Medya kadinlar ve FeminKurd
Günümüzde, yasam deneyimlerimizi birbirimize aktardigimiz yüzyüze iletisimin yerini türlü iletisim araçlari aldi.
Kadinlar diger bir çok alanda oldugu gibi iletisim araçlari açisindan da bir takim girift sorunlarla karsilasti. Kadinlarin, farkli cografyalardan, siniflardan, katmanlardan ve uluslardan gelmeleri, sorunlarinin çoklugunu ve farkliligini yaratsa da ‘bilgiye ulasma, tecrübelerini aktarma, paylasma’ ihtiyaçlarini gidermede ortak bir karsit blokajla karsilasti.
Teknolojinin yükselisiyle icad edilmis iletisim araçlari, kadinlarin ‘haberdar olmasina, deneyim paylasimina’ yeterince zemin saglayamamis, bilginin kadinlar içinde dolasimina hakkiyla aracilik etmemistir.
Kanimca bunun bas müsebbiplerinden biri bu araçlarin ‘ticari’ amaçlarla vücut bulmasi iken bir diger önemli nedeni de yeni toplumsal hareketler içinde itibarli bir ‘güce’ sahip olan feminist/kadin hareketini baski altina alma ve bilimsel bilginin üretilme, yayginlasma kosullarina ‘kasitli’ müdahale azmidir(!).
Geçmis yillarda iletisimin önemli araçlarindan olan kitap, dergi, gazete gibi üretimler karli bir girisim olarak algilanmazken, kadinlara yönelik üretim daha çok duygular bazli, romantik, ev içi hayat odakli, edebi niteligi tartismali yazindan ibaretti.
Bu gün de benzer bir döngü içinde; kadin deneyimlerinin yayginlastirildigi bir numarali yazin materyalleri, görsel, sanatsal tüm ürünleri ulusal yayincilik sebekelerinin ve dagitim zincirlerinin disina itilmektedir. Iletisim araçlarindaki kadina bakis, magazinlestirilmis, tek tiplestirilmis, popüler, orta sinif kadinlik kurgusunun yüceltildigi ürünlerin öne çikarilmasindan ibaret kalmaktadir.
Feminist hareket ya da kadin hareketlerinin politik gündemlerinin ‘bile isteye’ yayginlastirilmasinin engellenmesinde ortak bir kaygi görülmektedir. O da sudur: Kadin çikarlari, büyük medya guruplarinin ve dolayisiyla egemen kesimlerin çikarlariyla çeliski halindedir!
Iletisim araçlarinin en yaygin olanlarindan medyanin durumu daha iç açici degildir. Hatta medya; toplumsal güç iliskilerini yansitan potansiyeli, siyasal, sosyal, kültürel dinamikleri etkileyebilme, dönüstürebilme gücü, toplumsal iliskileri yeniden üretme ve dolasima sokma islevi ile projeksiyonlari üstüne çekme önceligine bile sahiptir. Aslinda hem müdahaleyi hem de sorgulanmayi en çok bu alan hak etmektedir!
Reel yasamda medya, kadinlarin esitsiz konumlarinin yeniden üretilip pazarlandigi en parlak zemindir. Ne yazik ki egemen cinsiyetçi bakis açisinin pekistirildigi, kadinlik rollerine iliskin cinsiyetçi kodlarin statiklestirildigi, geleneksel yasam biçimleriyle çerçevelendirilerek popüler kadinlik imgelerinin türetildigi bu alan, en sorunlu alanlardan biridir.
Medyanin erkek egemen deger yargilariyla donanmis cinsiyet körü bakis açisi, kadini cinsel meta olarak odagina koymasi, okuru sadece tüketici bir nesne olarak kabul eden kapitalist özü, eril çalisma kosullari, bu alanda kadin temsiliyetinin en alt düzeylerde olmasi, yönetici kadrolarinin ezici çogunlugunun erkekler tarafindan isgal edilmesi, kadin çalisanlara ‘cam tavan’ uygulamasi kadinlarin kabul edip kaniksayabilecegi olgular degildir.
Bu baglamda medyaya ‘kadin müdahalesi’ kaçinilmaz bir ihtiyaçtir. Medyada hakim siyasalarin alasagi edilmesi, cinsiyet ayrimciliginin desifre edilmesi, kadin bakis açisinin üretilmesi, kadinlar arasindaki iletisimin güçlendirilmesi, kadin insiyatifine uygulanan blokajin kirilmasi açisindan alternatif kadin medyalarini örgütlemek hayati degerdedir. Ancak bu yönlü bir müdahale, yasamin kadinlar aleyhine her an yeniden örülmesinin önüne set olabilecektir.
Umut verici olan sudur: Cinsiyet esitligini merkezine alan; kar amaci gütmeyen, alternatif yayincilik anlayisina sadik; okur/yazar, izleyen/yapimci ikiligini ortadan kaldiran; iktidara, hiyerarsiye pirim vermeyen; ulusal yayin sebekelerinin disinda kalarak bu mekanizmalari ciddi elestiri süzgeçlerinden geçiren; feminist/kadin hareketlerinin politik gündemlerini yayginlastiran feminist/kadin yayinciligi git gide daha görünür olmaktadir.
Bu halkalardan biri de FeminKurd’tür.
FeminKurd, kadinlarin medyada görünür olmasinin önüne barikatlar kuran cinsiyet esitsizligine dayali, eril merkezli medyaya karsi durus ihtiyaciyla dogdu.
O, cinsler arasinda, kadin aleyhine olan tarihi esitsizlige itiraz eden, eril kültürün uygun gördügü ve izin verdigi olanaklarin gölgesine siginmayi kabul etmeyen kolektif bir bilinçtir.
Kadinlarin basrolde oldugu, kendi senaryolarini yazdigi, kendi repliklerini okudugu, kendi yasam alanini yarattigi küçük ama anlami büyük bir adimdir.
Tarihsel rolünü oynamak için, gerici/baskici patriyarkal sistemi red eden, esitligini ‘asla’ tartisma konusu etmeyen, medya alaninda hayatin yeniden üretimine kadin lehine bir müdahaledir.
Erkek egemenlikli, erkek kafali, erkek refleksli, erkek duygulu ‘eril’ medyada kadina biçilen edilgen, silik, evcil role karsi durustur.
Toplumsal hayatin kadin lehine yeniden üretimine katki sunmak, kadin dayanismasinin aglarina dahil etmek adina, özelde Kürt kadininin, genelde tüm Türkiye’li kadinlarin FeminKurd’ü sahiplenmesi elzem bir ihtiyaçtir.
Hamiyet Çelebi