Makale

Meger 28 Subat da Kumpasmis…

Haftanin olaylarindan bir potpuri yapsaydim herhalde çok sesli bir ezgi olusurdu.

Kibris’taki baris yürüyüsü, otomotiv sektöründe sömürülen isçilerin sari sendika isyani umutlu gelismelerdi…

Edirne’de baraj insaatinda, taseron firmanin alt taseronu isçinin ölümü pek kimsenin umuru olmadi ama yürek yakan bir olaydi.

Piyasalari etkileyen Konda Anketi, New York Times’in realist bir kara kalemle çizdigi ürkütücü analiz ciddi izler birakti arkasinda.

Bunlara dünyayi da ekleyebilirdiniz: Tutucu Katolik Irlanda’nin, escinsel evlilikleri referandumla kabul eden ilk ülke olmasi, Polonya seçimleri, ABD’nin 12 eylül sonrasi çikarttigi ‘Yurtseverlik Yasasi’nin’ Senato tarafindan uzatilmamasi, içine kapanan Türkiye’nin katilmadigi Eurovision Sarki Yarismasi…

xxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxx

Hepsini not ettim ama en çok 28 Subat ile ilgili gelismeye hayret ettim…

Cumartesi gününün en çarpici haberlerinden birisi, 28 Subat Davasi ile ilgiliydi.

Davanin tek delili sayilan CD5’in adli bilisim uzmani tarafindan yapilan incelemesinde, ‘yasa, yönetmelik ve uluslararasi standartlara aykiri olarak ve hukuki delil niteligi olusturacak sekilde elde edilmedigi gibi içindeki dosyalarin da o tarihte kullanilmayan Microsoft Office sürümü ile olusturdugu’ belirtilmekteydi…

Yani deliller sahte, olay ‘kumpasti’.

Belgeler, ‘o tarihte kullanilmayan Microsoft Office sürümü ile olusturulmustu’.

’28 Subat Darbecileri’ denilerek ‘masum’ generallere iftira atilmisti.

28 Subat Darbesi diye bir sey yoktu.

Balyoz’dan sonra 28 Subat’in da ‘sahte delillere’ dayanan bir kumpas oldugu ortaya çikarilmisti.

xxxxxxxxxxxxxxxxxxx

Hatirlayacaksiniz, 28 Subat Davasi, 28 Subat sürecinde, ‘Türkiye Cumhuriyeti Hükümetini cebren devirmeye, düsürmeye istirak’la suçlanan 103 sanik hakkinda açilan davaydi.

Dava, Ankara 13. Agir Ceza Mahkemesi’nde görülmekteydi.

Saniklar ilk defa 2 Eylül 2013’te hâkim karsisina çikti. Davada 76’si tutuklu, toplam 103 sanik vardi.

Davanin saniklari arasinda bulunan Genelkurmay Baskani eski Ismail Hakki Karadayi saglik sorunlari oldugu için durusmaya katilmamisti.

76 tutuklu sanikla baslanan davada 19 Aralik 2013 tarihinde ‘tutuklu süreleri göz önüne alinarak ve delilleri karartma süphesinin ortada kalkmasi’ sebebiyle adli kontrol sartiyla tahliye karari verilmis ve emekli Orgeneral

Çevik Bir, emekli Orgeneral Çetin Dogan, emekli Tümgeneral Erol Özkasnak, emekli Tümgeneral Kenan Deniz ve Tuggeneral Idris Koralp tutuksuz yargilanmak üzere serbest birakilmisti. Böylece Balyoz Plani Davasi’ndan hüküm giyen emekli Orgeneral Çetin Dogan disinda tutuklu sanik kalmamisti.

Simdi de delillerin sahte oldugu iddia ediliyordu.

xxxxxxxx

28 Subat 1997’de yapilan Milli Güvenlik Kurulu toplantisi sonucu açiklanan kararlarla baslayan, ordu ve bürokrasi merkezli o korkunç süreci yasadigimiz demek ki yalandi…

Türkiye siyasi tarihine geçen kararlar ve bu kararlarin uygulanmasi sirasinda Türkiye’de siyasi, idari, hukuki ve toplumsal alanlarda yasanan gelismeler de palavraydi…

Yasananlarin, post-modern darbe olarak adlandirilmasi da bir masaldi…

Çünkü CD5’in sahte oldugu iddia ediliyordu…

Delilin sahte oldugu iddia edilince, yasananlar da yalan mi oluyordu?

xxxxxxxxxxxxxxxxxxx

Tabii ki yasananlar yalan olmuyordu ama tüm darbeleri ve darbeciligi kendi 17-25 Aralik sürecine kalkan yapmak isteyen bir siyasal iktidar var karsimizda.

Kendi hirsizligini aklayabilmek için bütün darbelerin de aslinda var olmadigini kanitlamaya ugrasiyor.

Türkiye ilk kez böylesine bir ‘hirsiz-darbeci aski’ yasamakta…

Tutkunun boyutlarina bakin ki ‘muhafazakârlari’ daha çok hirpaladigi için siyasal iktidarin tüm diger darbelerden ayirarak neredeyse tek darbe sayacagi 28 Subat’i bile inkâr eder hale geldiler sonunda.

Milli Güvenlik Kurulu’nun, Kirmizi Kitap’in aynen devam etmesine ragmen en çok ‘askeri vesayeti’ geriletmekle övünen AKP, ‘hirsizlik, yolsuzluk ve rüsvet’ sarmalina girince bu övüncünden de vazgeçti…

‘Sözde Müslümanlik’ ne hazin bir zavallilikmis meger…

xxxxxxxxxxxxxxxxxxxx

Günümüzde hirsizlari yakalayanlara ‘paralel’ deniyor.

Simdi AKP’nin, 28 Subat 1997 darbesini de ‘paralelcilere’ baglamasini bekliyorum…

‘Sahte belgelerle milli ordumuza kumpas kuran paralelciler, 28 Subat’ta darbe yapildigini iddia ederek…’ diye baslayan bir açiklama bekliyorum dogrusu iktidardan.

Aklamadiklari bir 28 Subat kalmisti.

Simdi onu da akliyorlar.

xxxxxxxxxxxxxxxxxx

Neymis?

28 Subat yalanmis… Belgeler sahteymis… ‘belgeler, o tarihte kullanilmayan Microsoft Office sürümü ile olusturulmus.’

Hem Müslümanim, hem anti-militaristim deyip hirsizlik yaparsan sonunda bütün darbeleri aklayan bir çamasir makinesine dönersin böyle.

28 Subat’i bile inkâr eder duruma düsersin…

‘Yeni Türkiye’de’ gelinen nokta, darbeciyle hirsizin aski…

Bu iktidar böyle giderse, sonunda 12 Eylül’ün ‘sahte belgelerini’ bulup onu da aklayacak.

Siyasi iktidarin mottosu artik iyice netlesiyor:

‘Mesele hirsizliksa, darbeler teferruattir’.

Mahkemeden kaçan hirsizlarin ilk isi de ittifak kurduklari darbecilerin aslinda darbe yapmadigini kanitlamaktir.

———————————————

26 Mayis

Mehmet Altan

Back to top button