinin da hakkini korumak zorundadir. Yoksa hukuk devleti olamaz. Adaletsizlik tahrik edicidir. Adaletsizlik güvenlik saglamaz, güvenligi riske sokar.
25.09.2016
Av.Abdulmenaf KIRAN
HAK-PAR Gnl.Bsk.Yrd.
Abdulmenaf Kiran